Yazar: Tayfun ŞAHİN*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Mükelleflere
yönelik e-Defter ve e-Fatura düzenleme zorunlulukları gündemin önemli
konularındandır. Uygulamanın henüz başlarında olduğumuz bugünlerde
özellikle e-Fatura uygulamasındaki bazı belirsizliklere yönelik olarak
mükelleflerin yoğun kaygı ve kuşkuları bulunmaktadır. Bu
belirsizliklerin birisi de tasfiye sürecinde olan mükelleflerin e-Fatura
ile ilgili ne yapmaları gerektiği konusundadır. Yazımızda önce e-Defter
ve e-Fatura konusundaki temel hususlara, sonrasında da tasfiyeye giren
şirketlerin mükellefiyetlerine ve e-Fatura karşısındaki durumlarına
değinilecektir.
II- e-FATURA VE e-DEFTER ZORUNLULUĞUA- E-FATURA DÜZENLEMEK e-DEFTER TUTMAK ZORUNDA OLAN MÜKELLEFLER
Elektronik
fatura ve elektronik defter konusundaki düzenlemeler 397 ve 421 Sıra
No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile yapılmıştır. Buna göre
Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından aşağıda sayılan mükellef gruplarına
elektronik defter tutma ve elektronik fatura uygulamasına dahil olma
zorunluluğu getirilmiştir:
1-
Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ lisansına sahip olanlar
ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden 31.12.2011
tarihi itibariyle asgari 25 milyon TL brüt satış hasılatına sahip olan
şirketler,
2-
Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı listedeki malları
(kolalı gazoz, tütün ürünleri veya alkollü içecek) imal, inşa veya ithal
edenler ile bunlardan 2011 takvim yılında mal alan mükelleflerden
31.12.2011 tarihi itibariyle asgari 10 milyon TL brüt satış hasılatına
sahip olan şirketler.
e-Fatura, herşeyden önce elektronik ortamda düzenlenen bir belgedir, yeni bir belge türü olmayıp, kağıt fatura ile aynı hukuki niteliklere sahiptir. e-Fatura ile sisteme kayıtlı kullanıcılar arasında kağıt faturalaşma artık ortadan kalkmıştır. e-Fatura, VUK gereği kağıt fatura ile aynı hukuki sonuçlara sahip elektronik bir belgedir. Bunun ilk ve en öncelikli şartı, oluşturulan e-Faturanın “mali mühür” ile onaylanması veya “e-İmza” ile imzalanması zorunluluğudur. e-Fatura, her hal ve şartta elektronik ortamda muhafaza edilmek zorundadır. Oluşturulan/alınan bir e-Faturanın çıktısının alınıp kâğıt ortamında muhafaza edilmesi mümkün değildir(1).
e-Fatura
uygulamasına kayıtlı olan mükellefler elektronik fatura uygulamasına
kayıtlı olmayan mükelleflere yaptıkları mal teslimi ve hizmet ifası için
genel hükümler çerçevesinde kağıt fatura düzenlemeye devam
edeceklerdir. Ancak aynı mal veya hizmet satışı işleminde hem kâğıt
faturanın hem de elektronik faturanın bir arada düzenlenmesi mümkün
değildir. e-Fatura uygulamasından yararlanan mükellefler fatura
düzenlemeden önce muhatabın www.efatura.gov.tr internet
adresinde yer alan kayıtlı kullanıcı listesine kayıtlı olup olmadığını
kontrol edecekler, kayıtlı kullanıcı ise elektronik fatura, kayıtlı
kullanıcı değilse kâğıt fatura düzenleyeceklerdir. e-Fatura
uygulamasından yararlanan kayıtlı kullanıcıların güncel listesi www.efatura.gov.tr internet adresinden yayımlanacaktır.
Zorunluluk
getirilen mükelleflerden mal alan 10.12.2003 tarihli ve 5018 sayılı
Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli cetvellerde yer alan idare,
kurum ve kuruluşlar ile iktisadi kamu kuruluşlarının elektronik fatura
uygulamasından yararlanma ve elektronik defter tutma zorunluluğu
bulunmamaktadır.
e-Fatura uygulaması kapsamında fatura oluşturma, gönderme ve alma işlemleri,
1- Bilgi işlem sistemlerinin e-Fatura uygulamasına entegre edilmesi yoluyla veya
2- e-Fatura uygulamasına ait temel fonksiyonların internet üzerinden genel kullanımını sağlamak amacı ile oluşturulan ve http://www.efatura. gov.tr/ internet adresinde hizmete sunulan e-Fatura Portalı aracılığıyla
gerçekleştirilebilir. Düzenlenen
e-Faturaların gönderme veya alma işlemlerinin Gelir İdaresi Başkanlığı
tarafından oluşturulan e-Fatura uygulaması aracılığı ile
gerçekleştirilmesi zorunludur.
B- e-FATURA DÜZENLEMEK E-DEFTER TUTMAK ZORUNLULUĞUNUN BAŞLAMA ZAMANI
Zorunluluk kapsamına giren mükelleflerin;
a-
Elektronik fatura uygulamasına 2013 takvim yılı (01.09.2013 tarihi
itibariyle Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvurulması gerekmektedir.),
b-
Elektronik defter uygulamasına ise 2014 takvim yılı (Elektronik defter
yazılımlarını kendi geliştiren mükelleflerin 01.09.2014 tarihi
itibariyle elektronik defter test süreçlerini başarı ile tamamlamış
olmaları gerekmektedir.)
içerisinde geçmeleri zorunludur.
e-Fatura
uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerin birbirlerinden aldıkları mallar
ve sağladıkları hizmetler için 01.09.2013 tarihinden itibaren
elektronik fatura göndermeleri ve almaları zorunludur.
C- E-FATURA UYGULAMASINDA CEZALAR
Bilgi
işlem sistemlerinin entegrasyonu yöntemiyle elektronik fatura
uygulamasından yararlanan mükellefler, sistemlerini kesintisiz 7 gün 24
saat fatura ve ilgili mesajları alabilir ve gönderebilir halde açık
tutmak zorundadırlar. Mücbir sebepler dışında bu zorunluluğa uymayan
mükelleflerin entegrasyon izinleri iptal edilecek olup, elektronik
fatura uygulamasını sadece portal yöntemiyle kullanabileceklerdir.
Elektronik fatura ve elektronik deftere ilişkin zorunluluklara
uymayanlar hakkında, Vergi Usul Kanunu’nun ceza hükümleri tatbik olunur.
Elektronik
fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükellefler
elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükelleflere kâğıt
ortamında fatura düzenleyemezler; düzenlemeleri halinde kâğıt ortamında
düzenlenen bu faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.
Elektronik
fatura uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükelleflerin
elektronik fatura uygulamasına kayıtlı olan diğer mükellefler tarafından
gönderilen elektronik faturaları almaları zorunludur. Bu zorunluluğa
uymayan mükellefler hakkında Vergi Usul Kanunu’nun ilgili hükümlerinde
belirtilen fatura almayan mükelleflere tatbik olunan cezai hükümlerin
uygulanacağı tabiidir.
e-Fatura
düzenleme yetkisi bulunan mükelleflerin gerek kendi sistemlerinde
gerekse e-Fatura uygulamasında meydana gelebilecek arıza ve kesinti
durumlarında fatura düzenleyebilmek için yeteri kadar basılı kağıt
fatura bulundurmaları zorunludur.
Öte
yandan elektronik defter tutma zorunluluğu getirilen mükellefler de
kâğıt ortamında defter tutamazlar. Bu mükelleflerin defterlerini kâğıt
ortamında tutmaları halinde bu defterler hiç tutulmamış sayılır.
III- ŞİRKETLERİN TASFİYEYE GİRMESİ, e-FATURA VE e-DEFTER ZORUNLULUĞUA- TASFİYE HALİNDEKİ ŞİRKETLERİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Şirketler
çeşitli nedenlerle tasfiye haline girerler. Tasfiyeye giren şirketlerin
bu süreç içerisinde karşılaşacakları çeşitli hususlar bulunmaktadır.
Bunlardan önemli gördüklerimizi(2) kısaca hatırlamakta fayda görüyoruz.
Tasfiye halindeki şirket, tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğini korur ve ticaret unvanını “tasfiye halinde” ibaresi eklenmiş olarak kullanmaya devam eder. Tasfiye esas itibariyle şirketçe seçilmiş tasfiye memurları tarafından
yapılır. Şirketin feshine mahkeme tarafından karar verdiği takdirde
tasfiye memuru mahkemece atanır. Tasfiye memurlarının yetkileri tasfiye
amacıyla sınırlıdır. Tasfiye memurları şirket alacaklarını tahsil etmek,
borçlarını ödemek ve malvarlığını nakde çevirerek tasfiyeyi tamamlamak
ve bu sürede şirketin yasal yükümlülüklerini yerine getirmekle
görevlidirler. Tasfiye sonunda,
esas sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri arasında,
ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları oranında dağıtılır.
Tasfiye,
kurumun tasfiyeye girmesine ilişkin genel kurul kararının tescil
edildiği tarihte başlar ve tasfiye kararının tescil edildiği tarihte
sona erer. Tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap
dönemi yerine tasfiye dönemi geçerli olacaktır. Tasfiyenin başladığı
tarihten aynı takvim yılı sonuna kadar olan dönem ile bu dönemden
sonraki her takvim yılı ve tasfiye sona erdiğinde ilgili takvim yılı
başından tasfiyenin bitiş tarihine kadar olan dönem bağımsız bir tasfiye
dönemi sayılır. Tasfiye beyannameleri, tasfiye memurları tarafından
şirketin bağlı olduğu vergi dairesine verilecektir.
Tasfiye süresi boyunca muhtasar beyannameler ve KDV beyannameleri
verilmeye devam edilecek ancak tasfiyeye girildiği tarihi kapsayan dönem
dışındaki geçici vergi beyannameleri verilmeyecektir.
Tasfiye
memurlarının tasfiyenin tamamlandığını vergi dairesine bildirmek,
şirket adına düzenlenmiş faturaların iptal edilmesini sağlamak, yasal
defter kapanışlarını tamamlamak, tasfiye incelemesinin tamamlanmasından
sonra doğacak vergilerin ödenmesini sağlamak şeklinde yasal
sorumlulukları bulunmaktadır. Tasfiye memurları tasfiye döneminde doğan
vergi vb. yükümlülüklerden ilk elde sorumludurlar. Vergi
yükümlülüklerini yerine getirmeden alacaklılara ödeme veya ortaklara
paylaştırma yapamazlar. Aksi takdirde ödenmemiş olan bu vergilerin asıl
ve zamları ile cezalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Tasfiye sonrası, kural olarak tasfiye olunan şirketin hesapları vergi
incelemesine tabi tutulur. İncelemenin sonucu tasfiye memuruna
bildirilir. İnceleme raporuna göre ödenmesi gereken vergilerin tamamı
tahsil edilene kadar tasfiye memurunun sorumluluğu devam eder.
Tasfiye
döneminde, şirket varlıklarının paraya çevrilmesi, alacakların tahsili,
borçların ödenmesi ve artan kısmın paylaşılması esastır. Bu nedenle,
tasfiyeye giren kurumların, tasfiye döneminde tasfiye ile ilgili
faaliyetleri dışında ticari faaliyette bulunmaları mümkün
bulunmamaktadır. Ayrıca tasfiyeye giren şirketler yeni ticari iş
ve muameleler (ihalelere girmek, emtia üretimi yapmak vb.)
yapamayacakları gibi tasfiye memurları da tasfiyeyi bir an önce sona
erdirmek amacıyla şirketlerin başlamış ve devam eden tüm işlerini en
kısa zamanda tamamlamak için gerekeni yapmak zorundadırlar. Ancak, bu
işlerle ilgili olarak gerekli iş ve işlemler yani alım, satım yapmaları,
tasfiye halinde bulunan şirketlerin ticari faaliyette bulunduğu
anlamına gelmeyecektir. Zira bir şirketin tasfiye süreci içinde yeni mal alımında bulunmaması ve
bünyesinde bulunan hammadde, yarı mamul ve malzeme stoklarıyla fason
işçilik yaptırarak ihraç kayıtlı olarak satışının yapılması ticari
faaliyet olmakla birlikte tasfiye tasfiyenin sonuçlandırılması amacına
yönelik olduğundan, tasfiye ile ilgili faaliyet dışında yeni bir ticari
faaliyet olarak değerlendirilmesi mümkün değildir(3).
Tasfiyeye
giren şirketlerin ticari faaliyette bulunmamaları esastır. Bununla
birlikte, tasfiye döneminde çeşitli stok, menkul, gayrimenkul ve
demirbaş gibi gerekli varlık satışlarını yapmak tasfiye memurunun
görevleri arasındadır. Sayılan faaliyetle ticari faaliyet sayılmamakla
birlikte bunla nedeniyle fatura düzenlenmesi söz konusu olacaktır.
Tasfiye sonunda defterler ve tasfiyeye ilişkin olanları da kapsayacak
şekilde tüm belgeler Türk Ticaret Kanunu’na göre 10 yıl süreyle
saklanacaktır.
B- TASFİYESİ HALİNDEKİ ŞİRKETLERDE e-FATURA UYGULAMASI NASIL OLACAK?
Tasfiye
ve iflas hallerinde kullanılması zorunlu belgelerden (Fatura, Sevk
İrsaliyesi vb.) en son kullanılan cilt ile hiç kullanılmayan ciltlerin,
tasfiye kararının alındığı ve bu kararın ilan edildiği tarihten itibaren
bir ay içinde bağlı olunan vergi dairesine ibraz edilmesi gerekir.
e-Fatura
ile ilgili düzenlemelerde tasfiye halinde uygulamanın nasıl
gerçekleşeceği konusunda farklı bir açıklama yapılmamıştır. Esasen
tasfiyeye giren şirketler henüz hukuksal varlıklarını sürdürmekte
oldukları için vergisel yönden mükellefiyetleri devam etmektedir.
İsminin başına “tasfiye halinde” açıklaması gelmekle birlikte tasfiyeye giren şirketin kişiliğinde değişme söz konusu değildir. Mevcut şirket henüz varlığını “tasfiye halinde”
devam ettirmektedir. Bu nedenle çeşitli yükümlülüklerini yerine
getirmeye devam edecektir. Tasfiye amacına yönelik olarak
gerçekleştireceği çeşitli menkul, gayrimenkul ve stok satışları
nedeniyle fatura düzenlemek de bu zorunluluklar arasındadır.
Tasfiyeye
girdiği tarihten önce, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı
listedeki malları (kolalı gazoz, tütün ürünleri veya alkollü içecek)
imal, inşa veya ithal edenlerden 2011 takvim yılında mal alan ve
31.12.2011 tarihi itibariyle asgari 10 milyon TL brüt satış hasılatına
sahip olan bir mükellef 2012 yılında tasfiyeye girmiş de olsa, e-Fatura
düzenlemek için aranan koşulları sağladığı için tasfiyenin sürmekte
olduğu 2013 yılında e-Fatura düzenlemek zorunda kalacaktır. Bu satışları
için kendisinde mevcut olan kağıt faturaları kullanması durumunda, bu
faturalar hiç düzenlenmemiş sayılacaktır.
Mevcut
düzenlemelere göre, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı
listedeki malları (kolalı gazoz, tütün ürünleri veya alkollü içecek)
imal, inşa veya ithal edenler ile Petrol Piyasası Kanunu kapsamında
madeni yağ lisansına sahip olanlar ve bunlardan mal alışı yapanlardan
2011 yılında sırasıyla 10 milyon TL ve 25 milyon TL brüt satış
hasılatına sahip olan şirketler, 2013 yılında e-Fatura düzenlemek
zorundadırlar. 2011 yılında alım yapan şirketlerin 2013 yılında
tasfiyeye girmiş olmaları, bu şirketlerin e-Fatura düzenleme
yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır.
IV- SONUÇ
e-Fatura
düzenleme zorunluluğu olan mükellefler konusunda mevcut olan
tereddütlerin giderilmesi, e-Fatura uygulamasının yerleşmesine katkı
sağlayacaktır. Tasfiye halindeki şirketlerin de diğer aranan şartları
taşımaları halinde e-Fatura düzenlemek zorunda oldukları da bu konular
arasındadır. Mevcut tereddütü giderecek bir açıklamanın en kısa zamanda
yapılması olası hataların önlenmesi bakımından önemlidir.
* Vergi Başmüfettişi (E. Maliye Başmüfettişi)
(·) Bu
yazıda yer alan görüşler tümüyle yazarına ait olup, hiçbir biçimde
yazarın görev yaptığı Kurum’un görüşü olarak değerlendirilemez.
(1) Uğur DOĞAN, “E-Fatura ile Gelen İlkler”, Yaklaşım, Eylül 2013, Sayı:249, s. 17-23
(2) Eser SEVİNÇ, Şirketlerin Tasfiyesi, 21.02.2013, http://ymm.net/wp/?p=942
(3) http://www.akdenizdenetim.com.tr/sorucevap/haber_oku.php?haber_id=151
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder