Yazar: Oğuz MÜLAYİM*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Sigortalılara
prim ödeme gün sayılarının tamamlanması amacı ile tanınmış haklardan
bir tanesi de, durumlarına göre yurt dışında yaşadıkları veya
çalıştıkları süreleri borçlanabilme imkânıdır. 3201 sayılı “Yurt
Dışında Çalışan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin
Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun”
ile Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen sürelerinin borçlanma
yoluyla sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi amaçlanmıştır.
Bu Kanun’a göre sigortalılar cinsiyetlerine göre yurt dışında
bulundukları veya çalıştıkları süreleri borçlanmak sureti ile
kazanabilir ve bu şekilde yaşlılık aylığın hak kazanabilirler. Ancak
yurt dışı borçlanması yapmak sureti ile prim ödeme gün sayısını
tamamlamış olan sigortalıların ayrıca bir kısım şartları da yerine
getirmesi gerekmektedir. Söz konusu şartlar ana başlıklar altında; yurda
kesin dönüş yapmak, borcun tamamını ödemek, sosyal güvenlik kanunlarına
göre aylığa hak kazanmak ve Kurum’a yazılı başvuruda bulunmak şeklinde
sayılabilir. Bu çalışmada söz konusu şartlardan yalnızca “yurda kesin dönüş yapma” şartı ve bu şartın hangi hususları kapsadığı konusu tartışılacaktır.
II- SİGORTALININ YURDA KESİN DÖNÜŞ YAPMA ŞARTI
Kendisine
aylık bağlanacak olan ve prim ödeme gün sayısının tamamını veya en
azından bir kısmını yurt dışı borçlanması yapmak sureti ile tamamlamış
sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanmasının temel şartı; sigortalının
yurda kesin dönüş yapmasıdır. Ancak yurda kesin dönüş şartı,
sigortalının temelli olarak yurda dönmesini değil, bir kısım koşulları
yerine getirmesini ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. 3201
sayılı Kanun ve bu Kanun’un uygulama usul ve esaslarını düzenleyen “Yurt Dışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik”te bazı kavramlar tanımlanmıştır. Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesine göre “kesin dönüş”
ibaresi, aylık tahsis talebinde bulunanların yurt dışındaki
çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da
sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade etmektedir. Bu tanımda
geçen “sosyal sigorta ödeneği” deyiminden,
çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek
hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya
işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerin anlaşılması
gerekmektedir. “Sosyal yardım ödeneği”
ibaresi ise, bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak
hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini
sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak
üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları
tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına
bağlı nakdi yardımlar anlamını taşımaktadır.
Bu
bağlamda Kanun’a göre yurt dışı sürelerini borçlananlara aylık
bağlanmasında, öncelikle yurt dışındaki çalışmaları ve varsa ikamete
dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneklerinin sona ermesi
şartı aranacaktır. Kesin dönüş ifadesi ise hiçbir şekilde mutlak anlamda
yurt dışında bulunduğu ülkeden Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurt
dışına çıkış yapmama şeklinde değerlendirilmeyecektir. Doğal olarak bu
değerlendirmeye göre aylığın başlangıç tarihi itibariyle yurt dışında
çalışmalarını sürdürdüğü veya yukarıda açıklandığı şekilde ikamete
dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya devam ettiği
tespit edilen sigortalılara aylık bağlanmayacaktır. Yani; yurt dışında
fiilen çalışanlar ile çalışmamakla birlikte yalnızca o ülke sınırları
içerisinde ikamet etmesi sebebi ile sosyal sigorta veya sosyal yardım
alan kişilerin ülkemizde yurt dışı borçlanmasına dayalı bir aylık
kazanabilmesi mümkün olmayacaktır.
Ancak
burada dikkat edilmesi gerekli olan husus şudur ki; aylığa hak
kazanılmasına engel teşkil eden sosyal sigorta ve sosyal yardım
ödeneklerinin ortak özelliğinin, ikamete dayalı olmasıdır. Diğer bir
tabirle ilgilinin ikametini Türkiye’ye nakletmesi ile kesilen ödenekler
var ise sigortalıya aylık bağlanması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle,
ikamet şartına bağlı olmayan bu nitelikteki sosyal sigorta ya da sosyal
yardım ödeneği alanlara diğer şartların tamam olması halinde aylık
bağlanabilecektir.
Bu
konuda dikkat edilmesi gerekli olan bir diğer husus ise eşlerin
birlikte değerlendirmeye alınacağı durumudur. Yönetmeliğin 14.
maddesinin yedinci fıkrasında “Bu Yönetmeliğin
uygulamasında, evli ya da birlikte yaşayan çiftler için ödenen sosyal
yardımlar her iki eş içinde ödeniyor gibi kabul edilir.” hükmü
ile sosyal yardım kavramı genişletilmiş ve yurt dışında borçlanma
kapsamında süreleri bulunanların eşlerinin sosyal yardım niteliğinde
ödenek alması durumunda, yurda “kesin dönüş” şartı gerçekleşmemiş kabul edilerek, bu durumda olanlara malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmayacaktır.
Son
olarak kesin dönüş şartının tespitinde sosyal sigorta kurumları
tarafından sosyal sigorta ödeneklerine ilave olarak ya da sigorta
ödeneği olarak ödenen prim karşılığı olmayan ödenekler, sosyal yardım
kapsamında değerlendirilmeyeceği de unutulmamalıdır.
III- YURT DIŞINDA KISA SÜRELİ (SİGORTADAN MUAF CÜZİ ÇALIŞMALAR) ÇALIŞMALARI BULUNAN KİŞİLERE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER
Yurt
dışı borçlanması ile ilgili tereddütlü ve SGK tarafından da ilk etapta
çelişkili değerlendirilen bir konu da sigortadan muaf cüzi çalışmalar
veya diğer bir tabirle kısa süreli çalışmalardır. Çalışmamıza konu olan
hususları düzenleyen 2011/48 sayılı SGK Genelgesi’nin “Yurt Dışı Borçlanma İşlemleri” başlıklı ikinci bölümünün “1.2.1. Sigortalılık Süreleri”
alt başlığının 4. paragrafında; borçlanmaya esas hizmet cetvellerinde
bildirilen sigortadan muaf cüzi çalışma sürelerinin (kısa süreli
çalışma) tamamı, başvuru sahibinin kısmi borçlanma hakkı saklı kalmak
kaydıyla borçlanma kapsamında değerlendirileceği, buna mukabil “Tahsis İşlemleri” başlıklı üçüncü bölümünün “1.1. Yurda Kesin Dönüş Yapmak”
alt başlığının 3. maddesinde ise çalışma kapsamı dışında tutularak
tahsis işleminin sonuçlandırılacağı talimatlandırılmıştır. Dolayısı ile
söz konusu sürelerin ne şekilde değerlendirileceği ile ilgili bir
çelişki ortaya çıkmıştır. Bu sefer 28.06.2012 tarihli ve 2012/24 sayılı “2011/48 Sayılı Genelgede Değişiklik Yapılması” konulu
Genelgesi ile çelişkiyi geç de olsa ortadan kaldırmıştır. Ancak yine
diğer değerlendirmelerde olduğu gibi SGK’nın konuyu yine en dar
anlamıyla ele aldığını ve hakkın kazanılmasını zorlaştırdığını belirtmek
gerekir. Aktueryal açıdan bir mantığının bulunduğu gerçeğinin yanı
sıra, yeni düzenlemenin sigortalılar açısından bir hak kaybı ile
sonuçlandığı açıktır.
2012/24
sayılı Genelge’ye göre konuyla ilgili üç ayrı durum düzenlenmiştir.
Bunlardan ilki; kendisine aylık bağlanmamış olan kişilerin durumudur.
Yurt dışında geçen sigortalılık süreleri dikkate alınmak sureti ile
aylık bağlanması talebinde bulunan kişilerden, aylığın başlangıç tarihi
itibariyle yurt dışında kısa süreli çalışmalarını sürdürdükleri tespit
edilenlerin taleplerinin, yurt dışındaki çalıştığı işten ayrılma ve
yurda kesin dönüş yapma şartını yerine getirmediklerinden dolayı
reddedilmesi gerekmektedir. Burada sigortalılara herhangi bir aylık
ödemesinde bulunulmadığından talebin reddi dışında yapılacak bir işlem
bulunmamaktadır.
İkinci
durum ise kendisine aylık bağlanmış ve yurt dışında kısa süreli
çalışmaları bulunan kişilerin durumudur. Kendisine aylık bağlanmış
olanlardan, aylığın başlangıç tarihi itibariyle yurt dışındaki kısa
süreli çalışmalarının sona ermediği tespit edilenlerin aylıkları; yurt
dışındaki çalıştığı işten ayrılma, yurda kesin dönüş yapma şartları
yerine gelmediğinden başlangıç tarihinden itibaren iptal edilecektir.
Ancak yurt dışındaki çalışmaları sona erenlerin ya da yurda kesin dönüş
yapanların aylıkları çalışmanın sona erdiği ya da yurda kesin dönüş
yaptıkları tarihi takip eden aybaşından geçerli olmak üzere aylık talep
dilekçesi alınmadan yeniden bağlanması öngörülmüştür. Dolayısı ile
aylığın bağlanmış olması herhangi bir şey ifade etmeyip kısa çalışmanın
tespiti halinde aylığın kesilmesi öngörülmektedir.
Son
durum ise kendisine aylık bağlanmış olan ve geçmişte bir süre kısa
süreli çalışması bulunan ve fakat halen çalışmasını sona erdirmiş olan
kişilerin durumudur. Burada kişiler aylık alırken bir süre yurt dışında
kısa süreli çalışmada bulunmuş, ancak hali hazırda çalışmaları olmayan
kişilerdir. Bu kişilerin sonradan tespiti halinde aylıkların ödenmesine
kesilmeksizin devam edilecektir. Görüldüğü üzere ilk Genelge’ye göre bir
tereddüt oluşmuş ise de; SGK Genelge’de bir değişiklik yapmış ve kısa
süreli çalışmaların bulunması halini de yurda kesin dönüş yapma şartının
ihlali olarak değerlendirmiş ve aylık bağlanmasına engel bir durum
olarak kabul etmiştir.
IV- KISA SÜRELİ ÇALIŞMALARI BULUNAN VE KENDİSİNE AYLIK BAĞLANMIŞ OLAN KİŞİLERE SGK TARAFINDAN YAPILACAK RÜCU İŞLEMİ
Yukarıda
belirtilen ikinci ve üçüncü durumda SGK tarafından kısa süreli
çalışması olan kişilere Genelge’ye aykırı olacak şekilde ödemeler
yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu kişilere gerek çalışmanın devamında,
gerekse de sona erdikten sonra tespit edilmesi durumunda geçmişe
yönelik olarak rücu işleminde bulunulacaktır. Yani; kısa çalışma ile
birlikte aylık alınan hallerde SGK tarafından yapılan aylık ödemeleri,
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 96.
maddesi hükmü uyarınca sigortalılardan geri alınacaktır. Bu durumun da
belirli bir süre aylıktan faydalanmış olan sigortalıların toptan bir
geri ödeme ile karşılaşmasına ve zor durumda kalmasına sebebiyet
vereceği açıktır.
V- SONUÇ VE DEĞERLENDİRMELER
Sigortalılar
açısından prim ödeme gün sayısının tamamlanması, aylığa hak kazanma
açısından son derece önemli ve yerine getirilmesi de bir o kadar zor bir
husustur. Bu bağlamda çeşitli günlerin borçlanma sureti ile çalışılmış
gibi kabul edilmesi, sigortalılar için önemli bir imkândır. Bu kapsamda
borçlanılabilecek olan durumlardan biri de yurt dışı günleridir. Kişiler
cinsiyetlerine göre yurt dışında bulundukları veya çalıştıkları
süreleri Türkiye’de borçlanabilir ve bu suretle aylığa hak
kazanabilirler. Ancak aylığa hak kazanma noktasında kişileri en fazla
zorlayan hususlardan bir tanesi yurda kesin dönüş şartıdır. Yukarıda
detayları ile incelendiği üzere kesin dönüş şartı yurt dışında
çalışmamayı ve ikamete dayalı olarak bir sosyal sigorta veya sosyal
yardımdan faydalanmamayı içermektedir. Yine Sigortadan muaf cüzi
çalışmalar veya diğer bir tabirle kısa çalışmaların bulunması da, yurda
kesin dönüş şartını olumsuz yönde etkileyen diğer bir husustur. Dolayısı
ile sigortalılar bu gibi durumların varlığı halinde aylığa hak
kazanamayacaklar ve aylığa ilişkin tahsis talepleri reddolunacaktır.
Ayrıca SGK tarafından durumun ilk etapta tespit edilememesi nedeniyle
kendisine aylık bağlanmış olan kişilerden de aylıklar daha sonra toplu
bir şekilde geri alınacaktır.
Sonuç
olarak, bir sosyal güvenlik hakkı olan aylığa kazanmada konunun daha
geniş bir perspektifte ve kişilerin lehine olacak şekilde
değerlendirilmesinin yararlı olacağı ve prim ödeme gün sayısının
tamamını veya bir kısmını yurt dışı borçlanma yapmak sureti ile
tamamlayan Türk vatandaşlarının yalnızca yurt dışında ikamet etmeleri
nedeniyle aylıktan yoksun bırakılmamasının daha doğru olabileceği
düşünülmektedir.
*
Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri
İlişkileri Uzmanı, Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Geriatri
Doktora Programı Öğrencisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder