12 Ağustos 2015 Çarşamba

İşe İade Davası Sonrası SGK’ya Yapılması Gereken Bildirimler

Yazar: Murat GÖKTAŞ*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
İş güvencesi, işçinin feshe karşı korunması kapsamında yer alan, işçinin işini güvence altına almak amacıyla fesih hakkını sınırlayan ve sadece işçinin kullanabileceği tek taraflı haklardan oluşan, işverenin keyfi olarak fesih hakkını kullanmasına karşı getirilen bir iş hukuku kurumudur(1). 4857 sayılı İş Kanunu’nda düzenlenen iş güvencesiyle, işverenin işçileri keyfiliğe dayalı olarak işten çıkarması engellenmek istenmiştir(2). ŞAKAR’a göre, iş güvencesi, makul ve geçerli bir sebep olmaksızın işçinin sözleşmesinin sona erdirilememesi, keyfi işten çıkarmaları engellemek amacıyla düzenlenen anayasal hakların ön koşulu ve güvencesidir(3).
4857 sayılı İş Kanunu(4)’nun 18. ve devamı 19, 20, 21. maddeleri hükmüne göre, iş güvencesinin kapsamına giren işyerlerinde(5), işçinin iş sözleşmesini, süreli fesih bildirimiyle fesheden işveren, feshi geçerli bir neden dayandırmak zorundadır. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde neden gösterilmediği veya gösterilen nedenin geçerli olmadığı iddiasıyla fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde İş Mahkemesinde dava açabilir. İş Mahkemesi, geçerli neden gösterilmediği ya da gösterilen nedenin geçerli olmadığı yönünde tespitte bulunursa feshin geçersizliğine, işçinin boşta geçirdiği dört aylık ücretinin ödenmesine ve işçinin işe iade edilmesine karar verir. Mahkeme işçinin işveren tarafından işe başlatılmayabileceğini de dikkate alarak işçi işe başlatılmayacaksa 4 ila 8 ay tutarında da bir tazminata(6) hükmeder.
İş Mahkemesi tarafından, iş güvencesi kapsamına giren işyerinde çalışan işçinin, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine karar verilirse, işçinin işe iade talebinin bulunması koşuluyla işçi işe başlatılsın ya da başlatılmasın sosyal sigorta kapsamında işveren açısından bir takım yasal yükümlülükler oluşur(7). Bu çalışmada işe iade davasının, işçi lehine sonuçlanması ve işçinin de 10 iş günü içinde, işverene işe başlamak üzere başvuruda bulunması koşuluyla, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yapılması gereken bildirimler ile bu bildirimlerin süreleri hakkında değerlendirme yapılacaktır.
II- İŞ GÜVENCESİNİN KAPSAMI
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi gereği, işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi, diğer bir ifade ile işe iade davası açabilmesi için fesih bildiriminin yapıldığı tarihte işyerinde en az 30 işçi çalıştırılıyor olması gerekir. En az 30 işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığının saptanmasında, işçinin çalıştığı işyeriyle aynı iş kolunda işverenin birden fazla işyerinin olup olmadığına bakılır. 30 işçi sayısının belirlenmesinde, belirli süreli, belirsiz süreli, tam süreli, kısmi sureli, daimi veya mevsimlik iş sözleşmesi ile çalışanların tamamı dikkate alınır(8).
İş güvencesi kapsamından yararlanmanın bir diğer koşulu, işçinin fesih bildirimin yapıldığı tarihte aynı işverene ait işyeri veya işyerlerinde çalıştığı sürenin en az 6 ay olmasıdır. 6 aylık sürenin tespitinde, fasılalı geçen sürelerin birleştirilmesi gerekir(9). İş güvencesi kapsamından yararlanmak için aranan son koşul, iş sözleşmesinin belirsiz süreli olmasıdır. İş sözleşmesinin belirli süreli olması halinde, işçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. İş sözleşmesinin geçerli bir olgu olmaksızın zincirleme olarak belirli süreli yapıldığı durumlarda, sözleşme baştan beri belirsiz süreli sözleşme niteliği kazandığından işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilir.
III- İŞE İADE DAVASININ AÇILMASI
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi hükmüne göre, iş sözleşmesinin geçerli nedene dayandırılmaksızın feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildirim tarihinden itibaren 1 ay içinde feshin geçersizliği ve işe iade talebine ilişkin İş Mahkemesine dava açması gerekir. 1 Aylık süre, hak düşürücü süre olduğu için, bu sürenin dışında dava açılması mümkün olmadığı gibi, hâkim hak düşürücü sürenin geçirilip geçirilmediğini resen kontrol etmekle yükümlüdür.
İş sözleşmesinin feshi sonrası işçinin/sigortalının emeklilik müracaatında bulunması feshin geçersizliği ve işe iade işe davası açılmasına engel değildir(10). Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, vermiş olduğu bir Karar’da(11), iş sözleşmesi feshedilen işçi yaşlılık aylığına hak kazanmış ise bu hakkı elde etmek için SGK’ya başvurmasını olağan saymış, emeklilik talebinin işe iade istemini ortadan kaldıran bir beyan olmadığı ve Kanunda bu yönde açık bir düzenleme olmadığına hükmetmiştir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bir diğer kararında(12), işçinin SGK’ya yaşlılık aylığı almak için başvurmasını, ücretsiz kalan işçinin sosyal güvenliğini sağlamaya ilişkin hukuki işlem olarak kabulü etmiş, emeklilik olgusunu işçi ile SGK’yı ilgilendiren sosyal güvenlik hukuku işlemi saymış, sosyal güvenlik hukukuna ilişkin hukuki bir sonucun bireysel iş ilişkilerini doğrudan etkilemesini kabule uygun saymamış, birbirlerinden bağımsız hukuk dallarından olan sosyal güvenlik hukukuna ait olgunun yasada açık hüküm olmadıkça diğer bir hukuk dalı olan iş hukukunu, kısaca bireysel iş hukukunu etkilemesinin mümkün olmadığına karar vermiştir.
Yargıtay verdiği bir başka kararda, ölen işçinin mirasçılarının kıdem ve ihbar tazminatı talep hakkının bulunduğuna ancak ölen işçinin işe başlamak için işverene başvurmasının ölüm nedeniyle söz konusu olamayacağı için boşta geçen en çok dört aylık ücret ile diğer hakların hüküm altına alınamayacağına hükmetmiştir. Yargıtay’ın yerleşik görüşüne göre, dava devam ederken işçinin işe başlatılması, işverenin feshinin geçerli bir nedene dayanmadığının kabulü olarak benimsenmiştir.
IV- İŞE İADE DAVASININ SONUÇLANMASI
İş Mahkemesi tarafından feshin geçerli (performans düşüklüğü vb.) ya da haklı nedene (işçinin diğer işçiye cinsel tacizde bulunması vb. 4857/md. 25II) dayandığına hükmedilmesi halinde, davanın reddine karar verilecektir. Bu durumda, feshin geçerli nedene dayandığına hükmedilmişse işçi için ihbar ve kıdem tazminatı hakkı doğacak ancak haklı nedenle fesih kararı verilmişse işçi açısından ihbar ve kıdem tazminatı hakkı ortadan kalkacaktır.
Mahkeme, feshin geçersiz olduğuna ve işçinin işe iadesine karar vermişse, verilen kararda;
- İşçinin 10 iş günü işe başvurmak üzere başvuruda bulunmaması halinde, feshin geçerli bir fesih sayıldığı,
- İşçinin 10 iş günü içinde başvurması halinde, işverenin bir ay içinde işe başlatmasının zorunlu olduğu,
- Kanun hükmünün işvereni işe başlatma konusunda zorladığı ancak işverene tazminatları ödemek koşuluyla işe başlatmama hakkını da verdiği,
- İşçinin işe başlatılması halinde yapılan feshin geçersizliğinin kabul edildiği,
- İşçiyi işe başlatmayan işverenin tazminat ödemesi gerektiği,
- İşçinin boşta geçen süreyle ilgili en çok dört aylık ücretinin ödenmesi gerektiğine(13), hükmedilecektir.
V- İŞÇİNİN İŞE İADE, İŞVERENİN İŞE BAŞLATMA DAVETİNDE SAMİMİYET OLGUSU
İşçi, işe iade yönündeki başvurusunda samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilir(14). Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak, işe iade davasında karara bağlanan, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talep edilmesi/alınması mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir(15).
İşçinin, işe iade yönündeki başvurusunun 10 iş günü içinde işverene bildirilmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu tutulması düşünülemez. İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini 1 ay içinde işçiye bildirmesi gerekmekle birlikte, tebligat sorunları sebebiyle bildirimin süresi içinde yapılamaması halinde işveren sorumlu tutulamaz. İşverence yasal süre içinde gönderilmiş olsa da, işçinin bir aylık işe başlatma süresi aşıldıktan sonra eline geçen bildirim üzerine makul bir süre içinde işe başlaması gerekir. Burada makul süre, işçinin işe davetini içeren bildirim anında, işyerinin bulunduğu yerde ikamet etmesi durumunda en fazla 2 günlük süre olarak değerlendirilebilir. İşçinin işe iadeyi içeren tebligatı işyerinden farklı bir yerde alması halinde ise 4857 sayılı İş Kanunu’nun 56. maddesinin son fıkrasında izinler için öngörülen en çok 4 güne kadar yol süresi makul süre olarak değerlendirilebilir. Bu durumda işçinin en fazla 4 gün içinde işe başlaması beklenmelidir(16).
İşverenin işe davete dair beyanında ciddi olması gerekir. İşverenin işe başlatma niyeti olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek adına yapmış olduğu işbaşı çağrısı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır. Bu fesih tarihine göre işverence ihbar ve kıdem tazminatı ödenmelidir. Hesaplamada dikkate alınacak ücret, işe başlatılmadığı tarihteki son ücret olup, kıdem tazminatı tavanı da aynı tarihe göre belirlenmelidir. İşe iade davasında kararın kesinleşmesine kadar geçecek olan en çok 4 aya kadar süre hizmet süresine eklenmeli, ihbar ve kıdem tazminatı ile izin hakkı bakımından çalışılmış gibi değerlendirilmelidir.
İşe başlatmama tazminatının da fesih tarihindeki ücrete göre hesaplanması gerekir. İşçinin işe başlatılmadığı tarih, işe başlatmama tazminatının muaccel olduğu andır. Tazminat yönünden faize hak kazanmak için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Ancak işçinin işe iade başvurusunda işe alınmadığı takdirde işe başlatmama tazminatının ödenmesini talep etmiş olması durumunda işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesi gerekmez ve bahsi geçen tazminat muaccel olduğu anda işverence ödenmelidir.
Boşta geçen süreye ait 4 aya kadar ücret ve diğer haklar için ise feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama yapılmalıdır. Bu nitelikteki alacaklar işçinin işe iade için başvurduğu anda muaccel olur(17). Boşta geçen sürenin en çok 4 aylık kısmı içinde gerçekleşen diğer haklar kavramına, ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak yardımı ve servis gibi parasal haklar dahil edilmelidir. Söz konusu hesaplamaların işçinin belirtilen dönemde işyerinde çalışıyormuş gibi yapılması ve para ile ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir. Bununla birlikte işçinin ancak çalışması ile ortaya çıkabilecek olan fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile satışa bağlı pirim gibi ödemelerin, en çok 4 ay kadar boşta geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar kavramında değerlendirilmesi mümkün olmaz(18).
Boşta geçirilen süre işçinin kıdem süresine ilave edilmesini gerektirdiği için, işçinin işe başlatılmaması halinde Mahkemece belirlenen 4 aylık süre, kıdem tazminatı alacağını arttırır. Bazı durumlarda yıllık izin ücreti ile ihbar tazminatı miktarını da etkiler(19). Yapılan bu ödemeler aynı zamanda işçi adına ilave sosyal sigorta bildirimleri yapılmasını da zorunlu kılabilir(20).
VI- MAHKEME KARARI SONRASI SGK’YA YAPILMASI GEREKEN BİLDİRİMLER
İş Mahkemesinin işe iade kararı vermesine rağmen işçinin, 10 iş günü içinde işe başlamak üzere işverene başvurmaması durumunda, feshin geçerli nedene dayanmadığı konusunda kesinleşen mahkeme kararına rağmen, fesih işlemi geçerli sayılacağı için işçi, İş Kanunu’nun 21. maddesinde yer alan iş güvencesi tazminatı ile en çok dört aya kadar boşta kaldığı sürelere ilişkin ücret ve diğer haklarını talep edemeyeceğinden, işverenin SGK’ya prim belgesi verme ve prim ödeme yükümlülüğü olmayacaktır. Yine, İş Mahkemesi tarafından feshin haklı nedenle yapıldığına hükmedilmesi halinde SGK’ya bildirim yapılmasını gerektirir bir sigorta işlemi de bulunmayacaktır.
A- İŞÇİNİN İŞE BAŞLATILMAMASI (TAZMİNAT ÖDENMESİ)
İş Mahkemesi tarafından feshin geçersizliğine ve işçinin işe iade edilmesine karar verilmesi sonrasında işçinin 10 iş günü içinde işverene işe başlamak üzere başvurmasına rağmen, işverenin işçiyi işe başlatmayarak tazminat ödeme yolunu seçmesi halinde, İş Mahkemesi kararına istinaden işçiye ödenmesi gereken en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarındaki iş güvencesi tazminatı,  niteliği itibariyle ücret sayılabilecek bir kazanç olmaması ve işe başlatılmayan işçinin işe başlatılmaması nedeniyle bu süreler içinde sigortalılık vasfının da bulunmaması nedeniyle ödenecek tazminatın işçiyi himaye gayesi ve işverene işe başlatmama nedeniyle verilen bir medeni ceza niteliğinde olması nedeniyle sigorta primine tabi tutulmayacaktır. 
İş Mahkemesi tarafından feshin geçersizliğine ve işçinin işe iade edilmesine karar verilmesi sonrasında işçinin 10 iş günü içinde işverene işe başlamak üzere başvurmasına rağmen, işverenin işçiyi işe başlatmayarak tazminat ödeme yolunu seçmesi halinde APHB yanında yeni Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği(21) (SSİY) hükümleri gereği işçi adına sigortalı işten çıkış bildirgesinin de verilmesi gerekmektedir (SSİY md. 25/son).
Yeni SSİY hükümlerine göre, 4857 sayılı Kanun’un 21. maddesine istinaden İş Mahkemelerince veya özel hakem tarafından verilen kararlar uyarınca, işe iadesine karar verilen işçi/sigortalının kesinleşen mahkeme kararının tebliğinden itibaren işverenin işçiyi işe başlatmaması halinde işçinin işe başlamak için işverene yaptığı başvurusuna ilişkin tebligatın alındığı tarihin içinde bulunduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar verilen sigortalı işten ayrılış bildirgesi yasal süresi içinde verilmiş sayılacaktır.  
SSİY değişikliği ile birlikte, İş Mahkemeleri tarafından işçinin işe iadesine karar verilmiş ancak işveren işçiyi işe başlatmayarak işe başlatmama tazminatını ödeme tercihinde bulunmuş ise işçinin işe iade edilmesine ilişkin tebligatın işveren tarafından tebliğ alındığı tarihi takip eden ayın sonuna kadar işten ayrılış bildirgesi vermeyen işverene idari para cezası uygulanacaktır.
SSİY’de yapılan bu düzenleme nedeniyle işverenler, işe iade davasını kazanmasına rağmen işe başlatılmayan işçileri için dört aylık boşta geçen sürelere ait ücret ve diğer sosyal ödemeleri ihtiva eden APHB yanında işçinin işe iade talebinde bulunduğu ayı takip eden ayın sonuna kadar da işten çıkış bildirgesi vermekle yükümlü olacaktır. İşe iade davasını kazanan işçinin, işten çıkış bildirgesi daha önce verildiğine göre işten çıkış tarihinin SGK tarafından 4 ay ötelenmesi ve işverenden çalıştırmadığı bir işçisi için işten çıkış bildirgesi istenmemesinin daha isabetli bir düzenleme olacağını değerlendirmekteyiz.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu(22),  sigortalılığı çalışma olgusuna bağlamıştır. Çalışma olgusunun varlığı halinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile APHB verilmekte çalışmanın sona ermesi halinde de işten çıkış bildirgesi verilmektedir. Çalışılmadan sigortalı olunan tek hal işe iade davasını kazanan işçinin prim belgesi verilerek 4 ay daha sigortalı beyan edilmesidir. Bu bildirim esasında bir çalışmaya dayanmamaktadır. Farazi olarak çalışılmış gibi sayılmaktadır. Bu nedenle fiilen çalışmayan işçi adına, 4 aylık süre için prim bildirgesi veren işverenden ayrıca işten ayrılış bildirgesi istenilmesini isabetli görmek mümkün değildir.
Örnek-1: 30.11.2011 tarihinde iş akdi feshedilen işçi, İş Mahkemesine işe iade davası açmış ve İş Mahkemesi 10.08.2013 tarihinde işe iade kararı vermiş, karar işçiye 15.08.2013 tarihinde tebliğ edilerek kesinleşmiş, işçi 10 iş günü içinde 20.08.2013 tarihinde işine iade edilmesi için noter aracılığıyla işverene tebligat yapmış, işveren işe iade tebligatını 25.08.2013 tarihinde posta yoluyla tebliğ almıştır. İşveren, işçiyi İş Mahkemesi kararına rağmen işe başlatmayacak ve tazminat ödeme yolunu seçecek ise en geç işçiden işe başlama tebligatını aldığı 25.08.2013 tarihini takip eden ayın son günü olan 31.09.2013 tarihine kadar, 4 aylık ek prim hizmet belgesi verilmesi sonucu farazi işten çıkış tarihi: 31.03.2012 tarihi olan işten çıkış bildirgesini vermez ise işverene 1/10 asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacaktır.
İş Mahkemesi tarafından işçinin işe iade edilmesine karar verilmesi sonrası işçinin, 10 iş günü içinde işverene işe başlamak üzere başvurmasına rağmen, işverenin işçiyi işe başlatmayarak tazminat ödeme yolunu seçmesi halinde, SSİY prim belgesi verme sürelerinde de bir değişiklik öngörmüştür(23).
Yeni SSİY hükümlerine göre 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesine istinaden İş Mahkemesi tarafından verilen kararlar uyarınca, işe iadesine karar verilen işçinin, kesinleşen mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren 10 işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunması ve işverenin, işçinin usulüne uygun daveti üzerine işe başlatmaması halinde, işçinin işe başlamak için işverene yaptığı başvurusuna ilişkin tebligatın alındığı tarihin içinde bulunduğu ayı takip eden aybaşından, başlamak üzere Kurumca çıkarılacak tebliğde belirtilecek süreler içinde(24) verilecek ek/asıl APHB’ler yasal süresi içinde verilmiş kabul edilecektir. Dolayısıyla işçinin işe başlama davetini alan işveren işçiyi işe başlatmayacak ise işe başlama davetini aldığı tarihi takip eden ayın 23’üne kadar 4 aylık sürelere ait prim bildirgelerini verecektir. İşveren teşvik şartlarını sağlıyor ise prim belgesini ilgili teşvike ait kanun numarası ile verebildiğinden prim indirimlerinden de (5 puanlık indirim gibi) yararlanabilecektir(25).
Örnek-2: Sigortalı (A)’nın 27.06.2011 tarihinde iş sözleşmesinin işveren tarafından feshine karar verilmesi üzerine, sigortalı (A)’nın İş Mahkemesinde sözleşmenin feshinin geçersizliği talebi ile açtığı dava sonrasında, iş sözleşmenin feshinin geçersizliğine karar verilmiş ve bu karar 20.08.2013 tarihinde kesinleşmiştir. İşçinin işe başlatılmasına ilişkin talebi 25.08.2013 tarihinde noter aracılığı ile işverene tebliğ edilmiştir.
İşe iade davasını kazanmış olan işçi, işveren tarafından işe başlatılmayacak ise işveren en geç işe başlama davetini aldığı 25.08.2013 tarihini takip eden ayın 23’ü olan 23.09.2013 tarihine kadar, 2011/Haziran ayı için 3 gün, 2011/Temmuz ayı için 30 gün, 2011/Ağustos ayı için 30 gün, 2011/Eylül ayı için 30 gün, 2011/Ekim ayı için 27 günlük ek APHB düzenleyerek SGK İl Müdürlüğü/Merkez Müdürlüğüne vermelidir. Bu sürelere ait aylık ek APHB’ler 23.09.2013 tarihine kadar verilmez ise işverene her bir APHB için 1/8 asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacaktır. Gerek idari para cezası ödenmek zorunda kalınmaması gerekse primler açısından 5 puanlık veya benzeri teşvik indirimlerinden yararlanılması ve gecikme zammı ve gecikme cezası ödenmemesi adına 4 aylık/120 günlük hizmetleri ihtiva eden asıl/ek APHB’lerin yasal sürede verilmesine azami dikkat edilmelidir.
B- İŞÇİNİN İŞE BAŞLATILMASI
İşe iade davasını kazanan işçinin işe iade başvuru talebi sonrası işveren tarafından işe başlatılması halinde boşta geçen 4 aylık süreye ilişkin ek APHB’lerin verilme süresi yeni SSİY hükümlerine göre işe başlatılmayan işçiye göre daha farklı belirlenmiştir.
Yeni SSİY hükümlerine göre, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesine istinaden iş mahkemesi tarafından verilen işe iade kararı uyarınca, işe iadesine karar verilen işçinin kesinleşen mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren 10 işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunması ve işverenin usulüne uygun daveti üzerine işçinin işe başlatılması halinde, davete ilişkin tebligatın işçi tarafından alındığı tarihin içinde bulunduğu ayı takip eden aybaşından başlamak üzere Kurumca çıkarılacak Tebliğde belirtilecek süreler içinde verilecek ek veya asıl aylık prim ve hizmet belgeleri yasal süresi içinde verilmiş kabul edilecektir(26). Dolayısıyla işe başlama davet yazısının işçiye tebliğ edildiği tarihi takip eden ayın en geç 23’üne kadar 4 aylık süreye ait APHB’ler verilebilecektir.
Örnek-3: Sigortalı (A)’nın 27.01.2011 tarihinde iş sözleşmesinin işveren tarafından feshine karar verilmesi üzerine, sigortalı (A)’nın İş Mahkemesinde sözleşmenin feshinin geçersizliği talebi ile açtığı dava sonucunda, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine karar verilmiş, karar 20.06.2013 tarihinde kesinleşmiş, işveren, işçinin işe başlatılmasına ilişkin talebini içeren tebligatı 25.08.2013 tarihinde noter aracılığı ile almıştır.
İşveren tarafından, işe iade davasını kazanan işçinin, işe başlatılmasına karar verilmiş ve işe başlama davet yazısı sigortalıya 15.09.2013 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda işveren en geç işçinin işe başlama davet yazısını tebliğ aldığı 15.09.2013 tarihini takip eden ayın 23’ü olan 23.10.2013 tarihine kadar, 2011/Ocak ayı için 3 gün, 2011/Şubat ayı için 30 gün, 2011/Mart ayı için 30 gün, 2011/Nisan ayı için 30 gün, 2011/Mayıs ayı için 27 günlük asıl/ek APHB düzenlemeli ve SGK İl Müdürlüğü/Merkez Müdürlüğüne APHB vermelidir. Bu sürelere ait aylık asıl/ek APHB’ler 23.10.2013 tarihine kadar verilmez ise işverene her bir APHB için 1/8 asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanacaktır.
İş Mahkemesi kararı sonrası işçi, işveren tarafından işe başlatıldığında bildirim süresine ait ihbar tazminatı ile kıdem tazminatı peşin olarak ödenmiş ise bu ödemeler işçiye ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer alacaklarından mahsup edilecek ancak 5510 sayılı Kanunu’na göre bildirim süresine ait ihbar tazminatı ile kıdem tazminatının sigorta primine esas kazanca tabi tutulmaması nedeniyle, işçiye işe başlatılması halinde ödenecek en çok dört aya kadar olan ücret ve diğer haklarının mahsup edilmemiş haliyle prime tabi tutulması gerekecektir.
İşe iade kararı sonrası geriye dönük düzenlenecek asıl/ek APHB’ler elektronik ortamda değil de kağıt ortamında düzenlenecek, yazılacak dilekçe ekine, İş Mahkemesi kararına ait bir suret, işçi işe başlatılmayacaksa işçinin işe iade talebini içeren davet yazısı ve bu yazının işveren tarafından tebliğ alındığı tarihi gösterir mazbata, işçi işe başlatılacak ise işçinin işveren tarafından işe başlamasına ilişkin işe davet yazısı ve bu yazının işçi tarafından tebliğ alındığı tarihi gösterir mazbata sureti eklenerek işyerinin bağlı bulunduğu SGK İl Müdürlüğü/Merkez Müdürlüğüne verilmesi gerekecektir. Sigortalının iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine karar verilmesi ile işverenin bu konudaki tasarrufu geçersiz kabul edildiğinden, sigortalı aynı işyerinde işe başlasın veya başlamasın, sözleşmenin feshedildiği tarih itibariyle SGK İl Müdürlüğü/Merkez Müdürlüğünce işverenden ayrıca sigortalı tekrar işe giriş bildirgesi istenmeyecek ancak işçi işe başlatılmayacak ise bu kez 4 aylık ek APHB’nin son gününe ait farazi işten çıkış tarihli, sigortalı işten çıkış bildirgesi verilmesi gerekecektir.
VII- SONUÇ
İş Mahkemesi tarafından feshin geçersizliğine ve işçinin işe iade edilmesine karar verilmesi sonrasında işçinin 10 iş günü içinde işverene işe başlamak üzere başvurması durumunda(27) işçi işe başlatılsın ya da başlatılmasın, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 21. maddesi uyarınca işçiye ödenecek olan en çok dört aya kadar ücret ve diğer alacaklardan sigorta primlerinin kesilmesi ve geriye dönük asıl/ek APHB’lerin düzenlenerek SGK’ya verilmesi gerekecektir. İş Mahkemesi kararına istinaden sigortalı aynı işyerinde işe başlatılacaksa, iş sözleşmesinin ilk feshedildiği tarih itibariyle sigortalı işe giriş bildirgesi ve işten çıkış bildirgesi verilmeyecek, ancak işveren, İş Mahkemesi kararına rağmen tazminat ödeme yolunu seçerek işçiyi işe başlatmayacak ise iş sözleşmesinin ilk feshedildiği tarihin 4 ay sonrasının tarihinin bulunduğu sigortalı işten çıkış bildirgesi verilecektir.
İşe iade davasını kazanan işçi/sigortalılara ait asıl/ek APHB’lerin yeni SSİY’de belirlenen yasal süreler içinde verilmemesinin müeyyidesi hem idari para cezası olacak hem de işveren 5 puan ve benzeri diğer teşvik haklarını kaybettiği gibi primler için ilave olarak gecikme zammı ve gecikme cezası da ödemekle karşı karşıya kalacaktır.



*           Sosyal Güvenlik Kurumu Başmüfettişi, İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürü

(1)         İş Hukuku Kavramları ve Yargıtay İlke Kararları, İstanbul Barosu Yayınları, İstanbul:2009, s.10

(2)         Nuri ÇELİK, İş Hukuku Dersleri, Beta Yayınevi, Yenilenmiş 24. Baskı, İstanbul:2011, s. 215

(3)         Müjdat ŞAKAR, İş Kanunu Yorumu, Yaklaşım, Yenilenmiş 4. Baskı, Ankara 2009, s. 240-244

(4)         10.06.2003 tarih ve 25134 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(5)         30 ve üzerinde işçi çalıştırılan işyerleri

(6)         Yargıtay 9. HD.’nin, yıllık ücretli izinle ilgili 4857 sayılı Kanun’un 53. maddesindeki kıdem sürelerini dikkate alarak: kıdemi 6 ay ile 5 yıl arasında olan işçi için 4 aylık, 5 yıl ile 15 yıl arasında olan işçi için 5 aylık, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesini öngörmektedir. Fesih sebebine göre bu miktarlar azami sınır olan 8 aya kadar yükselebilmekte ancak işletme gerekleri ile fesihte emeklilik nedeninin gösterilmesi ve davacının emekliliğe hak kazanması halinde işe başlatmama tazminatı alt sınırdan belirlenmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz; Müjdat ŞAKAR, “İş Güvencesi İle İlgili Olarak Yargıtay’ın Vermiş Olduğu Bazı Önemli İlke Kararları”, Yaklaşım, Sayı:229, Ocak-2012, s.177

(7)         Resul KURT, “İşe İade Davalarında SGK İşlemleri ve Uygulama Sorunları” Mali Çözüm, Sayı:112, Temmuz Ağustos 2012, s.111., Müjdat Şakar, “İş Güvencesi Çerçevesinde İşe İade Edilen İşçiye Yapılan Ödemelerin Vergi Ve Sosyal Sigorta Primleri Bakımından Durumu”, Yaklaşım, Sayı:194, Şubat-2009., Ali Nazım SÖZER, Türk Sosyal Sigortalar Hukuku, Beta Yayınevi, İstanbul:2013, s. 124

(8)         ÇELİK, age, s.221

(9)         ŞAKAR, İş Kanunu Yorumu, s. 240

(10)       ŞAKAR, İş Kanunu Yorumu, s. 261

(11)       Yrg. 9. HD.’nin, 19.01.2004 tarih ve E.  2003/22196, K. 2004/261 sayılı Kararı. Ayrıntılı bilgi için Bkz., ŞAKAR, İş Kanunu Yorumu.

(12)       Yrg. 9. HD.’nin, E. 2007/37485, K. 2008/12509 sayılı Kararı.

(13)       İş Hukuku Kavramları ve Yargıtay İlke Kararları, s.66

(14)       KURT, agm, s.119

(15)       Uygar BOSTANCI, “İşçinin İşe İade Yönündeki Başvurusunun Samimi Olması Ve Boşta Geçen Süre Ücreti Konusunda Yargıtay’ın Yeni Görüşü”, MESS Sicil Dergisi, Aralık-2009, s.121

(16)       KURT, agm, s.127

(17)       Yrg. 9. HD.’nin, 20.11.2008 tarih ve E. 2007/ 30092, K. 2008/ 31546 sayılı Kararı.

(18)       Yrg. 9. HD.’nin, 18.11.2008 tarih ve E. 2008/ 32727, K. 2008/ 31214 sayılı Kararı.

(19)       Müjdat ŞAKAR, “İşe İade Davasını Kazanan İşçinin Alacağı Fark Ödemeler”, Yaklaşım, Sayı: 206, Şubat-2010.

(20)       Yıllık izin ücreti sigorta primine tabi tutulacağı için ödenmesi durumunda geriye dönük ek aylık prim ve hizmet belgelerinin (APHB) verilmesi gerekebilir.

(21)       12.05.2010 tarih ve 27579 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. İşten çıkış bildirgesi verme yükümlülüğü getiren SSİY değişikliği ise 21.08.2013 tarih ve 28742 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(22)       16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

(23)       Değişiklik gerekçesi için Bkz., Ali GÜZEL - Ali Rıza OKUR - Nurşen CANİKLİOĞLU, Sosyal Güvenlik Hukuku, Yenilenmiş 14. Bası, Beta Yayınevi, İstanbul:2012, s.302-303., Ömer EKMEKÇİ, “Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı’nın, İşe İade Kararı Alan Sigortalılar İçin Prim Belgelerinin Verilmesi ve Primlerin Ödenmesi Süre­lerine İlişkin 04.03.2004 Tarih ve 16-330 Sayılı Genelgesi Üzerine”, Legal İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Dergisi, 2005, s.968; KURT, agm, s.112

(24)       Prim belgelerinin verilme süresi takip eden ayın 23’ü olarak belirlenmiştir.

(25)       KURT, agm, s. 111

(26)       Aydın BAŞBUĞ, Sosyal Güvenlik Sisteminde Sosyal Sigortalar, Şeker-İş Yayınları, Ankara 2013, s. 87

(27)       İşçi işe davet edilmişse ancak işe başlamak koşuluyla dört aylık boşta geçen sürelerin ücretine hak kazanabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder