12 Ağustos 2015 Çarşamba

Sigortalılık Süresini ve Prim Ödeme Gün Sayısını Tamamlamak Suretiyle Kıdem Tazminatı Almak Yeniden Çalışmaya Engel midir?

Yazar: Kemal ÜNLÜ*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
Anayasa’nın “Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti” başlıklı 48. maddesinde, herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahip olduğu, “Çalışma Hakkı ve Ödevi” başlıklı 49. maddesinde ise çalışmanın, herkesin hakkı ve ödevi olduğu belirtildiğinden, bireyin dilediği bir işte, dilediği zaman çalışması, anayasal bir hak ve hürriyettir.
Makalemizde, uygulamada en çok sorun yaşanan konulardan birisi olan 15 yıllık sigortalılık süresini ve 3600 gün prim ödeme gün sayısının tamamlamak suretiyle iş sözleşmesini sona erdirerek kıdem tazminatı alanların, yeniden çalışıp çalışamayacağı üzerinde durulacaktır.
II- MEVZUAT HÜKMÜ
Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi nedeniyle 4759 sayılı Kanun(1)’un 3. maddesi ile değiştirilen 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 81. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde,
08.09.1999 tarihinden önce sigorta başlangıcı olanlardan;
23.05.2002 tarihi itibariyle 15 yıllık sigortalılık süresini, kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanacağı,
23.05.2002 tarihinde, 15 yıllık sigortalılık süresini, kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş olma ve 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından prim ödeme şartlarını yerine getiremeyenlerin bu şartları, aşağıdaki tarih aralıklarında yerine getirmeleri halinde, tabloda belirtilen yaşları doldurmuş olmaları halinde yaşlılık aylığından yararlanabilecekleri,

DÖNEM
YAŞ HADDİ
KADIN
ERKEK
24.05.2002 - 23.05.2005
52
56
24.05.2005 ile 23.05.2008
54
57
24.05.2008 ile 23.05.2011
56
58
24.05.2011 ve sonrası
58
-
24.05.2011 ile 23.05.2014
-
59
24.05.2014 ve sonrası
60

Ayrıca, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki tek maddesi olan “Kıdem Tazminatı” başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde, “bu Kanun'a tabi işçilerin hizmet akitlerinin, 506 sayılı Kanun'un geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle, feshedilmesi halinde, işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödeneceği, bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılacağı” hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, 08.09.1999 tarihinden önce sigorta başlangıcı olan sigortalılardan, 15 yıllık sigortalılık süresini ve 3600 gün prim ödeme gün sayısını tamamlayan erkek sigortalılar 55 ila 60 yaşlarında, kadın sigortalılar ise 50 ila 58 yaşları arasında yaşlılık aylığından yararlanabilmektedirler.
Ayrıca, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki tek maddesi olan “Kıdem Tazminatı” başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde de, işçilerin hizmet akitlerinin, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle fesih edilmesi halinde, işçilerin kıdem tazminatı almaya hak kazandıkları belirtilmektedir.
Ancak uygulamada, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile ayrılmak suretiyle kıdem tazminatını alan sigortalıların yeniden çalışmaya başlamaları halinde, kıdem tazminatının geri verilmesi, ilgili işverenler tarafından talep edilmekte ve bu husus sigortalıları sıkıntıya düşürmektedir.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin, 25.01.2013 tarihli ve 2013/909 numaralı Kararı'nda, bu sıkıntılara ilişkin son nokta konulmuş bulunmaktadır(2).
Olayda davacı, davalının istifa ederek işten ayrıldığını, 15 yıl sigorta süresi ve 3600 gün prim ödeme gün sayısına ilişkin koşulları karşıladığından kıdem tazminatının ödendiğini, ancak davalının kısa süre sonra kendileri ile aynı işi yapan başka firmada çalışmaya başladığını belirterek, hakkın kötüye kullanılması sebebi ile ödenen kıdem tazminatını talep etmiştir.
Davalı ise, sağlıksız koşul ve ortamda çalıştığını, adil olmayan davranışlar sebebi ile yıprandığını, emekliliğe hak kazanması sebebi ile iş sözleşmesini sona erdirdiğini, daha iyi şartlar sunulduğundan yeni firmada işe başladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Yerel Mahkeme, yaşlılık aylığı almak için işten ayrılan davalının üç gün sonra benzer iş yapan firmada işe başlayarak hakkını kötüye kullandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yüksek Mahkeme, davalının, işten ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışmasının hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceğini, davalının Kanun'un kendisine verdiği emeklilik hakkını kullandığını, Kanun'da tanınan bu hakkın amacının, işyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkan tanımak olduğunu, bu nedenle davacının, ödenen kıdem tazminatının iadesine ilişkin talebinin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkemenin kararını bozmuştur.
Böylece, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile ayrılmak suretiyle kıdem tazminatını alan sigortalıların yeniden çalışmaya başlamalarında herhangi bir engel olmadığı Yüksek Mahkeme tarafından ortaya konulmuş bulunmaktadır.
III- SONUÇ
Anayasa’nın 48. maddesinde, herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahip olduğu, 49’uncu maddesinde ise çalışmanın, herkesin hakkı ve ödevi olduğu, ayrıca, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki tek maddesi olan “Kıdem Tazminatı” başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde, işçilerin hizmet akitlerinin, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle fese edilmesi halinde, işçilerin kıdem tazminatı almaya hak kazandıkları belirtildiğinden ve bu hakkına amacının Yüksek Mahkeme tarafından da belirtildiği üzere, işyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkan tanımak olduğu anlaşıldığından, 15 yıllık sigortalılık süresini ve 3600 gün prim ödeme gün sayısının tamamlamak suretiyle kıdem tazminatı alanların yeniden çalışmaya başlamalarında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Ancak, işyerinden ayrılmanın, yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterlerin tamamlaması üzerine gerçekleşmesi ve bu durumun işverene bildirmesi gerektiği hususu da unutulmamalıdır.


*           Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi, İstanbul Ünv., Sosyal Bilimler Enstitüsü, Mali Hukuk Anabilim Dalı, Doktora Programı
(1)         01.06.2002 tarih ve 24772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2)         Yargıtay Kararları, Çalışma ve Toplum Dergisi, Sayı: 2013/3, s. 659

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder