Yazar: Fatih GÜNDÜZ*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I-GİRİŞ
117 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği[1]
ile tevkifat kapsamına giren işlemlerin tamamı tek bir tebliğde
toplanmıştır. Söz konusu tebliğde Tam Tevkifat kapsamına giren işlemler
ile kısmi tevkifat kapsamına giren işlemler ayrıntılı olarak
açıklanmıştır.
KDV
Kanunu’nun 9. maddesinin (1) numaralı fıkrası, mükellefin Türkiye
içinde ikametgâhının, işyerinin, kanuni merkezi ve iş merkezinin
bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye
Bakanlığı vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye
tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutma
yetkisi vermiştir.
İlgili
tebliğde maddede belirtilen işlemlere taraf olanlar; kendine mal teslim
edilen veya hizmet ifa edilen kişi ve kurumlardır şeklinde
açıklanmıştır. Bunlar verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve
bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi
sorumludurlar.
Tebliğde
KDV tevkifatı uygulaması, teslim veya hizmet bedeli üzerinden
hesaplanan verginin, teslim veya hizmeti yapanlar tarafından değil bu
işlemlere muhatap olanlar tarafından kısmen veya tamamen vergi sorumlusu
sıfatıyla beyan edilip ödenmesidir şeklinde tanımlanmıştır.
“Tam tevkifat” işlem bedeli üzerinden hesaplanan verginin tamamının işleme muhatap olan alıcılar tarafından beyan edilip ödenmesi; “kısmi tevkifat”
ise hesaplanan verginin Maliye Bakanlığı’nca belirlenen kısmının,
işleme muhatap olan alıcılar tarafından, diğer kısmının ise işlemi
(teslim veya hizmeti) yapan tarafından beyan edilip ödenmesidir.
117
Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde Tam tevkifat kapsamına giren işlemleri
yazımız da açıklamaya çalışacağız. Tam tevkifat uygulanacak işlemler,
aşağıda açıklanan işlemlerle sınırlı olup, bunlar dışındaki işlemlerde
işleme muhatap olanlar tarafından tam tevkifat uygulaması kapsamında
işlem yapılmaması gerekmektedir.
II- İKAMETGÂHI, İŞYERİ, KANUNİ MERKEZİ VE İŞ MERKEZİ TÜRKİYEDE BULUNMAYANLAR TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLERDE TEVKİFAT UYGULAMASI
KDV
Kanunu’nun 1. maddesine göre bir hizmetin KDV’nin konusuna girebilmesi
için Türkiye’de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanun’un (6/b)
maddesinde ise Türkiye'de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin
Türkiye'de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Bu
yasal düzenlemeler doğrultusunda, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve
iş merkezi Türkiye’de bulunmayanların Türkiye’de yaptığı hizmetler ile
bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye’de faydalanılan hizmetler
KDV’ye tabi olacaktır.
Bu
gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla
birlikte, Türkiye'de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi
bulunmadığından, KDV’nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki
muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. Ancak
hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp
hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu
sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir.
117
Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde; KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyan
edilmesi için hizmetten Türkiye’de faydalanan muhatabın KDV mükellefi
olmasının şart olmadığı belirtilmiştir. KDV mükellefiyeti
bulunmayanların da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2
No.lu KDV beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorunda olduğu
belirtilmiştir.
117
Seri No.lu KDV Genel Tebliği’nde Yurt dışından temin edilen ve
tevkifata tabi tutulması gereken hizmetlere ilişkin olarak verilen
örnekler aşağıdaki gibidir.
Türkiye’de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan firmalar tarafından;
- Türkiye’de inşa edilecek bir alış-veriş merkezi için yurt dışında çizilip Türkiye’ye gönderilen mimari proje hizmeti,
- Türkiye’de faaliyette bulunan enerji santralinin işletilmesine ilişkin olarak yurt dışından verilen danışmanlık hizmeti,
- KDV mükellefiyeti olmayan genel bütçeli bir idareye yurt dışından verilen bilgisayar yazılım hizmeti,
-
KDV mükellefiyeti olmayan bir sivil toplum kuruluşuna konusuyla ilgili
olarak dünyadaki hukuki gelişmeler hakkında yurt dışından bilgi
gönderilmesi hizmeti.
Tam
tevkifat kapsamına giren işlemlerin aynı zamanda kısmi tevkifat
uygulaması kapsamında da olması halinde, tam tevkifatagöre işlem tesis
edilmesi gerektiği tebliğde belirtilmiştir. Ayrıca ilgili tebliğde tam
tevkifatkapsamına giren teslimin vergiden müstesna olması halinde,
mükellef veya sorumlu sıfatıyla vergi beyan edilmeyecektir.
III- SERBEST MESLEK FAALİYETİ ÇERÇEVESİNDE YAPILAN TESLİM VE HİZMETLERDE TEVKİFAT UYGULAMASI
117
Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde bazı Serbest Meslek Faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlere ilişkin tevkifat uygulamasını
tebliğin 2.2. bölümünde açıklanmıştır. Söz konusu düzenlemenin
ayrıntıları aşağıdaki gibidir.
KDV
Kanunu’nun (1/1) maddesine göre, serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
yapılan teslim ve hizmetler vergiye tabidir. Sözü edilen faaliyetleri
mutad ve sürekli olarak yapanlar KDV mükellefi olacak, arızi serbest
meslek faaliyetinde bulunanların ise KDV mükellefiyeti tesis
edilmeyecektir.
Serbest
meslek faaliyetlerini mutad ve sürekli olarak yapanların prensip
olarak, KDV mükellefiyeti tesis ettirmeleri gerekmektedir. Ancak, 193
sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi kapsamına giren teslim ve
hizmetleri münhasıran aynı Kanun’un 94. maddesinde belirtilen kişi,
kurum ve kuruluşlara yapanların hesaplayacağı KDV’nin bu kişi veya
kuruluşlar tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi mümkün
bulunmaktadır.
İlgili
tebliğde Serbest meslek erbabının bu uygulamadan faydalanabilmesi için
KDV mükellefiyetinin sadece Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi
kapsamına giren işlemlerden ibaret olması ve işlemlerinin tamamının aynı
Kanun’un 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlara yapılması
gerektiği belirtilmiştir.
Tebliğde
Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesi kapsamına giren teslim veya
hizmetleri aynı Kanun’un 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve
kuruluşlar yanında bu maddede yer almayanlara da yapanlar yukarıda
belirtilen tam tevkifat uygulamasından yararlanamayacağı belirtilmiştir.
Sorumluluk
uygulaması kapsamında işlem yapılabilmesi için Gelir Vergisi Kanunu’nun
18. maddesi kapsamına giren işlemleri yapan kişilerin, bu şekilde işlem
yapılmasını önceden vergi sorumlusuna (Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.
maddesinde sayılanlara) bildirmesi gerektiği belirtilmiştir.
Gelir
Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşların
tam tevkifat kapsamındaki serbest meslek hizmeti alımlarında,
satıcılardan bir yazı talep edeceklerdir. Bu yazıda işlemi yapanlar;
- Faaliyetlerinin arızi olması nedeniyle KDV’ye tabi olmadığını veya
- Faaliyetlerinin KDV’ye tabi olduğunu ve hesaplanacak KDV’nin sorumlu sıfatıyla beyanını tercih ettiklerini veya
-
Faaliyetlerinin KDV’ye tabi olduğunu ve hesaplanacak KDV’nin kendileri
tarafından mükellef sıfatıyla beyan edileceğini belirteceklerdir. Bu
yazı, Vergi Usul Kanunu’nun muhafaza ve ibraz hükümleri çerçevesinde
saklanacak ve gerektiğinde yetkililere ibraz edilmesi gerekmektedir.
İşlemlerine
ait verginin beyan ve ödeme mükellefiyeti sorumlular tarafından yerine
getirilen serbest meslek mensupları (Gelir Vergisi Kanunu’nun 18.
maddesinde sayılanlar) ayrıca KDV beyannamesi vermeyecek ve defter
tutmayacaklardır. İşlemin belgelendirilmesi ise Vergi Usul Kanunu’nun
genel hükümlerine göre gerçekleştireceklerdir.
Gelir
Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve kuruluşlar,
aynı Kanun’un 18. maddesi kapsamına giren kişilere yapacakları ödemeler
ile ilgili olarak gelir vergisi (GV) stopaj tutarı dâhil işlem bedeli
üzerinden KDV hesaplayıp sorumlu sıfatıyla beyan edip ödeyeceklerdir.
Hesaplanan KDV tutarı gelir vergisi stopaj matrahına dâhil
edilmeyecektir.
Sorumluluk
uygulamasını tercih etmeyenler ile esasen bu kapsama girmesi mümkün
olmayan mükelleflerin, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan
kişi, kurum ve kuruluşlar ile bunlar dışındakilere yaptıkları işlemleri
sebebiyle hesaplanan KDV, Tebliğin (3.) bölümü saklı kalmak
kaydıyla(Tebliğin 3. Bölümü Kısmi Tevkifat Uygulamasını
açıklamaktadır),kendileri tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilip
ödenecektir. Bu mükellefler genel hükümler çerçevesinde defter tutacak,
belge düzenleyecek ve KDV beyannamesi vermesi gerekmektedir. Bu durumda,
Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde sayılan kişi, kurum ve
kuruluşların, Tebliğin (3.) bölümü saklı kalmak kaydıyla, bu işlemler
sebebiyle vergi sorumlulukları söz konusu olmayacağı ilgili tebliğde
belirtilmiştir.
IV- KİRALAMA İŞLEMLERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI
117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde bazı kiralama işlemlerinin tevkifat uygulamasını tebliğin 2.3. bölümünde açıklanmıştır.
KDV
Kanunu’nun (1/3-f) maddesine göre, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70.
maddesinde belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi işlemleri KDV’nin
konusuna girmektedir. Söz konusu mal ve hakların kiraya verilmesi
işlemi, ticari, sınaî, zirai ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde
verilen bir hizmet olmasa dahi KDV’ye tabi olacaktır.
Bu kiralama işlemleri ile ilgili KDV;
-
Kiraya verenin başka faaliyetleri nedeniyle KDV mükellefiyetinin
bulunmaması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler bu kapsama
dâhildir),
-
Kiracının KDV mükellefi olması (sadece sorumlu sıfatıyla KDV ödeyenler
bu kapsama dâhil değildir)şartlarının birlikte var olması halinde,
kiracı tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilecektir.
Ayrıca, kiracının;
- Gelir Vergisi Kanununa göre basit usulde vergilendirilenler (istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi),
- banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan işletmeler,
- sadece KDV’ye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri uygun görülenler,
-
5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve
kuruluşlarolması hallerinde de, kiralama hizmetine ait KDV söz konusu
kiracılar tarafından tebliğin 2.3. bölümü( kiralama işlemlerinde
tevkifat) kapsamında tevkifata tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.
Tevkifata
tabi tutulan KDV’nin beyan ve ödenmesi konusunda ise ilgili Tebliğin
(1.2) bölümündeki (Tevkifat işlemlerinde beyanı açıklayan
bölüm)açıklamalar dikkate alınacaktır.
Yine
tebliğde KDV’ye tabi olan kiralama işlerinde kiraya verenin başka
faaliyetleri dolayısıyla KDV mükellefi olması halinde, sorumluluk
uygulaması söz konusu olmayacağı belirtilmiştir. Budurumda; kiraya
veren, kiralama faaliyetlerine ait KDV’yi diğer faaliyetleri ile
birlikte genel esaslara göre beyan etmesi gerekmektedir. Faaliyetleri
sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler bu kapsamda
mütalaa edilmeyecektir.
Yukarıda
belirtilenler hariç kiracının KDV mükellefi olmaması halinde de
(faaliyetleri sadece 2 No.lu KDV beyannamesi vermelerini gerektirenler
de bu kapsamda mütalaa edilecektir) kira bedeli üzerinden hesaplanan
KDV, kiraya veren tarafından mükellef sıfatıyla beyan edilecektir.
Kiraya verenin başka nedenlerle KDV mükellefiyeti olmaması bu uygulamaya
engel olmadığı belirtilmiştir. Ancak kiralama işleminin KDV’den
müstesna olması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan
edilmeyecektir.
Tebliğin
2.3.4. bölümünde ;5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare,
kurum ve kuruluşların Tebliğin bu bölümü kapsamındaki kiralama
işlemlerinde, kiracının KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın,
tevkifat uygulanmayacaktır. Bu durumda, söz konusu idare, kurum ve
kuruluşlar kiraya verme işlemleri dışında KDV’ye tabi işlemleri
bulunmamaları kaydıyla, 1 No.lu KDV Beyannamesini sadece kiralama
işleminin gerçekleştiği dönemler için vereceklerdir. Genel bütçeli
idarelerde KDV’nin beyanı konusunda, Tebliğin (1.2.3) bölümündeki
açıklamalara göre işlem yapılması gerektiği belirtilmiştir.
V- REKLÂM VERME İŞLEMLERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI
117 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde bazı reklam verme işlemlerinin tevkifat uygulamasını tebliğin 2.4. bölümünde açıklamıştır.
KDV
mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler (sadece sorumlu sıfatıyla KDV
ödeyenler bu kapsama dahil değildir), KDV mükellefiyeti olmayan;
- Amatör spor kulüplerine, oyuncularının formalarında gösterilmek,
- Şahıslara veya kuruluşlara ait bina, arsa, arazi gibi yerlerde duvarlara yazılmak, pano olarak yerleştirilmek,
- gerçek veya tüzel kişiler tarafından yayımlanan dergi, kitap gibi yazılı eserlerde yayınlanmak
ve
benzeri şekillerde reklâm vermektedir. Bu şekilde reklâm verme
işlemleri ile ilgili KDV, reklâm hizmeti verenlerin KDV mükellefi
olmaması halinde, reklâm hizmeti alanlar tarafından sorumlu sıfatıyla
beyan edileceği belirtilmiştir.
Ayrıca, bu bölüm kapsamındaki reklam hizmetini alanların;
- Gelir Vergisi Kanununa göre basit usulde vergilendirilenler (istisnadan vazgeçerek KDV mükellefi olmasalar dahi),
- banka ve sigorta şirketleri gibi faaliyetleri KDV’den istisna olan işletmeler,
- sadece KDV’ye tabi işlemlerinin bulunduğu dönemlerde KDV mükellefiyeti tesis ettirerek beyanname vermeleri uygun görülenler,
-
5018 sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve
kuruluşlarolması hallerinde de, reklam hizmetine ait KDV, hizmeti
alanlar tarafından bu bölüm kapsamında tevkifata tabi tutulacağı
belirtilmiştir.
Tevkifata
tabi tutulan KDV’nin beyan ve ödenmesi konusunda, Tebliğin (1.2)
bölümündeki (KDV Tevkifatonın beyanına ilişkin açıklamalar) açıklamalar
dikkate alınacaktır.
5018
sayılı Kanuna ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşların
Tebliğin bu bölümü kapsamında reklâm hizmeti vermeleri halinde, reklâm
hizmeti alanın KDV mükellefi olup olmadığına bakılmaksızın, tevkifat
uygulanmayacaktır. Bu işlemlerde KDV’nin beyanı, Tebliğin (2.3.4)
bölümündeki açıklamalara göre yapılacağı belirtilmiştir.
* Vergi Müfettişi
[1] -Maliye Bakanlığı(14 Nisan 2012).Katma Değer Vergisi 117 Seri Nolu Genel Tebliği. Ankara:Resmi Gazete( 28264 sayılı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder