Yazar: Derda AKCAN*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
SGK’nın
uygulamasını yaptığı yurt dışı borçlanma ve yurt dışı hizmetleriyle
emekli aylığı bağlanması konularında, mevzuat bakımından adeta dual
(ikili) bir yapı vardır. Bu ikili yapının bir ayağı SGK mevzuatı, diğer
ayağı mahkeme ve yargı kararlarıdır. SGK’nın yurt dışı borçlanma ve
emeklilik konularında uygulamasını yaptığı mevzuat hükümlerine karşı,
yargıya dava açılıp ta kazanılması artık kesinleşen birçok husus
olmasına rağmen, SGK yetkilileri tarafından bir türlü bu alanlara el
atılmamakta ve yerleşik hale gelmiş yargı kararları doğrultusunda çözüm
aranılmamaktadır.
Bahsini
ettiğimiz ve SGK’da artık kangren haline gelmiş yurt dışı hizmet ve
borçlanma mevzuatlarından birisi de, yurt dışında çalışması olanların,
Türkiye’deki emekli aylıklarının SGK tarafından kesilmesidir. SGK, bu
konuda sadece bir anlayış geliştirmeden kaynaklı olarak, kendi bildiğini
uygulamakta, yargı ise her seferinde SGK uygulamasının aleyhine karar
vermektedir. Bu makale çalışmamızda, yurt dışında çalışması olanların,
SGK tarafından kesilen aylıklar için ne yapmaları gerektiği konusunda
açıklamalarda bulunmaya çalışacağız.
II- TÜRKİYE’DE EMEKLİ OLUP YURT DIŞINDA ÇALIŞMAYA BAŞLAYANLARLA İLGİLİ SGK UYGULAMASI
SGK
yetkilileri, Türkiye’den yurt dışı borçlanması yaparak ya da yapmayarak
emekli olmuş kişilerin, emeklilikten sonra Almanya’da çalışması
olduğunu tespit ettikleri zaman, söz konusu kişinin emekliliğini çalışma
olan devrelerde kesmekte ve ilgili kişiye geçmişe doğru borç
çıkarmaktadır.
SGK, bu uygulamasına gerekçe olarak, mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 63. maddesinin (A) bendindeki “Bu
Kanun’a göre yaşlılık aylığı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya
başlayanların yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte
kesilir.” hükmünü göstermektedir.
SGK
yetkilileri bu maddeye dayanarak, Türkiye’den emekli olmuş kişinin yurt
dışındaki çalışmasını Türkiye’de yapılmış bir çalışma olarak
değerlendirmekte ve bu nedenden dolayı, Türkiye’de emekli olan kişilerin
Almanya veya yurt dışında çalışmasını tespit ettiklerinde, Türkiye’deki
emekli aylıklarını kesmektedir.
SGK
yetkililerinin, Türkiye’de emekli olmuş kişilerin aylıklarını
kesmelerinin bir başka nedeni 2147 sayılı yurt dışı borçlanma yasasıdır.
SGK yetkilileri, 3201 veya 2147 sayılı Yasa’ya göre, yurt dışı
borçlanması yaparak Türkiye’den emekli olmuş kişilerden, yurt dışındaki
işinden ayrılmayanların ve Türkiye’ye kesin dönüş yapmayanların
Türkiye’deki aylıklarını kesmektedir.
Ancak,
SGK yetkililerinin, yurt dışı borçlanmasının tamamını 2147 sayılı
Yasa’ya göre yaparak Türkiye’den emekli olmuş kişilerin aylıklarını
kesmemesi gerekmektedir. Çünkü, 07.06.1978 tarihli ve 16309 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 2147 sayılı Yasa’nın 4.
maddesi; “Bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte yurt dışında çalışmakta olanlar, yurt
dışında daha önce çalıştıkları ve belgeledikleri surelerin tamamını,
primlerini döviz olarak ödemek kaydıyla borçlanabilirler. Bu takdirde
borçlanılan süreye ait primler istemde bulunanın yurt dışında almakta
olduğu son aylık kazanç üzerinden sosyal güvenlik kurumlan kanunları
gereğince ve tavan sınırları göz önünde tutularak hesaplanır. Prim tutan
borcun tebliğ tarihinden itibaren toptan veya üç yıl içinde yıllık eşit
taksitlerle ödenir. Bu gibiler hakkında evvelce606 sayılı Kanun’a göre
tescil edilmiş olmak koşulu aranmaz.” şeklindedir.
Görüldüğü üzere, 2147 sayılı Yasa gereğince yapılan borçlanmaya
dayanılarak, tahsis talebinde bulunulabilmesi ve yaşlılık aylığı
bağlanılabilmesi için, yurt dışındaki işten ayrılma ve Türkiye’ye kesin
dönüş yapma şartı bulunmamaktadır.
İşte,
yurt dışı borçlanmasının tamamını 2147 sayılı Yasa’ya göre yaparak
Türkiye’den emekli olmuş kişilerin, Almanya’da çalışmaları ve Türkiye’ye
kesin dönüş yapmadıkları için kesilen aylıklarının, herhangi bir hukuki
gerekçesi bulunmamaktadır.
SGK
uygulaması için, Türkiye’de emekli olduktan sonra yurt dışında veya
Almanya’da çalışmasından dolayı emekli aylıklarının kesilmesine yasal
dayanak, 3201 sayılı Yasa’nın 6. maddesinin, 17.04.2008 tarih ve 5754
sayılı Yasa’nın 79. maddesiyle değişik şekli ile oluşmaya başlamıştır.
3201 sayılı Yasa’nın, 6. maddesinin ilgili kısmının, 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı Yasa’nın 79. maddesiyle değişik şekli; “…Kanun
hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt
dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir
sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanların aylıkları, tekrar
çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya
başladıkları tarihten itibaren kesilir. …” halindedir.
Üstte
verilen kanun metni hükümlerinden anlaşılacağı üzere, SGK’nın
17.04.2008 tarihine kadarki yurt dışı çalışmalarla ilgili uyguladığı,
Türkiye’den emekli olmuş kişilerin yurt dışında çalışmaya başlamaları
halinde emekli aylıklarının kesilmesi uygulaması yanlış ve hatalıdır.
SGK, üstteki Yasa maddesine göre, ancak, 17.04.2008 tarihinden sonraki
yurt dışı çalışmalarından dolayı ilgili kişilerin aylıklarını kesebilir.
Bu tarihten önceki (17.04.208) yurt dışı çalışmaları için, vatandaşın
Türkiye’deki aylıkların kesilmesi işlemi hukuka ve yasalara aykırıdır.
III- KONUYLA İLGİLİ YARGITAY KARARLARINDAN BAZI ÖRNEKLER
Yargıtay 21 Hukuk Dairesi’nin Kararı’nda özetle; “…Belirtilen
nedenlerle, Kurumun; yurtdışında çalışılan veya ilişkinin devam ettiği
saptanan süreler için yaşlılık aylığını kesmesi ve ödenen aylıkların
geri alınması yerine, yaşlılık aylığının iptali ile iptal tarihine kadar
ödenen aylıkların geri alınması usul ve yasaya aykırıdır.”[1] denilmektedir.
Yargıtay 21 Hukuk Dairesi’nin Kararı’nda özetle; “…Davacının
506 sayılı Yasa’ya tabi olarak çalıştığı prim ödeme gün sayısının 7800
gün, sigortalılık başlangıcının da 25.08.1952 tarihi olduğu, göz önünde
tutularak SSK’nın 60/A-c maddesi gereğince yaşlılık aylığı bağlandığı
dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Öte yandan,
Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 63-A maddesine göre, bu kanuna göre,
yaşlılık aylığı almakta iken, sigortalı olarak çalışmaya başlayanların
yaşlılık aylıkları çalışmaya başladıkları tarihte kesilir. Madde ile
Türkiye’de 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak çalışanların
amaçlandığı açıktır. Başka bir anlatımla, yurt dışındaki çalışmaların,
506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak değerlendirilmesine olanağı
olmadığı ortadadır. Nitekim bu yön aynı maddenin (B) bendinde, sigortalı
olarak bir işte çalışmaya başlayanların yazılı talepte bulunmaları
halinde yaşlılık aylıklarının ödenmesine devam olunacağı, ancak
bunlardan % 24 oranında sosyal güvenlik destek priminin kesileceği, bu
primin ¼’ü sigortalı hissesi 3/4 işveren hissesi olduğu açıkça
vurgulanmıştır. Kuşkusuz sosyal güvenlik destek primi kesecek işverenin
Türk işveren olduğu açık seçiktir. Bundan başka, Türkiye ile Federal
Almanya arasında imzalanan sosyal güvenlik anlaşmasında da, yaşlılık
aylığının kesileceğine ilişkin bir düzenlemenin de mevcut olmadığı da
söz götürmez.”[2] denilmektedir.
Örnek
yargı kararlarından da görüleceği üzere, Türkiye’den emekli olan
kişilerin Almanya veya yabancı bir ülkede çalışmaya başlamaları halinde,
Türkiye’deki emekli aylıkları kesilemez.
IV- SONUÇ
Sosyal
Güvenlik Kurumu, Türkiye’den emekli olmuş kişilerin Almanya’da
çalışması olduğunu belirleyince, bu kişilerin aylıklarını kesmekte ve
geriye doğru borç çıkarmaktadır. SGK’nın bu uygulaması, 3201 sayılı
yasanın, 6. maddesinin, 17.04.2008 tarihli ve 5754 sayılı Yasa’nın 79.
maddesiyle değişik şekli yürürlüğe girene kadar hiçbir yasal dayanağı
yoktur. SGK, bu uygulamasına dayanak olarak her ne kadar mülga 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 63. maddesinin (A) bendini gösterse
de, bu maddede sözü edilen çalışma, yurt içindeki çalışmayla ilgili olup
yurt dışındaki çalışmayla ilgili değildir.
Bu
nedenle, SGK’nın bu uygulamasıyla karşılaşan vatandaşlarımıza, üstte
belirtilen yargı kararlarını örnek göstererek dava açmalarını tavsiye
ediyoruz. Yargı kararıyla hem iptal edilen aylıkları yeniden bağlatacak
hem de SGK’nın kendi aleyhlerinde olan işlemini iptal
ettirebileceklerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder