12 Ağustos 2015 Çarşamba

Tam Tevkifat Kapsamına Giren İşlemler

Yazar: Fatih GÜNDÜZ*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I-GİRİŞ
117 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği[1] ile tevkifat kapsamına giren işlemlerin tamamı tek bir tebliğde toplanmıştır. Söz konusu tebliğde Tam Tevkifat kapsamına giren işlemler ile kısmi tevkifat kapsamına giren işlemler ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
KDV Kanunu’nun 9. maddesinin (1) numaralı fıkrası, mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma yetkisi vermiştir.
İlgili tebliğde maddede belirtilen işlemlere taraf olanlar; kendine mal teslim edilen veya hizmet ifa edilen kişi ve kurumlardır şeklinde açıklanmıştır. Bunlar verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi sorumludurlar.
Tebliğde KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil bu işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir şeklinde tanımlanmıştır.
“Tam tevkifat” işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme muhatap olan alıcılar tarafından beyan edilip ödenmesi; “kısmi tevkifat” ise hesaplanan verginin Maliye Bakanlığı’nca belirlenen kısmının, işleme muhatap olan alıcılar tarafından, diğer kısmının ise işlemi (teslim veya hizmeti) yapan tarafından beyan edilip ödenmesidir.
117 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde Tam tevkifat kapsamına giren işlemleri yazımız da açıklamaya çalışacağız. Tam tevkifat uygulanacak işlemler, aşağıda açıklanan işlemlerle sınırlı olup, bunlar dışındaki işlemlerde işleme muhatap olanlar tarafından tam tevkifat uygulaması kapsamında işlem yapılmaması gerekmektedir.
II- İKAMETGÂHI, İŞYERİ, KANUNİ MERKEZİ VE İŞ MERKEZİ TÜRKİYEDE BULUNMAYANLAR TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLERDE TEVKİFAT UYGULAMASI
KDV Kanunu’nun 1. maddesine göre bir hizmetin KDV’nin konusuna girebilmesi için Türkiye’de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanun’un (6/b) maddesinde ise Türkiye'de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu yasal düzenlemeler doğrultusunda, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler KDV’ye tabi olacaktır.
Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. Ancak hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.
117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde; KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olmasının şart olmadığı belirtilmiştir. KDV mükellefiyeti bulunmayanların da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorunda olduğu belirtilmiştir.
117 Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde Yurt dışından temin edilen ve tevkifata tabi tutulması gereken hizmetlere ilişkin olarak verilen örnekler aşağıdaki gibidir.
Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan firmalar tarafından;
- Türkiye’de inşa edilecek bir alış-veriş merkezi için yurt dışında çizilip Türkiye’ye gönderilen mimari proje hizmeti,
- Türkiye’de faaliyette bulunan enerji santralinin işletilmesine ilişkin olarak yurt dışından verilen danışmanlık hizmeti,
- KDV mükellefiyeti olmayan genel bütçeli bir idareye yurt dışından verilen bilgisayar yazılım hizmeti,
- KDV mükellefiyeti olmayan bir sivil toplum kuruluşuna konusuyla ilgili olarak dünyadaki hukuki gelişmeler hakkında yurt dışından bilgi gönderilmesi hizmeti.
Tam tevkifat kapsamına giren işlemlerin aynı zamanda kısmi tevkifat uygulaması kapsamında da olması halinde, tam tevkifatagöre işlem tesis edilmesi gerektiği tebliğde belirtilmiştir. Ayrıca ilgili tebliğde tam tevkifatkapsamına giren teslimin vergiden müstesna olması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla vergi beyan edilmeyecektir.
III- SERBEST MESLEK FAALİYETİ ÇERÇEVESİNDE YAPILAN TESLİM VE HİZMETLERDE TEVKİFAT UYGULAMASI
117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde bazı Serbest Meslek Faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlere ilişkin tevkifat uygulamasını tebliğin 2.2. bölümünde açıklanmıştır. Söz konusu düzenlemenin ayrıntıları aşağıdaki gibidir.
KDV Kanunu’nun (1/1) maddesine göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabidir. Sözü edilen faaliyetleri mutad ve sürekli olarak yapanlar KDV mükellefi olacak, arızi serbest meslek faaliyetinde bulunanların ise KDV mükellefiyeti tesis edilmeyecektir.
Serbest meslek faaliyetlerini mutad ve sürekli olarak yapanların prensip olarak, KDV mükellefiyeti tesis ettirmeleri gerekmektedir. Ancak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi kapsamına giren teslim ve hizmetleri münhasıran aynı Kanun’un 94. maddesinde belirtilen kişi, kurum ve kuruluşlara yapanların hesaplayacağı KDV’nin bu kişi veya kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi mümkün bulunmaktadır.
İlgili tebliğde Serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için KDV mükellefiyetinin sadece Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi kapsamına giren işlemlerden ibaret olması ve işlemlerinin tamamının aynı Kanun’un 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Tebliğde Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi kapsamına giren teslim veya hizmetleri aynı Kanun’un 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar yanında bu maddede yer almayanlara da yapanlar yukarıda belirtilen tam tevkifat uygulamasından yararlanamayacağı belirtilmiştir.
Sorumluluk uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesi için Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi kapsamına giren işlemleri yapan kişilerin, bu şekilde işlem yapılmasını önceden vergi sorumlusuna (Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılanlara) bildirmesi gerektiği belirtilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların tam tevkifat kapsamındaki serbest meslek hizmeti alımlarında, satıcılardan bir yazı talep edeceklerdir. Bu yazıda işlemi yapanlar;
- Faaliyetlerinin arızi olması nedeniyle KDV’ye tabi olmadığını veya
- Faaliyetlerinin KDV’ye tabi olduğunu ve hesaplanacak KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyanını tercih ettiklerini veya
- Faaliyetlerinin KDV’ye tabi olduğunu ve hesaplanacak KDV’nin kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edileceğini belirteceklerdir. Bu yazı, Vergi Usul Kanunu’nun muhafaza ve ibraz hükümleri çerçevesinde saklanacak ve gerektiğinde yetkililere ibraz edilmesi gerekmektedir.
İşlemlerine ait verginin beyan ve ödeme mükellefiyeti sorumlular tarafından yerine getirilen serbest meslek mensupları (Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde sayılanlar) ayrıca KDV beyannamesi vermeyecek ve defter tutmayacaklardır. İşlemin belgelendirilmesi ise Vergi Usul Kanunu’nun genel hükümlerine göre gerçekleştireceklerdir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar, aynı Kanun’un 18. maddesi kapsamına giren kişilere yapacakları ödemeler ile ilgili olarak gelir vergisi (GV) stopaj tutarı dâhil işlem bedeli üzerinden KDV hesaplayıp sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyeceklerdir. Hesaplanan KDV tutarı gelir vergisi stopaj matrahına dâhil edilmeyecektir.
Sorumluluk uygulamasını tercih etmeyenler ile esasen bu kapsama girmesi mümkün olmayan mükelleflerin, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar ile bunlar dışındakilere yaptıkları işlemleri sebebiyle hesaplanan KDV, Tebliğin (3.) bölümü saklı kalmak kaydıyla(Tebliğin 3. Bölümü Kısmi Tevkifat Uygulamasını açıklamaktadır),kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. Bu mükellefler genel hükümler çerçevesinde defter tutacak, belge düzenleyecek ve KDV beyannamesi vermesi gerekmektedir. Bu durumda, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların, Tebliğin (3.) bölümü saklı kalmak kaydıyla, bu işlemler sebebiyle vergi sorumlulukları söz konusu olmayacağı ilgili tebliğde belirtilmiştir.
IV- KİRALAMA İŞLEMLERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI
117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde bazı kiralama işlemlerinin tevkifat uygulamasını tebliğin 2.3. bölümünde açıklanmıştır.
KDV Kanunu’nun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV’nin konusuna girmektedir. Söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi işlemi, ticari, sınaî, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde verilen bir hizmet olmasa dahi KDV’ye tabi olacaktır.
Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;
- Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin bulunmaması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhildir),
- Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dâhil değildir)şartlarının birlikte var olması halinde, kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
Ayrıca, kiracının;
- Gelir Vergisi Kanununa göre basit usulde vergilendirilenler (istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi),
- banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan işletmeler,
- sadece KDV’ye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri uygun görülenler,
- 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlarolması hallerinde de, kiralama hizmetine ait KDV söz konusu kiracılar tarafından tebliğin 2.3. bölümü( kiralama işlemlerinde tevkifat)  kapsamında tevkifata tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.
Tevkifata tabi tutulan KDV’nin beyan ve ödenmesi konusunda ise ilgili  Tebliğin (1.2) bölümündeki (Tevkifat işlemlerinde beyanı açıklayan bölüm)açıklamalar dikkate alınacaktır.
Yine tebliğde  KDV’ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya verenin başka faaliyetleri dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, sorumluluk uygulaması söz konusu olmayacağı belirtilmiştir. Budurumda; kiraya veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV’yi diğer faaliyetleri ile birlikte genel esaslara göre beyan etmesi gerekmektedir. Faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler bu kapsamda mütalaa edilmeyecektir.
Yukarıda belirtilenler hariç kiracının KDV mükellefi olmaması halinde de (faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler de bu kapsamda mütalaa edilecektir) kira bedeli üzerinden hesaplanan KDV, kiraya veren tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilecektir. Kiraya verenin başka nedenlerle KDV mükellefiyeti olmaması bu uygulamaya engel olmadığı belirtilmiştir. Ancak kiralama işleminin KDV’den müstesna olması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.
Tebliğin 2.3.4. bölümünde ;5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşların Tebliğin bu bölümü kapsamındaki kiralama işlemlerinde, kiracının KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, tevkifat uygulanmayacaktır. Bu durumda, söz konusu idare, kurum ve kuruluşlar kiraya verme işlemleri dışında KDV’ye tabi işlemleri bulunmamaları kaydıyla, 1 No.lu KDV Beyannamesini sadece kiralama işleminin gerçekleştiği dönemler için vereceklerdir. Genel bütçeli idarelerde KDV’nin beyanı konusunda, Tebliğin (1.2.3) bölümündeki açıklamalara göre işlem yapılması gerektiği belirtilmiştir.
V- REKLÂM VERME İŞLEMLERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI
117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde bazı reklam verme işlemlerinin tevkifat uygulamasını tebliğin 2.4. bölümünde açıklamıştır.
KDV mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama dahil değildir), KDV mükellefiyeti olmayan;
- Amatör spor kulüplerine, oyuncularının formalarında gösterilmek,
- Şahıslara veya kuruluşlara ait bina, arsa, arazi gibi yerlerde duvarlara yazılmak, pano olarak yerleştirilmek,
- gerçek veya tüzel kişiler tarafından yayımlanan dergi, kitap gibi yazılı eserlerde yayınlanmak
ve benzeri şekillerde reklâm vermektedir. Bu şekilde reklâm verme işlemleri ile ilgili KDV, reklâm hizmeti verenlerin KDV mükellefi olmaması halinde, reklâm hizmeti alanlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edileceği belirtilmiştir.
Ayrıca, bu bölüm kapsamındaki reklam hizmetini alanların;
- Gelir Vergisi Kanununa göre basit usulde vergilendirilenler (istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi),
- banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan işletmeler,
- sadece KDV’ye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri uygun görülenler,
- 5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlarolması hallerinde de, reklam hizmetine ait KDV, hizmeti alanlar tarafından bu bölüm kapsamında tevkifata tabi tutulacağı belirtilmiştir.
Tevkifata tabi tutulan KDV’nin beyan ve ödenmesi konusunda, Tebliğin (1.2) bölümündeki (KDV Tevkifatonın beyanına ilişkin açıklamalar) açıklamalar dikkate alınacaktır.
5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşların Tebliğin bu bölümü kapsamında reklâm hizmeti vermeleri halinde, reklâm hizmeti alanın KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, tevkifat uygulanmayacaktır. Bu işlemlerde KDV’nin beyanı, Tebliğin (2.3.4) bölümündeki açıklamalara göre yapılacağı belirtilmiştir.


* Vergi  Müfettişi
[1] -Maliye Bakanlığı(14 Nisan 2012).Katma Değer Vergisi 117 Seri Nolu Genel Tebliği. Ankara:Resmi Gazete( 28264 sayılı)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder