Yazar: Levent BAŞAK*
Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
Yabancı
şirketlerin Türkiye’deki ilk örgütlenme modelini yabancı şirketlerce
Türkiye’de açılan irtibat büroları oluşturduğu için irtibat bürosu
müessesesi yabancı şirketler için önemli bir teşvik müessesesidir. Bu
nedenle yabancı şirketlerin Türkiye ile ilgili düşüncelerini olumlu bir
perspektifte değiştirmek için irtibat bürolarından asgari ölçüde
yararlanılması gereklidir.
İrtibat
bürolarının kuruluşunun 4875 sayılı Kanun ile izne tabi tutulması bu
müessesenin bir teşvik müessesesi olmasını engellemektedir. Bunun
dışında irtibat bürolarının Türkiye’deki faaliyetleri noktasında
uygulamada bazı sorunlar bulunmaktadır. Bu makalemizde irtibat büroları
için uygulamada önemli bir sorun teşkil eden bir konu analiz
edilecektir.
II- 5411 SAYILI BANKACILIK KANUNU’NA GÖRE TÜRKİYE’DE MEVDUAT VE KATILIM FONU HESABI AÇILMASINA İLİKİN ESASLAR
Bankacılık
mevzuatında mevduat ve katılım fonu kabulüne ilişkin esaslar 5411
sayılı Bankacılık Kanunu(BK)’nun(1) 60. maddesinde düzenlenmiştir.
Mezkûr madde hükmünde “Mevduat ve Katılım Fonu Kabulü” başlığı altında şu düzenlemeye yer verilmiştir:
“Kredi
kuruluşları ile özel kanunlarına göre yetkili olanlar dışında hiçbir
gerçek veya tüzel kişi, aslen veya fer’an meslek edinerek mevduat veya
katılım fonu kabul edemez, ticaret unvanları ve kamuya yapacakları
açıklamalar ile ilân ve reklamlarında bu izlenimi yaratacak ifade ve
deyimleri kullanamaz.”
BK’nIn 60. maddesinin 1. ve diğer fıkra hükümleri irdelendiğinde görüleceği üzere, bu madde hükmünde, mevduat ve katılım fonu kabulüne ilişkin genel esaslar
belirlenmiş olup, madde hükmüne göre, Türkiye’deki bankalarda (yabancı
banka şubeleri dahil) mevduat ve katılım fonu hesabı açtırmak isteyen
kişi, kurum ve kuruluşlarla ilgili herhangi bir düzenlemeye yer
verilmemiştir. Bu nedenle kanunî ve iş merkezi yurt dışında bulunan
yabancı şirketlerin Türkiye’de açmış oldukları irtibat bürolarının
Türkiye’deki bankalarda (yabancı banka şubeleri dahil) mevduat ve
katılım fonu hesabı açtırması mümkündür.
Türkiye’deki
bankalarda (yabancı bankaların Türkiye’deki şubeleri dahil) yerli veya
yabancı gerçek ve tüzel kişilerce açılacak olan mevduat ve katılım fonu
hesabı ile ilgili olarak analiz edilmesi gereken bir diğer bankacılık
mevzuatı metni “Mevduat ve Katılım Fonunun Kabulüne, Çekilmesine
ve Zamanaşımına Uğrayan Mevduat, Katılım Fonu, Emanet ve Alacaklara
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik”tir(2).
Bu Yönetmeliğin “Mevduat ve Katılım Fonu Kabulü” başlıklı 4. maddesinin 2. fıkrası hükmünde şu düzenlemeye yer verilmiştir:
“Kredi
kuruluşlarının, müşterileri adına mevduat veya katılım fonu kabul
edebilmeleri için, müşterilerini tanımak amacıyla müşterilerin
kimliklerini, T.C. kimlik ve vergi numaralarını belgelemesi ve Kanun’un
76. maddesinin üçüncü fıkrası hükmüne istinaden Maliye Bakanlığı’nca
yapılan düzenlemelerde yer alan yükümlülükleri yerine getirmesi
zorunludur.”
Bu maddede geçen “kredi kuruluşu” teriminin 5411 sayılı BK’nın “Tanımlar ve Kısaltmalar”
başlıklı 3. maddesi hükmünde, mevduat bankaları ve katılım bankalarını
ifade edeceği belirtilmiştir. Buna göre madde hükmü tetkik edildiğinde
görüleceği üzere bu mevzuat metninde de genel itibariyle “müşteri”
terimi kullanılmış olup, bankalarda mevduat ve katılım hesabı açtıracak
kişi, kurum ve kuruluşlarla ilgili özel bir düzenleme yapılmamıştır.
Dolayısıyla bu mevzuat düzenlemesine göre de yabancı şirketlerin
Türkiye’deki irtibat büroları Türkiye’deki bankalarda (yabancı banka
şubeleri dahil) mevduat hesabı ve katılım fonu hesabı açtırabilecektir.
III- YABANCI ŞİRKETLERİN TÜRKİYE’DEKİ İRTİBAT BÜROLARI TÜRKİYE’DEKİ BANKALARDA MEVDUAT VE KATILIM FONU HESABI AÇABİLİR Mİ?
Makalemizin
bir önceki bölümündeki açıklamalar dahilinde bankacılık mevzuatına göre
Türkiye’de kurulmuş yabancı sermayeli şirketler, yabancı şirketlerin
Türkiye’de bulunan şubeleri ve irtibat büroları Türkiye’de kurulmuş olan
bankalarda (yabancı bankaların Türkiye’de bulunan şubeleri dahil)
mevduat ve katılım fonu hesabı açtırabilecektir. Buna ilişkin olarak
bankacılık mevzuatında getirilmiş olan herhangi bir sınırlama
bulunmamaktadır.
Makalemizin yukarıdaki ikinci bölümünde yaptığımız
açıklamalar çerçevesinde yabancı şirketler tarafından Türkiye’de
açılmış olan irtibat büroları gelir getirici bir faaliyetle
uğraşamayacağı gibi irtibat bürolarının her türlü gideri yurt dışından
getirilecek olan dövizlerle karşılanacağı için irtibat bürolarının
harcamalarını finanse etmek için gelire ihtiyacı bulunmamaktadır. Bu
nedenle irtibat bürolarının Türkiye’deki bankalarda mevduat ve katılım
fonu hesabı açmak suretiyle faiz geliri elde etmesine gerek
bulunmamaktadır.
Teknik
yapısı itibariyle yabancı şirketlerin Türkiye’deki irtibat bürolarının
gelire ihtiyacı bulunmayacağı için bankalarda mevduat ve katılım fonu
hesabı açtırmasına gerek olmamasına rağmen irtibat bürolarının
harcamalarını finanse etmek üzere yurt dışındaki ana şirketten transfer
edilen dövizleri harcama yapılana kadar ihtiyat güdüsüyle bankalara
yatırmaları ekonomik bir gerekçeye dayanmaktadır.
Günümüz
iktisadî sisteminde işletmelerin ve kâr amacı gütmeyen her türlü
kuruluşun (mesela yabancı bir dernek veya vakfın veya yabancı
şirketlerin Türkiye’deki irtibat bürolarının) bankalarda mevduat ve
katılım fonu hesabı açmasının önüne geçmek ve buna ilişkin olarak
çeşitli yasaklamalar getirmek mümkün değildir.
Bu
nedenle yabancı şirketlerin Türkiye’de açmış oldukları irtibat büroları
kasasında atıl olarak duran ve gerektiğinde harcamalarının
finansmanında kullanacağı paraları Türkiye’deki bankalarda (yabancı
banka şubeleri dahil) değerlendirmesi mümkündür. Ancak buna ilişkin
olarak gerek 5411 sayılı BK ve ilgili mevzuatta ve yabancı sermaye
mevzuatında açık bir düzenleme bulunmamaktadır.
Mevzuatımızdaki
irtibat büroları ile ilgili düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda
irtibat bürolarının Türkiye’de görevlendirilen temsilcilerinin büroların
kasasında atıl halde bulunan fonlarını bankalarda vadesiz mevduat
hesaplarında değerlendirmesi irtibat bürolarının vergisel açıdan
herhangi bir cezai duruma düşmesini önleyecektir.
İrtibat
bürolarının atıl fonlarını bankalarda vadeli mevduat ve katılım fonu
hesabında da değerlendirmesi mümkündür. Ancak atıl fonların bu şekilde
değerlendirilmesi halinde fonların bankalarda uzun süre bekletilmemesi
ve peyder pey bu fonların kullanılması ve hesapta yüklü miktarda
paraların bulundurulmamasına dikkat edilmesi gerekmektedir.
IV- SONUÇ
Yabancı şirketlerin Türkiye’deki irtibat bürolarının hukukî statüsü 4875 sayılı “Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu” ve bu Kanun’a istinaden çıkarılmış olan “Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliği”
ile belirlenmiştir. Yabancı sermaye mevzuatında irtibat bürolarının
Türkiye’deki faaliyetleri bütün ayrıntılarıyla düzenlenmiştir.
Yabancı
sermaye mevzuatına göre Türkiye’de yabancı şirketler tarafından açılmış
olan irtibat bürolarının Türkiye’de herhangi bir gelir getirici
faaliyette bulunması mümkün değildir. İrtibat bürolarının Türkiye’deki
her türlü harcaması irtibat bürosunu açan yabancı şirketten gönderilecek
dövizlerle finanse edilecektir.
Türkiye’de
faaliyet gösteren irtibat bürolarının gelir ve gider hukuku açısından
hukukî statüsü göz önünde bulundurulduğunda bankacılık mevzuatı
açısından üzerinde durulması gereken en önemli konu irtibat bürolarının
Türkiye’deki bankalarda (yabancı banka şubeleri dahil) mevduat ve katıl
fonu hesabı açtırmasının mümkün olup olmadığı hususudur.
Her
ne kadar irtibat bürolarının her türlü harcaması ana şirket tarafından
gönderilecek dövizlerle karşılansa dahi irtibat bürolarının ana merkez
tarafından gönderilen fonları hemen harcaması gerekmeyebilir. Bu durumda
irtibat bürosunun kasasında atıl halde duran fonların bankalarda
değerlendirilmesi iktisadî hayatın bir gereğidir.
Günümüz
iktisadî sisteminde bunu yasaklayacak bir düzenlemenin yapılması mümkün
değildir. Bu şekilde bir düzenlemeye gerek de yoktur. Nitekim irtibat
bürolarının Türkiye’deki bankalarda mevduat ve katılım fonu hesabı
açtırmasına ilişkin olarak bankacılık mevzuatında yasaklayıcı bir hüküm
bulunmamaktadır.
Bu
nedenle yabancı şirketlerin Türkiye’deki irtibat büroları kasasında
atıl halde duran fonlarını Türkiye’deki herhangi bir bankada mevduat ve
katılım fonu hesabı açtırmak suretiyle değerlendirebilecektir. İrtibat
bürolarının Türkiye’deki faaliyetleri göz önünde bulundurulduğunda
irtibat bürolarının harcama kalemleri yüksek miktarlarda olmayacağı
muhakkaktır. Bunun için irtibat bürosu yetkililerinin büronun
bankalardaki hesaplarının irtibat bürolarının iktisadî işletme
hüviyetine sahip olacak miktarda olmamalarına dikkat etmeleri
gerekmektedir.
* Vergi Başmüfettişi
(G) Yazının I. Bölümü İçin Bkz. Yaklaşım, Sayı: 250, Ekim 2013, s. 72-76
(1) 01.11.2005 tarih ve 25983 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
(2) 01.11.2006 tarih ve 26333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder