Yazar: Nadir ÖZTÜRK*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I- GİRİŞ
12.07.2013 tarih ve 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun[1]
Geçici 2. maddesi ile 6111 sayılı Kanunla yapılandırılan Devlete ait
iki grup alacakla ilgili olarak yeni düzenleme getirilmiştir.
Maddenin birinci fıkrası ile il
özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu
tüzel kişiliğini haiz kuruluşların 6111 sayılı kanun kapsamında
yapılandırılan borçlarının 2013 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül
ayları taksit ödemeleri son taksit ödemesine kaydırılmıştır.
Maddenin ikinci fıkrası ile de 2918
sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu
ihlalleri nedeniyle 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilen
idari para cezalarına yeniden ödeme kolaylığı getirilmiştir.
İki
bölüm olarak tasarlanan bu çalışmanın ilk bölümünde bu düzenlemeler
tanıtılmıştır. Bu bölümde ise bu düzenlemeler ile Devlete ait
alacakların yeniden yapılandırılması ve bu tür borçların ödenmesinde
mahalli idarelerin durumu ve tutumuna ilişkin değerlendirmelere yer
verilecektir.
II- DEĞERLENDİRMELER
A-
MAHALLİ İDARELER VE BUNLARA BAĞLI KURULUŞLARIN YAPILANDIRILAN
BORÇLARININ 2013 YILI HAZİRAN, TEMMUZ, AĞUSTOS VE EYLÜL AYLARI TAKSİT
ÖDENMELERİNİN SON TAKSİT ÖDEMESİNE KAYDIRILMASI
6495
sayılı Kanun 02.08.2013 tarihinde yayımlanmıştır. Buna göre, bu
idarelerin, Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle ödeme süresi geçen
2013/Haziran ve Temmuz taksitleri yanı sıra o tarihte henüz ödeme süresi
geçmeyen 2013/Ağustos ve Eylül taksitleri de ötelenmiş, son taksit
ödemesine kaydırılmıştır.
Bu durum bu idarelerin borç taksitlerini ödemede zorlandıklarını, finansman sıkıntısı yaşadıklarını göstermektedir.
B-
KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU VE KARAYOLU TAŞIMA KANUNU İHLALLERİ NEDENİYLE
31.12.2010 TARİHİNDEN ÖNCE VERİLEN İDARİ PARA CEZALARINA YENİDEN ÖDEME
KOLAYLIĞI GETİRİLMESİ
1- Bu Cezalarda 6111 sayılı Kanun’un Kapsadığı Kısım
6111 sayılı Kanun uygulamasında, 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiş olup da Kanun’un yayımlandığı 25.02.2011 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) ilgilisine tebliğ edilmiş olan idari para cezaları kapsama alınmıştı. Bu durumda 31.12.2010 tarihinden önce verilmiş olup ilgilisine 2011 yılında (25.02.2011 tarihinden sonra) tebliğ edilen para cezaları kapsama girmemişti.
2- Yeni Düzenlemenin Kapsamı
6495 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi ile 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiş olup da Kanunun yayımlandığı 02.08.2013 tarihine kadar ilgilisine tebliğ edilen
para cezaları kapsama alınmıştır. Buna göre 31.12.2010 tarihinden (bu
tarih dahil) önce verilen ancak tebliğ tarihi itibarıyla 6111 sayılı
Kanun’un kapsamı dışında kalan söz konusu para cezalarına ödeme
kolaylığı getirilmiştir. Bununla birlikte 6111 sayılı Kanun kapsamında
olduğu halde Kanunda öngörülen yapılandırmadan yararlanamayan idari para
cezaları da yeniden yapılandırılabilecektir.
3- Kabahatler Kanununa Eklenen Yeni Hüküm: Verildiği Tarihi İzleyen Yıl Sonuna Kadar Tebliğ Edilmeyen Para Cezalarının Düşeceği
6111 sayılı Kanun’un 22. maddesi ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun[2] “Soruşturma zamanaşımı” başlıklı 20. maddesine soruşturma zamanaşımı süresi ile ilgili olarak bir cümle ilave edilmiştir.
Yapılan
bu ilave ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı
Karayolu Taşıma Kanunu dahil 8 kanunda belirtilen ve idari para cezasını
gerektiren fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının son günü
bitimine kadar idari para cezası verilerek tebliğ edilmeyen idari
yaptırım kararlarının verilemeyeceği ve verilmiş olanların düşeceği
hükmü getirilmiştir.
Bu
düzenleme ile belirtilen kanunlar uyarınca verilen idari yaptırım
kararlarının en geç fiilin işlendiği tarihi takip eden takvim yılının
sonuna kadar tebliğ edilmesi, aksi takdirde uygulanamayacağı hükme
bağlanmıştır.
Bu
hüküm uyarınca, Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolu Taşıma Kanunu
uyarınca 31.12.2010 tarihine kadar verilmiş olmakla birlikte 2011 yılı
sonuna kadar tebliğ edilmeyen yaptırım kararları uygulanamayacaktır.
Yeni
yapılandırma hükmünü bu ilave hüküm ile birlikte değerlendirirsek,
Karayolları Trafik Kanunu Ve Karayolu Taşıma Kanunu ihlalleri nedeniyle
2010 yılı sonuna kadar verilen ve her biri verildiği tarihi izleyen
yılsonuna kadar ilgilisine tebliğ edilmiş olup da halen ödenmeyen
kesinleşmiş veya dava safhasında bulunan idari para cezalarına yeniden
ödeme kolaylığı getirilmiştir. Cezanın verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar ilgilisine tebliğ edilmeyen para cezaları ise aranılamayacaktır.
Bu
durumda bulunanların bu hükümden yararlanmak için Ekim 2013 ayı sonuna
kadar ilgili vergi dairesine başvuruda bulunması gerekmektedir. Para
cezalarının ödenecek tutarı ise 6111 sayılı Kanun
hükümlerine göre hesaplanan tutar 1,05 kat sayısı ile çarpılmak
suretiyle bulunacaktır. Bu tutarın tamamının Kasım 2013, Ocak 2014 ve
Mart 2014 aylarında üç eşit taksitte ödenmesi şarttır.
C- YENİDEN YAPILANDIRMA UYGULAMALARI
6495
sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi ile getirilen bu düzenleme ile daha
önce yapılandırılan bazı alacakların yeniden yapılandırılması söz
konusudur. Bu uygulama, kapsamlı yapılandırmaların söz konusu olduğu ve
ekonomik şartların büyük borçlu kitleler için birden iyileşmediği
durumlarda zaman zaman başvurulan bir yoldur. Bu defa da mahalli
idarelerin yapılandırılan borçlarının belli taksit ödemeleri ile trafik
ve karayolları taşıma ihlalleri ile ilgili idari para cezaları için
yeniden yapılandırma yapılmıştır.
1- Mahalli İdarelerin Taksit Ödemelerinin Kaydırılması
6111 sayılı Kanunla kamuya olan borçları yapılandırılan sayıları yaklaşık 7 milyonu bulan[3]
mükellef kitlesi içerisinden mahalli idarelere tanınan yeniden
yapılandırma imkanı, bu idarelerin borç taksitlerini ödemede
zorlandıklarını, finansman sıkıntısı yaşadıklarını göstermektedir. Bu
imkan benzer durumda olabilecek diğer borçlulara tanınmamıştır. Her iki
tarafın da kamu kesimi oluşu durumu mazur gösterse de sıkıntı yaşayan
diğer mükellef gruplarında bu yönde bir beklenti oluşması da
kaçınılmazdır.
Öte
yandan, mahalli idarelerin borç ödemede yaşadıkları sıkıntıların
nedenleri, kategorik olarak bu idarelerin üstlendikleri görev ve
sorumluluklara karşın gelir kaynaklarının yetersizliği, harcamalarındaki
aşırı ve gereksiz artışlar veya bu nedenlerin bileşimi olabilir.
Aşağıda bu konu ile ilgili bazı veriler ve bir analize ayrıca yer
verilecektir.
2- İdari Para Cezalarının Durumu
İdari
para cezalarının ödeme-tahsil süreci cezaların kesilmesinden sonra
borçlusuna tebliği ile başlamaktadır. Cezayı kesen birimler karayolları
ve trafik güvenliğinden sorumlu birimler olup tahsilat birimleri ise
vergi daireleridir. Kesilen ve ilgilisine tebliğ edilen cezaların vergi
dairelerine ödenmesi gerekir. Kesilen ceza makbuzlarının ilgilisine
tebliği makbuzu düzenleyen birimlerin sorumluluğundadır. Ancak, cezayı
kesen birimlerce anında veya yapılan tebligata rağmen tebliğ edilemeyen
ve özellikle bir başka ilde kayıtlı araçlar için ceza makbuzları, ilgili
vergi dairelerine ulaştırılarak bu idareler tarafından ilgilisine
tebliğ edilmektedir. Bu durumda kesilen cezanın tebliğ süreci, adres
kayıt sistemine de bağlı olarak bazen bir yılı aşan uzun süreler
alabilmektedir.
6495
sayılı Kanunla bu konuda yapılan düzenleme, bu tebliğ sürecinin
uzamasının 6111 sayılı Kanun uygulamasında yarattığı hak ihlallerini
ortadan kaldırmaya yönelik olarak yapılmıştır.
6111 sayılı Kanunla, 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiş olup da Kanunun yayımlandığı 25.02.2011 tarihi itibarıyla (bu tarih dahil) ilgilisine tebliğ edilmiş olan cezalar kapsama alınmıştı. Bu durumda 2010 yılı içinde kesilmiş olup da -nispeten yakın olan- 25.02.2011 tarihi itibarıyla ilgilisine tebliğ edilememiş olan cezalar kapsama alınmamıştı.
Yeni
düzenleme ile yine 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce verilmiş
olan cezalar kapsama alınmış olmakla birlikte, Kanunun yayımlandığı 02.08.2013
tarihine kadar (bu tarih dahil) ilgilisine tebliğ edilen cezalar
kapsama alınmıştır. Bu şekilde önceki tarihlerde kesildiği halde 6111
sayılı Kanun’un yayımlandığı tarihte henüz tebliğ edilmemiş olduğu için
kapsama alınmayan idari para cezaları bu düzenleme ile kapsama dahil
edilmiştir.
Öte yandan 6111 sayılı Kanunla Kabahatler Kanununa, verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar tebliğ edilmeyen bazı idari yaptırım kararlarının düşeceği yolunda bir hüküm eklenmiştir. Bu hüküm de dikkate alınırsa, Karayolları
Trafik Kanunu ve Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca 31.12.2010 tarihine
kadar verilmiş olup verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar tebliğ
edilen idari para cezaları, 6111 sayılı Kanun kapsamında yeniden
yapılandırılabilecektir. Verildiği tarihi izleyen yılsonuna kadar tebliğ
edilmeyen para cezaları ise düşecek ve bu alacaklar için takip söz
konusu olmayacaktır.
D- MAHALLİ İDARELERİN MALİ YAPILARININ ANALİZİ
Belediyeler,
büyükşehir belediyeleri ve il özel idarelerine ilgili kanunlarıyla
sorumlu oldukları bölgenin imarı, insan ve çevre sağlığı, bölgede
yaşamın düzeni, güvenliği ve eğitimine kadar yaşamın her alanında görev
ve sorumluluklar yüklenmiştir.
Bu
idareler, üstlendikleri bu görev ve sorumlulukların yerine
getirilmesinde aynı zamanda kamuda önemli istihdam alanları olmaktadır. 2010
Yılı itibarıyla Türkiye’de kamuda istihdam edilen personel sayısı
2.486.093 iken bunun 288.087’si mahalli idareler personelidir. Mahalli
idarelerin kamu istihdamı içindeki payı % 11,59’a karşılık gelmektedir.[4]
1- Mahalli İdarelerin Gelir Kaynakları
Kendilerine
yüklenen bu görevlere karşın ilgili kanunlarıyla bu idarelerin gelir ve
finansman kaynakları da belirlenmiştir. Belediyelerin gelirleri, vergi
gelirleri, faizler, paylar ve cezalar, teşebbüs ve mülkiyet gelirleri,
alınan bağış ve yardımlar ile özel gelirler, sermaye gelirleri ve
alacaklardan tahsilatlar olarak gruplandırılmıştır. Bu kaynaklar
içerisinde belediyeler ve büyükşehir belediyelerinin en önemli
gelirlerini genel bütçe vergi gelirleri tahsilatından ayrılan paylar oluşturmaktadır.
a- Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilatından Mahalli İdarelere Verilen Paylar
1985 yılından itibaren genel bütçe vergi gelirleri (tahsilat) seyri ile bu gelirlerden belediyeler, il özel idareleri ve büyük şehir belediyelerine verilen pay oranları aşağıdaki gibidir:[5]
|
Genel Bütçe Vergi Gelirleri Tahsilat Toplamı (TL)[6]
|
Belediyelere Verilen Pay (%)
|
İl Özel İdarelerine Verilen Pay (%)
|
Büyük Şehir Belediyelerine Verilen Pay (%)
|
Verilen Toplam Pay (%)
|
1985
|
3.829.117 (TL)
|
8,15
|
1,15
|
5
|
14,30
|
2000
|
26.503.698.413 (TL)
|
9,25
|
1,70
|
5
|
15,95
|
2010
|
235.714.637.000 (TL)
|
5,35
|
1,15
|
5
|
11,50
|
2012[7]
|
317.218.619.000 (TL)
|
5,35[8]
|
1,15
|
5[9]
|
11,50
|
Mahalli idarelerin bu dönem içinde, 2010 yılı itibarıyla gelirleri 53.582.118.000 TL olup bu gelirlerin dağılımı aşağıdaki gibidir[10]:
Vergi Gelirleri
|
5.904.388.000 TL
|
Faizler, Paylar Ve Cezalar
|
24.172.266.000 TL
|
Teşebbüs Ve Mülkiyet Gelirleri
|
11.922.406.000 TL
|
Alınan Bağış Ve Yardımlar İle Özel Gelirler
|
8.876.235.000 TL
|
Sermaye Gelirleri
|
2.690.268.000 TL
|
Alacaklardan Tahsilâtlar
|
16.555.000 TL
|
TOPLAM
|
53.582.118.000 TL
|
Görüldüğü
üzere mahalli idarelerin gelirleri arasında en önemli kalemi genel
bütçe vergi gelirleri tahsilatından aktarılan pay oluşturmaktadır. 2010
yılı itibarıyla genel bütçe vergi gelirlerinden alınan payların bu
idarelerin toplam gelirlerine oranı belediyelerde % 50,63, il özel
idarelerinde % 24,01’dir.
Bununla
birlikte, bu payın oranı 1985-2008 döneminde %14,30 dan %11,50’ye
inmiştir. Bu oranın düşürülme gerekçesi, merkezi bütçe sorunları ile
ilgili olduğu kadar, son yıllarda vergi gelirleri tahsilatındaki yüksek
artışlarla ilişkilendirilebilir. Fakat yaklaşık 1/3 lük bu düşüş, 2012
yılında bu idareler için (317.218.619.000 x %2,80=) yaklaşık 9 milyar TL’ye varan bir gelir kaybı anlamına gelmektedir.
Genel
bütçe vergi gelirleri tahsilatından mahalli idarelere aktarılan payın
düşürülmesinin bu idarelerin yaşadıkları finansman sıkıntısının önemli
bir nedeni olduğu açıktır. Bunun yanı sıra bu idarelerin harcamalarının
etkinliğinin önemi ve bu açıdan ciddi performans denetimi ihtiyacı da
yadsınamaz.
2- Mahalli İdarelerin Borç Sorunu
Belirtilen
gelir kaynaklarına sahip mahalli idareler üstlendikleri hizmetleri
yerine getirmede finansman sıkıntıları ile karşılaşmakta; bu finansman
sıkıntıları hizmetlerde aksamadan, alınan hizmet bedelleri
(hakedişlerin) süresinde ödenmemesi, ödemelerin zaman yayılması veya bu
idarelerin önemli miktarlarda borçlanmaları sorununu ortaya
çıkarmaktadır. Bazı hizmetler iç veya uluslararası borçlanmalarla yerine
getirilmeye çalışılmaktadır. Uluslararası borçlanmalarda da bir başka
sorun yaşanmakta, verilen “Devlet garantisi” ile borç geri ödemeleri
çoğu kez Merkezi İdarenin üzerine kalmakta; ilgili idare borçlandırılsa
da gelir kaynaklarında o ölçüde artışlar olmadığından, merkezi idareye
geri ödemeler, sık sık yapılan borç yapılandırılmaları ile zamana
yayılarak sağlanmaya çalışılmaktadır.
a- Mahalli İdarelerin 2009 Yılı İç ve Dış Borçları[11]
|
İç Borç (TL)
|
Dış Borç (TL)
|
Toplam (TL)
|
Belediyeler
|
31.282.900.000
|
3.709.800.000
|
34.992.700.000
|
Belediye Bağlı İdareleri
|
11.710.600.000
|
2.164.100.000
|
13.874.700.000
|
İl Özel İdareleri
|
863.600.000
|
|
863.600.000
|
TOPLAM (TL)
|
43.857.100.000
|
5.873.900.000
|
49.731.000.000
|
b- Belediyeler ve Büyükşehir Belediyelerinin Hazine Garantili Borçlarından Geri Ödemeler[12]
2012
Yılında belediyeler ve büyükşehir belediyelerinin hazine garantili
borçları için Hazine tarafından 74 milyon TL, bu kuruluşlar tarafında da
146 milyon TL geri ödeme yapılırken, 2013 yılı Mart ayı itibarıyla bu
tutarlar sırasıyla 20 milyon TL ve 2 milyon TL olarak gerçekleşmiştir.
Bu durum 2013 yılında bu tür borcu olan idarelerin ciddi bir ödeme
sıkıntısı yaşamaya başladıklarının işaretidir.
c- Bu İdarelerin Kamu Kurum ve Kuruluşlarından Olan Alacaklarının Diğer Kurum Ve Kuruluşlara Olan Borçlarına Mahsubu
Bu
idarelerin borç-alacak ilişkisinde sık uygulanan bir yöntem de kamu
kurum ve kuruluşlarından olan alacaklarının diğer kurum ve kuruluşlara
olan borçlarına takas ve mahsubudur.
5216
sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunun
sırasıyla Geçici 3 ve 5’inci maddeleri ile büyükşehir belediyeleri, belediyeler
ve bağlı kuruluşları ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası
belediyelere ait şirketlerin, 31.12.2004 tarihi (büyükşehir
belediyelerinin 30.06.2004 tarihi) itibariyle gecikme
zammı dahil toplam 15.661.465.887.53 TL borcu Uzlaşma Komisyonunca
varılan uzlaşma sonunda 10.570316.809,89 TL olarak konsolide edilmiştir.
3- Mahalli İdarelerin Yeniden Yapılandırılması: Mali özerklik
Mahalli idarelerin mali yapılarının bu
durumu, bu idarelerin hem gelir kaynakları hem de harcamalarının
etkinlik boyutu ile değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koyar.
Diğer
taraftan, bu durum, aynı zamanda demokratikleşme paketlerinin de bir
unsuru olarak, bu idarelerin yeniden yapılandırılması ve mali özerklik
konularını da gündeme getirecektir. Büyükşehir belediyelerinin yetki
alanlarının genişletilmesi bu yönde atılmış adımlardan biri olarak
görülebilir. Ancak, konunun mali yönü üzerinde de durulmalıdır.
III- SONUÇ
Kapsamlı
borç yapılandırmalarının ardından ekonomik şartları iyileşmeyen
borçlular yapılandırılan borç taksitlerini ödemede sıkıntı
yaşayabilmektedir. Bu nedenle zaman zaman yeniden yapılandırmalar
gündeme gelebilmektedir.
6495 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesi ile daha önce 6111 sayılı Kanunla yapılandırılan
Devlete ait iki grup alacakla ilgili olarak yeni düzenleme yapılmıştır.
İlki, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli
ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların 2013 yılı Haziran, Temmuz,
Ağustos ve Eylül ayları taksit ödenmelerinin son taksit ödemesine
kaydırılmasıdır.
Diğeri
ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 4925 sayılı Karayolu
Taşıma Kanunu ihlalleri nedeniyle 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil)
önce verilen ve (6111 sayılı Kanunla Kabahatler Kanunu’nun “Soruşturma zamanaşımı”
maddesine eklenen hüküm uyarınca) verildiği tarihi izleyen yıl
içerisinde (2010 yılı içinde verilen cezalardan 2011 yılı sonuna kadar)
ilgilisine tebliğ edilmiş olup, halen ödenmeyen, kesinleşmiş veya dava
safhasında bulunan idari para cezalarının yapılandırılmasına
yöneliktir. Bu hükümden yararlanmak için Ekim 2013 ayı sonuna kadar
ilgili vergi dairesine başvuruda bulunulması ve ödenecek tutarın Kasım
2013, Ocak 2014 ve Mart 2014 aylarında üç eşit taksitte ödenmesi
gerekmektedir. (Verildiği tarihi izleyen yıl sonuna kadar ilgilisine tebliğ edilmeyen yaptırım kararları ile ilgili para cezaları ise aranılamayacaktır).
Borç
yapılandırmaları genel ekonomik koşullarla ilgili olmakla birlikte
borçlu açısından etkin olmayan bir mali yapı ve yönetimin de
göstergesidir. Mahalli idareler için konsolidasyon, takas, terkin,
yapılandırma, yeniden yapılandırma şeklinde sık sık başvurulan bu
yöntemler yerine bu idarelerin mali yapılarının güçlendirilmesi üzerinde
durulmalıdır. Ayrıca, kamu niteliği de olsa bazı mükelleflere tanınan
yeniden yapılandırma imkanının diğer mükelleflerde beklenti oluşturması
kaçınılmazdır.
* Vergi Başmüfettişi (E. Maliye Başmüfettişi)
[1] 02.08.2013 tarih ve 28726 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[2] 31.03.2005 tarih ve 25772 (M.) sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
[3]
Haldun DARICI, “6111 Sayılı Yasayla İlgili Değerlendirmeler-II”,
Yaklaşım, Temmuz 2011, Sayı: 223, s. 57.“İlgili idarelerin
açıklamalarına göre; Gelir İdaresi Başkanlığına 5.112.334 başvuruda
bulunulmuş;….. Sosyal Güvenlik Kurumuna ise 1.828.588 başvuru olmuş,…
yapılandırılan alacak miktarı ise 66,9 milyar TL olmaktadır.” .
[4] İçişleri Bakanlığı, www.migm.gov.tr istatistikleri
[5] Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, www.gib.gov.tr vergi İstatistikleri
[6] Gerçekleşen tahsilat rakamlarına mahalli idare ve fon payları ile red ve iadeler dahildir.
[7] 5779 sayılı Kanuna göre 2008 Ağustos ayından itibaren uygulanan oranlardır.
[8]
Bu payın 2,5’u büyükşehir ilçe belediyelerine, 2,85’i büyükşehir
dışındaki belediyelere ayrılır. Büyükşehir ilçe belediye payı nüfusa
göre dağıtılarak yüzde 30’luk büyükşehir belediye payı ve 2560 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesi gereğince dağıtılacak yüzde 10’luk büyükşehir
belediyesi bağlı su ve kanalizasyon idaresi payı ayrıldıktan sonra geri
kalan kısmı büyükşehir ilçe belediyelerine nüfusa göre dağıtılır.
[9]
Büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi
tahsilâtı toplamının yüzde 5’idir. Bu payın yüzde 70’i doğrudan ilgili
büyükşehir belediyesine aktarılır, kalan yüzde 30’luk kısmı ise ortak
bir havuzda toplanarak tüm büyükşehir belediyelerinin nüfuslarına göre
dağıtılır
[10] İçişleri Bakanlığı, www.migm.gov.tr istatistikleri
[11] İçişleri Bakanlğı, www.migm.gov.tr istatistikleri.
[12] Hazine Müsteşarlığı, www.hazine.gov.tr Yıllık Rapor İstatistikleri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder