Yazar: Hasan ERDEMİR*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Çalışmamıza,
tüzel kişilerin sermayesine katıldıkları tüzel kişiliklerdeki
hisselerinin devrine ilişkin düzenlenen sözleşmelerin 488 sayılı Damda
Vergi Kanunu karşısındaki durumu konu edilmiştir.
Limited
şirketin paydaşları gerçek ve tüzel kişilerin hisselerini gerek diğer
gerçek ve tüzel kişi ortaklara ve gerekse de ortak dışı gerçek ve tüzel
kişilere devrine ilişkin sözleşmelerin başka adlarla düzenlenmiş olsa
dahi damga vergisine tabi olup olmadığı, çok taraflı içeren devir
işlemlerinde verginin hangi taraflardan aranacağı hakkındaki
düzenlemeler ve değerlendirmelerimiz aşağıdaki gibidir.
II- KONUMUZLA SINIRLI YASAL DÜZENLEMELER
A- DAMGA VERGİSİ KANUNU’NDA YER ALAN DÜZENLEMELER
Konu (md. 1); Bu Kanun’a ekli[1] “1” sayılı tabloda yazılı kağıtlar damga vergisine tabidir.
Bu
Kanun’daki kağıtlar terimi, yazılıp imzalamak veya imza yerine geçen
bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya
belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza
kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde
oluşturulan belgeleri ifade eder.
Yabancı
memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda
düzenlenen kağıtlar, Türkiye’de resmi dairelere ibraz edildiği, üzerine
devir veya ciro işlemleri yürütüldüğü veya herhangi bir suretle
hükümlerinden faydalanıldığı takdirde vergiye tabi tutulur.
Kapsam (md. 2); Vergiye
tabi kağıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve
şerhlerle, bu kağıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına,
değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhler de
damga vergisine tabidir.
Mükellef (md. 3); Damga
vergisinin mükellefi kağıtları imza edenlerdir. Resmi dairelerle
kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların damga vergisini kişiler
öder.
Yabancı
memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda
düzenlenen kağıtların vergisini, Türkiye’de bu kağıtları resmi dairelere
ibraz eden, üzerlerinde devir veya ciro işlemleri yapanlar veya
herhangi bir suretle hükümlerinden faydalananlar öderler. Ancak
bunlardan ticari veya mütedavil kağıt mahiyetinde bulunanların
vergisini, bunları en evvel satan veya kabul veya başka suretle kullanan
kişiler öderler.
Kağıtların Mahiyetlerinin Tayini (md. 4); Bir kağıdın tabi olacağı verginin tayini için o kağıdın mahiyetine bakılır ve buna göre tabloda yazılı vergisi bulunur.
Kağıtların
mahiyetlerinin tayininde, şekli kanunlarda belirtilmiş olanlarda
kanunlardaki adlarına, belirtilmemiş olanlarda üzerlerindeki yazının
tazammun ettiği hüküm ve manaya bakılır.
Mahiyeti
tayin edilmek istenen kağıt üzerinde başka bir kağıda atıf yapılmışsa,
atıf yapılan kağıdın hükümlerine nazaran iktisap ettiği mahiyete göre
vergi alınır.
Kağıt Nüshalarının Birden Fazla Olması (md. 5);
Bir nüshadan fazla olarak düzenlenen kağıtların her nüshası ayrı ayrı
aynı miktar veya nispette damga vergisine tabidir. Şu kadar ki, poliçe
ve emre yazılı ticari senetlerin yalnız tedavüle çıkarılan nüshaları
vergiye tabi tutulur.
Bir Kağıtta Birden Fazla Akit ve İşlem Bulunması (md. 6); Bir kağıtta biribirinden tamamen ayrı birden fazla akit ve işlem bulunduğu takdirde bunların herbirinden ayrı ayrı vergi alınır.
Bir
kağıtta toplanan akit ve işlemler birbirine bağlı ve bir asıldan doğma
oldukları takdirde damga vergisi, en yüksek vergi alınmasını gerektiren
akit veya işlem üzerinden alınır.
Ancak bu akit ve işlemlere asıl işlemin akitlerinden başka bir şahsın eklenen akit ve işlemi de ayrıca vergiye tabidir.
Birden Fazla İmzalı Kağıtlar (md. 7); Kağıtlara konulan imzanın birden fazla olması verginin tekerrürünü gerektirmez.
Ancak
maktu vergiye tabi olup müteaddit kişilerin imzasını taşıyan makbuz ve
ibra senetlerinin damga vergisi imza adedine göre alınır.
Nispi
vergiye tabi ve birden fazla kişinin imzasını taşıyan makbuz ve ibra
senetlerinde her imza sahibine ait olan hisse ayrıca belli edilmiş ise,
vergi hisselere göre ayrı ayrı ödenir.
Şu kadar ki, bir resmi daire veya bir gerçek veya tüzel kişi adına kağıtlara konulan birden fazla imza bir imza hükmündedir.
Makbuz Karşılığı Ödemelerde Ödeme Zamanı (md. 22); Makbuz karşılığı ödemelerde Damga Vergisi;
a)
Maliye Bakanlığı’nca belirlenen mükellefler, kurum ve kuruluşlar
tarafından bir ay içinde düzenlenen kağıtların vergisi, ertesi ayın
yirminci (yirmiüçüncü(371 VUK Tebliği[2]) günü akşamına kadar vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve yirmialtıncı günü akşamına kadar ödenir.
b)
(a) bendi dışındaki hallerde, kâğıdın düzenlendiği tarihi izleyen onbeş
gün içinde vergi dairesine bir beyanname ile bildirilir ve aynı süre
içinde ödenir.
Maliye
Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasları
belirlemeye, lüzum göreceği işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin
yukarıdaki sürelere bağlı kalmaksızın ve beyanname aranmaksızın kâğıdın
düzenlenmesinden önce veya noterlerce işleme tâbi tutulması sırasında
ödenmesi zorunluluğunu getirmeye, vergiyi işlem anında ilgili kamu kurum
veya kuruluşuna makbuz karşılığı ödettirmeye yetkilidir.
Vergi ve Cezada Sorumluluk (md. 24); Vergiye
tabi kağıtların damga vergisinin ödenmemesinden veya noksan
ödenmesinden dolayı alınması lazım gelen vergi ve cezadan, mükelleflere
rücu hakkı olmak üzere, kağıtları ibraz edenler sorumludur.
Birden
fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın
tamamından imza edenler müteselsilen sorumludurlar. Bunlar arasında
vergiden müstesna olanların bulunması Damga Vergisinin noksan ödenmesini
gerektirmez. Damga Vergisinden muaf kuruluşlarca kişilerin “1” sayılı
tabloda yer alan işlemleriyle ilgili olarak düzenlenen ve sadece bu
kurumların imzasını taşıyan kağıtlara ait verginin tamamı kişiler
tarafından ödenir. Ancak bu kağıtlara ait verginin hiç ödenmemesi veya
noksan ödenmesi halinde vergi ve cezanın tamamından kişilerle birlikte
kurumlar müteselsilen sorumludurlar.
22.
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında bulunanlar, taraf
oldukları işlemlere ilişkin kâğıtlara ait verginin beyan ve ödenmesinden
sorumludurlar. Verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi durumunda
vergi, ceza ve fer'ileri, vergi için diğer işlem taraflarına rücu hakkı
olmak üzere, bu fıkrada belirtilen kişilerden alınır.
Resmi
daireler veya noterlerce düzenlenerek kişilere verilen veya dairede
bırakılan ve Damga Vergisi hiç alınmıyan veya noksan alınan kağıtların
vergisi mükelleflere, cezası düzenliyenlere aittir.
Vergi ve ceza, vergi için mükelleflere rücu hakkı olmak üzere, kağıtları düzenleyenlerden alınır.
Özel Sorumluluk (md. 25);
Yabancı memleketlerle Türkiye'deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda
düzenlenen ticari ve mütedavil kağıtların damga vergisi ve cezası,
mükelleflerine rücu hakkı saklı bulunmak üzere hamillerinden alınır.
B- 6102 SAYILI TÜRK TİCARET KANUNU’NDA[3] YER ALAN DÜZENLEMELER
Kanun’un Uygulama Alanı, I - Ticari hükümler (md. 1); Türk Ticaret Kanunu, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun[4]
ayrılmaz bir parçasıdır. Bu Kanundaki hükümlerle, bir ticari işletmeyi
ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer kanunlarda yazılı özel
hükümler, ticari hükümlerdir.
Mahkeme, hakkında ticari bir hüküm bulunmayan ticari işlerde, ticari örf ve âdete, bu da yoksa genel hükümlere göre karar verir.
Ticaret Şirketlerinin Türleri (md. 124); Ticaret
şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif
şirketlerden ibarettir. Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs;
anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye
şirketi sayılır.
Tüzel Kişilik ve Ehliyet (md. 125); Ticaret
şirketleri tüzel kişiliği haizdir. Ticaret şirketleri, Türk Medenî
Kanununun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir ve
borçları üstlenebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar saklıdır.
Uygulanacak Kanun Hükümleri (md. 126); Her
şirket türüne özgü hükümler saklı kalmak şartıyla, Türk Medenî
Kanununun tüzel kişilere ilişkin genel hükümleri ile bu Kısımda hüküm
bulunmayan hususlarda Türk Borçlar Kanununun adi şirkete dair hükümleri
her şirket türünün niteliğine uygun olduğu oranda, ticaret şirketleri
hakkında da uygulanır.
Tüzel Kişilik ve Ehliyet (md. 125);
Ticaret şirketleri tüzel kişiliği haizdir. Ticaret şirketleri, Türk
Medenî Kanununun 48. maddesi çerçevesinde bütün haklardan yararlanabilir
ve borçları üstlenebilirler. Bu husustaki kanuni istisnalar saklıdır.
III- HİSSE PAYI VE DEVRİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELERİMİZ
Bilindiği
üzere sermaye şirketleri ticari faaliyetlerin sürdürülmesi ve
geliştirilebilmesi için gerekli olan fiziki/fikri sermaye
yetersizliğinin aşılması amacıyla gerçek ve/veya tüzel kişi
yatırımcıların bir araya gelmeleriyle kurulmaktadır. Yine ticari hayatın
gereği olarakta tüzel kişiliklere kuruluş aşamasında ayni sermaye
konulabileceği gibi, diğer tüzel kişiliklere de kuruluşta veya bölünme,
hisse devri vb. nedenlerle ayni sermaye konulabilmektedir.
Bu
durumun doğal sonucu olarak ta sermeyesinde pay sahibi bulunulan tüzel
kişiliğin ticari kazancı üzerinden bu payla orantılı olarak usulünce pay
elde edilebilmesidir. Tüzel kişiliklerin kuruluş amaçlarının, faaliyet
konularının pay sahiplerinin faaliyete birlikte devam etme arzularında
da değişiklikleri gündeme getirebilmektedir.
Ayrıntıları
Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilmiş olan pay devri işlemleri, yazılı
olarak düzenlenen ve imzaları notere tasdik ettirilen sözleşmelerin
tescil ve ilanı ile gerçekleştirilmektedirler. Yukarıda temel
başlıklarına yer verilen Damga Vergisi Kanunu hükümlerince gerçek
ve/veya tüzel kişilerce düzenlenen ve imzalanan kağıtlar verginin
konusuna girmektedir. Diğer bir ifadeyle bir hususu belli veya ispat
etmek için düzenlenen kağıtların imzalanması anında Damga Vergisi
yönünden vergiyi doğuran olay gerçekleşmiştir.
Damga
Vergisi açısından vergilendirmeyi etkileyen bir diğer etkende kağıdın
vergiye tabi olup olmadığının tespiti için kağıdın mahiyetinin
tespitidir. Ticari hayatın olağan akışı içinde ticari kağıtların
taşımaları gereken bilgiler ve şekil şartları nedeniyle kağıt(vergi
konusu olmaması için) her ne ad altında düzenlenirse düzenlensin
vergilendirme açısından mahiyetini tespit etmek mümkündür.
Hisseli
bir ortaklıkta ki sermaye payının geleceğe yayılmış bulunan vadelerle
devrini belirleyen sözleşmenin, tutanak, protokol vb. şekilde
adlandırılması vergilendirilmesine engel teşkil etmeyecektir. Sözleşme
taraflarının ve nüshalarınını birden fazla olduğu hallerde devir
bedellerinin toplamıyle elde edilen tutar nüsha ve taraf gözetilerek
artırılarak vergi matrahı hesaplanır.
Yabancı
memleketlerle Türkiye’deki yabancı elçilik ve konsolosluklarda
düzenlenen kağıtlar hariç olmak üzere diğer kağıtların; Türkiye’de
dairelere ibraz edilip edilmemesi, üzerlerinde devir veya ciro işlemleri
yapılıp yapılmaması veya herhangi bir suretle hükümlerinden
faydalanılmaması vergilendirmeye tesir etmez.
Damga
vergisinin beyan ve ödeme yükümlüğü hakkında Maliye Bakanlığına tanınan
yetki kapsamnında hazılanan 44 sayılı Damga Vergisi Genel Tebliği[5]
verginin beyan ve ödemesi konusunda yükümlü tutulanlar tereddüte yer
bırakmayacak şekilde belirlenmiştir. Hisse devrine ilişkin
sözleşmelerden kaynaklanan verginin usulünce tahakkuk ettirilmemesi veya
eksik tahakkuk ettrilmesi halinde vergi idaresince 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu[6]
hükümlerince matrahın takdir komisyonu aracılığıyla takdir ettrilmesini
takiben cezalı tarhedileceği ve normal vade tarihinden itibaren
kesinleşme tarihine kadar Gecikme Faizi aranılacağı unutulmamalıdır.
IV- SONUÇ
Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’mızın[7]
73. maddesinde düzenlenmiş bulunan vergi ödevinin yerine getirilmesi
bağlamında vergi mükelleflerinin tüzel kişiliklerde ki paylarının
devrine ilişkin olanlarda dahil olmak üzere düzenleyerek imzaladıkları
kağıtlardan kaynaklanan damga vergilerine ilişkin yükümlülüklerini
gösterecekleri özenin kendileriyle birlikte ülkemizin huzur ve refahına
da önemli katkı sağlayacağına inandığımızı ifade etmek isteriz.
* E. Vergi Dairesi Müdür Yrd.
[1] 11.07.1964 tarih ve 11751 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2] 17.04.2007 tarih ve 24696 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3] 13.01.2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[4] 08.12.2001 tarih ve 24607 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[5] 16.04.2005 tarih ve 25788 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[6] 28.07.1953 tarih ve 8469 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[7] 10.01.1961 tarih ve 10703 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder