12 Ağustos 2015 Çarşamba

4857 Sayılı İş Kanunu’nun Uygulandığı İşyerlerinde Kıdem Tazminatı Taksitler Halinde Ödenebilir mi?

Yazar: Tuncay KAYA*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
Kıdem tazminatının farklı tanımları yapılmıştır[1]. Genel olarak kıdem tazminatının tanımını şu şekilde yapmak mümkündür. Kıdem tazminatı; Kanun’da gösterilen fesih hallerinden en az bir yıllık işçiye veya işçinin ölümü halinde hak sahiplerine işveren tarafından kanun gereği ödenmesi icap eden, miktarı işçinin kıdemine ve son brüt kazancına göre belirlenen bir miktar paradır[2].
Diğer taraftan kıdem tazminatının hukuki niteliğinin ne olduğu konusunda da birçok görüş bulunmaktadır[3]. 4857 sayılı İş Kanunu’[4]nun 120. maddesi, 1475 sayılı eski İş Kanunu’[5]nun kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesi hariç diğer maddelerini yürürlükten kaldırmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 6. maddesinde, “Kıdem tazminatı fonunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri eski İş Kanunu’nun 14. maddesi hükümlerine göre saklıdır.” hükmü öngörülmüştür. Dolayısıyla 4857 sayılı İş Kanunu’nun uygulandığı işyerlerinde kıdem tazminatı 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 14. maddesine istinaden uygulanmaktadır.
Zaman zaman işverenler ekonomik durumlarını gerekçe göstererek ya da başka nedenlerle kıdem tazminatını işçilere taksitler halinde ödemek istemektedir.
Yazımızda öncelikle kıdem tazminatı alabilme şartları ile kıdem tazminatının hesaplanması açıklanacak, akabinde kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi izah edilmeye çalışılacaktır.
II- KIDEM TAZMİNATI ALABİLME ŞARTLARI
1475 sayılı eski İş Kanunu’nun bugün yürürlükte olan 14. maddesine göre, bir işyerinde çalışan işçilerin işten ayrılmaları durumunda kıdem tazminatı alabilme koşulları;
- İş Kanunu’na tabi olarak bir işte çalışma
- En az bir (1) yıl çalışmış olmak ve
- İş sözleşmesinin İş Kanunu’nda belirtilen biçimde sona ermesi
olmak üzere üçe ayrılabilir[6].
Kıdem tazminatına hak kazandıran fesih halleri söz konusu 14. maddenin birinci fıkrasında sayılmıştır. Söz konusu 14. maddede;
“Bu Kanun’a tabi işçilerin hizmet akitlerinin:
1. İşveren tarafından bu Kanun’un 17. maddesinin II numaralı bendinde gösterilen sebepler dışında(4857 sayılı Kanun’un 25/II maddesi),
2. İşçi tarafından bu Kanun’un 16. maddesi uyarınca (4857 sayılı Kanun’un 24. maddesi),
3. Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla,
4. Bağlı bulundukları kanunla kurulu kurum veya sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla;
5. 506 sayılı Kanun’un 60. maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanun’un geçici 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle
feshedilmesi veya kadının evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile sona erdirmesi veya işçinin ölümü sebebiyle son bulması hallerinde işçinin işe başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.”
hükmü öngörülmüştür.
4857 sayılı İş Kanunu’nun geçici 1. maddesi uyarınca, söz konusu 14. maddede 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 16. maddesine yapılan atıflar 4857 sayılı Kanun’un 24. maddesine 17. maddesine yapılan atıflar ise 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesine yapılmış sayılmaktadır.  
III- KIDEM TAZMİNATININ HESAPLANMASI
1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 14. maddesi gereğince, Kanun’da belirtilen koşulların oluşması halinde, işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince, her geçen tam yıl için işverence işçiye ya da işçi ölmüşse mirasçılarına son aldığı brüt ve giydirilmiş otuz günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenmektedir. Bir yıldan artan süreler için (aylar ve günler için) aynı oran üzerinden ödeme yapılmaktadır (md. 14/I). Otuz günlük ücret tutarı işçi lehine iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile arttırılabilmektedir (Md. 14/XII). Ancak her yıla düşen kıdem tazminatının miktarı, Devlet Memurları Kanunu’na tabi en yüksek Devlet memuruna (Başbakanlık Müsteşarı) 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesini geçemez (md. 14/XIII).
Kıdem tazminatının hesaplanması, son ücret üzerinden yapılmaktadır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama ücret bu tazminatın hesabına esas tutulmaktadır.(md.14/IX)Son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, tazminata esas ücret, işçinin işten ayrılma tarihi ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanmaktadır (md. 14/X). Kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında 26. maddenin birinci fıkrasında yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan  menfaatler de  gözönünde  tutulmaktadır (md.14/XI).
Kıdem tazminatının hesaplanmasında esas alınacak ücrete, asıl ücretten başka, işçiye haftalık, aylık veya yıllık ödemeler ile sağlanmış para ve parayla ölçülmesi mümkün sözleşmeden veya kanundan doğan ve süreklilik gösteren (arızi olmayan) tüm menfaatler, uygulamada kabul edildiği gibi, brüt olarak dahil edilir[7].
Kıdem tazminatının miktarının hesabında bir günlük miktar hesaplanırken, ödenmiş olan miktarların 365’e bölünmesi suretiyle belirleneceği kabul edilmektedir[8]. Kıdem tazminatının hesaplanmasında esas alınan günlük ücret bulunduktan sonra, 30 ile çarpılarak “her tam yıl” için işçiye ödenecek kıdem tazminatı miktarı bulunur ve bir yıldan arta kalan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır.
IV- KIDEM TAZMİNATININ TAKSİTLER HALİNDE ÖDENMESİ
İş sözleşmesinin feshedildiği veya işçinin öldüğü tarih kıdem tazminatına hak kazanılan tarihtir.
Kıdem tazminatı, kanunen doğduğu anda muaccel olup, ödenmesi gerekmektedir. 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 14. maddesi gereğince, kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi halinde bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödenmesi gerekmekte ve faiz başlangıcı fesih tarihi olmaktadır[9].
Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesi hususunda Kanun’da herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Yargıtay karlarında baktığımızda kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesinin işçinin rızası olduğu durumlarda gerçekleşebileceği ve işverenin kıdem tazminatını taksitler halinde ödeme konusunda işçiyi zorlayamayacağı görülmektedir.
Kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini kabul eden işçi, bu konuda iradesinin fesada uğratıldığını ileri sürüp, kanıtlamadığı sürece faiz hakkından vazgeçmiş sayılır. Taksitlerin zamanında ödenmesi durumunda ayrıca faize hak kazanılamaz. Bu konuda daha sonraki taksitlerin ödemesi sırasında ihtirazı kayıt ileri sürülmesinin sonuca bir etkisi yoktur. Ancak, taksitlerden bir ya da bazılarının gününde ödenmemesi durumunda hak kazanılan kıdem tazminatının tamamı için faize karar verilmelidir. İşçinin taksitli ödemeyi öngören ödeme planını kabulü, ancak taksitlerin gününde ödenmesi halinde işveren yararına sonuç doğurur. Taksitler gününde ödenmediğinde işçinin taksitli ödeme anlaşmasıyla bağlı olduğunda söz edilemez. İşçi, işverence anlaşmaya uyulacağı varsayımı ile taksitli ödemeyi kabul etmiş sayılmalıdır. İş hukukunda işçi yararına yorum ilkesi de bunu gerektirir. Bu itibarla, kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesini öngören anlaşmanın işverence ihlali halinde işçi, kıdem tazminatının tamamı için fesih tarihinden itibaren faize hak kazanır. Daha önce yapılan ödemeler de Borçlar Kanunu’nun 84. maddesi uyarınca öncelikle faize ve masraflara sayılmalıdır[10].
Görüldüğü üzere kıdem tazminatının taksitle ödenmesi halinde işçinin faiz talep etme hakkı vardır. Ancak bunun için işçinin ihtirazi kayıt koyması gerekmektedir. İşçi zamanında ödenmeyen kıdem tazminatını sonraki bir tarihte bir defada veya çeşitli taksitlerle işverenden alır ve ödeme bitiminden önce faiz hakkını saklı tuttuğunu belirtir bir ibare koymaz ise faiz talebinde bulunamaz.
Kıdem tazminatının işveren tarafından çek veya senetle ödenmesi taksitli ödemede olduğu gibi ancak işçinin rızası ile gerçekleşebilir[11].
Dolayısıyla kıdem tazminatının taksitler halinde ödenmesinde, işveren işçiyi zorlayamaz.
V- SONUÇ
Kıdem tazminatı işçiye, asgari bir yıl İş Kanunu’na tabi bir işte çalışmış olması ve iş sözleşmesinin İş Kanunu’nda belirtilen nedenlerden biri sonucunda son ermiş olması şartıyla hizmet süresi ve aylık ücretine göre ödenmesi gereken bir tazminattır.
Kıdem tazminatı İş Kanunu’nda belirtilen koşulların oluşması halinde, işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince, her geçen tam yıl için işverence işçiye ya da işçi ölmüşse mirasçılarına son aldığı brüt ve giydirilmiş otuz günlük ücreti tutarında ödenmektedir.
Kıdem tazminatı kanunen doğduğu anda muaccel olup, ödenmesi gerekmektedir. Kıdem tazminatının taksitler halinde ya da çek ve senetle ödenmesi işçinin rızası olduğu durumlarda gerçekleşebilir işveren kıdem tazminatını taksitler halinde ödeme konusunda işçiyi zorlayamaz.


* Karabük Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, Sosyal Güvenlik Denetmeni, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Adli Bilirkişi
[1] Bkz. Sami KARACAN, İş Kanunu’na Göre Kıdem Tazminatının Muhasebeleştirilmesi,http://www.mevzuatdergisi.com/2006/11a/03.htm, (Erişim Tarihi: 05.07.2013); Umut TOPCU, İşçi Alacak Davaları ve Belirsiz Alacak Davaları, Ankara 2012
[2] Müjdat ŞAKAR- Ayşe YİĞİT ŞAKAR, İşçi Hukuku, Sosyal Güvenlik Hukuku ve Vergi Hukuku Açısından İşçiye Ödenecek Tazminatlar, Ankara 2011.
[3] Bkz. F. Kerim ANADOLU, Kıdem Tazminatı Koşulları ve işçinin Kıdeminin Hesaplanması, http://,www.sosyalbil.selcuk.edu.tr/sos_mak/makaleler/F.%20Kerim%20ANADOLU/239-264.pdf, (Erişim Tarihi: 05.07.2013)
[4] 10.06.2003 tarih ve 25134 no.lu Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
[5] 01.09.1971 tarih ve 13943 no.lu Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.
[6] Sami KARACAN, İş Kanunu’na Göre Kıdem Tazminatının Muhasebeleştirilmesi, http://www.mevzuatdergisi.com/2006/11a/03.htm., (Erişim Tarihi: 05.07.2013)
[7] ŞAKAR - YİĞİT ŞAKAR, age, s. 2
[8] Yrg. 9. HD.’nin, 29.09.2005 tarih ve E. 2005/342, K. 2005/31714 sayılı Kararı.
[9] Yrg. 9. HD.’nin, 10.12.2010 tarih ve E. 2010/28814, K. 2010/37142 sayılı Kararı.
[10] Yrg. 9. HD.’nin,10.12.2012 tarih ve E. 2010/29003, K. 2012/41844 sayılı Kararı.
[11] Yrg. 9. HD.’nin, 15.11.2011 tarih ve E. 2009/17857, K. 2011/43366 sayılı Kararı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder