12 Ağustos 2015 Çarşamba

Hileli Vergi Suçları Hakkında: Asliye Ceza Mahkemesindeki Davalar İle İlgili 6111 Sayılı Torba Yasa Hükümleri

Yazar: Mustafa ALPASLAN*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


6111 sayılı Torba Yasa olarak bilinen yasa 25 Şubat 2011 tarihli ve 27857 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yasa hükmüne göre, sahte belge kullanma nedeniyle hakkında 1 kat veya 3 kat cezalı tarhiyat yapılan mükellefler duruma göre uzlaşma kapsamına alınanlar hariç asliye ceza mahkemesinde yargılanabilmektedirler. Sahte fatura kullanma dolayısıyla haklarında 3 kat VZC kesilen mükelleflerin uzlaşma imkanları yoktur. Bu mükellefler hakkında sahte belge kullanma dolayısıyla 213 sayılı VUK md. 359 hükmü gereğince Cumhuriyet Savcılığı kanalıyla asliye ceza mahkemelerinde kamu davaları açılmaktadır.
Kamu davası devam etmekte iken, 6111 sayılı Kanun’un 4. maddesine göre torba kanundan faydalananlar ile ilgili asliye ceza mahkemesindeki süren davaların akıbetinin ne olması gerektiği konusunda bu çalışmamızda açıklamalar yapılacaktır.
6111 sayılı kanun bilindiği gibi torba bir kanun olup, özel bir af yasası mahiyetini taşımaktadır.
Diğer taraftan, sahte belge kullanma nedeniyle 213 sayılı VUK md. 359 hükmü gereğince kamu davası açılabilmektedir. Kendisine yapılan cezalı tarhiyatı dava konusu yapmayıp, 6111 sayılı kanunun 4. maddesi hükmüne göre ödeme yolunu seçen ve 6 taksitte borcunu ödeyen mükellef yönünden ceza davası şu şekilde etkilemesi gerekir:
6111 sayılı kanunun 4. maddesi hükmü gereğince koşulları uygun olarak ödeme planında yer alan rakamları ödeyen mükellef açısından 3 kat vergi ziyaı cezasının tümü silinmektedir. Ayrıca, vergi aslının yarısı da ayrıca silinmektedir. Böylece kalan miktar 6 eşit taksitte ödenmesi halinde önemli avantajlar ortaya çıkmaktadır.
Devam etmekte olan asliye ceza mahkemesindeki davanın 6111 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile ilişkilendirilerek ödeme belgeleri, ödeme çizelgesi ceza dava dosyası ile irtibatlandırılmalıdır.
6111 sayılı kanunun genel sistematiği içerisinde VUK md. 359 ile ilgili herhangi bir özel düzenleme getirmemiştir. Ancak, 6111 sayılı Kanun’un 7,8 ve 9. maddelerinde matrah artırımında bulunabilecek olanlar arasında sahte fatura düzenleyenler yoktur. Başka bir ifade ile, sahte fatura düzenleyenler 6111 sayılı kanunun matrah artırımı ile ilgili hükümlerinden faydalanamaz. Sahte belge kullanıcıları açısından ise, matrah artırımı hükümleri geçerli olacaktır.
Kanaatimize göre, 6111 sayılı Kanun’un matrah artırımı ile ilgili 6,7,8 ve 9 maddelerine göre matrah artırımında bulunanlar (gelir, kurumlar, KDV, stopaj vs) yönünden 213 sayılı VUK md. 359 ve 367. md hükümlerine göre suç duyurusunda bulunulamaz.
Sonuç olarak, ceza mahkemesinde devam eden davalar yönünden 6111 sayılı kanunun 2,3,4 ve ayrıca 6,7,8 ve 9 md hükümlerine göre faydalanmış olanlar için önemli sonuçlar ortaya çıkabilir. Çünkü, sahte fatura kullanan bir mükellef hakkında açılan kamu davası 6111 sayılı özel yasanın 4. maddesine göre ödemesi halinde tarhiyat bütün sonuçları ile son bulmuş olacaktır. Bu tarhiyatın ceza davası ile ilgili boyutu ise, devam edebilir. Bu aşamada ceza dosyası hakkında 6111 sayılı kanunun 4. maddesi ile ilgili talepler, makbuzlar, ödeme planları mutlak suretle irtibatlandırılmalıdır. Böyle bir durum karşısında söz konusu mükellefin geçmişteki durumu, sicili vs. faktörler dikkate alındığı zaman ve sahte fatura kullanma fiilinin tarihleri de dikkate alındığında mükellef açısından önemli avantajlar ortaya çıkabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, VUK 376 md hükmü vergi ve ceza mahkemesi kararlarının birbirini etkilemeyeceği bilinmelidir. 1 kat kesilen cezalar hakkında VUK md. 359 hükmü söz konusu bulunmadığından dolayı bu gibi durumlarda tarhiyat öncesi uzlaşama yolu açıktır.
3 kat kesilen vergi ziyaı cezaları ile ilgili 213 sayılı VUK md 359 hükmü gereğince hakkında kamu davası açılan mükellefler için 6111 sayılı torba kanunun ilgili madde hükümleri dikkate alındığında ceza davasının seyri değişebilir.[1] Burada hükmün açıklanmasının ertelenmesi, cezanın ertelenmesi gibi imkanlar ortaya çıkabilir.


* Dr., SMMM 
[1] Bkz. 5271 sayılı yasa md.231. Öte yandan, 5237 sayılı TCK md.51. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder