Yazar: Salim KARADENİZ*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Bilindiği
üzere; İhracat Yönetmeliği’nin(1) amacı, İhracat Rejimi Kararı
çerçevesinde, ihracatın ülke ekonomisi yararına düzenlenmesini,
desteklenmesini ve artırılmasını sağlamak için ihracatta yetkili mercii
ve uygulanacak usul ve esasları düzenlemektir.
Söz konusu Yönetmelikte; “ihracat”
bir malın, yürürlükteki ihracat mevzuatı ile gümrük mevzuatına uygun
şekilde Türkiye gümrük bölgesi dışına veya serbest bölgelere
çıkarılmasını veyahut Müsteşarlıkça ihracat olarak kabul edilecek sair
çıkış ve işlemleri olarak tanımlanmıştır.
Uygulamada
ihracat çok değişik şekillerde gerçekleştirilmektedir. Yönetmelikte
bunlar; serbest (özellik arzetmeyen) ihracatın yanı sıra, ön izne bağlı
ihracat, kayda bağlı ihracat, konsinye ihracat, yurt dışı fuar ve
sergilere katılım ve ihracat, ithal edilmiş malın ihracı, serbest
bölgelere yapılan ihracat, transit ticaret ve diğer ihracat şekilleri
(kayda bağlı ihracat, bedelsiz ihracat, savunma sanayii dışındaki
alanlarda offset kapsamında yapılacak ihracat; yurt dışı müteahhitlik ve
teknik müşavirlik kapsamında yapılacak ihracat; ticari kiralama yoluyla
yapılacak ihracat; takas ve bağlı muamele işlemleri ile yurtdışına
e-Ticaret kapsamındaki mal ihracı gibi) olarak yer almaktadır.
Mali
mevzuatımızda mal ve hizmet ihracı katma değer vergisinden istisna
edilmiştir. Bu makalede, ihracat istisnası ana hatları ile açıklandıktan
sonra bu konudaki özellikli konular ayrıntılı olarak işlenecektir.
II- GENEL HATLARI İLE İHRACAT İSTİSNASI
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun “Mal ve Hizmet İhracı”
başlıklı 11. maddesine göre; ihracat teslimleri ve bu teslimlere
ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler,
serbest bölgelerdeki müşteriler için yapılan fason hizmetler ve
karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları çerçevesinde
yurt dışındaki müşteriler için Türkiye’de verilen roaming hizmetleri
vergiden müstesnadır.
Aynı maddede ayrıca ihracat istisnası kapsamında aşağıda yer alan hususlar da düzenlenmiştir.
- Türkiye’de ikamet etmeyen yolcuların satın alarak yurt dışına götürdükleri malların durumu,
-
Türkiye’de ikametgahı, işyeri, kanuni ve iş merkezi bulunmayanların
taşımacılık faaliyetlerine ilişkin olarak satın alacakları mal ve
hizmetler ile fuar, panayır ve sergilere katılımları dolayısıyla satın
alacakları mal ve hizmetlerin durumu,
-
Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile
Desteklenmesi Hakkındaki Kanun kapsamında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca
onaylanan sinematografik eserlere ilişkin yabancı yatırımcılar
tarafından satın alınacak mal ve hizmetlerin durumu
- İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından ihracatçılara teslim edilen malların durumu.
Kanun’un 12. maddesine göre, bir teslimin ihracat teslimi sayılabilmesi için aşağıdaki şartlar yerine getirilmesi gereklidir.
- Teslim yurt dışındaki bir müşteriye yapılmalıdır.
- Teslim konusu mal T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olmalıdır.
Katma
Değer Vergisi Kanunu’nun 32. maddesinin istisna edilmiş işlemlerde
vergi indirimi ve iadesine ilişkin birinci fıkrası aşağıdaki gibidir.
“Bu Kanun’un 11, 13, 14, 15. maddeleri ile 17. maddenin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca
vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen Katma Değer Vergisi, mükellefin vergiye tabi
işlemleri üzerinden hesaplanacak Katma Değer Vergisinden indirilir.
Vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin
indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen Katma Değer
Vergisi, Maliye ve Gümrük Bakanlığı’nca tespit edilecek esaslara göre bu
işlemleri yapanlara iade olunur.”
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, ihracat teslimleri katma değer vergisinden istisna edilmiştir. Eğer “bir teslimin yurt dışındaki müşteriye yapılması ve T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye vasıl olması”
şartlarının yerine getirmesiyle ilgili dönemdeki ihracat
gerçekleşmişse; bu durumda, vergiden müstesna olan işlemin bünyesine
giren ve indirim mekanizması ile giderilemeyen verginin iade edilmesi
gerekecektir.
III- İHRACATIN GERÇEKLEŞTİĞİ TARİH
Katma
Değer Vergisi Kanunu’nun 11. maddesiyle; ihracat teslimleri ve bu
teslimlere ilişkin hizmetler ile yurt dışındaki müşteriler için yapılan
hizmetler ve karşılıklı olmak şartıyla uluslararası roaming anlaşmaları
çerçevesinde yurt dışındaki müşteriler için Türkiye’de verilen roaming
hizmetleri vergiden istisna edilmiştir.
Kanun’un
12. maddesine göre bir teslimin, ihracat teslimi sayılabilmesi için a)
teslimin, yurt dışındaki bir müşteriye veya serbest bölgedeki alıcıya ya
da yetkili gümrük antreposu işleticisine yapılması; b) teslim konusu
malın T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest
bölgeye vasıl olması ya da yurt dışındaki müşteriye gönderilmek üzere
yetkili gümrük antreposuna konulması gerekmektedir.
Yine
aynı maddede, teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt dışındaki
alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat alıcı
tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesinin
durumu değiştirmeyeceği ifade edilmiştir.
Konu ile ilgili olarak yayımlanan 4 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde(2) yer alan açıklama aşağıdadır.
“Bilindiği
üzere Türkiye’den ihracat Rejimi Kararı ve Yönetmelikleri ile Türk
Parası Kıymetini Koruma Hakkındaki Kararlar ve Bu Kararlara İlişkin
Tebliğler ve Talimatlar çerçevesinde yapılmaktadır. Söz konusu
düzenlemelerde yer alan hükümlere göre fiili ihracat gümrük çıkış
beyannamesinin ilgili gümrük idareleri tarafından tescil edilmesiyle
gerçekleşmiş sayılmaktadır. Fiili ihracat tarihi ise bu beyannamelerin
ön yüzünün üst orta bölümündeki tarihtir.”
19
Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde(3) ise, KDV uygulamasında ihracat
işleminin gerçekleştiği tarih olarak, malın gümrük hattından geçtiği
sırada çıkış gümrüğünce belirlenen ve gümrük beyannamesinin ilgili
bölümünde belirtilen “gümrük hattını çıkış tarihi”nin esas alınması öngörülmüştür.
Ancak,
04.04.2007 tarih ve 2007/19 sayılı Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel
Müdürlüğü Genelgesi ile gümrük idarelerince 1 Mayıs 2007 tarihinden
itibaren ihracata yönelik düzenlenen gümrük beyannamelerinin ihracatçıya
verilen nüshasının üzerine herhangi bir kapanma meşruhatı düşülmesine
son verilmiştir.
Bu
kez yayımlanan 107 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde(4) söz konusu
gelişmeden bahsedilerek aşağıdaki ifadeye yer verilmiştir.
“Bu
nedenle, 1 Mayıs 2007 tarihinden itibaren KDV beyannamelerinde ihracat
istisnasına ilişkin beyanları bulunan mükelleflerin tevsik edici belge
olarak ibraz ettikleri gümrük beyannamelerinde ihracatın gerçekleştiği
tarihi belirten bir açıklama aranılmayacak, bu beyannamelere ilişkin
elektronik ortamda (VEDOP) erişilen bilgiler arasındaki kapanma tarihi,
ihracat istisnası uygulamasında ihracatın gerçekleştiği tarih olarak
dikkate alınacaktır.”
Buna
göre, ihracat istisnası uygulamasında beyan döneminin, gümrük
beyannamesine ilişkin elektronik ortamda (VEDOP) erişilen bilgiler
arasındaki kapanma tarihinin dikkate alınması gerekmektedir.
IV- İSTİSNANIN UYGULANACAĞI DÖNEM
A- GENEL OLARAK
Katma
Değer Vergisi Kanunu’nun 12. maddesi gereğince, bir teslimin ihracat
teslimi sayılabilmesi için; teslimin yurt dışındaki bir müşteriye
yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük hattından
geçerek bir dış ülkeye vasıl olması gerekmektedir.
Bu hususa ilişkin olarak, 4 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde aşağıdaki belirleme yapılmıştır.
“Buradaki
“bir dış ülkeye vasıl olma” ifadesinden, malın gümrük hattımızı geçmesi
anlaşılacaktır. Gümrük hattımızı geçen bir mal başka bir ülkeye ulaşmış
sayılacaktır. Ayrıca, fatura ve belgelerin yurt dışındaki müşteri adına
düzenlenmesi zorunludur. Teslim konusu malın ihraç edilmeden önce yurt
dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki firmalar veya bizzat
alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir şekilde değerlendirilmesi
halinde de ihracat istisnasından yararlanabilmek için malın Türkiye
Cumhuriyeti gümrük hattından geçmesi şarttır. Bu durumda da yurt
dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki ilgililere yapılan
teslimler vergiye tabi olacak bunların yaptığı ihracat ise istisna
kapsamına girecektir.”
İhracat
teslimlerinde vergiyi doğuran olay, ihracatın fiilen
gerçekleştirildiği, diğer bir anlatımla ihracata konu olan malın T.C.
gümrük hattını geçerek bir dış ülkeye ulaştığı tarihte meydana
gelmektedir. Bu bakımdan, ihracat istisnası malın gümrük hattımızı
geçtiği ayda uygulanmalıdır.
Belirtilen
nedenle, ihracat bedeli dövizlerin, malın fiilen yurt dışı edildiği
veya serbest bölgeye geçirildiği tarihteki Merkez Bankası cari alış kuru
üzerinden Türk Lirasına çevrilerek, fiili ihracatın gerçekleştiği
döneme ait KDV beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.
B- FATURA TARİHİ VE FİİLİ İHRAÇ TARİHİNİN FARKLI OLMASI
Uygulamada
gümrük işlemlerinin tamamlanabilmesi için ihracat faturası genellikle
malların fiili ihraç tarihinden önce düzenlenmektedir.
İhracat
faturasının düzenlendiği tarih ile fiili ihracatın gerçekleştirildiği
tarihin aynı vergilendirme dönemi içinde kalması halinde; ihracat
faturasındaki bedeller, ilgili dönem KDV beyannamesi ile beyan
edilecektir. Ancak, istisna hesabında, ihracat bedeli dövizlerin fiili
ihraç tarihindeki kur ile değerlenmesi gerekir.
Faturanın
düzenlendiği dönem ile fiili ihracatın gerçekleştirildiği dönemin
farklı olması halinde; ihracat faturasında gösterilen bedeller,
faturanın düzenlendiği dönemde değil, malların fiilen ihraç edildiği
dönemde beyan edilmeli ve ihracat istisnası bu dönemde uygulanmalıdır.
Bu durumda da, kur değerlemesinin fiili ihraç tarihi itibarıyla
yapılacağı tabiidir.
Olaya
Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunu açısından bakıldığında
da vergilemenin, faturanın düzenlendiği dönemde değil de, malın fiili
ihracının gerçekleştiği dönemde yapılması gerekliliği ortaya çıkar.
Vergi Usul Kanunu’nun “Vergiyi Doğuran Olay” başlıklı 19. maddesinde “vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar” ifadesi yer almaktadır.
Gelir
vergisi ve kurumlar vergisi bakımından vergiyi doğuran olayın
tespitinde de fiili ihraç tarihi özel bir öneme sahiptir. Fiili ihraç
tarihinde satış akdi tamamlanmakta, ihracatçı da bu tarih itibariyle
satılan malın karşılığı olan bedeli (semeni) talep etme hakkını
kazanmaktadır. Dolayısıyla gelir bu tarih itibariyle tahakkuk
ettiğinden, vergi doğuran olay fiili ihraç tarihinde gerçekleşmektedir.
Bu nedenle de, ihracat bedelinin malların fiilen ihraç edildiği yılın
geliri olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Örnek
olay olarak; ihracat faturasının gümrük işlemlerini teminen 27 Aralık
2012 tarihinde düzenlendiğini, buna karşılık malların 05.01.2013’te
fiilen ihraç edildiğini varsayalım. Bu durumda; ihracat istisnası 2013
Ocak ayı KDV beyannamesinde uygulanacak, ihracata ait bedeller 2013 yılı
kurumlar vergisi matrahının tespitinde dikkate alınacaktır. Bu
kapsamda; ihracat bedeli dövizlerin, malın fiilen ihraç edildiği tarih
olan 05.01.2013’te geçerli olan Merkez Bankası cari alış kuru üzerinden
Türk Lirasına çevrilmesi gerekir.
Diğer
taraftan; Aralık ayında düzenlenen söz konusu fatura fiili ihraç
tarihinde (5 Ocak 2013) ihracat faturasına dönüşeceğinden, faturanın
öncelikle defterlere geçici hesaplar kullanılarak kaydedilmesi ihracat
gerçekleştiğinde kesin kayıt yapılması uygun olacaktır.
C- İHRAÇ EDİLECEK MALIN ALICIYA YURT İÇİNDE TESLİMİ
Bilindiği
üzere, ticari kazançta elde etme tahakkuk esasına bağlanmıştır. Bu esas
dikkate alındığında, bir gelir veya gider unsurunun özel bir düzenleme
bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönemin
kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.
Bu
itibarla; yurt dışındaki alıcının satış akdine konu olan malı satıcının
Türkiye’deki fabrikasında, deposunda veya herhangi bir işyerinde
kendisinin veya adına hareket edenin teslim alacağını satış akdinde
belirlenmiş olması halinde; satıcının belirtilen işyerinde malı teslim
etmesiyle satış akdi tamamlanmış ve gelir tahakkuk etmiş olacağından,
söz konusu gelirin bu tarihin içinde bulunduğu takvim yılının ticari
kazancı veya kurum kazancı olarak değerlendirilmesi gerekir.
Katma
Değer Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca; teslim konusu malın ihraç
edilmeden önce yurt dışındaki alıcı adına hareket eden yurt içindeki
firmalar veya bizzat alıcı tarafından işlenmesi veya herhangi bir
şekilde değerlendirilmesi halinde de ihracat istisnasından
yararlanabilmek için malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük hattından geçmesi
şarttır.
Bu
durumda; ihraç konusu malın ilgili alıcıya veya alıcı adına hareket
eden kişilere yurt içinde teslimi katma değer vergisine tabi olacak, bu
kişilerin gerçekleştirdiği ihracat ise istisna kapsamında
değerlendirilecektir.
D- İÇ GÜMRÜKLERDEN YAPILAN İHRACATLARDA DURUM
Katma
Değer Vergisi Kanunu hükümlerine göre; ihracat teslimlerinde, malın
T.C. gümrük bölgesinden çıkarak bir dış ülkeye veya bir serbest bölgeye
vasıl olması gerekmektedir.
Bu
paralelde; iç gümrüklerden yapılan ihracata ilişkin ihracat istisnası,
malın iç gümrükten çıktığı tarihte değil, dış gümrüklerden fiilen yurt
dışı edildiği veya serbest bölgeye geçirildiği tarihte uygulanacaktır.
Maliye Bakanlığı’nın İç Genelgesi’nde konuya ilişkin olarak yapılan aşağıdaki açıklama da aynı yöndedir.
“İhracat
istisnasının ilgili olduğu dönemin belirlenmesinde, gümrük çıkış
beyannameleri değerlendirilirken iç gümrüklerden yapılan yüklemelere
ilişkin bu tür şerhlere itibar edilmemesi, malın sınır gümrüğünden çıkış
tarihini gösteren imzalı ve kaşeli tarihlerin esas alınması
gerekmektedir”(5)
(Devamı Gelecek Sayımızda)
* YMM, E. Baş Hesap Uzmanı
(1) 06.06.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) 08.12.1984 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(3) 21.03.1986 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(4) 04.01.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(5) MB’nin, 13.03.1991 tarih ve 1991/3 Sıra No.lu İç Genelgesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder