12 Ağustos 2015 Çarşamba

Gayrimenkul Sermaye İratlarının Vergilendirilmesi ve Konut Kira Gelirleri İstisnasında Yapılan Değişiklikler (E-Yaklaşım)

Yazar: Mehmet YÜCEL*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
Vergi, kamusal hizmetlerinin finansmanını ve ekonominin içinde bulunduğu sosyal ve ekonomik koşulların gerektirdiği önlemlerin alınabilmesi amacıyla devlet tarafından alınan karşılıksız, zorunlu ve nihai ödemelerdir. Kamusal ihtiyaçların karşılanmasıyla görevlendirilen devletin bu görevini ifa ederken topluma karşı sorumluluğu bulunmaktadır. Türkiye’de gerçek kişilerin elde ettiği kazançlar Gelir Vergisi mevzuatı içinde Gelir Vergisi Kanunu’nda gelir unsurları tek tek sayılarak vergileme esasları tanımlanmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinde Gelir Vergisine tabi gelir unsurları ticari kazanç, zirai kazanç, ücret, serbest meslek kazancı, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve iratlar şeklinde sıralanmıştır. Ayrıca Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesinde “değer artış kazançları”, 82. maddesinde ise “arızi kazanç”ların neler olduğu tanımlanarak sınırlandırılmıştır. Her gelir unsurunda, gelirin elde edilmiş ve safi tutarının belirlenmiş olması ve tek matrahta toplanarak artan oranlı vergilendirilmesi esas alınmıştır.
Verginin ekonomik ve sosyal fonksiyonlarına ve vergide adalet ilkesinin sağlanması amaçlarına ulaşılmaya çalışılırken çeşitli araç ve tekniklerden yararlanılmaktadır. Özellikle şahsi gelir vergisi ile kurumlar vergisinde yoğunlaşan bu uygulamalardan birisi de vergi muafiyeti ve istisnası uygulamasıdır. Bunlardan vergi istisnası, vergi kanunlarına vergiye tabi olması gereken bir vergi konusunun çeşitli nedenlerle (sosyal, ekonomik vb.) kısmen veya tamamen, sürekli ya da geçici olarak vergi dışı bırakılmasıdır.
İstisna uygulaması çeşitli amaçlara matuf olarak uygulanmaktadır. Örneğin ihracat istisnası uygulaması ile; ihracatı arttırmak, ihraç ürünlerine uluslararası piyasalarda rekabet gücü kazandırmak ve ihraç pazarlarını geliştirmek, döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetleri desteklemek amaçlanmaktadır.
II- GAYRİMENKUL SERMAYE İRADININ TARİFİ
Gelir Vergisi Kanununda belirtilen mal ve hakların kiraya verilmesi karşılığında elde edilen gelirler gayrimenkul sermaye iradı olarak ifade edilmektedir ve belli koşullarda gelir vergisine tabi tutulmaktadır. Diğer bir ifade ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır. Gayrimenkul sermaye iradının mükellefi, kira gelirine konu mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri ile kiralanmış bir mal veya hakkın kiraya verilmesi durumunda kiracılarıdır. Gayrimenkul sermaye iradı kavramı sadece, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde sayılan mal ve hakların kiraya verilmesinden elde edilen gelirleri ifade etmektedir. Gayrimenkullerin alım satımından sağlanan kazançlar, gayrimenkul sermaye iradı olarak değil, Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 80. maddesi hükmü çerçevesinde, "değer artış kazancı" olarak vergilendirilmektedir. Bu nedenle, gayrimenkullerin alım satımından elde edilen kazançlar, GMSİ olarak değerlendirilmez.
III- GAYRİMENKUL SERMAYE İRADINA KONU MAL VE HAKLAR
Gayrimenkul sermaye iradına konu mal ve haklar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Bunlar;
1- Arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir), maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı;
2- Voli mahalleri ve dalyanlar;
3- Gayrimenkullerin, ayrı olarak kiraya verilen mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilumum tesisatı demirbaş eşyası ve döşemeleri;
4- Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar;
5- Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı (İhtira beratının mucitleri veya kanunî mirasçıları tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır.), alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar (Bu hakların kullanılması için gerekli malzeme ve teçhizat bedelleri de gayrimenkul sermaye iradı sayılır.);
6- Telif hakları (bu hakların, müellifleri veya bunların kanuni mirasçıları tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, serbest meslek kazancıdır);
Ancak ihtira beratının mucitleri veya kanuni mirasçıları ile telif haklarının müellifleri veya bunların kanuni mirasçıları tarafından kiralanmasından doğan kazançlar, gayrimenkul sermaye iradı değil, serbest meslek kazancıdır.
7- Gemi ve gemi payları (Motorlu olup olmadıklarına ve tonilatolarına bakılmaz) ile bilumum motorlu tahmil ve tahliye vasıtaları;
8- Motorlu nakil ve cer vasıtaları, her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri.
Yukarıda yazılı mallar ve haklar, ticarî veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticarî veya zirai kazancın tespitine ilişkin hükümlere göre hesaplanır.
Tüccarlara ait olsa dahi, işletmeye dahil bulunmayan gayrimenkullerle hakların kiraya verilmesinden elde edilen gelir de gayrimenkul sermaye iradı kabul edilir.
Vakfın gelirinden hizmet karşılığı olmayarak alınan hisseler ile zirai faaliyete bilfiil iştirak etmeksizin sadece üründen pay alan arazi sahiplerinin gelirleri bu kanunun uygulanmasında gayrimenkul sermaye iradı addolunur.
IV- GAYRİMENKUL SERMAYE İRADININ ELDE EDİLMESİ
Kira gelirinde gelirin elde edilmesi, tahsil esasına bağlanmıştır. Tahsil esasına göre kira gelirinin vergilendirilmesi için nakden veya ayni olarak tahsil edilmiş olması gerekmektedir. Gayrimenkul sermaye iratlarında, gayrisafi hasılat, 70. maddede yazılı mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya aynen tahsil edilen kira bedellerinin tutarıdır.
Ayın olarak tahsil edilen kiralar, Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre emsal bedeli ile paraya çevrilir.
Kiracı tarafından gayrimenkulü genişletecek veya iktisadi değerini devamlı surette artıracak şekilde gayrimenkule ilave edilen kıymetler, kira müddetinin hitamında bedelsiz (Kıymetlerin emsal bedelinden düşük değerle devri halinde, aradaki fark bedelsiz devir sayılır) olarak kiralayana devrolunduğu takdirde, mezkur kıymetler kiralıyan bakımından, bu tarihte aynen tahsil olunmuş addolunur.
Gelecek yıllara ait olup peşin tahsil olunan kiralar, ilgili bulundukları yılların hasılatı sayılır. Şu kadar ki, ölüm ve memleketi terk hallerinde mükellefiyetin kalktığı tarihi takibeden zamanlara ait olmak üzere peşin tahsil olunan kiralar, mükellefiyetin kalktığı dönemin hasılatı addolunur.
Gayrimenkul iradı sahipleri için;
1. Bilgi sahibi olmaları kaydıyla namlarına, kamu müessesesine, icra dairesine, bankaya, notere veya postaya para yatırılması;
2. Kira olarak doğan alacağın başka bir şahsa temliki (Temlikin ivazlı olup olmadığına bakılmaz. İvazlı temliklerde ivazın tahsil şartı aranmaz) veya kiracısına olan borcu ile takası; tahsil hükmündedir.
Yabancı parasıyla yapılan ödemeler, ödeme gününün borsa rayici ile, borsada rayici yoksa, Maliye Bakanlığı’nca tespit edilecek kur üzerinden Türk parasına çevrilir.
V- KİRAYA İLİŞKİN TAHSİLAT VE ÖDEMELERİN BELGELENDİRİLMESİ ZORUNLULUĞU VE MÜEYYİDESİ
Kira geliri elde edenler ile kiracıların;
- Konutlarda her bir konut için 500 TL ve üzerinde kira geliri elde edilmesi halinde,
-İşyerlerinde ise, miktar sınırlaması olmaksızın kiraya ilişkin tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idareleri tarafından düzenlenen belgelerle tevsik etmesi zorunluluğu bulunmaktadır.
Banka, benzeri finans kurumları veya posta idareleri aracı kılınmak suretiyle, para yatırma veya havale, çek veya kredi kartı gibi araçlar kullanılmak suretiyle yapılan tahsilat ve ödemeler karşılığında dekont veya hesap bildirim cetvelleri düzenlendiğinde, bu belgeler tevsik edici belge kabul edilecektir. Bankaların internet şubeleri üzerinden yapılan ödeme ve tahsilatlar da aynı kapsamdadır. Söz konusu zorunluluklara uymayanlara kesilecek ceza, Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 355. maddesinin o yıl için belirlenen özel usulsüzlük cezası miktarından az olmamak üzere her bir işlem için bu işleme konu tutarın % 5’idir.
VI- GAYRİMENKUL SERMAYE İRADINDA İSTİSNA UYGULAMASI
A- 6322 SAYILI KANUNLA GETİRİLEN YENİ DÜZENLEME
Gayrimenkul sermaye iradında istisna uygulaması, Gelir Vergisi Kanunu’nun 21. maddesinde düzenlenmiştir. İstisna uygulamasından yararlanabilmek için her şeyden önce binaların ve dairelerin mesken (konut) olarak kiraya verilmiş olması gerekmektedir. İş yeri, dükkan, muayenehane, mağaza, depo vb. olarak kiraya verilen taşınmazlar için istisnadan yararlanabilmek mümkün değildir. Diğer taraftan kiralanan daire hem konut hem iş yeri (home office) olarak kullanacak olursa, ilgili 128 Sıra No’lu Gelir Vergisi Kanunu Genel Tebliği gereği yine istisnadan faydalanılamayacaktır. Sahip olunan birden fazla konut dolayısıyla kira geliri elde edilmiş ise, istisna yalnızca bir kez uygulanabilecektir. Diğer taraftan; kira geliri elde edilen meskene birden fazla kişi ortak ise, istisna her bir ortak için ayrı ayrı dikkate alınacaktır.
Konut kira geliri elden gerçek kişiler açısından GVK’nın 21. maddesinde yer alan istisnadan yararlanma koşullarında 6322 sayılı Kanun ile önemli kısıtlamalar getirilmiştir. Yeni dönemde, konut kira geliri ile birlikte, ücret, menkul sermaye iradı veya diğer kazanç ve iratlardan herhangi birine veya tamamına sahip bulunan kişiler yönünden, brüt gelirleri toplamının belli tutarı aşması durumunda istisnadan faydalanılması imkanı bulunmamaktadır.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 21. maddesinde yer alan söz konusu düzenlemeye göre; binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hasılatın (284 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2013 yılı için 3.200 TL) lirası gelir vergisinden müstesnadır. İstisna haddi üzerinde hasılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz.
Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar ile (6322 sayılı kanunun 5.maddesiyle değişen ibare; 01.01.2013 tarihinden itibaren elde edilen hasılatlara uygulanmak üzere Yürürlük 15.06.2012) istisna haddinin üzerinde hasılat elde edenlerden, beyanı gerekip gerekmediğine bakılmaksızın ayrı ayrı veya birlikte elde ettiği ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratlarının gayri safi tutarları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için yer alan tutarı aşanlar bu istisnadan faydalanamazlar.
Düzenlemeyle; belirli bir tutarın üzerinde ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve irat elde edenlerin söz konusu gelirlerin gayri safi tutarları toplamı 103. maddede yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için yer alan tutarı aşanlar; ticari, zirai ve mesleki kazancı nedeniyle beyanname verenler gibi, söz konusu istisnadan yararlanması imkanı kaldırılmıştır. Elde edilen kazanç ve iratların brüt tutarlarının toplamı dikkate alınacaktır. Belirtilen bu kazanç ve iratların beyana konu edilip edilmemesinin (ücretler ya da mevduat faizi gibi) ya da bu kazanç ve iratlara herhangi bir istisna uygulanıp uygulanmamasının önemi de bulunmayacaktır. Mesken kira gelirinin istisnadan yararlanıp yararlanamayacağına yönelik tutarın tespitinde; ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve iratların, ayrı ayrı veya birlikte elde edilmesine bakılmayacaktır.
Değişikliğin gerekçesinde; vergilemede adalet ilkesi kapsamında, yüksek tutarlarda ücret, menkul ve gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve irat elde edenlerin ayrıca böyle bir istisnadan yararlanmasının engellenmesinin amaçlandığı ifade edilmektedir.
Vergi Usul Kanunu’nun 156. maddesinde; ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyette iş yeri; bu faaliyetlerin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yer olarak tanımlanmıştır. Bu itibarla, mesken olarak kiraya verilen gayrimenkuller için kabul edilmiş bulunan istisnanın aynı zamanda işyeri olarak kiralanan binalar için uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre; konut kira geliri elde eden kişilerin, yıllık olarak tespit edilen istisna tutarının (2012 yılı için istisna tutarı 3.000 TL, 2013 yılı için istisna tutarı 3.200 TL) altında kira geliri elde etmesi halinde vergi dairesinde mükellefiyet kaydı açtırmasına ve beyanname vermesine gerek bulunmamaktadır.
İstisna tutarının üzerinde konut kira geliri elde edilmesi halinde ise yıllık beyanname ile beyan edilen kira gelirinden istisna tutarının düşülmesi gerekmektedir.
B- TİCARİ, ZİRAİ VEYA MESLEKİ KAZANCINI YILLIK BEYANNAME İLE BİLDİRENLERİN DURUMU
Ticari (basit usule tabi olsa bile) zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar istisnadan yararlanamamaktadır. Söz konusu faaliyetlerin zararla veya karla sonuçlanmasının ise bir önemi bulunmuyor. Örneğin, bir doktor faal olarak mesleğini icra ediyorsa, dairesini konut olarak kiraya verse bile istisna uygulamasından yararlanması mümkün değildir. Ticari varlıklar içerisinde yer alan gayrimenkullerin kiralanması halinde elde edilen gelir ticari kazançtır.
VII- GAYRİMENKUL SERMAYE İRADINDA EMSAL KİRA BEDELİ
A- KİRA BEDELİNİN HİÇ OLMAMASI VEYA DÜŞÜK OLMASI
Kira bedelinin hiç olmaması veya düşük olması halinde, “emsal kira bedeli” esas alınır. Buna göre;
- Gayrimenkulün bedelsiz olarak başkalarının kullanımına bırakılması,
- Kiraya verilen gayrimenkulün kira bedelinin emsal kira bedelinden düşük olması hallerinde emsal kira bedeli esası uygulanacaktır.
Aşağıda belirtilen hallerde ise emsal kira bedeli esası uygulanmaz:
- Boş kalan gayrimenkullerin korunması amacıyla bedelsiz olarak başkalarının ikametine bırakılması,
- Binaların mal sahiplerinin çocuklarının, anne ve babalarının veya kardeşlerinin ikametine tahsis edilmesi (Ancak, bu kimselerin her birinin ikametine birden fazla konut tahsis edilmişse bu konutların yalnız birisi hakkında emsal kira bedeli hesaplanmaz),
- Mal sahibi ile birlikte akrabaların da aynı evde veya dairede oturması,
- Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalar.
B- EMSAL KİRA BEDELİ NASIL HESAPLANIR?
Kiraya verilen bina ve arazilerde emsal kira bedeli, varsa yetkili özel makamlarca veya mahkemelerce saptanmış kira bedelidir. Böyle bir makam yoksa, o bina ya da arazi için kira takdiri veya tespiti yapılmamışsa; emsal kira bedeli, emlâk vergisi değerinin % 5’idir.
Bina veya arazi dışında kalan mal ve haklarda emsal kira bedeli, bunların maliyet bedelinin %10’udur. Bu bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu’nun servetlerin değerlemesi hakkındaki hükümlerine göre belli edilen değerlerinin % 10’udur.
Örnek: Metin Bey, 2013 yılında emlak vergisi değeri 150.000 TL olan bir apartman dairesini bedelsiz olarak arkadaşının kullanımına bırakmıştır.
Bu durumda, kira geliri elde edilmediği halde, emsal kira bedeli hesaplanması ve buna göre bulunacak tutar kadar kira geliri elde edilmiş sayılması gerekmektedir.
Emsal Kira Bedeli: 150.000 x % 5= 7.500 TL olacaktır. Bu tutar, beyan edilmesi gereken gelir olarak dikkate alınacaktır.
VIII- GAYRİMENKUL SERMAYE İRADINDA SAFİ İRADIN TESPİTİ
Gelir vergisi Kanunu’nun 1. maddesine göre gelir; bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Aynı Kanunun 2. maddesinde gelirin unsurları; ticarî kazançlar, ziraî kazançlar, ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları, diğer kazanç ve iratlar olarak belirlenmiştir. Gelir vergisi Kanunu’nun 71. maddesine göre; gelirin unsurlarından biri olan gayrimenkul sermaye iratlarının vergilendirilmesinde safi irat, gayrisafi hasılattan iradın sağlanması ve idamesi için yapılan giderler indirildikten sonra kalan müspet farktır.
Gelir vergisi Kanunu’nun 74. maddesine göre gayrimenkul sermaye iratlarında safi iradın tespitinde gerçek gider yöntemi ve götürü gider yöntemi olmak üzere iki farklı yöntem öngörülmüştür. Bu usullerden herhangi birini seçmekte mükellefler serbesttirler. Gerçek gider yöntemi veya gerçek gider yönteminin seçimi,  gayrimenkullerin tümü için yapılır. Yani bunlardan bir kısmı için gerçek gider yöntemi bir kısmı için götürü gider yöntemi seçilemez. Ayrıca götürü gider yöntemini seçen mükellefler, iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler, yani gerçek gider yöntemine geçemezler. Örneğin GMSİ mükellefi Metin Bey, 2013 yılında elde etmiş olduğu gayrimenkul sermaye iradı ile ilgili beyanını götürü gider yöntemini seçerek verirse,  2014 yılı beyanında da bu yöntemi uygulamak zorundadır. İsterse 2015 yılında gerçek gider yöntemine geçebilir, isterse götürü gider yönteminde beyanını vermeye devam edebilir.
A- GERÇEK GİDER YÖNTEMİ
Gerçek Gider Yöntemi; gayri safi irat toplamından, Gelir Vergisi Kanunu’nun 74. maddesinde sayılan giderlerin (istisnaya isabet eden kısmı hariç olmak üzere) indirilmesi yöntemidir. Zira Gelir Vergisi Kanunu’nun 74. maddesinde safi iradın bulunması için, 21. maddeye göre istisna edilen gayrisafi hasılata isabet edenler hariç olmak üzere gayrisafi hasılattan aşağıda yazılı giderler indirileceği hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla safi iradın tespitinde Gerçek Gider Yöntemini seçenler, aşağıda sayılan giderleri aşağıda belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde gayri safi hasılattan indirebileceklerdir.
1- Kiraya veren tarafından ödenen aydınlatma, ısıtma, su ve asansör giderleri;
2- Kiraya verilen malların idaresi için yapılan ve gayrimenkulün ehemmiyeti ile mütenasip olan idare giderleri;
3- Kiraya verilen mal ve haklara müteallik sigorta giderleri;
4- Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri ile konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yılından itibaren beş yıl süre ile iktisap bedelinin % 5’i (İktisap bedelinin % 5’i tutarındaki bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait hâsılata uygulanır. Ancak, indirilmeyen kısım 88. maddenin 3’ üncü fıkrasının uygulanmasında gider fazlalığı sayılmaz),
5- Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim, harç ve şerefiyelerle kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak şartıyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları;
6- Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar (Amortismana tabi değer, malum ise maliyet bedeli, malum değilse, bina ve arazi için vergi değeri, diğer mallar için Vergi Usul Kanunu’nun 267. maddesinin 3. sırasına göre tespit edilen emsal değeridir);
7- Kiraya verenin yaptığı onarım giderleri (Emlakın iktisadi değerini artıracak surette tevsii, tadili veya bunlara ilaveler yapılması için ihtiyar olunan giderler onarım gideri sayılmaz);
8- Kiraya verilen mal ve haklara ait bakım ve idame giderleri;
9- Kiraladıkları mal ve hakları kiraya verenlerin ödedikleri kiralar ve diğer gerçek giderler;
10- Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli (Kira indirimi gayri safi hasılattan GVK’nın 74. maddesinin 1 ila 9 ve 11 numaralı bentlerinden yazılı giderler düşüldükten sonra, kalan miktar üzerinden yapılır; kiranın indirilemeyen kısmı 88. maddenin 3. fıkrasının uygulanmasında gider fazlalığı sayılmaz);
11- Kiraya verilen mal ve haklarla ilgili olarak mukavelenameye kanuna veya ilama istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar.
Gayrimenkul sermaye mahiyetindeki mal ve hakların kısmen kiraya verilmesi halinde, yukarıda yazılı giderlerden yalnız bu kısma isabet edenler hasılattan indirilebilir. Bu madde hükmünün uygulanmasında para cezaları, vergi cezaları, gecikme zam ve faizleri hasılattan gider olarak indirilemez. Ayrıca yukarıda yazılı giderlerin safi iradın tespitinde dikkate alınabilmesi için belgeli olması şarttır.
B- GÖTÜRÜ GİDER YÖNTEMİ
Gayrimenkul sermaye iratlarında safi iradın tespiti yöntemlerinden biri de Götürü Gider Yöntemidir. Bu yöntem, Gelir Vergisi Kanunu’nun 74. maddesinde yer alan Mükellefler (hakları kiraya verenler hariç) diledikleri takdirde yukarıda yazılı giderlere karşılık olmak üzere hasılatlarından %25’ini götürü olarak indirebilirler. Götürü gider usulünü kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler.” dayanmaktadır. Bu yöntemde gider tutarı, hasılatın (gayri safi hasılattan indirim şartları olmak koşuluyla istisna tutarı indirildikten sonra kalan tutarın) %25’i olarak hesaplanmaktadır. Götürü gider yöntemine ilişkin yukarıda yer verilen Kanun hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere; hakları kiraya verenler götürü gider yönteminden yararlanamamaktadırlar. Bu nedenle hakları kiraya vermek suretiyle gayrimenkul sermaye iradı elde edenler, safi iradın tespitinde gerçek gider yöntemini seçmek zorundadırlar.
IX- KİRA GELİRİ ELDE EDİLDİĞİ HALDE BEYANNAME VERİLMEZ VEYA EKSİK BEYAN EDİLİRSE NE OLUR
Konutlardan elde edilen kira gelirleri beyan edilmez veya eksik beyan edilirse, 3.200 TL’lik istisnadan yararlanılamaz.
Beyan edilmesi gereken kira gelirinin bildirilmemesi halinde, mükellef adına iki kat I. derece usulsüzlük cezası kesilir ve gelir takdir komisyonunca takdir edilir.
Takdir edilen gelir üzerinden, gelir vergisi ile vergi cezası hesaplanır. Ayrıca gecikilen her ay için gecikme faizi talep edilir.
Bu şekilde tahakkuk eden vergi, ceza ve gecikme faizinin tahakkuk tarihinden itibaren bir ay içinde ödenmesi zorunludur. Ödenmediği takdirde, vergi dairesince ayrıca her ay için (Ay kesirlerine isabet eden gecikme zammı günlük olarak hesap edilir.) ayrı ayrı gecikme zammı hesaplanmak suretiyle cebren tahsil yoluna gidilir.
Geçmiş takvim yıllarına ait kira gelirlerini ilgili beyan döneminde hiç beyan etmeyen veya eksik beyan eden kira geliri sahibinin bu gelirlerini, Vergi Usul Kanunu’nda yer alan Pişmanlık ve Islah hükümlerinden yararlanarak beyan etmeleri mümkündür. Kira gelirlerini pişmanlık yoluyla beyan eden mükellefler istisnadan yararlanacak ve Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre vergi cezaları kesilmeyecektir. Bu mükellefler hakkında sadece pişmanlık zammı uygulanacaktır.
X- GAYRİMENKUL SERMAYE İRADINDA ZARAR DOĞMASI HALİ
Gayrimenkul sermaye iradına konu olan sermayenin kendisinde meydana gelen eksilmeler zarar sayılmaz ve iradın gayrisafi miktarının tespitinde gider olarak kabul edilmezler. Gayrimenkul sermaye iradının gider indirim hesabında gider fazlalığı dolayısıyla doğan zararlar, gelecek yıllarda elde edilen kira gelirinden gider olarak düşülebilir. Ancak, sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konut veya lojmanların kira bedelini indirim konusu yapması durumunda, zarar doğması halinde, bu zararın gelecek yıllarda elde edilen gayrimenkul sermaye iradından indirim konusu yapılması söz konusu değildir.
XI- SONUÇ
Gelir Vergisi Kanunu’nda düzenlenen gelir unsurlarından biri de gayrimenkul sermaye iradıdır. Bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olan nakden veya aynen tahsil edilen kira gelirleri gayri safi kira hasılatı olacaktır. Bu gelirlerin elde edilmesi için yapılan giderler düşüldükten sonra kalan safi gelir de, vergi konusu olan kira geliri olacaktır. Beyan edilecek safi gelirin tespitinde; mükellefler bu gelirlerin elde edilmesi için yapılan gerçek giderleri dikkate alabilecekleri gibi, tahsil edilen kira gelirlerinin % 25’ini doğrudan götürü gider olarak, gayri safi gelirden indirim konusu yapabilirler. Söz konusu % 25 götürü gider olanağı, stopaja tabi tutulmuş veya stopaja tabi tutulmamış konut kira gelirlerinin vergilendirilmesinde uygulanabilir. Gerçek gider uygulaması esasında ise istisnaya tekabül eden giderler düşülemez. Eğer gelecek yılların kira gelirleri peşin tahsil edilmişse, bunlar beyan edilmeyecek ve ilgili yılların hasılatı sayılacaktır.
Genelde vergi kanunlarımızda, özelde ise Gelir Vergisi Kanunu’nda sosyal ve ekonomik mülahazalar gözetilerek konulmuş muhtelif istisna hükümleri yer almaktadır. Bu istisna hükümlerinden belki de en fazla sayıda mükellefi ilgilendireni ise binaların mesken olarak kiraya verilmesinden elden edilen gelirlerin bir kısmına yönelik olan istisna düzenlemesidir. Buna göre mesken veya işyeri kira geliri elde eden mükellefler; yıllık gelir vergisi beyannamesini dolduracaklar, mesken kira gelirlerinin (2013 yılı için) 3.200 TL’lik kısmı vergiden istisna tutulacak, kira geliri elde edenler bu gelirlerini beyan etmedikleri veya eksik beyan ettikleri takdirde 3.200 TL’lik istisnadan yararlanamayacaklardır. Ayrıca kira gelirinin yanında ticari, zirai veya mesleki kazancını beyan etmek zorunda olanların 3.200 TL’lik istisnadan yararlanmaları mümkün bulunmamaktadır.
Konut kira geliri elden gerçek kişiler açısından Gelir Vergisi Kanunu’nun 21. maddesinde yer alan istisnadan yararlanma koşullarında 6322 sayılı Kanun ile önemli kısıtlamalar getirilmiştir. 6322 sayılı Kanunla getirilen yeni düzenlemeyle; ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ile diğer kazanç ve irat elde edenlerin söz konusu gelirlerinin gayri safi tutarları toplamı 103. maddede yazılı tarifenin üçüncü diliminde ücret gelirleri için yer alan tutarı aşanların, ticari, -zirai ve mesleki kazancı nedeniyle beyanname verenler gibi-, söz konusu istisnadan yararlanmaları imkanı ortadan kaldırılmıştır.

_________________________________
* Vergi Müfettişi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder