12 Ağustos 2015 Çarşamba

Örneklerle Ev Hizmetlerinde Çalışanların Sigortalı Bildirimi ve İdari Yaptırımlar

Yazar: Bünyamin ESEN*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
Türkiye sosyal güvenlik hukukunda sosyal sigortalar ile ilgili her türlü hak ve yükümlülük 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda[1] düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 4. maddesi sigortalı sayılanları, 5. maddesi bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalıları belirlerken 6. maddesi ise sigortalı sayılmayanların sınırını çizer. Söz konusu kanuna göre ev hizmetlerinde çalışanlar sigortalı sayılmayanlar arasında belirtilirken, “ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar bu hükümden istisna tutularak sigortalı sayılmıştır (5510 md. 6).
Bu noktada, hangi işlerin sürekli iş niteliğinde olduğu uygulamada tereddüde neden olan bir husustur. Ev hizmetleri ile alakalı olarak sürekli ve süreksiz işlerin niteliğinin açıklanması sosyal güvenlik hukuku açısından özellik arz eden bir konudur.
Öte yandan ev hizmetlerinde gündelikçi, temizlikçi, bakıcı, dadı, kapıcı, uşak, hizmetçi, bahçıvan, şoför, aşçı, koruma, tamirci gibi çeşitli isimler altında işçi çalıştıranların bu çalıştırdıkları kişiler ile ilgili sosyal güvenlik açısından oluşan yükümlülükleri nasıl yerine getirecekleri hususu da pratikte az bilinen bir konu olarak sıkça uygulama sorunlarına neden olmaktadır.
Bu makalede öncelikle sürekli iş kavramının niteliğinin hukuki analizi genel unsurları ile yapılmıştır. Makalenin devamında ise öncelikle ev hizmetlerinde çalışanların sosyal güvenlik ve iş hukuku açısından ayrı ayrı statüsüne değinilmiş, sonrasında ev hizmetlerinde çalışanların Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimi hususu irdelenmiş, devamında bildirim yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde oluşacak idari yaptırımlar örneklerle açıklanmış; böylece pratikte tereddütlere neden olan bir konu uygulamaya dönük olarak aydınlatılmaya çalışılmıştır.
II- SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU AÇISINDAN EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLAR
Türkiye sosyal güvenlik hukukunca ev hizmetlerinde çalışanların sosyal sigortalar kapsamına alınması ilk kez 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun[2] mülga 3.maddesinin birinci fıkrasının (D) bendi gereğince 24.11.1987 tarihinde[3] olmuştur (506 md. 3). Söz konusu hükme göre “ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar” sigortalı sayılarak sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmıştır.
Söz konusu düzenleme 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2008 tarihi sonrasında da devam ettirilmiş 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesinin (c) bendi uyarınca ev hizmetlerinde çalışanlardan ücretle ve sürekli olarak çalışanlar sigortalılık kapsamında tutulmuştur.
Ev hizmetleri kavramının kapsamına baktığımızda Sosyal Güvenlik Kurumu’nca çıkartılan 2013/11 sayılı Genelge[4] uyarınca çamaşır ve bulaşık yıkama, ütü yapma, cam silme, yemek yapma gibi evin gündelik işleyişine yönelik çalışmaların ev hizmeti olarak sayıldığı görülmektedir (SGK, 2013/11, S. 11). Genelge her ne kadar belirli işleri örnekleme kabilinden özel olarak saymış olsa da temizlik, çocuk bakımı, yaşlı bakımı, ütü yapma, alışveriş yapma, kapıcılık, aşçılık, bahçe bakım, koruma, sulama, nezaret, bekçilik, tamirat, hayvan bakımı gibi çeşitli işlerin ev hizmetleri kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Önemli olan işin hangi isim altında yapıldığı değil, yapılan işin ev hizmetlerine dair olması niteliğidir ve bu listenin çeşitlendirilmesi mümkündür.
Ancak bu tür işlerde çalıştırılan çalışanların tamamı sosyal güvenlik hukuku açısından sigortalı statüsünde değildir. 5510 sayılı Kanun ev hizmetlerinde çalışanların tümünü değil, yalnızca ücretle ve sürekli çalışanları kapsama almış, ücretsiz ve süreksiz çalışanlar sigortalı sayılmamıştır (5510 md. 6). Bu noktada sürekli iş kavramının niteliği önem kazanmaktadır.
İş hukuku açısından baktığımızda 4857 sayılı Kanun’un[5] 10. maddesinde nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş denilmektedir. Süreksiz işlerde İş Kanunu hükümleri yanında Borçlar Kanunu[6] hükümleri uygulanır. Sosyal güvenlik hukuku yönünden sürekli iş ise, belirli bir periyod içerisinde devamlı suretle icra edilen çalışmayı ifade eder. Sürekli iş ile süreksiz işin farkını örnekler ile açıklayalım:
Örnek-1: Bir binanın boyanması işi otuz günden az sürede tamamlanmakta ise iş hukuku açısından bu iş süreksiz iş hükmündedir. Boya işinin otuz günden daha uzun sürmesi halinde ise iş hukuku açısından bu iş sürekli iş sayılacaktır.
Örnek-2: Çalışan bir anne olan A’nın bebeğine bakmak için haftanın beş günü mesai saatleri içerisinde gelen dadı B’nin çalışması sosyal güvenlik hukuku açısından değerlendirildiğinde sürekli ve ücretli bir çalışma olduğu için başlangıcından itibaren sürekli iş niteliğindedir.
Örnek-3: Ev kadını olan C komşusunun tavsiyesi üzerine D isimli şahsı ev temizliği ve cam silmek için tutmuş, bu çalışması karşılığı kendisine günlük 75 TL net ücret vermiştir. Bu durum bir yıl içerisinde birkaç kez tekrarlanmış, ancak çalışmalar belirli bir periyod içerisinde değil C’nin çağırması üzerine gerçekleşmiştir. D isimli şahsın bu çalışması sürekli iş niteliğinde değildir.
Ev hizmetlerinde ücretle çalışanların yapmış oldukları işin niteliği bakımından öncelikle sürekli iş olup olmadığının belirlenmesi gerekmekte olup, sigortalılığın sağlanabilmesi için evle bağlantılı işlerin ücretle ve belli bir süreklilik içinde yapılıyor olması, bu süreklilik için çalışmanın belirli bir yoğunluğa ulaşması şartının aranması gerekmektedir (SGK, 2013/11, S. 11-12). Çalışanın her hafta aynı gün ve aynı eve ev işinde çalışmak üzere gelmesi hali sürekli çalışma oluşturmaktadır. Örneklerle açıklayalım:
Örnek-4: Her hafta ayni gün, yada günü değişmekle birlikte haftada bir gün sürekli olarak ev temizliğine gelen bir kadının yaptığı iş ve sosyal güvenlik hukuku yönünden sürekli iş niteliğindedir.
Örnek-5: (E) isimli kadın belirsiz aralıklarla ve muayyen bir durum arz etmeyecek şekilde arada bir eve temizliğe çağrılmaktadır. (E)’nin bu faaliyeti son üç yıldır sürmektedir. Evlere arada sırada temizliğe giden bu kadının yaptığı iş süreksiz iş niteliğindedir. Ev hizmeti belirsiz aralıklarla ve çağrı üzerine yapılıyorsa, bu durumda iş ne kadar sürmüş olursa olsun, süreksiz çalışma olarak değerlendirilecektir. Örnekte anılan bu kadının bu eve temizlik amacıyla gelişi uzun bir süreden beri gerçekleşiyor olsa dahi, iş sürekli bir şekilde ve düzenli aralıklar ile yapılmadığından sürekli iş niteliğini kazanmaz.
Örnek-6: Örnek 5’te belirtilen (E)’nin bu çalışması başlangıçta süreksiz ya da çağrı üzerine çalışma şeklinde başlanılmış olsa da süreklilik niteliği kazanacak şekilde düzenli aralıklarla yapılmaya başlanır, yani bir periyoda bağlanır ise bu tarihten itibaren sosyal güvenlik açısından sürekli iş olarak değerlendirilecek ve sigortalılık gerektirir bir iş hüviyeti kazanacaktır.
Ev hizmetlerinde sürekli ve ücretli çalışanlar eğer ayın belirli günlerinde çalıştırılıyorlar ve yaptıkları iş belirli süreli değil ise, bu çalışmaları iş hukuku açısından belirsiz süreli kısmi çalışma kapsamındadır (4957 md. 10-12). Sosyal güvenlik hukuku açısından bakıldığında ise ev hizmetlerinde çalışanlar 5510 sayılı Kanun’un 4/1-(a) bendi kapsamında sigortalı sayılmaktadır (5510 md. 4, 506 mülga md. 3).
III- EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARLA İLGİLİ SOSYAL GÜVENLİK YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Makalemizin bu bölümünde ev hizmetlerinde çalışanlar ile ilgili olarak sosyal güvenlik hukuku gereğince yerine getirilmesi zorunlu olan bildirim ve yükümlülükler açıklanacaktır.
Ev hizmetlerinde çalıştırılanlar ile ilgili ilk yükümlülük çalışılacak ev ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nda işyeri dosyası açılması zorunluluğudur. Çalışılacak yer bir mesken olsa da sosyal güvenlik hukuku yönünden işyeri niteliğindedir (5510 md. 11). SGK nezdinde işyeri dosyasının açılabilmesi için en geç sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihte işveren niteliğine haiz ev sahibince İşyeri Bildirgesi verme yükümlülüğü bulunmaktadır (5510 md. 11).
Bildirimde dikkat edilmesi gereken hususlar, İşyeri Bildirgesi’nde işveren kısmına ev sahibinin isminin, işyeri adresi kısmına çalışmanın yapılacağı evin adresinin, “işyeri mahiyeti” kısmına “devamlı işyeri” ibaresinin, “faaliyetin niteliği” kısmına “diğer” ibaresinin, “sigortalı çalıştırılmaya başlanılacak tarih” kısmına ev hizmetine başlanacak tarihin, yapılan işin niteliği kısmına “ev hizmetleri” ibaresinin, “faaliyette bulunulan sektör” kısmına “diğer” ibaresinin, “tutmak zorunda olduğu defter türü” kısmına ise “deftere tabi değil” ibaresinin yazılması ya da işaretlenmesidir. İşyeri dosyasının açılışı ve SGK’ca verilecek işyeri numarasının alınmasını müteakiben SGK’dan e-Bildirge şifresi talep edilecektir.
İşyeri dosyasının açtırılması sonrasında ev hizmetlerinde çalışacak kişinin Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ile SGK’ya bildirilmesi bir diğer yükümlülüğü oluşturur (5510 md. 8). Yeni işyeri dosyası açtırmış bir işveren açısından ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin dolduğu tarihe kadar, daha evvel bir işyeri dosyası açtırmış bulunan ev sahibi açısından ise en geç sigortalının çalışmaya başlamasından bir gün önce SGK’ya Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi verilmesi zorunluluğu bulunmaktadır (SSİY md. 11)[7]. Bu bildirimin e-bildirge sistemi üzerinden yapılması zorunludu0r (SSİY md. 11).
Öte yandan, ev hizmetlerinde çalışan ile ilgili yalnızca işe giriş bildiriminin yapılması yeterli olmayıp, hakkında her ay SGK’ya Aylık Prim ve Hizmet Belgesi verilme zorunluluğu bulunmaktadır. Ev hizmetinde çalışanın aldığı brüt ücret üzerinden, sosyal güvenlik hukukundaki tabiri ile Sigorta Primine Esas Kazancı üzerinden, sigortalı olarak bildirilmesi yasal bir zorunluluktur (5510 md. 80). Çalışan günlük asgari ücretin altında bir ücret ile sigortalı olarak bildirilemez (5510 md. 82).
Ev hizmetinde çalışan ay içerisinde 30 gün üzerinden, yani tam süreli çalışma ile değil, yalnızca çalıştığı gün sayısınca bildirilecektir. Gün içerisinde günlük çalışma süresi olan 7,5 saatten az çalışılıyor ise o ay için bildirilecek çalışma gün sayısı çalışılan saatlerin toplanarak 7,5’a bölünmesi suretiyle bulunacaktır. Bu şekildeki hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir (5510 md. 80). Örneğin ay içerisinde 24 saat çalışmış bulunan bir ev hizmetlisi o aya ait aylık prim ve hizmet belgesinde 4 gün üzerinden sigortalı bildirilecektir.
Bildirimde dikkat edilmesi gereken hususlar Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin SGK’dan alınacak e-bildirge şifresi ile online olarak verilmesi, çalışanların aldıkları net ücret üzerinden değil brüt ücret üzerinden bildirilmeleri, her aya ait hizmetlerin bir sonraki ayın 23’ü günü akşamı gece yarısına kadar online olarak verilmesinin zorunlu olması, bildirgede kısmi çalışma nedenine “Ev hizmetlerinde 30 günden az çalışma” ve 17 kodunun işaretlenmesinin gerektiğidir (SSİY Ek-9).
Ev hizmetlerinde çalışanlar ile ilgili bir başka yükümlülük de işten ayrılan ev hizmetlisi için Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi verilmesidir (5510 md. 9). Bu bildirge verilirken bildirimin sigortalının işten ayrılmasını takip eden on gün içerisinde yapılması, bildirgenin e-Bildirge sistemi üzerinden verilmesi hususlarına dikkat edilmesi gerekmektedir (SSİY md. 25).
Sosyal güvenlik hukuku açısından son yükümlülük ise verilecek Aylık Prim ve Hizmet Belgeleri uyarınca tahakkuk edecek prim borçlarının sonraki ayın sonuna kadar SGK’ya ödenmesidir (5510 md. 88, İUT md. 2.4)[8]. Prim borçlarının yasal süresi içerisinde ödenmemesi halinde gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte 5510 sayılı Kanunu’nun 88. madde hükümlerince cebren tahsil edilmesi söz konusudur.
Anlatılan tüm bu bildirimler ve ödemeler sosyal güvenlik hukuku yönünden işveren sayılan hane sahibi tarafından yerine getirilecektir.
IV- EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN BİLDİRİLMEMESİ HALİNDE OLUŞACAK İDARİ YAPTIRIMLAR
Ev hizmetlerinde çalışanlar ile ilgili olarak sosyal güvenlik hukuku açısından oluşan yükümlülüklerin yasal süresi içerisinde veya SGK’ca belirlenen şekil ve usulde yerine getirilmemesi önemli oranlarda idari yaptırımlar doğurmaktadır.
Buna göre ev hizmetinin yapılacağı mesken için İşyeri Bildirgesi’nin zamanında veya usulünce verilmemesi nedeniyle iki brüt asgari ücret tutarında, ev hizmetlerinde çalışan sigortalı için Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin süresi içerisinde veya usulünce verilmemesi iki brüt asgari ücret tutarında, Aylık Prim ve Hizmet Belgesi’nin yasal süresi içerisinde veya usulünce verilmemesi halinde sigortalının çalıştığı her ay için iki brüt asgari ücret tutarında, çalışması sona eren ev hizmetlisi için Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi’nin yasal süresi içerisinde veya usulünce verilmemesi halinde ise 1/10 brüt asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacaktır (5510 md. 102). İdari para cezaları fiillerin işlendiği ayın brüt asgari ücret tutarına göre belirlenir. Altını çizmek gerekir ki özellikle Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin verilmemesi halinde uygulanacak idari para cezası her ay için ayrı ayrı uygulanacak olup, sigortasız olarak çalıştırılan çalışma süresi uzadıkça uygulanacak idari para cezaları da katlanarak artacaktır.
Bundan başka, işveren niteliğindeki ev sahibi verilen aylık prim ve hizmet belgelerine istinaden tahakkuk edecek sigorta primlerini yasal süresin içerisinde ödemediği takdirde yahut geriye dönük olan hizmet tespiti halinde tahakkuk edecek geçmiş dönem prim borçları gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte ödenmek zorunda kalınacaktır (5510 md. 88).
Ev hizmetlerinde çalışanlarla ilgili yasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde uygulanacak idari yaptırımların daha iyi anlaşılması için bir örnek ile açıklayalım:
Örnek-7: (Y) isimli şahsa ait meskene 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren düzenli olarak haftada bir gün temizliğe gelen ve bu çalışması karşılığında günlük 100 TL brüt ücret ödenen ev hizmetlisi (Z)’nin sosyal güvenlik ile ilgili yükümlülükleri (Y) isimli işveren niteliğindeki hane sahibince yerine getirilmemiştir. Yapılan bir ihbar sonucu ilgili meskende Sosyal Güvenlik Denetmenlerince 30.08.2013 tarihinde kayıt dışı istihdam denetimi yapılmış, sigortalının eylemli olarak çalışmakta olduğu tutanak altına alınmıştır. Yapılan bu denetim sonucunda SGK tarafından şu idari para cezaları uygulanacaktır:
- İşyeri bildirgesinin verilmemesi dolayısıyla: 1021,50 x 2 = 2043 TL
- Sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmemesi dolayısıyla: 1021,50 x 2 = 2043 TL
- 2013 Temmuz ve Ağustos aylarına ait aylık prim ve hizmet belgesinin verilmemesi dolayısıyla: 1021,50 x 2 x 2 = 4086 TL
- Toplamda uygulanacak idari para cezası = 8172 TL
- Ayrıca Temmuz ve Ağustos aylarına ait sigorta primleri gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Örnek-8: Örnek 7’deki hizmetli (Z)’ye ait bildirimler zamanında yapılmış olsa idi adına ödenecek aylık sigorta primi tutarı aylık 4 gün 100 TL brüt ücret üzerinden 4 x 100 x % 36,5 = 142,40 TL olacak idi.[9] Hatta söz konusu sigortalı ile ilgili olarak diğer şartları da taşıması halinde 6111 sayılı Kanun uyarınca getirilmiş bulunan prim teşviki uygulanabileceğinden prim maliyeti çok daha düşük tutarlarda olabilecektir (6111 md. 74).[10]
Görüldüğü üzere ev hizmetlerinde çalıştırılan kişileri sigortalı olarak bildirmemenin prim yükü ve ev sahibine maliyeti söz konusu kişiyi sigortasız çalıştırmanın Sosyal Güvenlik Denetmeni/Müfettişi tarafından yapılacak denetim sonucunda yahut da hizmet tespit davası sonucu yargı kararları ile tespiti sonucu SGK’ca uygulanacak idari para cezalarına kıyaslandığında çok düşüktür.
Öte yandan altı çizilmesi gereken bir husus da ev hizmetlerinde çalışan kişinin yabancı uyruklu olması halinde iş hukukunca ortaya çıkacak idari yaptırımlardır. Ev hizmetlerinde çalışan kişinin çalışma izni alınmadan çalıştırılan bir yabancı uyruklu olması halinde 4817 sayılı Kanun[11] uyarınca 2013 yılı için,
- Çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işverenlere her bir yabancı için; 7.325 TL,
- Çalışma izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancıya; 731 TL,
- Çalışma izni olmaksızın bağımsız çalışan yabancıya; 2.928 TL,
İdari para cezası uygulanacaktır. İdari para cezaları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu[12] uyarınca her yıl yeniden değerleme oranında artırılmakta olup, bu fiillerin tekrarı halinde idari para cezaları bir kat artırılarak uygulanmaktadır (4817 md. 21).
Belirtilen tüm bu idari para yaptırımlar işveren niteliğindeki hane sahibine yükletilmektedir. Şunu belirtmek gerekir ki sigortalıların çalışmaya başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içerisinde, sigortalı olarak çalışmaya başladıklarını SGK’ya bildirim yükümlülüğü bulunsa dahi, kendini bildirmemek sigortalı aleyhine bir delil teşkil etmez ve kendini bildirmeyen sigortalıya bir idari yaptırım uygulanmaz (5510 md. 8).
V- SONUÇ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda ev hizmetlerinde çalışanlar sigortalı sayılmayanlar arasında düzenlenirken, ev hizmetlerinde ücretli ve sürekli çalışanların bu hükümden istisna tutuldukları ve Kanunun 4/1-(a) bendi uyarınca sigortalı olmalı gerektikleri görülmektedir.
Ev hizmetlerinde çalışanların sosyal güvenlik kapsamına girmesi için işin hangi ad altında yapılırsa yapılsın niteliğinin eve dair olması, işin ücret karşılığı olması ve süreklilik arz etmesi hususları aranır. İş hukuku uyarınca nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş denilir. Sosyal güvenlik hukuku yönünden ise, belirli bir periyod içerisinde devam eden ev hizmeti işleri ilk tesisinden itibaren sürekli iş niteliğini kazanmaktadır.
Ev hizmetlerinde gündelikçi, temizlikçi, bakıcı, dadı, kapıcı, uşak, hizmetçi, bahçıvan, şoför, aşçı, koruma, tamirci gibi çeşitli isimler altında işçi çalıştıranların bu çalıştırdıkları kişiler ile ilgili sosyal güvenlik açısından oluşan yükümlülükleri nasıl yerine getirecekleri hususiyet arz eden bir konudur.
Ev hizmetlerinde çalışanlar için sosyal sigortalar hukuku açısından işveren niteliğine haiz bulunan hane sahibinin yerine getirmesi gereken yükümlülükler şunlardır: İşyeri Bildirgesi verilmesi, e-Bildirge şifresi alınması, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi verilmesi, sigortalının çalıştığı her ay için ayrı ayrı Aylık Prim ve Hizmet Belgesi verilmesi, Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi verilmesi ve nihayetinde tahakkuk edecek prim tutarlarının yasal süresi içerisine SGK’ya ödenmesi.
Sözü edilen bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde normal şartlarda ödenecek prim tutarlarının çok üzerinde idari yaptırımlar ile karşılaşılması mümkündür. Yabancı sigortalının çalışma izni alınmadan ev hizmetlerinden çalıştırılması ise, ayrıca 4817 sayılı Kanun uyarınca da idari para cezasını gerektirmektedir.


* Sosyal Güvenlik Denetmeni, London School of Economics and Political Science Sosyal Politika Bölümü, MSc in Social Policy (European and Comparative Social Policy), Sosyal Politika Bilim Uzmanı
[1]5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 31.05.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2]506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 29.07.1964 tarih ve 11766 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3]506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3. Maddesinin Bazı Fıkralarının Değiştirilmesi Hakkında Kanun, 14.08.1977 tarih ve 16037 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[4] Sosyal Güvenlik Kurumu, Sigortalılık İşlemleri konulu 2013/11 sayılı Genelge, Ankara, 22.02.2013
[5]4857 sayılı İş Kanunu, 10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[6]6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[7] Sosyal Güvenlik Kurumu, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, 12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[8] Sosyal Güvenlik Kurumu, İşveren Uygulama Tebliği, 01.09.2012 tarih ve 28398 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[9] Kısa vadeli sigorta kolları prim oranının 01.09.2013 tarihinden itibaren % 2 olarak uygulanmakta olduğu dikkate alınmalıdır.
[10]6111 sayılı Bazı Alacakların Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 25.02.2011 tarih ve 27857 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[11]4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun, 06.03.2003 tarih ve 25040 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[12]213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 10.01.1961 tarih ve 10705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder