12 Ağustos 2015 Çarşamba

Yurt Dışı Borçlanmasında Bulunan Kişilerin Tahsis İşlemlerinde Yurda Kesin Dönüş Yapma Şartının Yerine Getirilmesine İlişkin Değerlendirmeler

Yazar: Oğuz MÜLAYİM*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
Sigortalılara prim ödeme gün sayılarının tamamlanması amacı ile tanınmış haklardan bir tanesi de, durumlarına göre yurt dışında yaşadıkları veya çalıştıkları süreleri borçlanabilme imkânıdır. 3201 sayılı “Yurt Dışında Çalışan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun” ile Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen sürelerinin borçlanma yoluyla sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu Kanun’a göre sigortalılar cinsiyetlerine göre yurt dışında bulundukları veya çalıştıkları süreleri borçlanmak sureti ile kazanabilir ve bu şekilde yaşlılık aylığın hak kazanabilirler. Ancak yurt dışı borçlanması yapmak sureti ile prim ödeme gün sayısını tamamlamış olan sigortalıların ayrıca bir kısım şartları da yerine getirmesi gerekmektedir. Söz konusu şartlar ana başlıklar altında; yurda kesin dönüş yapmak, borcun tamamını ödemek, sosyal güvenlik kanunlarına göre aylığa hak kazanmak ve Kurum’a yazılı başvuruda bulunmak şeklinde sayılabilir. Bu çalışmada söz konusu şartlardan yalnızca “yurda kesin dönüş yapma” şartı ve bu şartın hangi hususları kapsadığı konusu tartışılacaktır.
II- SİGORTALININ YURDA KESİN DÖNÜŞ YAPMA ŞARTI
Kendisine aylık bağlanacak olan ve prim ödeme gün sayısının tamamını veya en azından bir kısmını yurt dışı borçlanması yapmak sureti ile tamamlamış sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanmasının temel şartı; sigortalının yurda kesin dönüş yapmasıdır. Ancak yurda kesin dönüş şartı, sigortalının temelli olarak yurda dönmesini değil, bir kısım koşulları yerine getirmesini ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. 3201 sayılı Kanun ve bu Kanun’un uygulama usul ve esaslarını düzenleyen “Yurt Dışında Geçen Sürelerin Borçlandırılması ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik”te bazı kavramlar tanımlanmıştır. Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 4. maddesine göre “kesin dönüş” ibaresi, aylık tahsis talebinde bulunanların yurt dışındaki çalışmalarının sona ermesini, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almamaları durumunu ifade etmektedir. Bu tanımda geçen “sosyal sigorta ödeneği” deyiminden, çalışma yaşamı süresince karşılaşılan hastalık, iş kazası, meslek hastalığı veya işsizlik gibi riskler nedeniyle iş göremezlik veya işsizlik gibi adlar altında yapılan ödeneklerin anlaşılması gerekmektedir. “Sosyal yardım ödeneği” ibaresi ise, bulunulan ülke mevzuatı kapsamında, geçimlerini sağlayacak hiçbir gelirleri olmayan veya mevcut gelirleriyle geçimlerini sağlamakta güçlük çeken kişilerin asgari geçim düzeyi ile sınırlı olmak üzere geçimlerinin sağlanması amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından muhtaçlık durumuna ve süresine göre ödenen, ikamet şartına bağlı nakdi yardımlar anlamını taşımaktadır.
Bu bağlamda Kanun’a göre yurt dışı sürelerini borçlananlara aylık bağlanmasında, öncelikle yurt dışındaki çalışmaları ve varsa ikamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneklerinin sona ermesi şartı aranacaktır. Kesin dönüş ifadesi ise hiçbir şekilde mutlak anlamda yurt dışında bulunduğu ülkeden Türkiye’ye döndükten sonra tekrar yurt dışına çıkış yapmama şeklinde değerlendirilmeyecektir. Doğal olarak bu değerlendirmeye göre aylığın başlangıç tarihi itibariyle yurt dışında çalışmalarını sürdürdüğü veya yukarıda açıklandığı şekilde ikamete dayalı sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği almaya devam ettiği tespit edilen sigortalılara aylık bağlanmayacaktır. Yani; yurt dışında fiilen çalışanlar ile çalışmamakla birlikte yalnızca o ülke sınırları içerisinde ikamet etmesi sebebi ile sosyal sigorta veya sosyal yardım alan kişilerin ülkemizde yurt dışı borçlanmasına dayalı bir aylık kazanabilmesi mümkün olmayacaktır.
Ancak burada dikkat edilmesi gerekli olan husus şudur ki; aylığa hak kazanılmasına engel teşkil eden sosyal sigorta ve sosyal yardım ödeneklerinin ortak özelliğinin, ikamete dayalı olmasıdır. Diğer bir tabirle ilgilinin ikametini Türkiye’ye nakletmesi ile kesilen ödenekler var ise sigortalıya aylık bağlanması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, ikamet şartına bağlı olmayan bu nitelikteki sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlara diğer şartların tamam olması halinde aylık bağlanabilecektir.
Bu konuda dikkat edilmesi gerekli olan bir diğer husus ise eşlerin birlikte değerlendirmeye alınacağı durumudur. Yönetmeliğin 14. maddesinin yedinci fıkrasında “Bu Yönetmeliğin uygulamasında, evli ya da birlikte yaşayan çiftler için ödenen sosyal yardımlar her iki eş içinde ödeniyor gibi kabul edilir.” hükmü ile sosyal yardım kavramı genişletilmiş ve yurt dışında borçlanma kapsamında süreleri bulunanların eşlerinin sosyal yardım niteliğinde ödenek alması durumunda, yurda “kesin dönüş” şartı gerçekleşmemiş kabul edilerek, bu durumda olanlara malûllük ve yaşlılık aylığı bağlanmayacaktır.
Son olarak kesin dönüş şartının tespitinde sosyal sigorta kurumları tarafından sosyal sigorta ödeneklerine ilave olarak ya da sigorta ödeneği olarak ödenen prim karşılığı olmayan ödenekler, sosyal yardım kapsamında değerlendirilmeyeceği de unutulmamalıdır.
III- YURT DIŞINDA KISA SÜRELİ (SİGORTADAN MUAF CÜZİ ÇALIŞMALAR) ÇALIŞMALARI BULUNAN KİŞİLERE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER
Yurt dışı borçlanması ile ilgili tereddütlü ve SGK tarafından da ilk etapta çelişkili değerlendirilen bir konu da sigortadan muaf cüzi çalışmalar veya diğer bir tabirle kısa süreli çalışmalardır. Çalışmamıza konu olan hususları düzenleyen 2011/48 sayılı SGK Genelgesi’nin “Yurt Dışı Borçlanma İşlemleri” başlıklı ikinci bölümünün “1.2.1. Sigortalılık Süreleri” alt başlığının 4. paragrafında; borçlanmaya esas hizmet cetvellerinde bildirilen sigortadan muaf cüzi çalışma sürelerinin (kısa süreli çalışma) tamamı, başvuru sahibinin kısmi borçlanma hakkı saklı kalmak kaydıyla borçlanma kapsamında değerlendirileceği, buna mukabil “Tahsis İşlemleri” başlıklı üçüncü bölümünün “1.1. Yurda Kesin Dönüş Yapmak” alt başlığının 3. maddesinde ise çalışma kapsamı dışında tutularak tahsis işleminin sonuçlandırılacağı talimatlandırılmıştır. Dolayısı ile söz konusu sürelerin ne şekilde değerlendirileceği ile ilgili bir çelişki ortaya çıkmıştır. Bu sefer 28.06.2012 tarihli ve 2012/24 sayılı “2011/48 Sayılı Genelgede Değişiklik Yapılması” konulu Genelgesi ile çelişkiyi geç de olsa ortadan kaldırmıştır. Ancak yine diğer değerlendirmelerde olduğu gibi SGK’nın konuyu yine en dar anlamıyla ele aldığını ve hakkın kazanılmasını zorlaştırdığını belirtmek gerekir. Aktueryal açıdan bir mantığının bulunduğu gerçeğinin yanı sıra, yeni düzenlemenin sigortalılar açısından bir hak kaybı ile sonuçlandığı açıktır.
2012/24 sayılı Genelge’ye göre konuyla ilgili üç ayrı durum düzenlenmiştir. Bunlardan ilki; kendisine aylık bağlanmamış olan kişilerin durumudur. Yurt dışında geçen sigortalılık süreleri dikkate alınmak sureti ile aylık bağlanması talebinde bulunan kişilerden, aylığın başlangıç tarihi itibariyle yurt dışında kısa süreli çalışmalarını sürdürdükleri tespit edilenlerin taleplerinin, yurt dışındaki çalıştığı işten ayrılma ve yurda kesin dönüş yapma şartını yerine getirmediklerinden dolayı reddedilmesi gerekmektedir. Burada sigortalılara herhangi bir aylık ödemesinde bulunulmadığından talebin reddi dışında yapılacak bir işlem bulunmamaktadır.
İkinci durum ise kendisine aylık bağlanmış ve yurt dışında kısa süreli çalışmaları bulunan kişilerin durumudur. Kendisine aylık bağlanmış olanlardan, aylığın başlangıç tarihi itibariyle yurt dışındaki kısa süreli çalışmalarının sona ermediği tespit edilenlerin aylıkları; yurt dışındaki çalıştığı işten ayrılma, yurda kesin dönüş yapma şartları yerine gelmediğinden başlangıç tarihinden itibaren iptal edilecektir. Ancak yurt dışındaki çalışmaları sona erenlerin ya da yurda kesin dönüş yapanların aylıkları çalışmanın sona erdiği ya da yurda kesin dönüş yaptıkları tarihi takip eden aybaşından geçerli olmak üzere aylık talep dilekçesi alınmadan yeniden bağlanması öngörülmüştür. Dolayısı ile aylığın bağlanmış olması herhangi bir şey ifade etmeyip kısa çalışmanın tespiti halinde aylığın kesilmesi öngörülmektedir.
Son durum ise kendisine aylık bağlanmış olan ve geçmişte bir süre kısa süreli çalışması bulunan ve fakat halen çalışmasını sona erdirmiş olan kişilerin durumudur. Burada kişiler aylık alırken bir süre yurt dışında kısa süreli çalışmada bulunmuş, ancak hali hazırda çalışmaları olmayan kişilerdir. Bu kişilerin sonradan tespiti halinde aylıkların ödenmesine kesilmeksizin devam edilecektir. Görüldüğü üzere ilk Genelge’ye göre bir tereddüt oluşmuş ise de; SGK Genelge’de bir değişiklik yapmış ve kısa süreli çalışmaların bulunması halini de yurda kesin dönüş yapma şartının ihlali olarak değerlendirmiş ve aylık bağlanmasına engel bir durum olarak kabul etmiştir.
IV- KISA SÜRELİ ÇALIŞMALARI BULUNAN VE KENDİSİNE AYLIK BAĞLANMIŞ OLAN KİŞİLERE SGK TARAFINDAN YAPILACAK RÜCU İŞLEMİ
Yukarıda belirtilen ikinci ve üçüncü durumda SGK tarafından kısa süreli çalışması olan kişilere Genelge’ye aykırı olacak şekilde ödemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu kişilere gerek çalışmanın devamında, gerekse de sona erdikten sonra tespit edilmesi durumunda geçmişe yönelik olarak rücu işleminde bulunulacaktır. Yani; kısa çalışma ile birlikte aylık alınan hallerde SGK tarafından yapılan aylık ödemeleri, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 96. maddesi hükmü uyarınca sigortalılardan geri alınacaktır. Bu durumun da belirli bir süre aylıktan faydalanmış olan sigortalıların toptan bir geri ödeme ile karşılaşmasına ve zor durumda kalmasına sebebiyet vereceği açıktır.
V- SONUÇ VE DEĞERLENDİRMELER
Sigortalılar açısından prim ödeme gün sayısının tamamlanması, aylığa hak kazanma açısından son derece önemli ve yerine getirilmesi de bir o kadar zor bir husustur. Bu bağlamda çeşitli günlerin borçlanma sureti ile çalışılmış gibi kabul edilmesi, sigortalılar için önemli bir imkândır. Bu kapsamda borçlanılabilecek olan durumlardan biri de yurt dışı günleridir. Kişiler cinsiyetlerine göre yurt dışında bulundukları veya çalıştıkları süreleri Türkiye’de borçlanabilir ve bu suretle aylığa hak kazanabilirler. Ancak aylığa hak kazanma noktasında kişileri en fazla zorlayan hususlardan bir tanesi yurda kesin dönüş şartıdır. Yukarıda detayları ile incelendiği üzere kesin dönüş şartı yurt dışında çalışmamayı ve ikamete dayalı olarak bir sosyal sigorta veya sosyal yardımdan faydalanmamayı içermektedir. Yine Sigortadan muaf cüzi çalışmalar veya diğer bir tabirle kısa çalışmaların bulunması da, yurda kesin dönüş şartını olumsuz yönde etkileyen diğer bir husustur. Dolayısı ile sigortalılar bu gibi durumların varlığı halinde aylığa hak kazanamayacaklar ve aylığa ilişkin tahsis talepleri reddolunacaktır. Ayrıca SGK tarafından durumun ilk etapta tespit edilememesi nedeniyle kendisine aylık bağlanmış olan kişilerden de aylıklar daha sonra toplu bir şekilde geri alınacaktır.
Sonuç olarak, bir sosyal güvenlik hakkı olan aylığa kazanmada konunun daha geniş bir perspektifte ve kişilerin lehine olacak şekilde değerlendirilmesinin yararlı olacağı ve prim ödeme gün sayısının tamamını veya bir kısmını yurt dışı borçlanma yapmak sureti ile tamamlayan Türk vatandaşlarının yalnızca yurt dışında ikamet etmeleri nedeniyle aylıktan yoksun bırakılmamasının daha doğru olabileceği düşünülmektedir.


*           Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Uzmanı, Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Geriatri Doktora Programı Öğrencisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder