Yazar: Bünyamin ESEN*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Türkiye
sosyal güvenlik hukukunda sosyal sigortalar ile ilgili her türlü hak ve
yükümlülük 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunu’nda[1]
düzenlenmiştir. Anılan Kanun’un 4. maddesi sigortalı sayılanları, 5.
maddesi bazı sigorta kollarının uygulanacağı sigortalıları belirlerken
6. maddesi ise sigortalı sayılmayanların sınırını çizer. Söz konusu
kanuna göre ev hizmetlerinde çalışanlar sigortalı sayılmayanlar arasında
belirtilirken, “ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar” bu hükümden istisna tutularak sigortalı sayılmıştır (5510 md. 6).
Bu
noktada, hangi işlerin sürekli iş niteliğinde olduğu uygulamada
tereddüde neden olan bir husustur. Ev hizmetleri ile alakalı olarak
sürekli ve süreksiz işlerin niteliğinin açıklanması sosyal güvenlik
hukuku açısından özellik arz eden bir konudur.
Öte yandan ev hizmetlerinde gündelikçi, temizlikçi, bakıcı, dadı, kapıcı, uşak, hizmetçi, bahçıvan, şoför, aşçı, koruma, tamirci
gibi çeşitli isimler altında işçi çalıştıranların bu çalıştırdıkları
kişiler ile ilgili sosyal güvenlik açısından oluşan yükümlülükleri nasıl
yerine getirecekleri hususu da pratikte az bilinen bir konu olarak
sıkça uygulama sorunlarına neden olmaktadır.
Bu
makalede öncelikle sürekli iş kavramının niteliğinin hukuki analizi
genel unsurları ile yapılmıştır. Makalenin devamında ise öncelikle ev
hizmetlerinde çalışanların sosyal güvenlik ve iş hukuku açısından ayrı
ayrı statüsüne değinilmiş, sonrasında ev hizmetlerinde çalışanların
Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimi hususu irdelenmiş, devamında
bildirim yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde oluşacak idari
yaptırımlar örneklerle açıklanmış; böylece pratikte tereddütlere neden
olan bir konu uygulamaya dönük olarak aydınlatılmaya çalışılmıştır.
II- SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU AÇISINDAN EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLAR
Türkiye
sosyal güvenlik hukukunca ev hizmetlerinde çalışanların sosyal
sigortalar kapsamına alınması ilk kez 506 sayılı Sosyal Sigortalar
Kanunu’nun[2] mülga 3.maddesinin birinci fıkrasının (D) bendi gereğince 24.11.1987 tarihinde[3] olmuştur (506 md. 3). Söz konusu hükme göre “ev hizmetlerinde ücretle ve sürekli olarak çalışanlar” sigortalı sayılarak sosyal güvenlik şemsiyesi altına alınmıştır.
Söz
konusu düzenleme 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.10.2008
tarihi sonrasında da devam ettirilmiş 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesinin
(c) bendi uyarınca ev hizmetlerinde çalışanlardan ücretle ve sürekli
olarak çalışanlar sigortalılık kapsamında tutulmuştur.
Ev hizmetleri kavramının kapsamına baktığımızda Sosyal Güvenlik Kurumu’nca çıkartılan 2013/11 sayılı Genelge[4] uyarınca çamaşır ve bulaşık yıkama, ütü yapma, cam silme, yemek yapma
gibi evin gündelik işleyişine yönelik çalışmaların ev hizmeti olarak
sayıldığı görülmektedir (SGK, 2013/11, S. 11). Genelge her ne kadar
belirli işleri örnekleme kabilinden özel olarak saymış olsa da temizlik,
çocuk bakımı, yaşlı bakımı, ütü yapma, alışveriş yapma, kapıcılık,
aşçılık, bahçe bakım, koruma, sulama, nezaret, bekçilik, tamirat, hayvan
bakımı gibi çeşitli işlerin ev hizmetleri kapsamında
değerlendirilmesi gerekir. Önemli olan işin hangi isim altında yapıldığı
değil, yapılan işin ev hizmetlerine dair olması niteliğidir ve bu
listenin çeşitlendirilmesi mümkündür.
Ancak
bu tür işlerde çalıştırılan çalışanların tamamı sosyal güvenlik hukuku
açısından sigortalı statüsünde değildir. 5510 sayılı Kanun ev
hizmetlerinde çalışanların tümünü değil, yalnızca ücretle ve sürekli
çalışanları kapsama almış, ücretsiz ve süreksiz çalışanlar sigortalı
sayılmamıştır (5510 md. 6). Bu noktada sürekli iş kavramının niteliği
önem kazanmaktadır.
İş hukuku açısından baktığımızda 4857 sayılı Kanun’un[5]
10. maddesinde nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere
süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş denilmektedir.
Süreksiz işlerde İş Kanunu hükümleri yanında Borçlar Kanunu[6]
hükümleri uygulanır. Sosyal güvenlik hukuku yönünden sürekli iş ise,
belirli bir periyod içerisinde devamlı suretle icra edilen çalışmayı
ifade eder. Sürekli iş ile süreksiz işin farkını örnekler ile
açıklayalım:
Örnek-1: Bir
binanın boyanması işi otuz günden az sürede tamamlanmakta ise iş hukuku
açısından bu iş süreksiz iş hükmündedir. Boya işinin otuz günden daha
uzun sürmesi halinde ise iş hukuku açısından bu iş sürekli iş
sayılacaktır.
Örnek-2:
Çalışan bir anne olan A’nın bebeğine bakmak için haftanın beş günü
mesai saatleri içerisinde gelen dadı B’nin çalışması sosyal güvenlik
hukuku açısından değerlendirildiğinde sürekli ve ücretli bir çalışma
olduğu için başlangıcından itibaren sürekli iş niteliğindedir.
Örnek-3:
Ev kadını olan C komşusunun tavsiyesi üzerine D isimli şahsı ev
temizliği ve cam silmek için tutmuş, bu çalışması karşılığı kendisine
günlük 75 TL net ücret vermiştir. Bu durum bir yıl içerisinde birkaç kez
tekrarlanmış, ancak çalışmalar belirli bir periyod içerisinde değil
C’nin çağırması üzerine gerçekleşmiştir. D isimli şahsın bu çalışması
sürekli iş niteliğinde değildir.
Ev
hizmetlerinde ücretle çalışanların yapmış oldukları işin niteliği
bakımından öncelikle sürekli iş olup olmadığının belirlenmesi gerekmekte
olup, sigortalılığın sağlanabilmesi için evle bağlantılı işlerin
ücretle ve belli bir süreklilik içinde yapılıyor olması, bu süreklilik
için çalışmanın belirli bir yoğunluğa ulaşması şartının aranması
gerekmektedir (SGK, 2013/11, S. 11-12). Çalışanın her hafta aynı gün ve
aynı eve ev işinde çalışmak üzere gelmesi hali sürekli çalışma
oluşturmaktadır. Örneklerle açıklayalım:
Örnek-4:
Her hafta ayni gün, yada günü değişmekle birlikte haftada bir gün
sürekli olarak ev temizliğine gelen bir kadının yaptığı iş ve sosyal
güvenlik hukuku yönünden sürekli iş niteliğindedir.
Örnek-5: (E)
isimli kadın belirsiz aralıklarla ve muayyen bir durum arz etmeyecek
şekilde arada bir eve temizliğe çağrılmaktadır. (E)’nin bu faaliyeti son
üç yıldır sürmektedir. Evlere arada sırada temizliğe giden bu kadının
yaptığı iş süreksiz iş niteliğindedir. Ev hizmeti belirsiz aralıklarla
ve çağrı üzerine yapılıyorsa, bu durumda iş ne kadar sürmüş olursa
olsun, süreksiz çalışma olarak değerlendirilecektir. Örnekte anılan bu
kadının bu eve temizlik amacıyla gelişi uzun bir süreden beri
gerçekleşiyor olsa dahi, iş sürekli bir şekilde ve düzenli aralıklar ile
yapılmadığından sürekli iş niteliğini kazanmaz.
Örnek-6:
Örnek 5’te belirtilen (E)’nin bu çalışması başlangıçta süreksiz ya da
çağrı üzerine çalışma şeklinde başlanılmış olsa da süreklilik niteliği
kazanacak şekilde düzenli aralıklarla yapılmaya başlanır, yani bir
periyoda bağlanır ise bu tarihten itibaren sosyal güvenlik açısından
sürekli iş olarak değerlendirilecek ve sigortalılık gerektirir bir iş
hüviyeti kazanacaktır.
Ev
hizmetlerinde sürekli ve ücretli çalışanlar eğer ayın belirli
günlerinde çalıştırılıyorlar ve yaptıkları iş belirli süreli değil ise,
bu çalışmaları iş hukuku açısından belirsiz süreli kısmi çalışma
kapsamındadır (4957 md. 10-12). Sosyal güvenlik hukuku açısından
bakıldığında ise ev hizmetlerinde çalışanlar 5510 sayılı Kanun’un
4/1-(a) bendi kapsamında sigortalı sayılmaktadır (5510 md. 4, 506 mülga
md. 3).
III- EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARLA İLGİLİ SOSYAL GÜVENLİK YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Makalemizin
bu bölümünde ev hizmetlerinde çalışanlar ile ilgili olarak sosyal
güvenlik hukuku gereğince yerine getirilmesi zorunlu olan bildirim ve
yükümlülükler açıklanacaktır.
Ev
hizmetlerinde çalıştırılanlar ile ilgili ilk yükümlülük çalışılacak ev
ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu’nda işyeri dosyası açılması
zorunluluğudur. Çalışılacak yer bir mesken olsa da sosyal güvenlik
hukuku yönünden işyeri niteliğindedir (5510 md. 11). SGK nezdinde işyeri
dosyasının açılabilmesi için en geç sigortalı çalıştırmaya başlanılan
tarihte işveren niteliğine haiz ev sahibince İşyeri Bildirgesi verme
yükümlülüğü bulunmaktadır (5510 md. 11).
Bildirimde
dikkat edilmesi gereken hususlar, İşyeri Bildirgesi’nde işveren kısmına
ev sahibinin isminin, işyeri adresi kısmına çalışmanın yapılacağı evin
adresinin, “işyeri mahiyeti” kısmına “devamlı işyeri” ibaresinin, “faaliyetin niteliği” kısmına “diğer” ibaresinin, “sigortalı çalıştırılmaya başlanılacak tarih” kısmına ev hizmetine başlanacak tarihin, yapılan işin niteliği kısmına “ev hizmetleri” ibaresinin, “faaliyette bulunulan sektör” kısmına “diğer” ibaresinin, “tutmak zorunda olduğu defter türü” kısmına ise “deftere tabi değil”
ibaresinin yazılması ya da işaretlenmesidir. İşyeri dosyasının açılışı
ve SGK’ca verilecek işyeri numarasının alınmasını müteakiben SGK’dan
e-Bildirge şifresi talep edilecektir.
İşyeri
dosyasının açtırılması sonrasında ev hizmetlerinde çalışacak kişinin
Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ile SGK’ya bildirilmesi bir diğer
yükümlülüğü oluşturur (5510 md. 8). Yeni işyeri dosyası açtırmış bir
işveren açısından ilk defa sigortalı çalıştırmaya başlanılan tarihten
itibaren bir ay içinde çalışmaya başlayan sigortalılar için, çalışmaya
başladıkları tarihten itibaren en geç söz konusu bir aylık sürenin
dolduğu tarihe kadar, daha evvel bir işyeri dosyası açtırmış bulunan ev
sahibi açısından ise en geç sigortalının çalışmaya başlamasından bir gün
önce SGK’ya Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi verilmesi zorunluluğu
bulunmaktadır (SSİY md. 11)[7]. Bu bildirimin e-bildirge sistemi üzerinden yapılması zorunludu0r (SSİY md. 11).
Öte
yandan, ev hizmetlerinde çalışan ile ilgili yalnızca işe giriş
bildiriminin yapılması yeterli olmayıp, hakkında her ay SGK’ya Aylık
Prim ve Hizmet Belgesi verilme zorunluluğu bulunmaktadır. Ev hizmetinde
çalışanın aldığı brüt ücret üzerinden, sosyal güvenlik hukukundaki
tabiri ile Sigorta Primine Esas Kazancı üzerinden, sigortalı olarak
bildirilmesi yasal bir zorunluluktur (5510 md. 80). Çalışan günlük
asgari ücretin altında bir ücret ile sigortalı olarak bildirilemez (5510
md. 82).
Ev
hizmetinde çalışan ay içerisinde 30 gün üzerinden, yani tam süreli
çalışma ile değil, yalnızca çalıştığı gün sayısınca bildirilecektir. Gün
içerisinde günlük çalışma süresi olan 7,5 saatten az çalışılıyor ise o
ay için bildirilecek çalışma gün sayısı çalışılan saatlerin toplanarak
7,5’a bölünmesi suretiyle bulunacaktır. Bu şekildeki hesaplamada gün
kesirleri bir gün kabul edilir (5510 md. 80). Örneğin ay içerisinde 24
saat çalışmış bulunan bir ev hizmetlisi o aya ait aylık prim ve hizmet
belgesinde 4 gün üzerinden sigortalı bildirilecektir.
Bildirimde
dikkat edilmesi gereken hususlar Aylık Prim ve Hizmet Belgelerinin
SGK’dan alınacak e-bildirge şifresi ile online olarak verilmesi,
çalışanların aldıkları net ücret üzerinden değil brüt ücret üzerinden
bildirilmeleri, her aya ait hizmetlerin bir sonraki ayın 23’ü günü
akşamı gece yarısına kadar online olarak verilmesinin zorunlu olması,
bildirgede kısmi çalışma nedenine “Ev hizmetlerinde 30 günden az çalışma” ve 17 kodunun işaretlenmesinin gerektiğidir (SSİY Ek-9).
Ev
hizmetlerinde çalışanlar ile ilgili bir başka yükümlülük de işten
ayrılan ev hizmetlisi için Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi
verilmesidir (5510 md. 9). Bu bildirge verilirken bildirimin
sigortalının işten ayrılmasını takip eden on gün içerisinde yapılması,
bildirgenin e-Bildirge sistemi üzerinden verilmesi hususlarına dikkat
edilmesi gerekmektedir (SSİY md. 25).
Sosyal
güvenlik hukuku açısından son yükümlülük ise verilecek Aylık Prim ve
Hizmet Belgeleri uyarınca tahakkuk edecek prim borçlarının sonraki ayın
sonuna kadar SGK’ya ödenmesidir (5510 md. 88, İUT md. 2.4)[8].
Prim borçlarının yasal süresi içerisinde ödenmemesi halinde gecikme
cezası ve gecikme zammı ile birlikte 5510 sayılı Kanunu’nun 88. madde
hükümlerince cebren tahsil edilmesi söz konusudur.
Anlatılan
tüm bu bildirimler ve ödemeler sosyal güvenlik hukuku yönünden işveren
sayılan hane sahibi tarafından yerine getirilecektir.
IV- EV HİZMETLERİNDE ÇALIŞANLARIN BİLDİRİLMEMESİ HALİNDE OLUŞACAK İDARİ YAPTIRIMLAR
Ev
hizmetlerinde çalışanlar ile ilgili olarak sosyal güvenlik hukuku
açısından oluşan yükümlülüklerin yasal süresi içerisinde veya SGK’ca
belirlenen şekil ve usulde yerine getirilmemesi önemli oranlarda idari
yaptırımlar doğurmaktadır.
Buna
göre ev hizmetinin yapılacağı mesken için İşyeri Bildirgesi’nin
zamanında veya usulünce verilmemesi nedeniyle iki brüt asgari ücret
tutarında, ev hizmetlerinde çalışan sigortalı için Sigortalı İşe Giriş
Bildirgesinin süresi içerisinde veya usulünce verilmemesi iki brüt
asgari ücret tutarında, Aylık Prim ve Hizmet Belgesi’nin yasal süresi
içerisinde veya usulünce verilmemesi halinde sigortalının çalıştığı her
ay için iki brüt asgari ücret tutarında, çalışması sona eren ev
hizmetlisi için Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi’nin yasal süresi
içerisinde veya usulünce verilmemesi halinde ise 1/10 brüt asgari ücret
tutarında idari para cezası uygulanacaktır (5510 md. 102). İdari para
cezaları fiillerin işlendiği ayın brüt asgari ücret tutarına göre
belirlenir. Altını çizmek gerekir ki özellikle Aylık Prim ve Hizmet
Belgesinin verilmemesi halinde uygulanacak idari para cezası her ay için
ayrı ayrı uygulanacak olup, sigortasız olarak çalıştırılan çalışma
süresi uzadıkça uygulanacak idari para cezaları da katlanarak
artacaktır.
Bundan
başka, işveren niteliğindeki ev sahibi verilen aylık prim ve hizmet
belgelerine istinaden tahakkuk edecek sigorta primlerini yasal süresin
içerisinde ödemediği takdirde yahut geriye dönük olan hizmet tespiti
halinde tahakkuk edecek geçmiş dönem prim borçları gecikme cezası ve
gecikme zammı ile birlikte ödenmek zorunda kalınacaktır (5510 md. 88).
Ev
hizmetlerinde çalışanlarla ilgili yasal yükümlülüklerin yerine
getirilmemesi halinde uygulanacak idari yaptırımların daha iyi
anlaşılması için bir örnek ile açıklayalım:
Örnek-7: (Y)
isimli şahsa ait meskene 1 Temmuz 2013 tarihinden itibaren düzenli
olarak haftada bir gün temizliğe gelen ve bu çalışması karşılığında
günlük 100 TL brüt ücret ödenen ev hizmetlisi (Z)’nin sosyal güvenlik
ile ilgili yükümlülükleri (Y) isimli işveren niteliğindeki hane
sahibince yerine getirilmemiştir. Yapılan bir ihbar sonucu ilgili
meskende Sosyal Güvenlik Denetmenlerince 30.08.2013 tarihinde kayıt dışı
istihdam denetimi yapılmış, sigortalının eylemli olarak çalışmakta
olduğu tutanak altına alınmıştır. Yapılan bu denetim sonucunda SGK
tarafından şu idari para cezaları uygulanacaktır:
- İşyeri bildirgesinin verilmemesi dolayısıyla: 1021,50 x 2 = 2043 TL
- Sigortalı işe giriş bildirgesinin verilmemesi dolayısıyla: 1021,50 x 2 = 2043 TL
- 2013 Temmuz ve Ağustos aylarına ait aylık prim ve hizmet belgesinin verilmemesi dolayısıyla: 1021,50 x 2 x 2 = 4086 TL
- Toplamda uygulanacak idari para cezası = 8172 TL
- Ayrıca Temmuz ve Ağustos aylarına ait sigorta primleri gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Örnek-8:
Örnek 7’deki hizmetli (Z)’ye ait bildirimler zamanında yapılmış olsa
idi adına ödenecek aylık sigorta primi tutarı aylık 4 gün 100 TL brüt
ücret üzerinden 4 x 100 x % 36,5 = 142,40 TL olacak idi.[9]
Hatta söz konusu sigortalı ile ilgili olarak diğer şartları da taşıması
halinde 6111 sayılı Kanun uyarınca getirilmiş bulunan prim teşviki
uygulanabileceğinden prim maliyeti çok daha düşük tutarlarda
olabilecektir (6111 md. 74).[10]
Görüldüğü
üzere ev hizmetlerinde çalıştırılan kişileri sigortalı olarak
bildirmemenin prim yükü ve ev sahibine maliyeti söz konusu kişiyi
sigortasız çalıştırmanın Sosyal Güvenlik Denetmeni/Müfettişi tarafından
yapılacak denetim sonucunda yahut da hizmet tespit davası sonucu yargı
kararları ile tespiti sonucu SGK’ca uygulanacak idari para cezalarına
kıyaslandığında çok düşüktür.
Öte
yandan altı çizilmesi gereken bir husus da ev hizmetlerinde çalışan
kişinin yabancı uyruklu olması halinde iş hukukunca ortaya çıkacak idari
yaptırımlardır. Ev hizmetlerinde çalışan kişinin çalışma izni alınmadan
çalıştırılan bir yabancı uyruklu olması halinde 4817 sayılı Kanun[11] uyarınca 2013 yılı için,
- Çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştıran işverenlere her bir yabancı için; 7.325 TL,
- Çalışma izni olmaksızın bağımlı çalışan yabancıya; 731 TL,
- Çalışma izni olmaksızın bağımsız çalışan yabancıya; 2.928 TL,
İdari para cezası uygulanacaktır. İdari para cezaları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu[12] uyarınca her yıl yeniden değerleme oranında artırılmakta olup, bu fiillerin tekrarı halinde idari para cezaları bir kat artırılarak uygulanmaktadır (4817 md. 21).
Belirtilen
tüm bu idari para yaptırımlar işveren niteliğindeki hane sahibine
yükletilmektedir. Şunu belirtmek gerekir ki sigortalıların çalışmaya
başladıkları tarihten itibaren en geç bir ay içerisinde, sigortalı
olarak çalışmaya başladıklarını SGK’ya bildirim yükümlülüğü bulunsa
dahi, kendini bildirmemek sigortalı aleyhine bir delil teşkil etmez ve
kendini bildirmeyen sigortalıya bir idari yaptırım uygulanmaz (5510 md.
8).
V- SONUÇ
5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda ev
hizmetlerinde çalışanlar sigortalı sayılmayanlar arasında düzenlenirken,
ev hizmetlerinde ücretli ve sürekli çalışanların bu hükümden istisna
tutuldukları ve Kanunun 4/1-(a) bendi uyarınca sigortalı olmalı
gerektikleri görülmektedir.
Ev
hizmetlerinde çalışanların sosyal güvenlik kapsamına girmesi için işin
hangi ad altında yapılırsa yapılsın niteliğinin eve dair olması, işin
ücret karşılığı olması ve süreklilik arz etmesi hususları aranır. İş
hukuku uyarınca nitelikleri bakımından en çok otuz iş günü süren işlere
süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş denilir. Sosyal
güvenlik hukuku yönünden ise, belirli bir periyod içerisinde devam eden
ev hizmeti işleri ilk tesisinden itibaren sürekli iş niteliğini
kazanmaktadır.
Ev hizmetlerinde gündelikçi, temizlikçi, bakıcı, dadı, kapıcı, uşak, hizmetçi, bahçıvan, şoför, aşçı, koruma, tamirci
gibi çeşitli isimler altında işçi çalıştıranların bu çalıştırdıkları
kişiler ile ilgili sosyal güvenlik açısından oluşan yükümlülükleri nasıl
yerine getirecekleri hususiyet arz eden bir konudur.
Ev
hizmetlerinde çalışanlar için sosyal sigortalar hukuku açısından
işveren niteliğine haiz bulunan hane sahibinin yerine getirmesi gereken
yükümlülükler şunlardır: İşyeri Bildirgesi verilmesi, e-Bildirge şifresi
alınması, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi verilmesi, sigortalının
çalıştığı her ay için ayrı ayrı Aylık Prim ve Hizmet Belgesi verilmesi,
Sigortalı İşten Ayrılış Bildirgesi verilmesi ve nihayetinde tahakkuk
edecek prim tutarlarının yasal süresi içerisine SGK’ya ödenmesi.
Sözü
edilen bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde normal şartlarda
ödenecek prim tutarlarının çok üzerinde idari yaptırımlar ile
karşılaşılması mümkündür. Yabancı sigortalının çalışma izni alınmadan ev
hizmetlerinden çalıştırılması ise, ayrıca 4817 sayılı Kanun uyarınca da
idari para cezasını gerektirmektedir.
* Sosyal Güvenlik Denetmeni, London School of Economics and Political Science Sosyal Politika Bölümü, MSc in Social Policy (European and Comparative Social Policy), Sosyal Politika Bilim Uzmanı
[1]5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 31.05.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2]506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 29.07.1964 tarih ve 11766 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3]506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 3. Maddesinin Bazı Fıkralarının Değiştirilmesi Hakkında Kanun, 14.08.1977 tarih ve 16037 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[4] Sosyal Güvenlik Kurumu, Sigortalılık İşlemleri konulu 2013/11 sayılı Genelge, Ankara, 22.02.2013
[5]4857 sayılı İş Kanunu, 10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[6]6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[7] Sosyal Güvenlik Kurumu, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği, 12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[8] Sosyal Güvenlik Kurumu, İşveren Uygulama Tebliği, 01.09.2012 tarih ve 28398 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[9] Kısa vadeli sigorta kolları prim oranının 01.09.2013 tarihinden itibaren % 2 olarak uygulanmakta olduğu dikkate alınmalıdır.
[10]6111
sayılı Bazı Alacakların Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ve Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 25.02.2011 tarih ve 27857 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[11]4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun, 06.03.2003 tarih ve 25040 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[12]213 sayılı Vergi Usul Kanunu, 10.01.1961 tarih ve 10705 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder