Yazar: Ramazan CENK*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Özel
okul, özel yurt ve dershaneler ile serbest meslek faaliyetlerinde,
mesleki disiplinin sağlanması, meslek mensupları arasında ücret
farklılaştırmasının ve haksız rekabetin önlenmesi vb. amaçlarla, hizmet
bedelleri bu meslek gruplarının oluşturdukları odalar veya mesleki
teşekküllerce belirlenmektedir. Mesleki oda veya teşekküllerce tespit
edilen hizmet tarifesine, üyelerce uyulması zorunlu olup, tarife
bedelleri esas olarak, o hizmet faaliyetlerindeki asgari bedelleri
yansıtmaktadır. Bedeli belli bir tarifeye göre belirlenen serbest meslek
hizmetlerini ifa eden mükellefler tarife bedelinden düşük bir bedelle
veya bedelsiz olarak hizmet verebilmektedirler.
Buna
göre, bedelsiz veya düşük bedelle sağlanan hizmetlerde Katma Değer
Vergisi matrahı olarak, hizmetin gerçek bedelinin mi yoksa tarifedeki
bedelinin mi esas alınacağı konusunda tereddütlerle karşılaşılmaktadır.
Bu
nedenle, 2013- 2014 eğitim öğretim döneminde, özel okullar, dershaneler
ve yurtlarda bedelsiz veya düşük bedelle hizmet verilebilmektedir. Söz
konusu hizmetlerin gerek vergi mevzuatı gerekse katma değer vergisi
kanunu karşısındaki durumları hakkında aşağıdaki konularda bazı
tereddütler olabilmektedir.
625
sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanununa göre özel okul işletmeciliği
yaptıkları belirtilerek, dönem başında mahalli veya genel yayın
organlarıyla ilan edilen öğrenim ücretlerinden daha düşük bedelle hizmet
vermeleri halinde gelir, kurumlar ve katma değer vergisi uygulaması
bakımından hangi bedelin esas alınacağı konusunda,
2013-2014
eğitim öğretim döneminde, ücretlerden çeşitli oranlarda indirim
yapılarak yarı burslu-indirimli öğrenci okutulması durumunda, bu
uygulamanın Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun 17/2-b ve 30/a maddesi
kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda,
Dershanelerde,
eğitim ve öğretime devam etmekte olan ve ekonomik imkanları olmayan
öğrencilerin mağduriyetini gidermek amacıyla, herhangi bir eğitim
öğretim bedeli alınmadan verilen kitap v.b. hizmetlerin, Katma Değer
Vergisi Kanunu’nun 17/2-b maddesi kapsamında,
24.3.1950
tarihli ve 5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri
Hakkındaki Kanuna Ek Kanun ile 30.4.1992 tarihli ve 3797 sayılı Milli
Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun hükümlerine
göre kurulan öğrenci yurtları tarafından bedelsiz verilen yurt
hizmetlerinde Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/2-b maddesi kapsamında,
II- 3797 SAYILI KANUNA GÖRE KURULAN ÖZEL YURTLARDA BEDELSİZ OLARAK VERİLEN YURT HİZMETLERİNİN KDV KARŞISINDAKİ DURUMU
3065
Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1. maddesinde, Türkiye’de
ticari, sınai, zırai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan
teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, anılan Kanun’un 17. Maddesinin
2/b maddesinde ise, 24.3.1950 tarihli ve 5661 sayılı Yüksek Öğrenim
Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanun ile 30.4.1992
tarihli ve 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri
Hakkında Kanun hükümlerine göre kurulan öğrenci yurtları tarafından
bedelsiz verilen yurt hizmetlerinde ilgili dönemdeki kapasitelerinin %
10’unu, üniversite ve yüksekokullarda ise % 50’sini, geçmemek üzere
verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetlerinin KDV den istisna olduğu
hükümleri yer almıştır.
Öte yandan, Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliğinin 1. Maddesinde, ortaöğrenim ve yükseköğretim kurumlarında öğrenim
görmekte olan öğrencilere hizmet veren özel öğrenci yurtlarının tabi
olacakları esaslar, iş ve işlemler ile denetim esaslarını düzenlemekte,
13. Maddesinde ise, yurt ücretinin; yurt
sahibi veya işleticisi tarafından, yılda bir defa belirlenmesi esastır.
Her yurt sahibi veya işleticisi, temmuz ayı içinde, odanın şekli, yemek
hizmeti, taksit durumu ve sunacağı hizmet niteliklerine göre hazırlanmış
olan ayrıntılı ücret tarifesi ile yapabilecekleri indirim ve indirim
sebeplerini, il/ilçe milli eğitim müdürlüğüne bildirmek ve ayrıca yurdun
panosunda veya yurtta herkesin görebileceği bir yerde ilan etmek
zorundadır.
Yurt sahibi veya işleticisince; temmuz ayından geriye dönük olarak Türkiye İstatistik Kurumunca
açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksindeki (TÜFE) bir yıllık ortalama
değişim oranı eklenerek belirlenen ücretin en fazla %10’u kadar ücret
artışı yapılabilir.
Temmuz ayı içinde yurt ücreti belirlenmediği takdirde, bir önceki yılın ücreti uygulanır.
Öğrenci
veya öğrenci velisi/vasisi ile yapılan sözleşmelerde fiyat ve verilen
hizmetle ilgili diğer hususlar açıkça belirlenir denilmiş, anılan Kanun’un 17. Maddesinde de, yurt
ücretleri, sözleşmede belirtildiği şekilde peşin veya taksitler halinde
tahsil edilir. Alınacak ücretler, kayıt sırasında yapılan sözleşmelerde
ayrıntılarıyla belirtilir. “Doğal afetlerden zarar görenler ile şehit olanların çocuklarına, yurt ücretlerinde makul indirimler yapılır.” denilmiştir[1].
Bu
hükümlere göre, 24.3.1950 tarihli ve 5661 sayılı Yüksek Öğrenim Öğrenci
Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanuna Ek Kanun ile 30.4.1992 tarihli
ve 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında
Kanun hükümlerine göre kurulan öğrenci yurtları tarafından bedelsiz
verilen yurt hizmetlerinde ilgili dönemdeki kapasitelerinin % 10’unu,
üniversite ve yüksekokullarda ise % 50’sini, geçmemek üzere verilen
bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetlerinin Katma Değer Vergisinden istisna
edilmesi gerekir.
III- 5580 SAYILI KANUNA GÖRE BEDELSİZ OLARAK VERİLEN ÖZEL OKUL HİZMETLERİNİN KATMA DEĞER VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU
625 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu’nun 13. Maddesinde, “Öğrenim ücreti ve diğer ücretler, kurumlarca her yıl tespit edilerek ocak ayından itibaren en geç mayıs ayında ilân edilir.
Ücretlerin hangi esaslara göre tespit, tayin, ilân ve tahsil edileceği yönetmelikle belirlenir.
Kurumlar,
öğrenim gören öğrenci sayısının yüzde üçünden az olmamak üzere ücretsiz
öğrenci okutmakla yükümlüdür. Bakanlıkça bu oran yüzde ona kadar
artırılabilir.
Ücretsiz okutulacak öğrencilerin yüzdesi, seçimi ve kurumlara kabul şartlarına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
Kurumlar ayrıca, öğrenim bursu verebilirler. Öğrenim bursu verilmesine ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
Bir
okula alınabilecek yabancı uyruklu öğrenci sayısı, o okulda okuyan
Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrenci sayısının yüzde otuzunu aşamaz.” Hükmü yer almıştır.
Öte
yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun17/2-b maddesinde, 8.2.2007
tarihli ve 5580 sayılı Kanun hükümlerine tâbi özel okullarca bedelsiz
verilen eğitim, öğretim hizmetlerinde ilgili dönemdeki kapasitelerinin %
10’unu, üniversite ve yüksekokullarda ise % 50’sini, geçmemek üzere
verilen bedelsiz eğitim ve öğretim hizmetlerinin Katma Değer Vergisinden
istisna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Buna
göre, özel okullarda verilen eğitim ve öğretim hizmetleri genel
hükümlere göre Katma Değer Vergisine tabi bulunmaktadır. Ancak, okulun
5580 sayılı Kanun hükümlerine tâbi özel okul olması halinde ilgili
dönemdeki okul kapasitesinin % 10’unu geçmemek şartıyla verilen bedelsiz
eğitim ve öğretim hizmetleri Katma Değer Vergisinden istisna olacaktır[2].
IV-
ÖZEL EĞİTİM KURUMLARI KANUNU’NA GÖRE ÖZEL OKUL İŞLETMECİLİĞİ
YAPANLARIN, İLAN EDİLEN ÖĞRENİM ÜCRETLERİNDEN DAHA DÜŞÜK BEDELLE HİZMET
VERMELERİ HALİNDE GELİR, KURUMLAR VE KATMA DEĞER VERGİSİ KARŞISINDAKİ
DURUMU
A-
ÖZEL EĞİTİM KURUMLARI KANUNU’NA GÖRE ÖZEL OKUL İŞLETMECİLİĞİ
YAPANLARIN, İLAN EDİLEN ÖĞRENİM ÜCRETLERİNDEN DAHA DÜŞÜK BEDELLE HİZMET
VERMELERİ HALİNDE KURUMLAR VE GELİR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU
Kurumlar
Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde, kurumlar vergisinin; Kanunun 1.
maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri
safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu’nun ticari kazanç
hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu’nun 37. maddesinin birinci fıkrasında da her türlü ticari ve
sınai faaliyetten doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükme
bağlanmıştır.
Diğer
taraftan, ticari kazancın gerçek usulde tespitinde, elde edilen hasılat
ve yapılan giderler gerçek tutarları ile dikkate alınır. En basit
tanımı ile mal veya hizmetin gerçek tutarı, piyasa koşulları altında
birbirinden bağımsız alıcı ve satıcı arasında ticari ve teknik icaplara
uygun olarak anlaşılan tutarı ifade etmektedir. Bu tutarın bir mesleki
kuruluş veya yetkili kurum tarafından belirlenen ücret tarifesine göre
düşüklük göstermesi mümkün olup ticari kazancın tespitinde gerçek mal ve
hizmet bedelinin dikkate alınması gerekir. Ancak bu bedelin emsaline
göre açık bir düşüklük göstermemesi gerekir.
B-
ÖZEL EĞİTİM KURUMLARI KANUNU’NA GÖRE ÖZEL OKUL İŞLETMECİLİĞİ
YAPANLARIN, İLAN EDİLEN ÖĞRENİM ÜCRETLERİNDEN DAHA DÜŞÜK BEDELLE HİZMET
VERMELERİ HALİNDE KATMA DEĞER VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU
3065
sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 20/1. maddesine göre teslim ve
hizmet işlemlerinde matrah bu işlemlerin karşılığını teşkil eden
bedeldir.
Ayrıca,
anılan Kanun’un 27/2. maddesi ile bedelin emsal bedeline göre açık bir
şekilde düşük olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple
açıklanmadığı hallerde de matrah olarak emsal bedel veya emsal ücretinin
esas alınacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıdaki
açıklamalar çerçevesinde, 625 sayılı Kanuna göre işletilen özel okul ve
dershanelerin ilan ettiği öğrenim ücretlerinden daha düşük bedelle
öğrenci okutmaları halinde gelir, kurumlar ve katma değer vergisi
uygulaması bakımından esas alınacak bedel bu hizmetin karşılığını teşkil
eden gerçek bedeldir.
Ancak, kayıtlara intikal ettirilen bedelin emsaline göre açık bir şekilde düşük olması ve bu düşüklüğün nedeninin ekonomik ve teknik icaplara uygun olarak açıklanamaması halinde, Milli Eğitim Bakanlığınca ilan edilen öğrenim ücretleri de dikkate alınarak yapılacak inceleme sonucunda elde edilecek verilere göre gerekirse mükellef kurum adına ilave tarhiyat yapılacaktır[3].
Ancak, kayıtlara intikal ettirilen bedelin emsaline göre açık bir şekilde düşük olması ve bu düşüklüğün nedeninin ekonomik ve teknik icaplara uygun olarak açıklanamaması halinde, Milli Eğitim Bakanlığınca ilan edilen öğrenim ücretleri de dikkate alınarak yapılacak inceleme sonucunda elde edilecek verilere göre gerekirse mükellef kurum adına ilave tarhiyat yapılacaktır[3].
V- DERSHANELERDE BEDELSİZ OLARAK VERİLEN HİZMETLERİN, GELİR, KURUMLAR VE KATMA DEĞER VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU
A- DERSHANELERDE BEDELSİZ OLARAK VERİLEN HİZMETLERİN KURUMLAR VE GELİR VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU
Bir
hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden
hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu’nun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm
altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun “Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti”
başlıklı 38. maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın,
teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri
arasındaki müsbet fark olduğu, Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce
işletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirileceği, işletmeden
çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle
tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu’nun değerlemeye ait
hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41. maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme
bağlanmıştır.
B- DERSHANELERDE BEDELSİZ OLARAK VERİLEN HİZMETLERİN KATMA DEĞER VERGİSİ KARŞISINDAKİ DURUMU
5580
sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 13. maddesinde, Kanunda
tanımlanan özel öğretim kurumlarının öğrenim gören öğrenci sayısının
yüzde üçünden az olmamak üzere ücretsiz öğrenci okutmakla yükümlü
oldukları, Bakanlıkça bu oranın yüzde ona (%10) kadar artırılabileceği,
ücretsiz okutulacak öğrencilerin yüzdesi, seçimi ve kuruma kabul
şartlarına ilişkin usül ve esasların yönetmelikle belirleneceği
belirtilmiştir.
Özel
Öğretim Kurumlarında Ücretsiz veya Burslu Okutulacak Öğrenci ve
Kursiyerler Hakkında Yönetmelik ile özel öğretim kurumlarında ücretsiz
veya burslu okutulacak öğrenci ve kursiyerlerin oranı, kabul şartları,
başvuru ve seçimleriyle ilgili usul ve esasları düzenlemiştir.
Buna
göre, dershanesinde eğitim ve öğretime devam etmekte olan öğrencilere
herhangi bir eğitim öğretim bedeli almadan eğitim verilmesinin, 5580
sayılı Kanun ve anılan Yönetmelikte düzenlenen ücretsiz öğrenci
okutulması çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün değildir.
Ancak,
Vergi Usul Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca vergiyi doğuran olayın gerçek
mahiyeti esas olduğundan ve sözü edilen öğrencilere eğitim ve öğretim
bedeli almadan hizmet sunacağınızı .... Milli Eğitim Müdürlüğüne taahhüt
etmeniz ve bu taahhüdünüzün kabul edilmiş olması göz önünde
bulundurulduğunda ücretsiz, okutulan öğrencilerle ilgili olarak tahsil
edilmeyen tutarlar için hasılat kaydının yapılmaması uygun görülmüştür.
Öte yandan, ... yayınları satışından elde edilen kazançların kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilecektir.
Diğer taraftan, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun;
-
1/1. maddesinde; Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve
serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV
ye tabi olduğu,
-
17/2-b maddesinde, 5580 sayılı Kanun hükümlerine tabi özel okullarca
bedelsiz verilen eğitim, öğretim hizmetlerinde ilgili dönemdeki
kapasitelerinin %10’unu geçmemek üzere verilen bedelsiz eğitim ve
öğretim hizmetlerinin KDV den istisna olduğu
hükme bağlanmıştır.
Buna
göre, 5580 sayılı Kanun kapsamında... Dershanesinde eğitim ve öğretime
devam etmekte olan öğrencilerin mağduriyetini gidermek amacıyla...
yayınları dışında herhangi bir eğitim öğretim bedeli alınmadan verilen
söz konusu hizmet, özel dershanelerin özel okul kapsamında mütalaa
edilmemesi nedeniyle, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/2-b maddesi
kapsamında değerlendirilmemektedir. Öte yandan, söz konusu hizmet
Kanunun genel hükümleri çerçevesinde Katma Değer Vergisine tabi
bulunmaktadır[4].
* Gelir İdaresi Başkanlığı Müdürü
[1] 03.12.2004 tarih ve 25659 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanmıştır.
[2] İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığının 17.08.2012 Tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-2607 sayılı yazısı.
[3] 28.05.1997 Tarih ve Zonguldak Vergi Dairesi Başkanlığının B.07.0.GEL.0.53-5320-237/22127 sayılı Özelgesi.
[4] Amasya Defterdarlığının, 28.05.2013 Tarih ve 65771276-2011/KDV-17(2)-13 sayılı Özelgesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder