Yazar: Muhammet Mahmut YILMAZ*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Vergi
planlaması, ödenmesi gereken verginin en aza indirilmesi için yasal
sınırlar içinde yapılan çalışmalardır. Bu yönüyle bakıldığında vergi
planlamasının, vergiden kaçınma şeklinde de tanımlanması mümkün
bulunmaktadır.
Rekabetçi
piyasa koşullarında başarılı olabilmenin sırrı, maliyetleri minimize
etmek suretiyle kârın maksimize edilmesidir. Verginin de işletmeler için
bir maliyet unsuru olduğu düşünüldüğünde, ne kadar az vergi ödenirse,
işletmenin o kadar verimli olacağı söylenebilir. Vergi kaçırmanın yasal
yaptırımlarının ağırlığı karşısında, daha az vergi ödemenin en akıllıca
yolu ise vergi planlamasıdır.
Vergi
kanunlarındaki boşluklar mükelleflere vergi planlaması imkanı
sağlayarak önemli vergi kaybına neden olmaktadır. Hükümetler tarafından
alınan idari tedbirler ve yapılan yasal değişiklikler sonucu, agresif
vergi planlamasının uluslararası boyut kazandığı görülmektedir. Bunun
yanında, ekonomilerin küresel olarak bir biri ile entegre olması, vergi
planlamasının uluslararası boyuta taşınmasını kolaylaştırmaktadır.
Küreselleşen ekonomi ile birlikte iş gücü ve sermayenin serbest
dolaşımı, gelişen bilgi teknolojileri ve ulaşım altyapısı, uluslararası
ticaretin önündeki engellerin kaldırılması, çokuluslu şirketlerin
doğmasına ve dolayısıyla vergi planlamasında yeni fırsatlara işaret
etmektedir.
Financial
Times’da 28.04.2013 tarihinde yer alan makaleye göre, 2012 yıl sonu
itibariyle Hollanda ve Lüksemburg, 5.8 trilyon Dolar (ABD, Birleşik
Krallık ve Almanya toplamından fazla olarak) yabancı sermaye çekmeyi
başardı. Ancak, bunun yalnızca 695 milyar Doları doğrudan yatırım olarak
gerçekleşmiş olup, geri kalanı (yani yaklaşık 5 trilyon Dolar) ise,
çoğunlukla bu iki ülkede bulunmayan ve büyük şirketlerin vergiden
kaçınması amacıyla kurulan holding ve finans kurumlarının fonlanmasında kullanılmıştır(1).
Agresif
vergi planlamasının uluslararası boyuta ulaşması, ulusal çapta mücadele
ve gayretleri etkisizleştirmekte, hükümetler arası bilgi paylaşımı ve
ortak hareket etmeyi zorunlu kılmaktadır.
II- OECD’NİN AGRESİF VERGİ PLANLAMASI ÜZERİNE ÇALIŞMALARI
Agresif
vergi planlamasının uluslararası boyut kazanması ve ölçeğinin her geçen
gün artması üzerine OECD(2), agresif vergi planlaması üzerine
çalışmalarını yoğunlaştırmıştır. Bu amaçla, Bilgi Değişimi ve Vergi
Uyumu Çalışma Grubunun alt grubu olarak Agresif Vergi Planlaması
Grubu(3) oluşturulmuştur(4).
OECD’nin
bu alandaki çalışması, vergisel risklere daha hızlı tepki verme, diğer
ülke gelir idareleri tarafından önceden tespit edilen riskleri belirleme
ve tecrübeleri paylaşma hususuna odaklanmaktadır. Bu bilgilerin
zamanında paylaşılması hükümetlerin, yeni olguları algılamasını, risk
yönetimi stratejilerini belirlemesini ve (yasal veya idari) gerekli
yapısal değişikleri tespit etmesini kolaylaştırmaktadır. Yapılan
çalışmalar OECD Agresif Vergi Planlaması Yönetimi tarafından seminer ve
saha çalışmaları ile desteklenmektedir(5).
Agresif
vergi planlamasının önlenmesinde (genellikle bu tür uygulamalar
çokuluslu şirketlerde yoğunlaştığından) ülkeler arası bilgi değişimi
önem arz etmektedir. OECD Agresif Vergi Planlaması Grubu tarafından
hazırlanan, Şubat 2011 tarihli “İleri Düzey Şeffaflık Yoluyla Agresif Vergi Planlaması İle Mücadele” başlıklı
yayınında(6), agresif vergi planlaması ile mücadelede zamanlı ve
kapsayıcı bilgi edinmenin önemine vurgu yapılmıştır. Buna göre, erken
aşamalarda elde edilen bilgi, gelir idaresinin risk değerlendirmesine
katkı sağlayacak ve eldeki kaynakların daha verimli kullanılmasına
yardım edecektir. Bunun yanında, gerekli yasal değişikliklerin zamanında
yapılması da sağlanmış olacaktır.
Geleneksel
vergi incelemeleri ise (üye ülkelerde yapılan çalışmalara göre), bahsi
geçen bilgilerin istendiği şekilde temini için yeterli olmamaktadır.
Geleneksel denetimin etkisiz kalmasına çoğu zaman, karışık uluslararası
işlem ve para transferlerinin yoğun olması neden olmaktadır. Bir
işletmede agresif vergi planlaması tespit edilmişse, bunun istisnai veya
daha yaygın bir olgu olup olmadığı geleneksel denetim ile
anlaşılamamaktadır.
“İleri Düzey Şeffaflık Yoluyla Agresif Vergi Planlaması İle Mücadele”
başlıklı raporda, iki ana husus ön plana çıkmaktadır. Birinci olarak,
vergi kaçakçılığı uluslararası bir problem olduğundan, otomatik bilgi
değişimi programı modelinin dünya çapında geliştirilip uygulanması
gerekmektedir. Aksi taktirde mevcut kaçakçılık problemi belirli
ülkelerde ve bölgelerde kümelenebilir. İkinci olarak da süreç, sistemin
iş dünyası ve hükümetlere olası maliyetini azalmak amacıyla
standartlaştırılmalıdır(7).
OECD’nin,
agresif vergi planlaması başlığı altında incelediği bir diğer konu ise
matrah aşınması ve kâr aktarımıdır (Base erosion and profit
shifting-BEPS). Bu konuda OECD tarafından Şubat 2013 yılında “Matrah aşınması ve kâr aktarımı - BEPS” raporu yayımlanmıştır. Raporda, hükümetlerin giderek artan oranda olmak üzere önemli ölçüde kurumlar vergisi kaybına maruz kaldıkları yönünde gittikçe güçlenen bir algının bulunduğu ifade edilmiştir. Rapora göre; söz konusu
kaybın
sebebi ise, uluslararası vergisel düzenlemeler kapsamında vergi yükünün
görece daha düşük ülkelere aktarılmasıdır. Bu tür vergilendirme
uygulamaları sıklıkla gelirin vergi mükellefinin yerleşik olduğu ülkede
ve kaynak ülkede vergilendirilmemesi ile sonuçlanabilmektedir. Bu duruma
genel olarak “matrah aşınması ve kâr aktarımı” denilmektedir(8).
Rapor ile aşağıda belirtilen eylem planının hayata geçirilmesi hedeflenmiştir:
Eylem
|
Uygulama İçin Öngörülen Son Tarih
|
Dijital ekonominin risklerinin belirlenmesi(9)
|
Eylül 2014
|
Karşılıklı uyumsuz düzenlemelerin nötralize edilmesi(10)
|
Eylül 2014
|
Kontrol edilen yabancı kurumlara ilişkin düzenlemelerin kuvvetlendirilmesi(11)
|
Eylül 2015
|
Faiz indirimleri ve diğer finansal enstrümanlar aracılığıyla matrah aşındırmasının önüne geçilmesi
|
Ulusal mevzuata ilişkin tasarılar için- Eylül 2015,
Transfer fiyatlandırmasına ilişkin değişiklikler için Aralık-2015 |
Vergi uygulamalarında öz ve şeffaflık göz önünde bulundurularak zararlı vergi uygulamalarıyla mücadele etmek
|
Üye ülke uygulamalarının değerlendirilmesi için Eylül-2014,
OECD üyesi olmayan ülkelere açılım için Eylül-2015, Mevcut kriterlerin gözden geçirilmesi için Aralık 2015 |
Vergi anlaşmaların kötüye kullanımının önlenmesi
|
Eylül-2014
|
Paravan şirket uygulamalarının önlenmesi
|
Eylül-2015
|
İlişkili şirketler arasında gayri maddi değerlerin transferi suretiyle vergi erozyonunun önlenmesi
|
Eylül-2015
|
İlişkili şirketler arasında risk ve sermayenin transferi suretiyle vergi erozyonunun önlenmesi
|
Eylül-2015
|
İlişkili şirketler arasında diğer yüksek riskli işlemler yoluyla vergi erozyonunun önlenmesi
|
Eylül-2015
|
Vergi erozyonu ve kâr aktarımı ile ilgili bilgi toplanması ve analizi konusunda metodoloji kurulması
|
Eylül-2015
|
Vergi mükelleflerinin agresif vergi planlaması hususunda bildirime zorlanması
|
Eylül-2015
|
Transfer fiyatlandırması mevzuatının gözden geçirilmesi
|
Eylül-2014
|
Uyuşmazlık çözüm mekanizmalarının daha etkin hale getirilmesi
|
Eylül-2015
|
Hızlı değişine global ekonomiye ve uluslararası vergi anlaşmalarına uyum için çok yönlü enstrümanlar geliştirilmesi
|
İlgili uluslararası kamu hukuku ve vergi meseleleri üzerindeki tespitlerin rapor edilmesi için Eylül-2014,
Çok yönlü enstrümanlar geliştirilmesi için Aralık-2015 |
Nisan 2013’te G-20 üyesi ülke temsilcilerine dağıtılan “OECD Sekreterliği-G20 Liderlerine Genel Rapor”
isimli raporda(12), aynı eylem planına yer verilmiş, vergilendirmenin
her ülkenin kendi egemenlik hakkı olmakla birlikte, bazı ulusal
düzenlemelerin, uluslararası boyuta ulaşan işlemlerde yetersiz kaldığı
veya uyuşmazlıklara sebebiyet verdiği vurgulanmıştır.
III- AVRUPA BİRLİĞİ’NİN AGRESİF VERGİ PLANLANMASI ÜZERİNE ÇALIŞMALARI
Agresif
vergi planlaması ile mücadelenin uluslararası iş birliği
gerektirdiğinin bilincinde olan Avrupa Birliği, 06.12.2012 tarihli
Komisyon Tavsiyesi’nde konunun önemi üzerinde durmuştur. Anılan belgede,
agresif vergi planlaması ile etkin mücadele için üye ülkelerin
sorumlulukları sıralanmış, yapılması gerekenler iki başlıkta
toplanmıştır:
1- Hiçbir
ülkede vergilendirilmeyen ticari işletmelere ilişkin düzenlemeler
(double non-taxation): Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının ve
ulusal vergi mevzuatının, bir işletmenin hiçbir üye ülkede
vergilendirilmemesini önleyecek şekilde değiştirilmesi öngörülmüştür.
2- Suiistimallerin
önlenmesi için yasal değişiklikler (General Anti-Abuse Rule): Agresif
vergi planlamasına yönelik yapay işlem ve faaliyetlerin önlenmesi için
genel-kapsayıcı yasal değişikliklerin yapılması tavsiye edilmiştir. Bir
faaliyetin yapay olup olmadığının anlaşılabilmesi ise;
- Faaliyeti oluşturan parçaların yasallığından ziyade faaliyetin yasa karşısında bir bütün olarak durumu,
- Faaliyetlerin, normal şartlar altında rasyonel bulunup bulunmadığı,
- Bir ticari işlemi takip eden işlemlerin öncekini etkisiz kılıp kılmadığı (veya iptal edip etmediği),
- Ticari işlemlerin kısır döngü oluşması,
- Ciddi ölçüde vergi avantajı sağlayan ticari işlemlerin aynı ölçüde ticari risk veya para akışını yansıtmaması,
- Vergi öncesi karın, sağlanan vergi avantajına kıyasla önemsiz düzeyde kalması
gibi hususların ayrıntılı tetkik edilmesine bağlıdır.
IV- SONUÇ
Küreselleşme,
ekonomileri bir biri ile daha fazla entegre hale getirerek çokuluslu
şirketlerin doğmasına yol açmıştır. Kurumsal ve ticari faaliyetlerin
ülke düzeyinden küresel düzeye çıkması, bilgi ve ulaşım
teknolojilerindeki gelişim ise çokuluslu şirketlerin vergiden
kaçınmalarını sağlayan yeni fırsatlar sunmaktadır. Bu konuda kararlı
şekilde efor sarf edilse de, her geçen gün daha fazla mobil hale gelen
sermaye ve iş gücü karşısında yapılan çalışmalar (ulus düzeyinde
kalarak) etkili olamamaktadır.
Agresif
vergi planlamasının faaliyetlerinin en aza indirilmesi, karşılıklı
vergi anlaşmalarından küresel vergi anlaşmalarına geçişi, hükümetler
arası etkili ve verimli bilgi değişimini zorunlu hale getirmektedir. Bu
amaçla, OECD bünyesinde çalışma grubu oluşturulmuş, Avrupa Birliği’nce
de komisyon tavsiyeleri yayımlanmıştır. Uluslararası kuruluşlarca
yapılan çalışma ve yayımlanan raporların takip edilmesinin, agresif
vergi planlaması faaliyetlerinin en aza indirilmesinin sağlanması
bakımından, önem arz ettiği düşünülmektedir.
* Vergi Müfettişi (E. Maliye Müfettişi)
(1) Financial Times web sayfası, “Figures shed light on tax avoidance haul”, Vanessa Houlder, http://www.ft.com, Erişim: 26.09.2013
(2) Organisation for Economic Co-operation and Development
(3) Aggressive Tax Planning (ATP) Steering Group
(4) OECD web sayfası, http://www.oecd.org/tax/aggressive/atp.htm, Erişim: 26.09.2013
(5) OECD web sayfası, http://www.oecd.org/tax/aggressive/atp.htm, Erişim: 26.09.2013
(6)
OECD’nin, “TACKLING AGGRESSIVE TAX PLANNING THROUGH IMPROVED
TRANSPARENCY AND DISCLOSURE” isim ve 2011 tarihli Yayını, s. 12
(7) Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Web Sayfası, Rapor Özetleri,
http://www.abmaliye.gov.tr/Sayfalar/Gayri-Resmi-Rapor-ozetleri.aspx, Erişim: 27.09.2013
(8) “Action Plan on base Erosion and Profit shifting”, OECD web sayfası, Erişim: 27.09.2013
(9)
Dijital ekonominin mevcut uluslararası vergi kanunlarının
uygulamalarına olumsuz etkilerinin ve bu etkileri minimize etmeyi
hedefleyen seçeneklerin belirlenmesi.
(10)
Uluslararası şirketlerin faaliyette bulunduğu ülkelerden hiç birinde
vergilendirilmemesi veya her ülkede vergi indirim ve uzun dönem vergi
ertelemelerinden yararlanması hususlarının önlenmesi için gerekli yasal
değişikler yapılmalıdır.
(11) İlişkili veya üçüncü kişi veya kurumlar vasıtasıyla faiz giderlerinin artırılarak vergi matrahının aşındırılması.
(12)
OECD’nin “OECD SECRETARY-GENERAL REPORT TO THE G20 LEADERS” isim ve 5-6
Eylül 2013 tarihli Yayını,
http://www.oecd.org/tax/SG-report-G20-Leaders-StPetersburg.pdf, Erişim:
27.09.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder