Yazar: İsmail BİNGÖL*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Günümüzde,
ticari işletmeler için araç büyük bir gerekliliktir. Hatta çoğu şirket,
şirket işlerinde kullanmak için filo şeklinde araç edinmektedir. Bu
anlamda, araç edinmek birçok işletme için önemli bir maliyet unsuru
olmaktadır. Araç edinmenin farklı şekilleri vardır; şirketler aracı ya
satın alır ya da kiralarlar. Kiralama işlemi de iki şekilde
olabilmektedir: Şirketler ya oto kiralama şirketlerinden araç kiralarlar
ya da vergi mükellefi olmayan özel şahıslardan kiralarlar. Uygulamada
şirket ortağının, yönetim kurulu üyesinin ya da şirket çalışanının
aracının şirket tarafından kiralanması, özellikle son yıllarda, sık
karşılaşılan bir durumdur. Bu makalemizde, şirketlerin değişik
şekillerde binek otomobil edinmesinin vergi kanunları karşısındaki
durumunu tartışacağız.
II- ŞİRKETLERCE ARAÇ SATIN ALINMASININ VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU
213 sayılı Vergi Usul Kanunu(VUK)’nun 320. maddesinin 2. fıkrasında “Faaliyetleri
kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli
şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek
otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin
aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle
kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye
isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok
edilir.” ifadelerinde de belirtildiği üzere şirketlerce
yıl içinde satın alınan araçlar için 12 aylık amortisman
ayrılamamaktadır, sadece alındığı aydan yılsonuna kadar olan dönem için
amortisman ayrılabilmektedir. Mesela, mükellef otomobili Ekim ayında
satın almışsa ilk yıl için 3 aylık amortisman ayırabilecektir.
193
sayılı Gelir Vergisi Kanunu(GVK)’nun 40. maddesine göre işletmelerce
satın alınan ve ticari amaçla kullanılan otomobillere ilişkin tamir,
bakım, onarım, sigorta, kasko gibi giderler safi kazancın tespitinde
gider olarak kabul edilmektedir.
3065
sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu(KDVK)’nun 30/b maddesine göre
otomobil alımında ödenen KDV indirim konusu yapılamamaktadır. Ancak
gider ya da maliyet unsuru olabilmektedir. Ayrıca VUK’un 270/2. maddesine göre otomobil alımında ödenen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) de gider ya da maliyet unsuru olmaktadır.
Motorlu
taşıtlar için ödenen vergilerden bir tanesi de Motorlu Taşıtlar
Vergisi(MTV)’dir. MTV yılda iki taksit olmak üzere her yıl ödenen bir
vergidir. 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu(MTVK)’nun 14.
maddesine göre şirketler sahip oldukları otomobiller için ödedikleri
MTV’yi gider yazamamaktadır.
Ayrıca
otomobil satıldığında kazanç elde ediliyorsa, yani satış bedeli ayrılan
toplam amortisman bedelinden yüksekse, bu kazanç da vergilendirilir.
Yukarıdaki
mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, işletmelerin otomobil
satın almasının bazı dezavantajları olduğu görülmektedir. Özet olarak
sayacak olursak, ilk yıl için tam yıl amortisman ayrılamaması, araç
satın alırken ödenen KDV ve ÖTV’nin gider yada maliyet olarak
varsayılması yani indirim konusu yapılamaması, ödenen MTV’nin gider
yazılamaması ve satarken az da olsa vergiye tabi olması şirketleri araç
satın almaktansa kiralama yolunu seçmelerine yol açmıştır. Ayrıca, sahip
olunan fonun araç satın almak için kullanılmasının doğurduğu alternatif
maliyet de olayın bir diğer boyutunu oluşturmaktadır.
III- ŞİRKETLERCE ARAÇ KİRALANMASININ VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU
Bazı şirketler sahip oldukları fonu başka alanlarda kullanabilmek
için otomobil satın almaktansa kiralamayı tercih etmektedirler.
Otomobil kiralayan işletmelerin bir kısmı oto kiralama şirketlerinden
otomobil kiralarken bazıları da özel şahıslardan kiralamaktadırlar.
Özellikle işletmelerin kendi çalışanlarının otomobillerini kiralamaları
son yıllarda sık karşılaşılan bir durumdur. Yazımızın bu kısmında
şirketlerin araç kiralamasının vergisel boyutunu tartışacağız.
A- ÖZEL ŞAHISLARDAN ARAÇ KİRALANMASI
KDVK’nın 1. maddesinin 3/f bendine göre Türkiye’de yapılan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri katma değer vergisine (KDV) tabidir.
Yukarıdaki mevzuat hükmü göz önüne alındığında GVK’nın 70. maddesinin 8. bendinde sayılan “Motorlu nakil ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri” kiralanması işleminin KDV’ye tabi olduğu görülecektir. Ayrıca, KDVK’nın 8. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendine göre GVK’nın 70. maddesinde belirtilen mal ve hakları kiraya verenler KDV mükellefi olacaktır.
Bu
durumda, işletmelere kendi aracını kiraya veren kişilerin KDV mükellefi
olacağı sonucu çıkmaktadır. Vergi mevzuatımız bu gibi olaylar için bazı
kolaylıklar sağlamıştır. Mesela söz konusu olayda, aracını bir şirkete
kiraya veren bir kişinin başka faaliyetleri nedeniyle vergi
mükellefiyeti yoksa kiralayan şirket söz konusu vergiyi sorumlu
sıfatıyla beyan edecektir. 117 seri numaralı KDV Genel Tebliği’nin 2.3.
bölümü aynen şu şekildedir:
“2.3.1.
KDV Kanunu’nun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70.
maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV’nin
konusuna girmektedir.
Buna
göre, söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari,
sınaî, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet
olmasa dahi KDV’ye tabi olacaktır.
Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;
-
Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin
bulunmaması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama
dâhildir),
- Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhil değildir),
şartlarının birlikte var olması halinde, kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
Ayrıca, kiracının;
- Gelir Vergisi Kanunu’na göre basit usulde vergilendirilenler (istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi),
- banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan işletmeler,
- Sadece KDV’ye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri uygun görülenler,
- 5018 sayılı Kanun’a ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar
olması
hallerinde de, kiralama hizmetine ait KDV söz konusu kiracılar
tarafından bu bölüm kapsamında tevkifata tabi tutulacaktır.
Tevkifata tabi tutulan KDV’nin beyan ve ödenmesi konusunda, Tebliğin (1.2) bölümündeki açıklamalar dikkate alınacaktır.
2.3.2.
KDV’ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya verenin başka faaliyetleri
dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, sorumluluk uygulaması söz
konusu olmayacak; kiraya veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV’yi diğer
faaliyetleri ile birlikte genel esaslara göre beyan edecektir.
Faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler bu
kapsamda mütalaa edilmeyecektir.
Yukarıda
belirtilenler hariç kiracının KDV mükellefi olmaması halinde de
(faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler
de bu kapsamda mütalaa edilecektir) kira bedeli üzerinden hesaplanan
KDV, kiraya veren tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilecektir.
Kiraya verenin başka nedenlerle KDV mükellefiyeti olmaması bu uygulamaya
engel değildir.”
Araç
kiralamalarında ayrıca bilinmesi gereken bir diğer konu da GVK’nın 94.
maddesinin 5/a bendine göre, 70. maddede yazılan mal ve hakların
kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden % 20 vergi tevkifatı yapılması
gerektiğidir. Ayrıca mezkur Kanun’un 121. maddesinin 1. fıkrasına göre
yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu kanuna göre kesilmiş bulunan
vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup
edilir. Yani işletmeler özel şahıslardan otomobil kiraladığında
ödedikleri kira bedeli üzerinden % 20 stopaj yapacaklar ve kiraya veren
kişilerin başka faaliyetleri nedeniyle vergi mükellefiyetleri varsa ve
bu gelirler nedeniyle beyanname veriyorlarsa tevkif edilen bu vergiyi
beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edeceklerdir.
Otomobil
için yapılan yakıt, bakım, onarım gibi masraflar KVK’nın 6. maddesi ve
GVK’nın 6. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendine göre işletmelerce gider
yazılabilmektedir. Ancak yapılan giderlerin işletmeye ait olduğunun
yapılan kira sözleşmesinde belirtilmesinde fayda var.
GVK’nın
86. maddesine göre, otomobilini kiraya veren kişi, yıllık kira bedeli
GVK’nın 103. maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan
tutarı aşmıyorsa (2013 yılı için 26.000 TL) kira gelirini beyan
etmeyecektir.
Şirketlerin
özel şahıslardan araç kiralarken dikkat etmeleri gereken bir diğer konu
da transfer fiyatlandırmasıdır. Söz konusu araç kiralama bedelleri
emsaline uygun olmalıdır. Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar KVK’nın
13. maddesinde yer almaktadır.
Özel
şahıslardan araç kiralanması işleminde düzenlenen kira sözleşmesinin
damga vergisine tabi olduğu da unutulmamalıdır. DVK’ya ekli (1) sayılı
Tablonun I/A-2 bölümüne göre, kira mukavelenameleri, mukavele süresine
göre kira bedeli üzerinden, binde 1,89 oranında damga vergisine tabidir.
B- OTO KİRALAMA ŞİRKETİNDEN ARAÇ KİRALANMASI
Oto
kiralama şirketlerinden araç kiralamanın vergisel açıdan çok özellikli
bir durumu yoktur. Şirketler kira bedelinin tamamını gider
yazabilmektedirler. Ayrıca kira ile ödenen KDV’yi indirim konusu
yapabilmektedirler. Yani kira ödenirken KDV ve GV stopajı
yapılmamaktadır. Bunu basit bir hizmet alımı olarak değerlendirebiliriz.
Bu
durumda oto kiralama şirketinin de bazı avantajları olmaktadır. Bu
şirketler diğerlerinden farklı olarak otomobili satın alırken ödedikleri
KDV’yi indirim konusu yapabilmektedirler (KDVK md. 30/b) ve ödedikleri
MTV’yi gider yazabilmektedirler (MTVK md. 14). Diğer şirketlerin
otomobili satın alırken ödedikleri KDV’yi sadece gider ya da maliyet
olarak değerlendirebildiklerini ve ödedikleri MTV’yi gider
yazamadıklarını daha önce belirtmiştik. Ayrıca, oto kiralama şirketleri,
diğerlerinden farklı olarak, yılın herhangi bir zamanında otomobili
satın almış olsa bile ilk yıl için tam yıl üzerinden amortisman
ayırabilmektedirler.
IV- SONUÇ
Yukarıda,
otomobil satın alınmasının ve kiralanmasının vergisel boyutunu
açıkladık. Yukarıdaki hususları özetleyecek olursak şöyle bir tablo
ortaya çıkmaktadır:
|
İŞLETMENİN OTOMOBİL SATIN ALMASI DURUMUNDA
|
İŞLETMENİN ARAÇ KİRALAMASI DURUMUNDA
|
|
Oto Kiralama Şirketlerinden
|
Vergi Mükellefi Olmayan Özel Şahıslardan
|
||
Sahip Olunan Kaynak
|
Araç için kullanılır. Bu da şirketler için alternatif maliyet oluşturur.
|
Başka alanlarda kullanılabilir.
|
Başka alanlarda kullanılabilir.
|
Araç İçin Ödenen Bedel
|
Kıst amortisman olarak ayrılır.
|
Tamamı gider yazılır.
|
Tamamı gider yazılır.
|
Yüklenilen KDV
|
İndirilemez. Gider ya da maliyet unsuru olabilir.
|
İndirilebilir.
|
İndirilebilir.
|
Ödenen MTV
|
Gider yazılamaz.
|
Oto kiralama şirketi ödediğinden, kiralayan şirket zaten bu gidere katlanmaz.
|
Araç sahibi ödediğinden, kiralayan şirket zaten bu gidere katlanmaz.
|
Tamir, Bakım, Onarım, Sigorta, Kasko
|
Gider yazılabilir.
|
Oto kiralama şirketi ödediğinden, kiralayan şirket zaten bu gidere katlanmaz.
|
Sözleşmeye göre kiracı ya da kiraya veren öder. Kiracı öderse gider yazabilir.
|
Aracın Satılması Durumu
|
Satış bedelinin, birikmiş amortisman tutarını aşan kısmı vergilendirilir.
|
-
|
-
|
Tablodan
da görüleceği üzere, işletmeler için araç kiralamak vergisel açıdan
daha avantajlıdır. Ayrıca, işletmeler kendi işlerinde kullanmak üzere
otomobil satın almaları durumunda aracın bakım, onarım, sigorta ve kasko
gibi işlemleri için ekstra zaman harcamaktadırlar. Bu da işletmeler
için bir külfet oluşturmakta ve hatta zaman zaman işlerin aksamasına yol
açmaktadır. Zaten, daha önce de dediğimiz gibi artık çoğu şirket araç
satın almaktansa kiralamayı tercih etmektedir.
* Vergi Müfettişi (E. Maliye Müfettişi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder