Yazar: Kemal ÜNLÜ*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Anayasa’nın “Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti” başlıklı 48. maddesinde, herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahip olduğu, “Çalışma Hakkı ve Ödevi”
başlıklı 49. maddesinde ise çalışmanın, herkesin hakkı ve ödevi olduğu
belirtildiğinden, bireyin dilediği bir işte, dilediği zaman çalışması,
anayasal bir hak ve hürriyettir.
Makalemizde,
uygulamada en çok sorun yaşanan konulardan birisi olan 15 yıllık
sigortalılık süresini ve 3600 gün prim ödeme gün sayısının tamamlamak
suretiyle iş sözleşmesini sona erdirerek kıdem tazminatı alanların,
yeniden çalışıp çalışamayacağı üzerinde durulacaktır.
II- MEVZUAT HÜKMÜ
Anayasa
Mahkemesi'nce iptal edilmesi nedeniyle 4759 sayılı Kanun(1)’un 3.
maddesi ile değiştirilen 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici
81. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde,
08.09.1999 tarihinden önce sigorta başlangıcı olanlardan;
23.05.2002
tarihi itibariyle 15 yıllık sigortalılık süresini, kadın ise 50, erkek
ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı
bağlanacağı,
23.05.2002
tarihinde, 15 yıllık sigortalılık süresini, kadın ise 50, erkek ise 55
yaşını doldurmuş olma ve 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortalarından prim ödeme şartlarını yerine getiremeyenlerin bu
şartları, aşağıdaki tarih aralıklarında yerine getirmeleri halinde,
tabloda belirtilen yaşları doldurmuş olmaları halinde yaşlılık
aylığından yararlanabilecekleri,
DÖNEM
|
YAŞ HADDİ
|
|
KADIN
|
ERKEK
|
|
24.05.2002 - 23.05.2005
|
52
|
56
|
24.05.2005 ile 23.05.2008
|
54
|
57
|
24.05.2008 ile 23.05.2011
|
56
|
58
|
24.05.2011 ve sonrası
|
58
|
-
|
24.05.2011 ile 23.05.2014
|
-
|
59
|
24.05.2014 ve sonrası
|
|
60
|
Ayrıca, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki tek maddesi olan “Kıdem Tazminatı” başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde, “bu
Kanun'a tabi işçilerin hizmet akitlerinin, 506 sayılı Kanun'un geçici
81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen
sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi
istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle, feshedilmesi halinde, işçinin
işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her
geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem
tazminatı ödeneceği, bir yıldan artan süreler için de aynı oran
üzerinden ödeme yapılacağı” hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda
belirtilen mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, 08.09.1999
tarihinden önce sigorta başlangıcı olan sigortalılardan, 15 yıllık
sigortalılık süresini ve 3600 gün prim ödeme gün sayısını tamamlayan
erkek sigortalılar 55 ila 60 yaşlarında, kadın sigortalılar ise 50 ila
58 yaşları arasında yaşlılık aylığından yararlanabilmektedirler.
Ayrıca, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki tek maddesi olan “Kıdem Tazminatı” başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde de, işçilerin hizmet akitlerinin, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle fesih edilmesi halinde, işçilerin kıdem tazminatı almaya hak kazandıkları belirtilmektedir.
Ancak uygulamada, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile ayrılmak
suretiyle kıdem tazminatını alan sigortalıların yeniden çalışmaya
başlamaları halinde, kıdem tazminatının geri verilmesi, ilgili işverenler tarafından talep edilmekte ve bu husus sigortalıları sıkıntıya düşürmektedir.
Yargıtay
22. Hukuk Dairesi’nin, 25.01.2013 tarihli ve 2013/909 numaralı
Kararı'nda, bu sıkıntılara ilişkin son nokta konulmuş bulunmaktadır(2).
Olayda
davacı, davalının istifa ederek işten ayrıldığını, 15 yıl sigorta
süresi ve 3600 gün prim ödeme gün sayısına ilişkin koşulları
karşıladığından kıdem tazminatının ödendiğini, ancak davalının kısa süre
sonra kendileri ile aynı işi yapan başka firmada çalışmaya başladığını
belirterek, hakkın kötüye kullanılması sebebi ile ödenen kıdem
tazminatını talep etmiştir.
Davalı
ise, sağlıksız koşul ve ortamda çalıştığını, adil olmayan davranışlar
sebebi ile yıprandığını, emekliliğe hak kazanması sebebi ile iş
sözleşmesini sona erdirdiğini, daha iyi şartlar sunulduğundan yeni
firmada işe başladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Yerel
Mahkeme, yaşlılık aylığı almak için işten ayrılan davalının üç gün
sonra benzer iş yapan firmada işe başlayarak hakkını kötüye kullandığı
gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak,
kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yüksek Mahkeme,
davalının, işten ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışmasının hakkın
kötüye kullanılması olarak değerlendirilemeyeceğini, davalının Kanun'un
kendisine verdiği emeklilik hakkını kullandığını, Kanun'da tanınan bu
hakkın amacının, işyerinde çalışarak yıpranmış olan ve bu arada
sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlamış
olan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş
sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkan tanımak olduğunu, bu
nedenle davacının, ödenen kıdem tazminatının iadesine ilişkin talebinin
reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek,
yerel mahkemenin kararını bozmuştur.
Böylece, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile ayrılmak
suretiyle kıdem tazminatını alan sigortalıların yeniden çalışmaya
başlamalarında herhangi bir engel olmadığı Yüksek Mahkeme tarafından
ortaya konulmuş bulunmaktadır.
III- SONUÇ
Anayasa’nın
48. maddesinde, herkesin, dilediği alanda çalışma ve sözleşme
hürriyetlerine sahip olduğu, 49’uncu maddesinde ise çalışmanın, herkesin
hakkı ve ödevi olduğu, ayrıca, 1475 sayılı İş Kanunu’nun yürürlükteki
tek maddesi olan “Kıdem Tazminatı” başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde, işçilerin hizmet akitlerinin, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile
işten ayrılmaları nedeniyle fese edilmesi halinde, işçilerin kıdem
tazminatı almaya hak kazandıkları belirtildiğinden ve bu hakkına
amacının Yüksek Mahkeme tarafından da belirtildiği üzere, işyerinde
çalışarak yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme
süresine ait yükümlülükleri tamamlamış olan işçinin, emeklilik için bir
yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine
imkan tanımak olduğu anlaşıldığından, 15 yıllık sigortalılık süresini
ve 3600 gün prim ödeme gün sayısının tamamlamak suretiyle kıdem
tazminatı alanların yeniden çalışmaya başlamalarında herhangi bir
sakınca bulunmamaktadır.
Ancak,
işyerinden ayrılmanın, yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterlerin
tamamlaması üzerine gerçekleşmesi ve bu durumun işverene bildirmesi
gerektiği hususu da unutulmamalıdır.
*
Sosyal Güvenlik Kurumu Müfettişi, İstanbul Ünv., Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Mali Hukuk Anabilim Dalı, Doktora Programı
(1) 01.06.2002 tarih ve 24772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) Yargıtay Kararları, Çalışma ve Toplum Dergisi, Sayı: 2013/3, s. 659
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder