12 Ağustos 2015 Çarşamba

Vergisel Açıdan Binek Otomobil Kiralanması mı Daha Avantajlı Yoksa Satın Alınması mı?

Yazar: İsmail BİNGÖL*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
Günümüzde, ticari işletmeler için araç büyük bir gerekliliktir. Hatta çoğu şirket, şirket işlerinde kullanmak için filo şeklinde araç edinmektedir. Bu anlamda, araç edinmek birçok işletme için önemli bir maliyet unsuru olmaktadır. Araç edinmenin farklı şekilleri vardır; şirketler aracı ya satın alır ya da kiralarlar. Kiralama işlemi de iki şekilde olabilmektedir: Şirketler ya oto kiralama şirketlerinden araç kiralarlar ya da vergi mükellefi olmayan özel şahıslardan kiralarlar. Uygulamada şirket ortağının, yönetim kurulu üyesinin ya da şirket çalışanının aracının şirket tarafından kiralanması, özellikle son yıllarda, sık karşılaşılan bir durumdur. Bu makalemizde, şirketlerin değişik şekillerde binek otomobil edinmesinin vergi kanunları karşısındaki durumunu tartışacağız.
II- ŞİRKETLERCE ARAÇ SATIN ALINMASININ VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU
213 sayılı Vergi Usul Kanunu(VUK)’nun 320. maddesinin 2. fıkrasında “Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları binek otomobilleri hariç olmak üzere, işletmelere ait binek otomobillerinin aktife girdiği hesap dönemi için ay kesri tam ay sayılmak suretiyle kalan ay süresi kadar amortisman ayrılır. Amortisman ayrılmayan süreye isabet eden bakiye değer, itfa süresinin son yılında tamamen yok edilir.” ifadelerinde de belirtildiği üzere şirketlerce yıl içinde satın alınan araçlar için 12 aylık amortisman ayrılamamaktadır, sadece alındığı aydan yılsonuna kadar olan dönem için amortisman ayrılabilmektedir. Mesela, mükellef otomobili Ekim ayında satın almışsa ilk yıl için 3 aylık amortisman ayırabilecektir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu(GVK)’nun 40. maddesine göre işletmelerce satın alınan ve ticari amaçla kullanılan otomobillere ilişkin tamir, bakım, onarım, sigorta, kasko gibi giderler safi kazancın tespitinde gider olarak kabul edilmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu(KDVK)’nun 30/b maddesine göre otomobil alımında ödenen KDV indirim konusu yapılamamaktadır. Ancak gider ya da maliyet unsuru olabilmektedir. Ayrıca VUK’un 270/2. maddesine göre otomobil alımında ödenen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) de gider ya da maliyet unsuru olmaktadır.
Motorlu taşıtlar için ödenen vergilerden bir tanesi de Motorlu Taşıtlar Vergisi(MTV)’dir. MTV yılda iki taksit olmak üzere her yıl ödenen bir vergidir. 197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu(MTVK)’nun 14. maddesine göre şirketler sahip oldukları otomobiller için ödedikleri MTV’yi gider yazamamaktadır.
Ayrıca otomobil satıldığında kazanç elde ediliyorsa, yani satış bedeli ayrılan toplam amortisman bedelinden yüksekse, bu kazanç da vergilendirilir.
Yukarıdaki mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, işletmelerin otomobil satın almasının bazı dezavantajları olduğu görülmektedir. Özet olarak sayacak olursak, ilk yıl için tam yıl amortisman ayrılamaması, araç satın alırken ödenen KDV ve ÖTV’nin gider yada maliyet olarak varsayılması yani indirim konusu yapılamaması, ödenen MTV’nin gider yazılamaması ve satarken az da olsa vergiye tabi olması şirketleri araç satın almaktansa kiralama yolunu seçmelerine yol açmıştır. Ayrıca, sahip olunan fonun araç satın almak için kullanılmasının doğurduğu alternatif maliyet de olayın bir diğer boyutunu oluşturmaktadır.
III- ŞİRKETLERCE ARAÇ KİRALANMASININ VERGİ KANUNLARI KARŞISINDAKİ DURUMU
Bazı şirketler sahip oldukları fonu başka alanlarda kullanabilmek için otomobil satın almaktansa kiralamayı tercih etmektedirler. Otomobil kiralayan işletmelerin bir kısmı oto kiralama şirketlerinden otomobil kiralarken bazıları da özel şahıslardan kiralamaktadırlar. Özellikle işletmelerin kendi çalışanlarının otomobillerini kiralamaları son yıllarda sık karşılaşılan bir durumdur. Yazımızın bu kısmında şirketlerin araç kiralamasının vergisel boyutunu tartışacağız.
A- ÖZEL ŞAHISLARDAN ARAÇ KİRALANMASI
KDVK’nın 1. maddesinin 3/f bendine göre Türkiye’de yapılan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri katma değer vergisine (KDV) tabidir.
Yukarıdaki mevzuat hükmü göz önüne alındığında GVK’nın 70. maddesinin 8. bendinde sayılan “Motorlu nakil ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri” kiralanması işleminin KDV’ye tabi olduğu görülecektir. Ayrıca, KDVK’nın 8. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendine göre GVK’nın 70. maddesinde belirtilen mal ve hakları kiraya verenler KDV mükellefi olacaktır.
Bu durumda, işletmelere kendi aracını kiraya veren kişilerin KDV mükellefi olacağı sonucu çıkmaktadır. Vergi mevzuatımız bu gibi olaylar için bazı kolaylıklar sağlamıştır. Mesela söz konusu olayda, aracını bir şirkete kiraya veren bir kişinin başka faaliyetleri nedeniyle vergi mükellefiyeti yoksa kiralayan şirket söz konusu vergiyi sorumlu sıfatıyla beyan edecektir. 117 seri numaralı KDV Genel Tebliği’nin 2.3. bölümü aynen şu şekildedir:
“2.3.1. KDV Kanunu’nun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV’nin konusuna girmektedir.
Buna göre, söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari, sınaî, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa dahi KDV’ye tabi olacaktır.
Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;
- Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin bulunmaması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhildir),
- Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhil değildir),
şartlarının birlikte var olması halinde, kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
Ayrıca, kiracının;
- Gelir Vergisi Kanunu’na göre basit usulde vergilendirilenler (istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi),
- banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan işletmeler,
- Sadece KDV’ye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri uygun görülenler,
- 5018 sayılı Kanun’a ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar
olması hallerinde de, kiralama hizmetine ait KDV söz konusu kiracılar tarafından bu bölüm kapsamında tevkifata tabi tutulacaktır.
Tevkifata tabi tutulan KDV’nin beyan ve ödenmesi konusunda, Tebliğin (1.2) bölümündeki açıklamalar dikkate alınacaktır.
2.3.2. KDV’ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya verenin başka faaliyetleri dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, sorumluluk uygulaması söz konusu olmayacak; kiraya veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV’yi diğer faaliyetleri ile birlikte genel esaslara göre beyan edecektir. Faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler bu kapsamda mütalaa edilmeyecektir.
Yukarıda belirtilenler hariç kiracının KDV mükellefi olmaması halinde de (faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler de bu kapsamda mütalaa edilecektir) kira bedeli üzerinden hesaplanan KDV, kiraya veren tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilecektir. Kiraya verenin başka nedenlerle KDV mükellefiyeti olmaması bu uygulamaya engel değildir.”
Araç kiralamalarında ayrıca bilinmesi gereken bir diğer konu da GVK’nın 94. maddesinin 5/a bendine göre, 70. maddede yazılan mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden % 20 vergi tevkifatı yapılması gerektiğidir. Ayrıca mezkur Kanun’un 121. maddesinin 1. fıkrasına göre yıllık beyannamede gösterilen gelire dahil kazanç ve iratlardan bu kanuna göre kesilmiş bulunan vergiler, beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilir. Yani işletmeler özel şahıslardan otomobil kiraladığında ödedikleri kira bedeli üzerinden % 20 stopaj yapacaklar ve kiraya veren kişilerin başka faaliyetleri nedeniyle vergi mükellefiyetleri varsa ve bu gelirler nedeniyle beyanname veriyorlarsa tevkif edilen bu vergiyi beyanname üzerinden hesaplanan gelir vergisinden mahsup edeceklerdir.
Otomobil için yapılan yakıt, bakım, onarım gibi masraflar KVK’nın 6. maddesi ve GVK’nın 6. maddesinin 1. fıkrasının 5. bendine göre işletmelerce gider yazılabilmektedir. Ancak yapılan giderlerin işletmeye ait olduğunun yapılan kira sözleşmesinde belirtilmesinde fayda var.
GVK’nın 86. maddesine göre, otomobilini kiraya veren kişi, yıllık kira bedeli GVK’nın 103. maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmıyorsa (2013 yılı için 26.000 TL) kira gelirini beyan etmeyecektir.
Şirketlerin özel şahıslardan araç kiralarken dikkat etmeleri gereken bir diğer konu da transfer fiyatlandırmasıdır. Söz konusu araç kiralama bedelleri emsaline uygun olmalıdır. Konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalar KVK’nın 13. maddesinde yer almaktadır.
Özel şahıslardan araç kiralanması işleminde düzenlenen kira sözleşmesinin damga vergisine tabi olduğu da unutulmamalıdır. DVK’ya ekli (1) sayılı Tablonun I/A-2 bölümüne göre, kira mukavelenameleri, mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden, binde 1,89 oranında damga vergisine tabidir.
B- OTO KİRALAMA ŞİRKETİNDEN ARAÇ KİRALANMASI
Oto kiralama şirketlerinden araç kiralamanın vergisel açıdan çok özellikli bir durumu yoktur. Şirketler kira bedelinin tamamını gider yazabilmektedirler. Ayrıca kira ile ödenen KDV’yi indirim konusu yapabilmektedirler. Yani kira ödenirken KDV ve GV stopajı yapılmamaktadır. Bunu basit bir hizmet alımı olarak değerlendirebiliriz.
Bu durumda oto kiralama şirketinin de bazı avantajları olmaktadır. Bu şirketler diğerlerinden farklı olarak otomobili satın alırken ödedikleri KDV’yi indirim konusu yapabilmektedirler (KDVK md. 30/b) ve ödedikleri MTV’yi gider yazabilmektedirler (MTVK md. 14). Diğer şirketlerin otomobili satın alırken ödedikleri KDV’yi sadece gider ya da maliyet olarak değerlendirebildiklerini ve ödedikleri MTV’yi gider yazamadıklarını daha önce belirtmiştik. Ayrıca, oto kiralama şirketleri, diğerlerinden farklı olarak, yılın herhangi bir zamanında otomobili satın almış olsa bile ilk yıl için tam yıl üzerinden amortisman ayırabilmektedirler.
IV- SONUÇ
Yukarıda, otomobil satın alınmasının ve kiralanmasının vergisel boyutunu açıkladık. Yukarıdaki hususları özetleyecek olursak şöyle bir tablo ortaya çıkmaktadır:

İŞLETMENİN OTOMOBİL SATIN ALMASI DURUMUNDA
İŞLETMENİN ARAÇ KİRALAMASI DURUMUNDA
Oto Kiralama Şirketlerinden
Vergi Mükellefi Olmayan Özel Şahıslardan
Sahip Olunan Kaynak
Araç için kullanılır. Bu da şirketler için alternatif maliyet oluşturur.
Başka alanlarda kullanılabilir.
Başka alanlarda kullanılabilir.
Araç İçin Ödenen Bedel
Kıst amortisman olarak ayrılır.
Tamamı gider yazılır.
Tamamı gider yazılır.
Yüklenilen KDV
İndirilemez. Gider ya da maliyet unsuru olabilir.
İndirilebilir.
İndirilebilir.
Ödenen MTV
Gider yazılamaz.
Oto kiralama şirketi ödediğinden, kiralayan şirket zaten bu gidere katlanmaz.
Araç sahibi ödediğinden, kiralayan şirket zaten bu gidere katlanmaz.
Tamir, Bakım, Onarım, Sigorta, Kasko
Gider yazılabilir.
Oto kiralama şirketi ödediğinden, kiralayan şirket zaten bu gidere katlanmaz.
Sözleşmeye göre kiracı ya da kiraya veren öder. Kiracı öderse gider yazabilir.
Aracın Satılması Durumu
Satış bedelinin, birikmiş amortisman tutarını aşan kısmı vergilendirilir.
-
-

Tablodan da görüleceği üzere, işletmeler için araç kiralamak vergisel açıdan daha avantajlıdır. Ayrıca, işletmeler kendi işlerinde kullanmak üzere otomobil satın almaları durumunda aracın bakım, onarım, sigorta ve kasko gibi işlemleri için ekstra zaman harcamaktadırlar. Bu da işletmeler için bir külfet oluşturmakta ve hatta zaman zaman işlerin aksamasına yol açmaktadır. Zaten, daha önce de dediğimiz gibi artık çoğu şirket araç satın almaktansa kiralamayı tercih etmektedir.  


*           Vergi Müfettişi (E. Maliye Müfettişi)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder