Yazar: Özdem SATICI TOPRAK*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Yeni
Ticaret Yasasıyla birlikte şirketlerde iç denetim mekanizması farklı
bir yapıya kavuşmuş ve bu hizmetin şirket tarafından dışarıdan temin
edilmek suretiyle yerine getirilmesi benimsenmiştir. Gerek mülga ve
gerekse yürürlükte olan Yasa’da anonim şirketlerde özel denetim kurumu
açıkça yer almakla birlikte, yeni Yasa ile özel denetim talep hakkı pay
sahipleri lehine kolaylaştırılmış, ayrıca bu denetim ile ilgili esaslar
detaylı bir şekilde hükme bağlanmıştır.
II- ÖZEL DENETİM TALEP HAKKI VE USULÜ
Mülga Kanun’un 348. maddesinde, genel kurulun bazı belirli konuların incelenmesi için gereği halinde özel denetçi seçebileceği hüküm altına alınmış ve devam eden maddelerde bu talebi ancak belirli orandaki pay sahibinin belirli alandaki sorunlar için isteyebileceği, talebin genel kurulca reddi halinde mahkemeye dava açılabilmesi için talepte bulunan azlığın sahip oldukları payın bedelini bankaya ödemeleri gerektiği gibi birtakım şartların aranacağı ifade edilmiştir.
Oysa, cari yasada özel denetim talep hakkı her pay sahibine bireysel olarak tanındığı gibi özel denetimin yapılacağı alanla ilgili eski yasadaki gibi sınırlı bir hal de belirtilmemiştir (YTTK md. 438). Bununla birlikte özel denetim hakkının keyfi ve kötü amaçlı kullanılmasını önlemek amacıyla yeni kanunda da bazı şartlara yer verilmiştir. Buna göre, bir pay sahibinin özel denetim talebinde bulunabilmesi için gerekli ön şart pay sahibinin önceden bilgi alma veya inceleme hakkını kullanmış olmasıdır. Burada kastedilen, pay sahiplerinin genel kurulda yönetim kurulundan şirketin işleri ve denetçilerden de yapılan denetimle ilgili olarak tam, doğru ve gerçeğe uygun bilgi alıp almadıkları; yönetim kurulunun veya genel kurulun izni üzerine şirketin ticari defterleri ve yazışmaları üzerinde inceleme haklarını kullanmış olup olmadıklarıdır (YTTK md. 437). Bu hak yöneticiler ve denetçilerce usulüne uygun şekilde yerine getirilmiş olabileceği gibi, talebi yasaya uygun şekilde karşılanmayan pay sahibinin açacağı dava yoluyla da kullanılmış olabilir (YTTK md. 437/5). Ancak pay sahibince bu hak daha önce kullanılmamış ise özel denetçi talep hakkından da söz edilemeyecektir. Düzenlemeye ilişkin gerekçede de izah edildiği üzere bu şartın gerçekleştiği genel kurul tutanağıyla ispatlanacaktır. Zira, genel kurul toplantılarına ilişkin tutanak, genel kurulda pay sahiplerince sorulan soruları, verilen cevapları ve alınan kararları açıkça göstermektedir (YTTK md. 422).
Özel
denetçi talep hakkı için yukarıda belirtilen ön şarttan başka bazı
maddi şartların da oluşmuş olması gerekmektedir. Bunlardan ilki, özel
denetimin pay sahibinin haklarını kullanabilmesi açısından gerekli
olmasıdır. Diğer bir ifadeyle pay sahibinin özel denetçi talep
edebilmesinin örneğin oy hakkını kullanabilmesi yönünden gerekli
olmasıdır. Düzenleme, şirket dışı menfaat sağlamak, bir kararı
önlemek veya taktik bir üstünlük elde etmek amacıyla talepte bulunarak
özel denetim kurumunun kötüye kullanılmasının önlenmesini amaçlamak
şeklinde gerekçelendirilmiştir. Diğer şart ise özel denetimin ancak
belirli bir konu için talep edilebilmesidir. Burada kastedilen “belirlilik”, olay bağlamında tanımlanabilen, içeriği ve sınırları belirli olan, genel nitelik taşımayan anlamına gelir.
Bu
noktada belirtmek gerekir ki, özel denetçi talep etme hakkı kanunda
sadece pay sahiplerine tanınmıştır. Buradan hareketle, intifa hakkı
(veya varsa şirketçe çıkarılmış tahvil) sahipleri ile şirket
alacaklılarının böyle bir hakları bulunmadığını söylemek mümkündür.
Mülga
Kanun’da özel denetçi talebinde bulunacak azlığın genel kuruldan en az
altı ay önce bu talebini yönetim kuruluna bildireceği hüküm altına
alınmış iken, yeni Kanun’da böyle bir süre sınırlaması yapılmamıştır.
Hatta yeni Kanun’da pay sahiplerinin bu taleplerini gündemde olmasa dahi
genel kurula sunabilecekleri ifade edilmiş, böylece özel denetçi talep
hakkı gündeme bağlılık ilkesine bir istisna oluşturmuştur (YTTK md.
413/2).
Genel
kurulun pay sahibinin talebini onaylaması halinde şirket veya her bir
pay sahibi otuz gün içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye
ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını isteyebilecektir (YTTK md.
438/2). Diğer taraftan, genel kurul talebi reddeder ise, pay sahibi
bireysel olarak yargıya başvuramayacak; bu noktada ancak, sermayenin en
az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay
sahipleri veya paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk
Lirası olan pay sahipleri üç ay içinde aynı mahkemeden özel denetçi
talebinde bulunabileceklerdir.
Kanun
koyucu mahkemenin söz konusu talebi kabul edebilmesi için de bazı
unsurların varlığını şart koşmuştur. Buna göre, davacıların, kurucuların
veya şirket organlarının kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek
şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını ikna edici bir
şekilde ortaya koymaları gerekmektedir (YTTK md. 439/2). Mahkeme özel
denetim için bir kişi görevlendirebileceği gibi birden fazla da bağımsız
uzman atayabilecektir (YTTK md. 440/2).
III- ÖZEL DENETÇİNİN ÇALIŞMA USULÜ VE SORUMLULUKLARI
Mahkemece
özel denetçi atanmasına ilişkin olarak karar verilmesinin ardından özel
denetçi çalışmalarına başlayabilecektir. Özel denetimin süresi ile
ilgili olarak Kanun’da bir düzenleme yapılmamış, bunun yerine, bu
denetimin amaca yararlı bir süre içinde ve şirket işleri gereksiz yere
aksatılmaksızın yapılması gerektiğine hükmedilmiştir (YTTK md. 441/1).
Gerekçede yararlı süreden kastedilenin makul süre olmadığı; özel
denetimin, pay sahipliği haklarının kullanılması ile bağlantılı
olduğundan bu denetimin amaca yararlı olabilecek bir süre içinde
bitirilmesi ve aynı süre içinde raporun verilmesi gerektiği ifade
edilmiş; ayrıca raporun gecikmesinin kurumdan beklenen yararın ortadan
kalkmasına sebep olabileceği vurgulanmıştır. Diğer taraftan, özel
denetçi diğer denetçiler gibi denetimi dürüst ve tarafsız bir şekilde
yapmak ve denetim esnasında öğrendiği şirket sırlarını saklamakla
mükellef olup, bu yükümlülüğe aykırı davranması halinde doğacak şirket
zararını tazminle karşı karşıya kalabilecektir (YTTK md. 404/1, 2; md.
441/5).
Özel
denetim esnasında şirket yöneticileri ile çalışanları için de bazı
yükümlülükler öngörülmüştür (YTTK md. 441/2, 3). Buna göre yönetim
kurulu; şirketin defterleri, tüm yazıları, kasa, kıymetli evrak ve
mallarını özel denetçinin incelemesine sunmak; talep edilen bilgileri
vermekle yükümlüdürler (YTTK md. 441/2, 3). Aynı zamanda, şirketin
kurucuları, organları, vekilleri, çalışanları, kayyımlar ve tasfiye
memurları önemli olgular konusunda özel denetçiye bilgi vermekle sorumlu
kılınmışlardır. Bu hususta çıkacak uyuşmazlıklar mahkeme vasıtasıyla
çözülecektir (YTTK md. 441/3). Dolayısıyla, bu noktada, denetim görevini
sağlıklı olarak yerine getirmesini önlemek amacıyla kendisine belge ve
bilgi akışı sağlanmayan özel denetçinin bu engeli ortadan kaldırmak
amacıyla mahkemeye başvurmasının da yolu açılmıştır.
Çalışmalarını
tamamlayan özel denetçi, incelemenin sonucu hakkında mahkemeye
ayrıntılı bir rapor verecektir. Ancak bu raporda şirket sırlarının
korunması gerektiği açıkça kanunda belirtilmiştir (YTTK md. 442/1).
Maddede şirket sırlarının neler olabileceği izah edilmemiş olmakla
birlikte, düzenlemenin gerekçesinde, müşteri ve tedarikçi firmaları
listesi, maliyetler, fiyat oluşumları, patentler ve diğer fikrî mülkiyet
hakları ile ilgili bilgilerin şirket sırlarının başında yer aldığı
ifade edilmiştir. Mahkeme kendisine sunulan raporu şirkete tebliğ edecek
ve raporda yer alan bilgilerin açıklanması halinde şirket sırları ile
şirket menfaatlerinin zarara uğrayıp uğramayacağına ve bu sebeple
raporun istem sahiplerine sunulmamasına ilişkin talebi hakkında karar
verecektir (YTTK md. 442/2). Böylece, özel denetim sonucunda istem
sahiplerine nelerin açıklanacağına ilişkin kararı mahkeme verecek, fakat
mahkeme bu kararı verirken şirketin görüşünü de alacaktır.
Bu
aşamalardan sonra yönetim kurulu raporu ve buna ilişkin
değerlendirmeleri yapılacak ilk genel kurula sunacaktır. Burada genel
kurulun özel denetim talebine olumlu veya olumsuz karar vermiş olmasının
bir önemi bulunmamaktadır. Diğer bir ifadeyle genel kurul özel denetçi
talebini reddetmiş olsa dahi, yönetim kurulu özel denetim raporunu genel
kurul gündemine getirmek durumundadır. Bununla birlikte, özel denetim
raporunun yanında buna ilişkin olarak mahkeme aşamasında verilmiş
değerlendirmelerin de genel kurula sunulması gerekmektedir (YTTK md.
443/1). Diğer taraftan özel denetçinin genel kurula katılıp
katılmayacağı hususu açıkça madde metninde düzenlenmemiş olmakla
birlikte, denetçilerin genel kurulda hazır bulunacağı ve görüş
bildireceğine ilişkin yasa hükmünden hareketle özel denetçinin raporun
görüşüldüğü genel kurula katılabileceği söylemek mümkündür (YTTK md.
407/2).
Bununla
birlikte her pay sahibine, raporun görüşüldüğü genel kurulu izleyen bir
yıllık süre içinde şirketten raporun ve yönetim kurulunun görüşünün bir
suretinin verilmesini talep hakkı tanınmıştır (YTTK md. 443).
İrdelenmesi
gereken bir diğer konu da özel denetim hizmeti nedeniyle ortaya çıkacak
masraf ve maliyetin kimler tarafından finanse edileceğidir. Yasa
koyucu, bu konuyu özel denetçi talebine kimin karar verdiğine dikkat
çekerek çözümlemiştir. Buna göre şayet özel denetçi atanmasına şirket
genel kurulu karar vermiş ise giderler doğal olarak şirkete ait
olacaktır. Buna karşın, özel denetçi ataması mahkemece yapılmış ise,
mahkeme şirketçe ödenecek avansı ve giderleri belirleyecek; duruma göre
şartların haklı göstermesi halinde giderleri kısmen veya tamamen istem
sahiplerine yükletebilecektir (YTTK md. 444).
IV- SONUÇ
Böylece
yeni yasa ile genel kuruldan özel denetçi atanmasını talep etmek
kolaylaştırılmış, her pay sahibine gündemde olmasa dahi bu talebi genel
kurulda dile getirmek imkanı sağlanmıştır. Bununla birlikte, talebi
genel kurulca reddedilen pay sahibine bu karar üzerine bireysel olarak
mahkemeye başvurma hakkı tanınmamış; genel kurulun bu yöndeki reddi
sadece azlığa dava hakkı doğmasına imkan vermiştir. Dolayısıyla, özel
denetçi atama talebi genel kurulca reddedilen pay sahiplerinin mahkemece
özel denetçi atanmasını sağlayabilmeleri için sermayenin en az onda
birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturacak veya
paylarının itibari değeri toplamı en az bir milyon Türk Lirası olacak
şekilde örgütlenmeleri ve süresi içinde dava yoluna gitmeleri
gerekmektedir.
* Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Başmüfettişi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder