Yazar: Cem BALOĞLU*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Ticaret
serbestisi, kişiye başkalarıyla rekabet edebilme konusunda imkân
sağlamaktadır. Ancak bu serbesti, bazı hallerde haksız rekabete neden
olabilmektedir.
İş
sözleşmesi, diğer sözleşmelerden farklı olarak sözleşmenin tarafları
olan işçi ile işveren arasında karşılıklı sadakatin varlığını gerekli
kılmaktadır. Bu sadakat bağı işveren açısından işçiyi gözetme, işçi
yönünden ise işverenin ve işyerinin çıkarlarını koruma, işverene
ekonomik, ticari veya mesleki bakımdan zarar verebilecek her türlü
davranıştan kaçınma borcu biçiminde kendisini göstermektedir. İş
sözleşmesinin devamı süresince ya da iş sözleşmesi sona erdikten sonra
işçinin işverenle rekabet etmemesi sadakat borcu içinde yer alan
yükümlülüklerden bir tanesidir(1). Bu çalışmada, 6098 sayılı Borçlar
Kanunu’nda düzenlenmiş olan işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra
eski işvereniyle rekabet etmeme yükümlülüğü konusu
değerlendirilmektedir.
II- REKABET YASAĞI
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun “Rekabet Yasağı” başlıklı 444. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Fiil
ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden
sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi
hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede
çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir
menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” hükmüyle, rekabet yasağından ne anlaşılması gerektiği ortaya konulmuştur.
Rekabet
yasağı, işverenle olan iş ilişkisi sona eren ve onunla aynı alanda iş
yapmak isteyen işçinin, işverene karşı hukuka aykırı olarak yarışa
girmesini engelleme, yani haksız rekabetin önüne geçme yönünde yapılan
bir sözleşmedir. Dolayısıyla, rekabet yasağı sözleşmesinin amacı,
işçinin işletmede öğrendiği bilgileri, iş sözleşmesi sona erdikten sonra işverenin aleyhine onunla rekabet edecek şekilde kullanmasını engellemek ve genel anlamda rekabetin ortaya çıkarabileceği riskleri ortadan kaldırmaktır(2).
A- REKABET YASAĞI SÖZLEŞMESİNİN GEÇERLİLİK ŞARTLARI
Rekabet
yasağı, ancak yazılı olarak yapılan bir sözleşmeyle geçerlilik
kazanmaktadır (BK md. 444/1). Rekabet yasağının iş sözleşmesi sona
erdikten sonra da devam etmesi isteniyorsa, tarafların bunu ayrıca ve
açıkça sözleşmeyle kararlaştırması gerekmektedir. Bu kararlaştırma ayrı
bir sözleşmeyle yapılabileceği gibi, mevcut iş sözleşmesine konulacak
özel bir hükümle de yapılabilir(3).
Rekabet
sözleşmesinin tarafı olan işçinin reşit olması gerekmektedir (BK md.
444/1). İşçinin hangi hallerde reşit sayılacağı Türk Medeni Kanunu’nda
düzenlenmiştir. İşçi sözleşmenin yapıldığı sırada reşit değil ise,
rekabet yasağına dair olan şart batıldır. Kanun koyucu, belirli bir
olgunluğa erişmemiş olan kişilerin ekonomik alandaki hareket özgürlüğünü
kısıtlamamak amacıyla, sözleşmenin yapıldığı sırada işçinin reşit
olması şartını düzenlemiştir(4).
Rekabet
yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim
sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı
sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli
bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir (BK md. 444/2).
Borçlar Kanunu’nun değinilen maddesiyle, rekabet yasağının kapsamı
ortaya konulmuş ve işverene önemli bir zarar verilmesi ihtimalinin
olmadığı durumlarda bu tür düzenlemelerin geçerli olmayacağı hükme
bağlanarak, rekabet yasağının kapsamı sınırlandırılmıştır.
Rekabet
yasağının işverene ait işlerden hangisi ya da hangileri ile
sınırlandırıldığı net biçimde belirlenmelidir. Özellikle şirketlerin
ticaret siciline kayıt sırasında faaliyet alanlarının geniş tutulduğu
ülkemizde, işçinin bütün alanlarda çalışmasının sınırlandırılması mümkün
olmaz. İşçinin işverene ait işyerinde yapmakta olduğu işle doğrudan
ilgili ve işverenin asıl faaliyet alanına giren işler bakımından böyle
bir sınırlama getirilmelidir(5).
Rekabet
yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye
düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan
sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı
aşamaz (BK md. 445/1). Rekabet yasağı, iş ilişkisinde bir yandan
işverenin haklı menfaatlerini koruması, diğer yandan işçinin çalışma
özgürlüğüne zarar verme ihtimali yüksek olması nedeniyle özel bir öneme
sahiptir. Bu nedenle her iki menfaat arasında adil bir denge kurulması
adına, rekabet yasağı sözleşmesinin belirli sınırlamalara tabi tutulması
gerekir.
Rekabet
yasağı sözleşmesi, işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonra, belirli
bir yer, zaman ve işin türüyle sınırlı olacak şekilde, işverenine rakip
bir işletme açmayacağını veya rakip bir işletmede çalışmayacağını ya da
böyle bir işletmeyle başka bir menfaat ilişkisi içinde bulunmayacağı
şeklindeki taahhüdüdür(6). Rekabet yasağı; süre, yer ve işin türü
bakımından sınırlandırılmış olmadıkça geçerli olmamaktadır.
Sınırlamaların işin ve hatta işçinin niteliğine göre belirlenmesi
gerekmektedir.
B- REKABET YASAĞINA AYKIRI DAVRANMANIN SONUÇLARI
Rekabet
yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı
bütün zararları gidermekle yükümlüdür (BK md. 446/1). Yasağa aykırı
davranış bir ceza koşuluna bağlanmışsa ve sözleşmede aksine bir hüküm de
yoksa işçi öngörülen miktarı ödeyerek rekabet yasağına ilişkin
borcundan kurtulabilir; ancak, işçi bu miktarı aşan zararı gidermek
zorundadır (BK md. 446/2). İşveren, ceza koşulu ve doğabilecek ek
zararlarının ödenmesi dışında, sözleşmede yazılı olarak açıkça saklı
tutması koşuluyla, kendisinin ihlal veya tehdit edilen menfaatlerinin
önemi ile işçinin davranışı haklı gösteriyorsa, yasağa aykırı davranışa
son verilmesini de isteyebilir (BK md. 446/3).
Rekabet
yasağı sözleşmesinde öngörülen cezai şartın makul ve kabul edilebilir
bir nitelikte olması gerekmektedir. Aksi takdirde, fahiş olan tutarın
tenkisini sağlamak mümkündür. Diğer taraftan, rekabet yasağı
sözleşmesinde cezai şart öngörülmemiş olsa bile, işveren genel
hükümlerden yola çıkarak tazminat talebinde bulunabilir. İşçinin bahse
konu tazminat yükümlülüğünden kurtulabilmesi için ise, kusurlu
olmadığını ispat etmesi gerekmektedir(7).
C- REKABET YASAĞININ SONA ERMESİ
Öncelikle,
rekabet yasağı sözleşmesi işçi ve işveren tarafının karşılıklı
anlaşması suretiyle her zaman sonlandırılabilir. Bunun dışında,
sözleşmede öngörülmüş olan sürenin dolmasıyla da sözleşme sona erer(8).
Yukarıda da belirtildiği üzere, özel durum ve koşullar dışında rekabet
yasağı iki yılı aşamamaktadır.
Rekabet
yasağı, işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının
olmadığı belirlenmişse sona erer (BK md. 447/1). Ancak, bu durumda,
işverenin bu yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığını
ispat yükü işçiye aittir.
Sözleşme,
haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene
yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı
sona erer (BK md. 447/2).
Rekabet yasağına ilişkin kayıt içeren iş
sözleşmesinin feshine neden olan olayın ortaya çıkışında hem işçi hem
de işveren kusurlu olduğu takdirde, tarafların kusur derecelerinin
araştırılması gerekmektedir. Her iki tarafın eşit derecede kusurlu
olduğu ya da işçinin kusurunun ağır bastığı durumda, rekabet yasağı
bağlayıcılığını korumaktadır. Diğer taraftan, böyle bir durumda
işverenin kusuru, rekabet yasağının sınırlarının değerlendirilmesinde ve
cezai şartın indiriminde göz önünde bulundurulmaktadır(9).
III- SONUÇ
6098
sayılı Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olan işçinin iş sözleşmesi sona
erdikten sonra eski işvereniyle rekabet etmeme yükümlülüğü, haksız
rekabetin önüne geçilebilmesi için yapılmış bir düzenlemedir. Rekabet
yasağının geçerli olabilmesi için; yazılı şekilde yapılmış bir rekabet
yasağı sözleşmesi ya da mevcut iş sözleşmesine bu yönde konulmuş bir
kaydın bulunması, işçinin reşit olması, yasağın kapsamının sadece hizmet
ilişkisine dayalı olarak edinilmiş ve kullanılması işverene önemli bir
zarar verebilecek nitelikteki bilgilerle ve belirli bir yer, zaman ve
işin türüyle sınırlandırılmış olması gerekmektedir. Rekabet yasağına
aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün
zararları gidermekle yükümlüdür. Rekabet yasağı; tarafların karşılıklı
olarak anlaşması, yasak için öngörülmüş sürenin dolması, işverenin bu
yasağın sürdürülmesinde gerçek bir yararının olmadığının belirlenmesi,
işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi
tarafından rekabet yasağı sözleşmesinin feshedilmesi hallerinde sona
ermektedir.
* İş Müfettişi
(1) Sarper SÜZEK, İş Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel İş Hukuku), Beta Yayınevi, İstanbul 2008, s. 303-304
(2)
S. ALTAY, “Türk Borçlar Kanununun Hükümlerine Göre İşçi İle İşveren
Arasında Yapılan Rekabet Yasağı Sözleşmesi”, 2008, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 14(3), s. 176
(3) E. MANAV, “İş Hukukunda Rekabet Yasağı Sözleşmesinin Geçerlilik Koşulları”, 2010, TBB Dergisi, (87), s. 324
(4) MANAV, agm, s. 330
(5) Yrg. 7. HD.’nin, 08.04.2013 tarih ve E. 2013/2542, K. 2013/5823 sayılı Kararı.
(6) Ş. E. BASKAN, “6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu Hükümleri Çerçevesinde Rekabet Yasağı Sözleşmesi”, 2012, Hacettepe Hukuk Fakültesi Dergisi, 2(2), s. 117
(7) A. KOYUNCU, “İşçinin Sadakat Borcu ve İşverenle Rekabet Yasağı”, 2009, Sicil İş Hukuku Dergisi, (15), s. 94
(8) S. TAŞKENT - M. KABAKÇI,”Rekabet Yasağı Sözleşmesi”, 2009, Sicil İş Hukuku Dergisi, (16), s. 40
(9) TAŞKENT - KABAKÇI, agm, s. 42
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder