12 Ağustos 2015 Çarşamba

4/c Sigortalılarının (Memurların), İş Kazası Halleri ve Bu Kazaların 6331 ve 5510 Sayılı Kanunlara Göre SGK’ya Bildirilme Zorunluluğu

Yazar: Mehmet KARADURMUŞ*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda 4/a sigortalılar (eski SSK’lı) ile 4/b sigortalıların (eski Bağ-Kurlu) çalıştıkları sırada geçirdikleri kazalar iş kazası şeklinde tanımlanırken, Tüm çalışanlar gibi, devlet memurları da görevlerini ifade ederken kazaya maruz kalabilmekte, fakat geçirilen kaza, iş kazası şeklinde tanımlanmamakta ve 4/c sigortalılardan kısa vadeli iş kazası ve meslek hastalığı primi alınmadığı gibi SGK’ca geçici veya sürekli iş göremezlik ödeneği de verilmemektedir. Kazaya uğrayan memuru, istihdam eden kurum ve kuruluş tarafından, rapor süresinde de çalışılmış gibi ücret (maaş) ödenmesine devam edilmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. bölümünde 77 ila 89. maddesi arasındaki maddelerde düzenlenmiş olan iş sağlığı ve güvenliği hükümleri 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda(1) müstakil bir kanun olarak düzenlenerek 30.06.2012 tarihinden itibaren kademeli olarak yürürlüğe konmuştur.
6331 sayılı Kanun, 1. maddesindeki istisnalar dışında tüm çalışanlar İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uygulama kapsamına alınmış, Kanun’un 14. maddesi ile de işverenlere, işyerinde meydana gelen iş kazalarını, iş kazasının olduğu günden sonraki 3 işgünü içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimde bulunma yükümlüğü getirilmiştir.
Bu makalede, kamu kurum ve kuruluşlarının işveren sayılıp sayılmayacağı, devlet memurlarının vazifelerine ifa ederken, geçirdikleri kazaların ne şekilde iş kazası olarak değerlendirileceği, 6331 sayılı Kanun’a göre 3 iş günü içerisinde mi? Yoksa, 5510 sayılı Kanun’un 47. maddesine göre 15 iş günlük sürede mi? SGK’ya bildirimin gerekeceği hususları değerlendirilecektir.
II- DEVLET MEMURLARININ (4/c SİGORTALI) İŞ KAZASI HALLERİ
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre istihdam edilen devlet memurları ile, daha önce 657 sayılı Kanun’a göre istihdam edilen ve çalışmasını 4857 sayılı İş Kanunu’na göre çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında (T.C. Ziraat Bankası A.Ş., Halkbank A.Ş., DDY gibi kuruluşlarda) sürdüren işçilerden 5434 sayılı Kanun’a göre sandık iştirakçisi olarak, ücretlerinden % 15 emekli keseneği alınırken, 01.10.2008 tarihinden itibaren tamamen yürürlüğe girmiş olan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre, Emekli Sandığı iştirakçileri, 4. maddenin 1. fıkrasının “c” bendi kapsamında sigortalı (kısaca 4/c’li adlandırılmakta) sayılarak maaşlarından % 9 malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ile % 5.5 genel sağlık sigortası primi alınmaya başlanmıştır. 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesindeki, Bu Kanun’da aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.” hükmü gereğince 01.10.2008 tarihinden önce emekli sandığı iştirakçiliği olanlar 5434 sayılı Kanun’un emeklilik, tazminat, vazife ve harp malûllüğü ve terör görev malûllüğü hükümlerinden yararlanmaya devam etmektedir. Gerek 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nda gerekse, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda, 4/c sigortalılardan iş kazası ve meslek hastalığı düzenlemelerine yer verilmemiş, bu husus Sosyal Sigortalar İşlemler Yönetmeliği(1)’nin 9. maddesinin 9. bendindeki, “Kanun’un kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin hükümleri, Kanun’un 4. maddesi birinci fıkrasının “c” bendi kapsamında olanlara uygulanmaz.” hükmü ile ayrıca vurgulanmıştır. Bu nedenle iş kazası ve meslek hastalığı sigorta primi adı altında bir prim alınmamaktadır. SGK’ca geçici iş göremezlik veya sürekli iş göremezlik ödeneği adı altında bir ödeme de yapılmamaktadır. 5434 ve 5510 sayılı Kanunlarda memurların görevlerini ifa ederken geçirdikleri kaza hali, vazife malûllüğü, harp malûllüğü, terör görev malûllüğü şeklinde tanımlanarak, tedavi ve rapor istirahat süresindeki, sağlık tedavi giderleri SGK’ca karşılanırken, rapor süresinde 4/c sigortalıların normal aylık ücreti çalıştığı kamu kurumu ve kuruluşu tarafından ödenmeye devam edilmektedir.
A- 5434 SAYILI KANUN’A GÖRE VAZİFE MALÛLLÜK HALLERİ
1- Vazife Malûllüğü
5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nun 45. maddesinde vazife malûllüğü; “1) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa;
2) Vazifeleri dışında kurumların verdiği her hangi bir kuruma ait başka işleri yaparken, bu işlerden doğmuş olursa;
3) Kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (Maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla);
4) Fabrika, atelye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa
bunlara vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir.” şeklinde belirtilmektedir.
2- Adi Malûllük
5434 sayılı Kanun’un 46. maddesinde, “44. maddede yazılı malûllük 45. maddede gösterilenler dışında kalan sebep ve hallerden doğmuş olursa Adi malûllük ve bunlara uğrayanlara da adi malûl denir.” şeklinde tanımlanmaktadır.
3- Harp Malullüğü
5434 sayılı Kanun’un 64. maddesine göre; “1) Harpte fiilen ateş altında,
2) Harpte, harp bölgelerindeki harp harekat ve hizmetleri sırasında, bu harekat ve hizmetlerin sebep ve etkileriyle,
3) Harpte veya harbe hazırlık devresinde her çeşit düşman silahlarının etkisiyle,
4) Askeri harekatı gerektiren iç tedip ve sınır hareketleri sırasında, bu hareketlerin sebep ve etkisiyle,
5) Barışta ve olağanüstü hallerde, emir veya görev ile uçuş yapan uçucularla hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak uçakta bulunanlardan uçuşun havadaki ve yerdeki sebepleriyle ve yine emir ve görev ile dalış yapan dalgıçlarla, hangi meslek ve sınıftan olursa olsun emirle görevli olarak denizaltı gemisinde veya dalgıç kıtasında bulunanlardan denizaltıcılığın veya dalgıçlığın çeşitli sebep ve tesirleriyle,
6) Anayasa’nın 66. maddesi veya Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalar uyarınca yabancı ülkelere Türk Silahlı Kuvvetleri gönderilmesini gerektiren durumlarda, birliklerin bulundukları yerlerden hareketlerinden itibaren yurt içinde, yurt dışında, yabancı ülkelerde veya yurda dönüş sırasında, uğramış olan muvazzaf ve yedek subay, astsubay, uzman jandarma çavuş, uzman çavuş, erbaş ve erler (gönüllü erler dahil) ile Türk Silahlı Kuvvetlerince görevlendirilen sivil iştirakçilere ve T.C. Emekli Sandığına, Sosyal Sigortalar Kurumu’na, Bağ-Kur'a ve çeşitli sandıklara tabi olmayan sivil görevlilerin, vazife malûllüğüne uğrama haline harp malûllüğü” denmektedir.
4- Terör Görev Malûllüğü
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 21. maddesine göre; Kamu görevlilerinden yurtiçinde ve yurtdışında görevlerini ifa ederlerken veya sıfatları kalkmış olsa bile bu görevlerini yapmalarından dolayı terör eylemlerine muhatap olarak yaralanan, sakatlanan güvenlik görevlileri görev malûlü” sayılmakta ve kendilerine 2330 sayılı Kanun’un 4. maddesine göre, görev malûllüğü aylığı bağlanmaktadır.
B- 5510 SAYILI KANUN’A GÖRE 4/c SİGORTALILARININ VAZİFE MALÛLLÜĞÜ
5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinin 1. fıkrasında, “Bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa 4. maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında sigortalı olanlar için aşağıdaki hallerde vazife malûllüğü hükümleri uygulanır. 25. maddede belirtilen malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malûllüğü ve bunlara uğrayanlara da vazife malûlü denir.” şeklinde tanımlanırken, 5510 sayılı Kanun’un 25. maddesinin 5. fıkrasında, “Vazifelerini yapamayacak derecede hastalığa uğrayanlardan hastalıkları kanunlarında tayin edilen müddetlerden fazla devam edenler, hastalıklarının mahiyetlerine ve doğuş sebeplerine göre malûl veya 47. madde hükümlerine göre vazife malûlü sayılırlar.” denmektedir.
5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinin 9. fıkrasında, harp malûllüğü kavramı ve kapsamı 5434 sayılı Kanun’un 64. maddesinde olduğu şekliyle tanımlandığından tekraren yazılmamıştır. 5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinde, 4/a ve 4/b kapsamındaki sigortalılarla ilgili iş kazası ve meslek hastalığına karşılık gelen vazife malûllüğü, harp malûllüğü ve terör görev malûllük durumları düzenlenmiştir.
5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi gereğince, 01.10.2008 öncesinden devlet memurluğuna başlayanların emeklilik, vazife malullüğü, harp malullüğü ve terör vazife malûllük hak ve şartları 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre, 01.10.2008 tarihinden sonra ilk defa 4/c kapsamında sigortalı olanların ise emeklilik, vazife malûllüğü, harp malûllüğü ve terör görev malûllüğü tamamen 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre yürütülmektedir.
III- 4/c SİGORTALILARININ (MEMURLARIN) İŞ KAZASI BİLDİRİMLERİ
A- 5510 SAYILI KANUN’A GÖRE İŞ KAZASI BİLDİRİM YÜKÜMLÜĞÜ
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda, 4/a kapsamında çalışan sigortalılar (Hizmet akdine tabi çalışan işçilerin) ile 4/b kapsamında çalışan sigortalıların (Bağımsız çalışanların) geçirdikleri iş kazası ve meslek hastalığının 5510 sayılı Kanun’un 13. maddesine göre, iş kazasının; 4/a kapsamındaki sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine derhal ve Kurum’a da en geç kazadan sonraki üç işgünü içinde, 4/b kapsamındaki sigortalı bakımından kendisi tarafından, bir ayı geçmemek şartıyla rahatsızlığının bildirim yapmaya engel olmadığı günden sonra üç işgünü içinde, ilgili Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne bildirilmesi gerekmektedir.
SGK’ya belirtilen sürede bildirimin yapılmamasıyla ilgili 5510 sayılı Kanun’da idari para cezası öngörülmemiştir. İş kazasının geç bildirilmesi durumunda, 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinin 2. fıkrasına göre, “Bildirim tarihine kadar geçen süre için sigortalıya ödenecek geçici iş göremezlik ödeneği kurumca işverenden tahsil edilmektedir.”
5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinin 3. fıkrasında, “Kamu idareleri vazife malûllüğüne sebep olan olayı o yer yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatına göre yetkili mercilere derhal, Kurum’a da en geç onbeş işgünü içinde bildirmekle yükümlüdür.” dendiğinden, 4/c sigortalıların maruz kaldığı vazife malûllüğü, harp malûllüğü ve görev malûllüğünün 15 iş günlük sürede SGK’ya bildirilmesi gerekmektedir. 5510 sayılı Kanun’un 25. maddesinde, sigortalının çalışma gücünün en az 60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybettiği Kurum Sağlık Kurulunca tespit edilenler malûl sayıldığı için, malûllük niteliği taşımayan küçük iş kazası olaylarının 47. maddeye dayanılarak bildirilmesine gerek bulunmadığı anlaşılmaktadır.
B- 6331 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU’NA GÖRE İŞ KAZASI BİLDİRİMİ
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu; 2. maddede sayılan istisnalar dışında kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine ve bu işyerlerinin işverenleri ve işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dahil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet konularına bakılmaksızın uygulanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesinde, İşçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, denilmesine karşın, 6331 sayılı Kanunla işveren kavramı kapsamı genişletilerek, çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlar işveren olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.
6331 sayılı Kanun’un 14. maddesiyle, işverenlere, işyerinde meydana gelen iş kazalarını, kazadan sonraki üç iş günü içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirim yükümlüğü getirilmiş, aynı kanunun 26.maddesiyle de bildirimlerin belirtilen sürede yapılmaması halinde 2.000 TL’lik idari para cezasının çalışma ve iş kurumu il müdürlüğünce uygulanacağı (2013 yılında 2.156 TL) öngörülmüştür. Sosyal Güvenlik Kurulu İl Müdürlüğüne kanuni süresi içerisinde bildirilmeyen iş kazaları ile ilgili idari para cezasının Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerince uygulanır olması bürokratik işlemlerin artmasına ve uzamasına sebep olmaktadır.
6331 sayılı Kanun’un 14. maddesinde belirtilen iş kazası bildirimi çalışan istihdam edilen tüm işyerlerini, başka bir deyişle, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin 1. bendinin (a), (b) ve (c) fıkralarına göre sigortalı olan (İşçi, memur, çırak, stajyer ve bağımsız çalışan işveren) gerçek kişilerin çalıştığı işyerlerini ve işverenleri kapsayan genel bir düzenleme özelliği taşıdığından, diğer özel kanunlarda iş kazası bildirimi ile ilgili bir düzenleme yok ise, tüm çalışanların görevli iken geçirdikleri iş kazalarının 6331 sayılı Kanun’un 14. maddesine göre SGK’ya kazadan sonraki 3 iş günü içerisinde bildirilmesi zorunluluğu bulunmaktadır. 6331 sayılı Kanun’un 14. maddesindeki bildirim düzenlemesi yeni kanuni bir düzenleme olmasına karşılık, madde hükmü diğer kanunlardaki bildirim yükümlüğünü tebdil ve ilga (değiştirme ve ortadan kaldırma) edecek ifadeler (Diğer kanunlardaki iş kazası bildirim süreleri dikkate alınmaz. Tüm iş kazası bildirimleri bu kanundaki esaslara ve sürelere göre yapılır. gibi) taşımadığından, diğer kanunlardaki bildirim süreleri düzenlemesi geçerliğini korumaktadır.
5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinde 4/c sigortalıları (Devlet memurları) için, vazife malûllüğü ve harp malûllüğü ve terör görev malûllüklerinin, 15. İş günlük sürede SGK’ya bildirilmesi özel düzenlemesinin bulunması, diğer yandan bu düzenlemenin ceza uygulaması yönünden işverenliğin lehine bir hüküm olması nedeniyle, 6331 sayılı Kanun’un 14. maddesindeki 3 iş günlük süreye bağlı bildirim yerine, 5510 sayılı Kanun’un 47. maddesindeki bildirim süresinin dikkate alınması, 4/c sigortalının malûl sayılmayacak nitelikteki (% 60’lık kayıp oranının altındaki malûllüklerin) küçük iş kazalarının 6331 sayılı Kanun’un 14. maddesindeki sürelere göre SGK’ya bildirilmesinin gerekeceği görüşü ağır basmaktadır.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 2. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Genel Kolluk Kuvvetleri faaliyetlerinin, Kanun’un uygulaması dışında tutulması nedeniyle, harp malûllüğü ve terör göre malûllüğü için SGK’ya 6331 sayılı Kanun hükümlerine göre bildirim yapma zorunluluğu bulunmamaktadır.
IV- SONUÇ
4/c sigortalılarının görevlerini ifa ederken geçirdikleri kazalar 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu’nda ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda iş kazası olarak adlandırılmasa, 4/c sigortalılarından iş kazası ve meslek hastalığı sigorta primi alınmasa da; olayın oluşumu, zamanı, mekanı ve mahiyeti dikkate alındığında memurların görevlerini yerine getirirken vazife malûlü, harp malûlü, terör görev malûlü olarak çalışma hayatından geçici veya daimi olarak uzak kalmaları 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun uygulanması yönünden tamamen iş kazası halidir. 6331 sayılı Kanun’un 1. maddesinde belirtildiği üzere amacı; İşyerlerinde (çalışanların bulunduğu fiziki mekan ve coğrafi organizasyon alanlarında) iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi olunca, tüm çalışanların bulunduğu işyerlerinde sağlık ve güvenlik risklerinin belirlenerek önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınması, çalışanların eğitimi ve iş kazalarının kaydının tutularak kaza bilgilerinin paylaşılması, SGK’ya zamanında bildirimde bulunulmasını önemli kılmaktadır.
5510 sayılı Kanun’un 47. maddesinin 3. fıkrasındaki, “Kamu idareleri vazife malûllüğüne sebep olan olayı o yer yetkili kolluk kuvvetlerine ve kendi mevzuatına göre yetkili mercilere derhal, Kurum’a en geç onbeş iş günü içinde bildirmekle yükümlüdür.” hükmü gereğince 4/c sigortalılarının vazife malûllüğü kapsamındaki (en az % 60’lık iş gücü kaybına uğrama) iş kazalarının özel kanun buyruğu olarak 15 iş günlük sürede SGK’ya bildirilmesi zorunludur. Bu zorunluluk 5510 sayılı Kanun’un 25. maddesinde belirtilen malûllük derecesi ile sınırlı olduğu için, malûllük niteliği taşımayan daha küçük boyutlu iş kazalarının 6331 sayılı Kanun’un 14. maddesine göre, kazanın vukuundan itibaren 3 iş günlük sürede SGK’ya bildirilme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu bildirim yükümlüğüne uymayan işverenlere aynı Kanun’un 26. maddesine göre 2013 yılı için 1.156 TL idari para cezasının çalışma ve iş kurumu il müdürlüğünce uygulanması gerekecektir.


*          İş Başmüfettişi
(1)         6331 sayılı Kanun 30.06.2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olup, Kanun’un iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi istihdamı ve teşviki hakkındaki 6-7 ve 8. maddelerinin uygulaması 6495 sayılı Kanun’un 56. maddesi ile kamu kurumları ve 50’den az çalışanı olan ve az tehlikeli işyerlerinde 01.07.2016 tarihine ertelenmiştir.
(1)         12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

2 yorum:


  1. Görevi Başında Kalp Krizi Sonucu Vefat Eden Memurun Vazife Malüllüğü Tespiti Hakkında



    Merhabalar Sayın Yetkili,

    Sizden bir konu hakkında bilgi almak istiyorum:
    TCDD’da makasçı (Memur) olarak görev yapmakta olan babam 1984 yılında (36 Yaşında) görevi başındayken gece nöbetinde devriye esnasında aniden rahatsızlanıp geçirdiği kalp krizi sonucu kaldırıldığı devlet hastanesinde yaşamını yitirmiştir.

    Çalıştığı kurum(TCDD) vefat sebebini dosyasındaki kayıtlara görevi başında eceliyle vefat diye geçmiştir.
    Fakat vefat ettiği gün bizlere işyerinden verilen bilgi kalp krizi sonucu vefat ettiği şeklindeydi. 
    Nüfus idaresinden aldığımız ölüm tutanağında kalp yetmezliği sonucu vefat ettiği bilgisi yazmaktadır. 
    Babamızın işe başladığı tarihte ve sonrasında herhangi bir bünyesel rahatsızlığı söz konusu değildir
    Biz babamızın görevi başında geçirdiği kalp krizinin yaptığı işten kaynaklı olduğunu biliyoruz.
    TCDD'da Makasçılık görevinin çok ağır çalışma koşulları olduğunun ve bu görevi icra eden kişilerde sıklıkla ani kalp krizi vakaları yaşandığını biliyoruz.
    Biz şuan 5434 (5510) sayılı kanunların 45 ve 47. maddeleri kapsamında tarafımıza vazife malullüğü haklarımızın tanımlanması için SGK Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğüne başvuru yapacağız. 
    Başvuru için hazırlayacağımız dilekçenin içeriğinin nasıl olması gerektiği ve dilekçe ekinde hangi evrakları sunmamız gerektiğini öğrenmek istiyoruz.
    Başvurumuzun dayanağı olarak
    Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 
    2016/21 sayılı SGK genelgesinin; “Sigortalının iş yerinde kalp krizi geçirmesi veya başka bir hastalık nedeniyle ölmesi yada ruhen veya bedenen hemen veya sonradan engelli hale gelmesi iş kazası olarak kabul edilecektir.” 
    Hükmü gereği iş yerinde kalp krizi geçirilmesi iş kazası olarak sayılacaktır genelgesine dayandırmaktayız. 
    Yargıtayın birçok emsal teşkil eden kararında işyerinde görevi başında iken geçirilen kalp krizi sonucu vefat durumları iş kazası ve vazife malullüğü olarak sayılmıştır. 
    Bu izleyeceğimiz yol doğrumudur? 
    Nasıl bir yol izleyeceğimiz konusunda bizlere yardımcı olursanız çok seviniriz. 
    Görüşmek üzere iyi çalışmalar diliyorum.

    Saygılarımla 

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hukuki mücadelenizi başlayabildiniz mi, ne aşamadasınz veya sonuç aldınız mı merak ettim. Aynı durumda olan bir yakınımız var. bilgilendirme yaparsanız çok memnun olurum.

      Sil