12 Ağustos 2015 Çarşamba

6111 Sayılı Kanun Kapsamında Yapılandırılan Devlete Ait Bazı Alacaklara Yeni Ödeme Kolaylığı Getirilmiştir-II

Yazar: Nadir ÖZTÜRK*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251


I- GİRİŞ
12.07.2013 tarih ve 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun[1] Geçici 2. maddesi ile 6111 sayılı Kanunla yapılandırılan Devlete ait iki grup alacakla ilgili olarak yeni düzenleme getirilmiştir.
Maddenin birinci fıkrası ile il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların 6111 sayılı kanun kapsamında yapılandırılan borçlarının 2013 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları taksit ödemeleri son taksit ödemesine kaydırılmıştır.
Maddenin ikinci fıkrası ile de 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ihlalleri nedeniyle 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen idari para cezalarına yeniden ödeme kolaylığı getirilmiştir.
İki bölüm olarak tasarlanan bu çalışmanın ilk bölümünde bu düzenlemeler tanıtılmıştır. Bu bölümde ise bu düzenlemeler ile Devlete ait alacakların yeniden yapılandırılması ve bu tür borçların ödenmesinde mahalli idarelerin durumu ve tutumuna ilişkin değerlendirmelere yer verilecektir.
II- DEĞERLENDİRMELER
A- MAHALLİ İDARELER VE BUNLARA BAĞLI KURULUŞLARIN YAPILANDIRILAN BORÇLARININ 2013 YILI HAZİRAN, TEMMUZ, AĞUSTOS VE EYLÜL AYLARI TAKSİT ÖDENMELERİNİN SON TAKSİT ÖDEMESİNE KAYDIRILMASI
6495 sayılı Kanun 02.08.2013 tarihinde yayımlanmıştır. Buna göre, bu idarelerin, Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle ödeme süresi geçen 2013/Haziran ve Temmuz taksitleri yanı sıra o tarihte henüz ödeme süresi geçmeyen 2013/Ağustos ve Eylül taksitleri de ötelenmiş, son taksit ödemesine kaydırılmıştır.
Bu durum bu idarelerin borç taksitlerini ödemede zorlandıklarını, finansman sıkıntısı yaşadıklarını göstermektedir.
B- KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU VE KARAYOLU TAŞIMA KANUNU İHLALLERİ NEDENİYLE 31.12.2010 TARİHİNDEN ÖNCE VERİLEN İDARİ PARA CEZALARINA YENİDEN ÖDEME KOLAYLIĞI GETİRİLMESİ
1- Bu Cezalarda 6111 sayılı Kanun’un Kapsadığı Kısım
6111 sayılı Kanun uygulamasında, 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiş olup da Kanun’un yayımlandığı 25.02.2011 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) ilgilisine tebliğ edilmiş olan idari para cezaları kapsama alınmıştı. Bu durumda 31.12.2010 tarihinden önce verilmiş olup ilgilisine 2011 yılında (25.02.2011 tarihinden sonra) tebliğ edilen para cezaları kapsama girmemişti.
2- Yeni Düzenlemenin Kapsamı
6495 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi ile 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiş olup da Kanunun yayımlandığı 02.08.2013 tarihine kadar ilgilisine tebliğ edilen para cezaları kapsama alınmıştır. Buna göre 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen ancak tebliğ tarihi itibarıyla 6111 sayılı Kanun’un kapsamı dışında kalan söz konusu para cezalarına ödeme kolaylığı getirilmiştir. Bununla birlikte 6111 sayılı Kanun kapsamında olduğu halde Kanunda öngörülen yapılandırmadan yararlanamayan idari para cezaları da yeniden yapılandırılabilecektir.
3- Kabahatler Kanununa Eklenen Yeni Hüküm: Verildiği Tarihi İzleyen Yıl Sonuna Kadar Tebliğ Edilmeyen Para Cezalarının Düşeceği
6111 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun[2] “Soruşturma zamanaşımı” başlıklı 20. maddesine soruşturma zamanaşımı süresi ile ilgili olarak bir cümle ilave edilmiştir.
Yapılan bu ilave ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu dahil 8 kanunda belirtilen ve idari para cezasını gerektiren fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son günü bitimine kadar idari para cezası verilerek tebliğ edilmeyen idari yaptırım kararlarının verilemeyeceği ve verilmiş olanların düşeceği hükmü getirilmiştir.
Bu düzenleme ile belirtilen kanunlar uyarınca verilen idari yaptırım kararlarının en geç fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının sonuna kadar tebliğ edilmesi, aksi takdirde uygulanamayacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm uyarınca, Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca 31.12.2010 tarihine kadar verilmiş olmakla birlikte 2011 yılı sonuna kadar tebliğ edilmeyen yaptırım kararları uygulanamayacaktır.
Yeni yapılandırma hükmünü bu ilave hüküm ile birlikte değerlendirirsek, Karayolları Trafik Kanunu Ve Karayolu Taşıma Kanunu ihlalleri nedeniyle 2010 yılı sonuna kadar verilen ve her biri verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar ilgilisine tebliğ edilmiş olup da halen ödenmeyen kesinleşmiş veya dava safhasında bulunan idari para cezalarına yeniden ödeme kolaylığı getirilmiştir. Cezanın verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar ilgilisine tebliğ edilmeyen para cezaları ise aranılamayacaktır.
Bu durumda bulunanların bu hükümden yararlanmak için Ekim 2013 ayı sonuna kadar ilgili vergi dairesine başvuruda bulunması gerekmektedir. Para cezalarının ödenecek tutarı ise 6111 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanan tutar 1,05 kat sayısı ile çarpılmak suretiyle bulunacaktır. Bu tutarın tamamının Kasım 2013, Ocak 2014 ve Mart 2014 aylarında üç eşit taksitte ödenmesi şarttır.
C- YENİDEN YAPILANDIRMA UYGULAMALARI
6495 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi ile getirilen bu düzenleme ile daha önce yapılandırılan bazı alacakların yeniden yapılandırılması söz konusudur. Bu uygulama, kapsamlı yapılandırmaların söz konusu olduğu ve ekonomik şartların büyük borçlu kitleler için birden iyileşmediği durumlarda zaman zaman başvurulan bir yoldur. Bu defa da mahalli idarelerin yapılandırılan borçlarının belli taksit ödemeleri ile trafik ve karayolları taşıma ihlalleri ile ilgili idari para cezaları için yeniden yapılandırma yapılmıştır.
1- Mahalli İdarelerin Taksit Ödemelerinin Kaydırılması
6111 sayılı Kanunla kamuya olan borçları yapılandırılan sayıları yaklaşık 7 milyonu bulan[3] mükellef kitlesi içerisinden mahalli idarelere tanınan yeniden yapılandırma imkanı, bu idarelerin borç taksitlerini ödemede zorlandıklarını, finansman sıkıntısı yaşadıklarını göstermektedir. Bu imkan benzer durumda olabilecek diğer borçlulara tanınmamıştır. Her iki tarafın da kamu kesimi oluşu durumu mazur gösterse de sıkıntı yaşayan diğer mükellef gruplarında bu yönde bir beklenti oluşması da kaçınılmazdır.
Öte yandan, mahalli idarelerin borç ödemede yaşadıkları sıkıntıların nedenleri, kategorik olarak bu idarelerin üstlendikleri görev ve sorumluluklara karşın gelir kaynaklarının yetersizliği, harcamalarındaki aşırı ve gereksiz artışlar veya bu nedenlerin bileşimi olabilir. Aşağıda bu konu ile ilgili bazı veriler ve bir analize ayrıca yer verilecektir.
2- İdari Para Cezalarının Durumu
İdari para cezalarının ödeme-tahsil süreci cezaların kesilmesinden sonra borçlusuna tebliği ile başlamaktadır. Cezayı kesen birimler karayolları ve trafik güvenliğinden sorumlu birimler olup tahsilat birimleri ise vergi daireleridir. Kesilen ve ilgilisine tebliğ edilen cezaların vergi dairelerine ödenmesi gerekir.  Kesilen ceza makbuzlarının ilgilisine tebliği makbuzu düzenleyen birimlerin sorumluluğundadır. Ancak, cezayı kesen birimlerce anında veya yapılan tebligata rağmen tebliğ edilemeyen ve özellikle bir başka ilde kayıtlı araçlar için ceza makbuzları, ilgili vergi dairelerine ulaştırılarak bu idareler tarafından ilgilisine tebliğ edilmektedir. Bu durumda kesilen cezanın tebliğ süreci, adres kayıt sistemine de bağlı olarak bazen bir yılı aşan uzun süreler alabilmektedir.
6495 sayılı Kanunla bu konuda yapılan düzenleme, bu tebliğ sürecinin uzamasının 6111 sayılı Kanun uygulamasında yarattığı hak ihlallerini ortadan kaldırmaya yönelik olarak yapılmıştır.
6111 sayılı Kanunla, 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiş olup da Kanunun yayımlandığı 25.02.2011 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) ilgilisine tebliğ edilmiş olan cezalar kapsama alınmıştı. Bu durumda 2010 yılı içinde kesilmiş olup da -nispeten yakın olan- 25.02.2011 tarihi itibarıyla ilgilisine tebliğ edilememiş olan cezalar kapsama alınmamıştı.
Yeni düzenleme ile yine 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiş olan cezalar kapsama alınmış olmakla birlikte, Kanunun yayımlandığı 02.08.2013 tarihine kadar (bu tarih dahil) ilgilisine tebliğ edilen cezalar kapsama alınmıştır. Bu şekilde önceki tarihlerde kesildiği halde 6111 sayılı Kanun’un yayımlandığı tarihte henüz tebliğ edilmemiş olduğu için kapsama alınmayan idari para cezaları bu düzenleme ile kapsama dahil edilmiştir.
Öte yandan 6111 sayılı Kanunla Kabahatler Kanununa, verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar tebliğ edilmeyen bazı idari yaptırım kararlarının düşeceği yolunda bir hüküm eklenmiştir. Bu hüküm de dikkate alınırsa, Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca 31.12.2010 tarihine kadar verilmiş olup verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar tebliğ edilen idari para cezaları, 6111 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırılabilecektir. Verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar tebliğ edilmeyen para cezaları ise düşecek ve bu alacaklar için takip söz konusu olmayacaktır.
D- MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPILARININ ANALİZİ
Belediyeler, büyükşehir belediyeleri ve il özel idarelerine ilgili kanunlarıyla sorumlu oldukları bölgenin imarı, insan ve çevre sağlığı, bölgede yaşamın düzeni, güvenliği ve eğitimine kadar yaşamın her alanında görev ve sorumluluklar yüklenmiştir.
Bu idareler, üstlendikleri bu görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinde aynı zamanda kamuda önemli istihdam alanları olmaktadır. 2010 Yılı itibarıyla Türkiye’de kamuda istihdam edilen personel sayısı 2.486.093 iken bunun 288.087’si mahalli idareler personelidir. Mahalli idarelerin kamu istihdamı içindeki payı % 11,59’a karşılık gelmektedir.[4]
1- Mahalli İdarelerin Gelir Kaynakları
Kendilerine yüklenen bu görevlere karşın ilgili kanunlarıyla bu idarelerin gelir ve finansman kaynakları da belirlenmiştir. Belediyelerin gelirleri, vergi gelirleri, faizler, paylar ve cezalar, teşebbüs ve mülkiyet gelirleri, alınan bağış ve yardımlar ile özel gelirler, sermaye gelirleri ve alacaklardan tahsilatlar olarak gruplandırılmıştır. Bu kaynaklar içerisinde belediyeler ve büyükşehir belediyelerinin en önemli gelirlerini genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılan paylar oluşturmaktadır.
a- Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilatından Mahalli İdarelere Verilen Paylar
1985 yılından itibaren genel bütçe vergi gelirleri (tahsilat) seyri ile bu gelirlerden belediyeler, il özel idareleri ve büyük şehir belediyelerine verilen pay oranları aşağıdaki gibidir:[5]
Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilat Toplamı (TL)[6]
Belediyelere Verilen Pay (%)
İl Özel İdarelerine Verilen Pay (%)
Büyük Şehir Belediyelerine Verilen Pay (%)
Verilen Toplam Pay  (%)
1985
            3.829.117   (TL)
8,15
1,15
5
14,30
2000
   26.503.698.413  (TL)
9,25
1,70
5
15,95
2010
   235.714.637.000 (TL)
5,35
1,15
5
11,50
2012[7]
   317.218.619.000 (TL)
5,35[8]
1,15
5[9]
  11,50
Mahalli idarelerin bu dönem içinde, 2010 yılı itibarıyla gelirleri 53.582.118.000 TL olup bu gelirlerin dağılımı aşağıdaki gibidir[10]:
 Vergi Gelirleri
5.904.388.000 TL
 Faizler, Paylar Ve Cezalar
24.172.266.000 TL
Teşebbüs Ve Mülkiyet Gelirleri
11.922.406.000 TL
Alınan Bağış Ve Yardımlar İle Özel Gelirler
8.876.235.000 TL
Sermaye Gelirleri
2.690.268.000 TL
Alacaklardan Tahsilâtlar
16.555.000 TL
TOPLAM
53.582.118.000 TL
Görüldüğü üzere mahalli idarelerin gelirleri arasında en önemli kalemi genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından aktarılan pay oluşturmaktadır. 2010 yılı itibarıyla genel bütçe vergi gelirlerinden alınan payların bu idarelerin toplam gelirlerine oranı belediyelerde % 50,63, il özel idarelerinde % 24,01’dir.
Bununla birlikte, bu payın oranı 1985-2008 döneminde %14,30 dan %11,50’ye inmiştir. Bu oranın düşürülme gerekçesi, merkezi bütçe sorunları ile ilgili olduğu kadar, son yıllarda vergi gelirleri tahsilatındaki yüksek artışlarla ilişkilendirilebilir. Fakat yaklaşık 1/3 lük bu düşüş, 2012 yılında bu idareler için (317.218.619.000 x %2,80=) yaklaşık 9 milyar TL’ye varan bir gelir kaybı anlamına gelmektedir.
Genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından mahalli idarelere aktarılan payın düşürülmesinin bu idarelerin yaşadıkları finansman sıkıntısının önemli bir nedeni olduğu açıktır. Bunun yanı sıra bu idarelerin harcamalarının etkinliğinin önemi ve bu açıdan ciddi performans denetimi ihtiyacı da yadsınamaz. 
2- Mahalli İdarelerin Borç Sorunu
Belirtilen gelir kaynaklarına sahip mahalli idareler üstlendikleri hizmetleri yerine getirmede finansman sıkıntıları ile karşılaşmakta; bu finansman sıkıntıları hizmetlerde aksamadan, alınan hizmet bedelleri (hakedişlerin) süresinde ödenmemesi, ödemelerin zaman yayılması veya bu idarelerin önemli miktarlarda borçlanmaları sorununu ortaya çıkarmaktadır. Bazı hizmetler iç veya uluslararası borçlanmalarla yerine getirilmeye çalışılmaktadır. Uluslararası borçlanmalarda da bir başka sorun yaşanmakta, verilen “Devlet garantisi” ile borç geri ödemeleri çoğu kez Merkezi İdarenin üzerine kalmakta; ilgili idare borçlandırılsa da gelir kaynaklarında o ölçüde artışlar olmadığından, merkezi idareye geri ödemeler, sık sık yapılan borç yapılandırılmaları ile zamana yayılarak sağlanmaya çalışılmaktadır.
a- Mahalli İdarelerin 2009 Yılı İç ve Dış Borçları[11]
İç Borç (TL)
Dış Borç (TL)
Toplam (TL)
Belediyeler
31.282.900.000
3.709.800.000
34.992.700.000
Belediye Bağlı İdareleri
11.710.600.000
2.164.100.000
13.874.700.000
İl Özel İdareleri
863.600.000
863.600.000
TOPLAM (TL)
43.857.100.000
5.873.900.000
49.731.000.000
b- Belediyeler ve Büyükşehir Belediyelerinin Hazine Garantili Borçlarından Geri Ödemeler[12]
2012 Yılında belediyeler ve büyükşehir belediyelerinin hazine garantili borçları için Hazine tarafından 74 milyon TL, bu kuruluşlar tarafında da 146 milyon TL geri ödeme yapılırken, 2013 yılı Mart ayı itibarıyla bu tutarlar sırasıyla 20 milyon TL ve 2 milyon TL olarak gerçekleşmiştir. Bu durum 2013 yılında bu tür borcu olan idarelerin ciddi bir ödeme sıkıntısı yaşamaya başladıklarının işaretidir. 
c- Bu İdarelerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarından Olan Alacaklarının Diğer Kurum Ve Kuruluşlara Olan Borçlarına Mahsubu
Bu idarelerin borç-alacak ilişkisinde sık uygulanan bir yöntem de kamu kurum ve kuruluşlarından olan alacaklarının diğer kurum ve kuruluşlara olan borçlarına takas ve mahsubudur.
5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunun sırasıyla Geçici 3 ve 5’inci maddeleri ile büyükşehir belediyeleri, belediyeler ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası belediyelere ait şirketlerin, 31.12.2004 tarihi (büyükşehir belediyelerinin 30.06.2004 tarihi) itibariyle gecikme zammı dahil toplam 15.661.465.887.53 TL borcu Uzlaşma Komisyonunca varılan uzlaşma sonunda 10.570316.809,89 TL olarak konsolide edilmiştir.
3- Mahalli İdarelerin Yeniden Yapılandırılması: Mali özerklik
Mahalli idarelerin mali yapılarının bu durumu, bu idarelerin hem gelir kaynakları hem de harcamalarının etkinlik boyutu ile değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyar.
Diğer taraftan, bu durum, aynı zamanda demokratikleşme paketlerinin de bir unsuru olarak, bu idarelerin yeniden yapılandırılması ve mali özerklik konularını da gündeme getirecektir. Büyükşehir belediyelerinin yetki alanlarının genişletilmesi bu yönde atılmış adımlardan biri olarak görülebilir. Ancak, konunun mali yönü üzerinde de durulmalıdır.
III- SONUÇ
Kapsamlı borç yapılandırmalarının ardından ekonomik şartları iyileşmeyen borçlular yapılandırılan borç taksitlerini ödemede sıkıntı yaşayabilmektedir. Bu nedenle zaman zaman yeniden yapılandırmalar gündeme gelebilmektedir.
6495 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi ile daha önce 6111 sayılı Kanunla yapılandırılan Devlete ait iki grup alacakla ilgili olarak yeni düzenleme yapılmıştır. İlki, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların 2013 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları taksit ödenmelerinin son taksit ödemesine kaydırılmasıdır.
Diğeri ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ihlalleri nedeniyle 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen ve (6111 sayılı Kanunla Kabahatler Kanunu’nun “Soruşturma zamanaşımı” maddesine eklenen hüküm uyarınca) verildiği tarihi izleyen yıl içerisinde (2010 yılı içinde verilen cezalardan 2011 yılı sonuna kadar) ilgilisine tebliğ edilmiş olup, halen ödenmeyen, kesinleşmiş veya dava safhasında bulunan idari para cezalarının yapılandırılmasına yöneliktir.  Bu hükümden yararlanmak için Ekim 2013 ayı sonuna kadar ilgili vergi dairesine başvuruda bulunulması ve ödenecek tutarın Kasım 2013, Ocak 2014 ve Mart 2014 aylarında üç eşit taksitte ödenmesi gerekmektedir. (Verildiği tarihi izleyen yıl sonuna kadar ilgilisine tebliğ edilmeyen yaptırım kararları ile ilgili para cezaları ise aranılamayacaktır).
Borç yapılandırmaları genel ekonomik koşullarla ilgili olmakla birlikte borçlu açısından etkin olmayan bir mali yapı ve yönetimin de göstergesidir. Mahalli idareler için konsolidasyon, takas, terkin, yapılandırma, yeniden yapılandırma şeklinde sık sık başvurulan bu yöntemler yerine bu idarelerin mali yapılarının güçlendirilmesi üzerinde durulmalıdır.  Ayrıca, kamu niteliği de olsa bazı mükelleflere tanınan yeniden yapılandırma imkanının diğer mükelleflerde beklenti oluşturması kaçınılmazdır.


*    Vergi Başmüfettişi (E. Maliye Başmüfettişi)
[1]      02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2]      31.03.2005 tarih ve 25772 (M.) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3]      Haldun DARICI, “6111 Sayılı Yasayla İlgili Değerlendirmeler-II”, Yaklaşım, Temmuz 2011, Sayı: 223,  s. 57.“İlgili idarelerin açıklamalarına göre; Gelir İdaresi Başkanlığına 5.112.334 başvuruda bulunulmuş;….. Sosyal Güvenlik Kurumuna ise 1.828.588 başvuru olmuş,… yapılandırılan alacak miktarı ise 66,9 milyar TL olmaktadır.” .
[4]      İçişleri Bakanlığı, www.migm.gov.tr istatistikleri                      
[5]      Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, www.gib.gov.tr vergi İstatistikleri
[6]      Gerçekleşen tahsilat rakamlarına mahalli idare ve fon payları ile red ve iadeler dahildir.
[7]      5779 sayılı Kanuna göre 2008 Ağustos ayından itibaren uygulanan oranlardır.
[8]       Bu payın 2,5’u büyükşehir ilçe belediyelerine, 2,85’i büyükşehir dışındaki belediyelere ayrılır. Büyükşehir ilçe belediye payı nüfusa göre dağıtılarak yüzde 30’luk büyükşehir belediye payı ve 2560 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi gereğince dağıtılacak yüzde 10’luk büyükşehir belediyesi bağlı su ve kanalizasyon idaresi payı ayrıldıktan sonra geri kalan kısmı büyükşehir ilçe belediyelerine nüfusa göre dağıtılır.
[9]      Büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi tahsilâtı toplamının yüzde 5’idir. Bu payın yüzde 70’i doğrudan ilgili büyükşehir belediyesine aktarılır, kalan yüzde 30’luk kısmı ise ortak bir havuzda toplanarak tüm büyükşehir belediyelerinin nüfuslarına göre dağıtılır
[10]    İçişleri Bakanlığı, www.migm.gov.tr istatistikleri
[11]    İçişleri Bakanlğı, www.migm.gov.tr istatistikleri.
[12]    Hazine Müsteşarlığı, www.hazine.gov.tr Yıllık Rapor İstatistikleri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder