Yazar: İbrahim ERCAN*
E-Yaklaşım / Kasım 2013 / Sayı: 251
I-GİRİŞ
İşletmelerde
bir yıldan veya normal faaliyet döneminden daha uzun bir süre
faaliyetlerinin gerçekleşmesinde kullanılmak amacıyla edinilen maddi
veya maddi olmayan işletme varlıklarına duran varlık denir. Duran
varlıklar, zaman içinde, işletme faaliyetlerine bağlı olarak fiziksel ve
teknolojik olarak eskime nedeniyle değer kaybına uğrarlar. Ancak, duran
varlıkların ekonomik ömürleri bir yıldan fazladır. İşletmede bir yıldan
fazla süreyle kullanılan duran varlıklardaki değer kayıplarının bir
döneme yüklenmesi, dönemsellik ilkesi ile bağdaşmaz. Vergi hukukumuz bu
nitelikteki kıymetlerin bir defada giderleştirilmesine izin
vermemektedir. Bu nedenle, bu nitelikteki iktisadi kıymetler için 213
sayılı Vergi Usul Kanunu’nda (VUK) amortisman müessesesi getirilmiştir.
Amortisman
müessesesi, ilgili olduğu duran varlığın zamana ve kullanımına göre
ekonomik değerinde meydana gelen azalmayı gider ve maliyet olarak
dikkate almayı sağlar. Duran varlıklarda dönemler itibariyle meydana
gelen değer kayıplarının yine dönemler itibariyle hesaplanıp
değerlerinden indirilmesine amortisman işlemleri denir.
Mükellefler
amortismana tabi kıymetler için yüklendikleri katma değer vergilerini
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanunu’nun indirim müessesesinin
düzenlendiği 29’uncu maddesi kapsamında mahsup etmektedirler. Ancak,
amortismana tabi kıymetin zayi olması ve dolayısıyla fevkalade
amortismana tabi tutulması durumunda yüklenilen söz konusu KDV’nin KDV
Kanunu’nun 30/c maddesindeki düzenleme kapsamında düzeltilip
düzeltilmeyeceği konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Bu
yazımızda, fevkalade amortismana tabi kıymetlere ilişkin indirim konusu
yapılan KDV’nin düzeltilip düzeltilemeyeceği konusundaki görüşlere yer
verilerek değerlendirme yapılmaya çalışılacaktır.
II-AMORTİSMAN UYGULAMASINDA ÖZELLİK BİR DURUM FEVKALADE AMORTİSMAN UYGULAMASI
A- GENEL OLARAK
Bilindiği
üzere, işletmelerde amortismana tabi kıymetler, maddi ve maddi olmayan
kıymetlerden oluşmakta olup; maddi kıymetler; bina, makine ve teçhizat,
taşıt araçları, demirbaş eşya, maden ocakları ve galerileri, petrol
kuyuları, ulaştırma boruları ve benzeri sabit kıymetlerle, sinema
filmleri; gayri maddi kıymetler ise; patent, telif, ihtira, imtiyaz
hakları, kiracılık hakkı, peştamallık ve bu nitelikteki haklardan
oluşmaktadır.
Amortisman, 213 sayılı VUK’un 313. maddesinde; “İşletmede
bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten
düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269’uncu madde gereğince
gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin alet, edevat, mefruşat,
demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit
edilen değerinin, bu Kanun Hükümlerine göre yok edilmesi amortisman
mevzuunu teşkil eder.” şekilde tanımlanmıştır.
Amortisman
muhasebesinin konusu ise, SPK mevzuatında da belirtildiği üzere, duran
varlıklarda, kullanımdan, belli bir sürenin geçmesinden ve teknolojik
gelişmeler nedeniyle varlığın demode olmasından dolayı ortaya
çıkabilecek eskime, yıpranma ve tükenme şeklindeki değer kayıplarını
dikkate alarak, duran varlıkların faydalı ömürlerini tahmin etmek ve bu
süre içinde söz konusu varlıkların elde etme maliyetini gider olarak
muhasebeleştirmektir. İşletmelerde bir yıldan fazla kullanılan ve
sınırlı bir ömre sahip olan duran varlıklar için amortisman ayrılması
şarttır.
B- FEVKALADE AMORTİSMAN UYGULAMASI
İktisadi
kıymetler için amortisman miktarı yıllık olarak hesaplanmaktadır. Bir
yıl için hesaplanan amortisman yalnız ilgili yıl için kullanılabilir.
Bazı durumlarda bu ilkeden sapmalar gerekli hale gelmektedir. Bu
hallerden biri de fevkalade amortisman uygulamasıdır.
Normal
ve azalan bakiyeler usulüne göre amortisman oranının belirlenmesi
iktisadi kıymetin kullanılabilir ömrünün tespitini de gerekli
kılmaktadır. İktisadi ömrü önceden tespit edilen bir iktisadi kıymetin,
sonradan iktisadi ömründe esaslı değişiklik meydana gelmesi halinde
uygulanacak amortisman yöntemi, 213 sayılı VUK 317. maddesinde
fevkalade, teknik ve ekonomik amortisman usulü olarak düzenlenmiştir.
213
sayılı VUK’un 317. maddesine göre, amortismana tabi olup, yangın,
deprem, su basması gibi doğal afetler neticesinde değerini tamamen veya
kısmen kaybeden, yeni icatlar dolayısıyla teknik verim ve kıymetleri
düşerek tamamen veya kısmen kullanılmaz bir hale gelen, cebri çalışmaya
tabi tutuldukları için normalden fazla aşınma ve yıpranmaya maruz kalan
menkul ve gayri menkullerle haklara, mükelleflerin müracaatları üzerine
ve ilgili Bakanlıkların mütalaası alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca
her işletme için, işin mahiyetine göre ayrı ayrı belli edilen fevkalade,
teknik ve ekonomik amortisman nispetleri uygulanır. Bu doğrultuda,
amortisman konusu iktisadi kıymetlerin değerinde meydana gelen olağan
dışı kayıplar, belli nedenlere dayanmak şartıyla fevkalade ekonomik ve
teknik amortisman yoluyla zarar yazılır.
İktisadi
kıymetin fevkalade amortisman konusu olacak şekilde tamamen zayi olması
halinde, iktisadi kıymetin net değeri tamamen itfa olunur, sonraki
dönemlerde normal amortisman uygulaması söz konusu olmaz.
İktisadi
kıymetin kısmen zayi olması halinde, önceki dönemlerde ayrılmış
amortismanlar ile fevkalade amortismana rağmen itfa edilemeyen kısım
kalmış ise, kalan kısım sonraki dönemlerde normal usullere göre itfa
edilir.
III- FEVKALADE AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETE İLİŞKİN İNDİRİM KONUSU YAPILAN KDV
A- GENEL OLARAK
3065
sayılı KDV Kanunu’nun amortismana tabi iktisadi kıymetlerin alışı
sırasında veya imal ve inşa edilen kıymetler için yüklenilen KDV’lerin
indirimine ilişkin özellikli düzenlemeler içeren 31. maddesi, 01.01.1999
tarihinde 4369 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu
doğrultuda mükellefler, satın aldıkları veya imal ve inşa ettikleri
iktisadi kıymetler için yüklendikleri KDV’lerin mahsubunu 29’uncu madde
hükümlerine göre, gerçekleştireceklerdir. Dolaysıyla mükellefler,
amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanarak düzenlenen fatura
ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV’yi, vergiye tabi işlemleri
üzerinden hesaplanan KDV’den indirebilecektir.
Bununla
birlikte, 3065 sayılı KDV Kanunu’nun "İndirilemeyecek Katma Değer
Vergisi" başlıklı 30’uncu maddesinin c fıkrasında; "Deprem, sel felaketi
ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği
yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan
mallara ait katma değer vergisi" nin mükellefin vergiye tabi işlemleri
üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği hükme
bağlanmıştır. Bu doğrultuda, fevkalade amortismana tabi tutulan iktisadi
kıymetlere ilişkin yüklenilen KDV’yi değerlendirecek olursak;
B- FEVKALADE AMORTİSMANA TABİ İKTİSADİ KIYMETE İLİŞKİN İNDİRİM KONUSU YAPILAN KDV
3065
sayılı KDV Kanunu’nun 30/c maddesine göre, deprem, sel ve Maliye
Bakanlığı’nca mücbir sebep ilan edilen yangınlar nedeniyle zayi olanlar
hariç olmak üzere, zayi olan mallar için yüklenilen verginin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Buna göre, deprem ve sel felaketleri ile mücbir sebep ilan edilen yangınlar nedeniyle zayi olma hali hariç olmak üzere, zayi olan mallara ilişkin olarak yüklenilen KDV indirim konusu yapılamayacaktır.
Ancak,
zayi olan ve fevkalade amortismana tabi tutulan iktisadi kıymetlere
ilişkin KDV yüklenilen KDV’nin indirilip indirilemeyeceğine ilişkin
Vergi İdaresinin ve Yargının farklı görüşleri bulunmaktadır. Bu
görüşleri değinecek olursak;
1- Vergi İdaresinin Görüşü
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 28/09/2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-3:2010-14029-16-790 sayılı “Pert Olan Aracın Usul ve KDV Açısından Değerlendirilmesi” konusunda vermiş olduğu muktezada;
“İlgide
kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz aktifinde kayıtlı bulunan
kamyonun kaza sonrası pert olduğu (kullanılamaz duruma geldiği), kasko
şirketinden aracın piyasa değerine yakın bir bedelin tahsil edildiği,
kasko şirketinin aracı hurda haliyle üçüncü bir kişiye satarak noterden
devir işleminin yapıldığı belirtilmekte ve faturanın kasko şirketine mi
kesileceği yoksa noterden satış yapılan üçüncü kişi adına mı
düzenleneceği, kasko şirketinden alınan tutara fatura düzenlenmesi
gerekip gerekmediği ve kasko şirketine fatura düzenlenmesi halinde
faturada KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı sorulmaktadır.
………..
Söz
konusu aracın alışında ödenen ve ilgili dönemde indirim konusu yapılan
KDV tutarının, indirilemeyecek KDV haline dönüştüğü vergilendirme
dönemine (sigorta şirketi tarafından pert olduğunun belgelendirildiği,
bir başka deyişle aracın zayi olduğu döneme) ait 1 No.lu KDV
Beyannamesinin "İlave Edilecek KDV" satırına dahil edilmek suretiyle
indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir” denilmektedir.
Gelirler Genel Müdürlüğü’nün 12.10.1998 tarih ve 36565 sayılı muktezasında; “…
fabrikada çıkan yangın sonucu hasar gören ve tamamen kullanılmaz duruma
gelen amortismana tabi iktisadi kıymetlerin alışında yüklenilen ve
önceki dönemlerde indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin adı
geçen şirket tarafından indirilmesinin, Kanunun 30/c maddesine göre
mümkün bulunmadığı ve indirimi mümkün olmayan bu verginin kurumlar
vergisi açısından gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması
gerekmektedir.” şeklinde açıklamada bulunulmuştur.
Manisa Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 29.09.2008 tarih ve 53-345/2371 sayılı muktezasında “… mükellefin fabrikasında çıkan yangının mücbir sebep hali olarak sayılması mümkün bulunmadığından;
1.Tamamen
zayi olan ve ekonomik değeri bulunmayan emtia, mal, demirbaş, makine,
teçhizat, taşınmaz v.b. mevcutların iktisabı dolayısıyla yüklenilen
vergiler indirim konusu yapılamayacak, yangının vuku bulduğu dönemde
hesaplanan KDV olarak beyan edilmek suretiyle indirim hesaplarından
çıkarılacaktır.
2.Kısmen
zayi olan ve ekonomik değeri bulunan mevcutlar için Katma Değer Vergisi
Kanununun 30/c maddesi kapsamına göre işlem yapılmayacak, bunların
iktisabı dolayısıyla yüklenilen vergiler indirim hesaplarında muhafaza
edilebilecektir.” şeklinde açıklamada bulunulmuştur.
Yukarıda
yer verdiğimiz muktezalardan da anlaşılacağı üzere, Vergi İdaresinin
benimsediği görüş, zayi olan mallarda olduğu gibi, zayi olan diğer
iktisadi kıymetler için de yüklenilen vergilerin indirim konusu
yapılmasının mümkün olmadığı, yönündedir.
Buna
göre, zayi olan amortismana tabi iktisadi kıymetlere ilişkin olarak
yüklenilen KDV’nin indirimi mümkün değildir. Dolayısıyla, zayi olan
iktisadi kıymete ait KDV’nin indirilemeyecek KDV haline dönüştüğü
vergilendirme dönemine ilişkin KDV Beyanında “İlave Edilecek KDV”ye dahil edilerek indirim hesaplarından çıkarılması gerekmektedir.
Ancak,
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde belirtilen, deprem, sel ve
Maliye Bakanlığı’nca mücbir sebep ilan edilen yangınlar, yani doğal
afetler nedeniyle iktisadi kıymette bir zayi olma durumu gerçekleştiyse, zayi olan iktisadi kıymetler için yüklenilen ve indirim konusu yapılan KDV’ler için bir düzeltme yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
2- Yargının Görüşü
Zayi
olan amortismana tabi iktisadi kıymet nedeniyle daha önceden indirim
konusu yapılan KDV düzeltilip düzeltilmeyeceği hususunda Danıştay
tarafından verilen bir kararda şu açıklamalar yapılmıştır.
Danıştay 11. Dairesi’nin 19.02.1998 tarih ve 1998/622 Karar ve 1996/6855 Esas No.lu; “3065
sayılı Kanun’un zayi olan mallara ait yüklenilen KDV’lerinin
indirilemeyeceği hükmüne yer veren 30/c maddesinin amortismana tabi
iktisadi kıymetlerin zayi olması olayında uygulanacağı hak.” kararında;
“…
Vergi Mahkemesi … gün ve 1996/ 1104 sayılı kararı ile; 3065 sayılı
Kanunun olay tarihinde yürürlükte bulunan “Amortismana tabi iktisadi
kıymetlere ait indirim” başlıklı 31. maddesinin 1. fıkrasında,
amortismana tabi iktisadi kıymetlerin katma değer vergisinin, bunların
aktife girdiği veya kullanılmaya başlandığı vergilendirme döneminden
itibaren üç yıl içinde ve üç eşit miktarda indirim konusu yapılacağının
hüküm altına alındığı, aynı Kanunun “İndirilemeyen katma değer vergisi”
başlıklı 30. maddesinin (c) bendinde ise, zayi olan malların alış
vesikalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu
yapılamayacağının belirtildiği, olayda yükümlü şirketin indirim konusu
yaptığı katma değer vergisinin, zayi olan ticari emtiaya ait olmayıp
amortismana tabi iktisadi kıymetlere ait olduğunda tartışma bulunmadığı,
çünkü yanan araçların 213 sayılı Kanunun 313. maddesinde yer alan,
işletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya
kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle, aynı Kanunun 269.
maddesindeki, gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin
amortismanın konusunu teşkil edeceği hükmü uyarınca amortismanın
konusuna giren iktisadi kıymetler olduğunda tartışma bulunmadığı, bu
niteliğe sahip araçların ise 3065 sayılı Kanunun 30. maddesinin (c)
bendinde sözü edilen ticari mal kapsamında kabul edilemeyeceği,
dolayısıyla ticari mallar için ödenen katma değer vergisinin tümünün
aynı yıl içinde indirim konusu yapılması mümkün olmasına karşın ticari
mallar için amortisman ayrılmasının söz konusu olmadığı, bu durumda,
yükümlü şirketin yanan araçlarını şirketin ticari malıymış gibi kabul
edip şirket adına, 3065 sayılı Kanunun 30. maddesinin (c) bendi dayanak
gösterilmek suretiyle yapılan tarhiyatta isabet bulunmadığı gerekçesiyle
kaçakçılık cezalı katma değer vergisini terkin etmiştir.
Vergi
dairesi başkanlığı, inceleme raporuna dayanılarak ve zayi olan mallar
konusunda Danıştay Yedinci Dairesinin 1991/1334 sayılı kararına göre
yapılan tarhiyatta isabetsizlik olmadığını ileri sürerek kararın
bozulmasını istemektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar,
bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve
kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. Bu nedenle temyiz
isteminin reddine, … Vergi Mahkemesinin … gün ve 1996/1104 sayılı
kararının onanmasına karar verildi.” şeklinde açıklamada bulunulmuştur.
Yukarıda
yer verdiğimiz Danıştay kararında, amortismana tabi iktisadi
kıymetlerin ticari bir mal gibi kabul edilip KDV Kanunu’nun 30/c
maddesinin kapsamında değerlendirilmesini hukuka uygun bulunmamıştır. Bu
doğrultuda, söz konusu karara göre KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde
belirtilen zayi mallar kapsamına sadece alım satıma konu ticari mallar
girdiği, amortismana tabi iktisadi kıymetlerin bu kapsama girmediği
sonucuna ulaşılmaktadır.
3- Düzeltme Yapılmasına Gerek Olmadığı Yönündeki Diğer Görüşler
Ankara YMM Odası Mevzuatı İzleme ve Değerlendirme Komisyonu’nun
“muhtelif nedenlerle (trafik kazası vb.) kullanılamaz hale gelen sabit
kıymetlerde KDV indirimi yasağının uygulanıp uygulanmayacağı konusunda” vermiş olduğu bir kararında;
“…..
a)
KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde hasara uğrayan sabit kıymetlere ilişkin
olarak yüklenilen KDV’lerin indirilemeyeceği yönünde yasal bir belirleme
bulunmadığı,
b) Yasada geçen “zayi olma” ibaresinin çalınma ve benzeri nedenlerle tamamen ortadan kalkan, yok olan kıymetleri kastettiği,
c)
Kaza ve benzeri nedenlerle hasara uğrayan ve kullanılamaz hale gelen
sabit kıymetler için amortisman ayrılmaya devam edileceği; bu kıymetler
hasara uğramış olsa bile amortisman yoluyla gider veya maliyet
yazıldığı; gider ve maliyetlerin KDV’sinin de indirime tabi
tutulabileceği,
d)
KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde “zayi olan” ifadesinin yalnızca malları
kastettiği; amortismana tabi sabit kıymetleri bu kapsamda
değerlendirmenin mümkün olmadığı; Kanunun lafzının, sabit kıymetleri
kastetmemesinin de normal olduğu; zira sabit kıymetlerin bedelinin bu
kıymetler hasara uğrasalar dahi her halükarda amortisman yoluyla gidere
veya maliyete dönüştüğü;
e) Hasara uğrayan sabit kıymetlerin kullanım süreci içinde işletmede bir katma değer yarattığı,
gerekçeleri
ile muhtelif nedenlerle hasara uğrayan ve kullanılamaz hale gelen sabit
kıymetlere ilişkin yüklenilen katma değer vergilerinin indirime konu
edilebileceği ve katma değer vergisi düzeltilmesine gerek bulunmadığı
sonucuna varılmıştır.”
4- Kişisel Görüşümüz
KDV
Kanunu’nun 30/c maddesinde geçen zayi olan mallar ifadesinin, yalnızca
ticari malları ifade ettiği, söz konusu maddede amortismana tabi
kıymetlerin açıkça belirtilmediği, bu konuda açıklamaların yer aldığı
113 No.lu KDV Genel Tebliği’nde, 57 No.lu ve 60 No.lu Sirkülerde zayi
olan amortismana tabi kıymetlere ilişkin herhangi bir açıklamaya yer
verilmediği, dolayısıyla KDV Kanunu’nda ve ilgili tebliğ ve sirkülerde
zayi olan amortismana tabi kıymetlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin
indirilemeyeceği konusunda bir belirleme yapılmadığı, bu doğrultuda zayi
olan amortismana tabi kıymetlerin Kanun’un 30/c maddesi kapsamında zayi
olan mallar gibi değerlendirilerek, indirim konusu yapılan KDV’nin
tamamının düzeltilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Çünkü, söz konusu
iktisadi kıymet işletmede belir bir süre kullanılmış, yıpranma ve
aşınmaya maruz kalarak belli bir değer kaybına uğramıştır. Söz konusu
iktisadi kıymetin zayi olduğu dönemdeki değeri envantere dahil edildiği
tarihteki değer değildir. Bu değerin altında bir değerdir. Dolayısıyla,
zayi olan iktisadi kıymete ilişkin KDV ile zayi olan ticari mallara
ilişkin KDV’nin düzeltilmesi farklı olmalıdır.
Zayi
olan iktisadi kıymetlere ilişkin indirim konusu yapılan KDV’nin
düzeltilmesinin, iktisadi kıymetin amortisman uygulamasında kabul edilen
faydalı ömrünün, zayi olduğu tarihe kadar geçen süresinin, dikkate
alınarak yapılmasının daha uygun olacağı düşüncesindeyiz.
IV- SONUÇ
İktisadi
kıymetler faydalı ömürlerine göre amortismana tabi tutulmaktadır. Söz
konusu kıymetlerin inşası veya satın alınması sırasında yüklenilen
KDV’ler KDV Kanunu’nun genel esaslarına göre ilgili olduğu dönemde
mahsup edilmektedir. Zayi olan iktisadi kıymetlere ilişkin indirim
konusu yapılan KDV’lerin, KDV Kanunu’nun 30/c maddesindeki düzenleme
kapsamında değerlendirilerek, düzeltilip düzeltilmeyeceği konusunda
farklı görüşler bulunmaktadır.
Vergi
İdaresi zayi olan amortismana tabi iktisadi kıymetleri, Kanun’un 30/c
maddesinde belirtilen zayi olan mallar kapsamında değerlendirmekte ve
söz konusu kıymetlere ilişkin yüklenilen KDV’nin düzeltilerek, ilgili
dönem “ilave edilecek KDV”ye dahil edilmesi gerektiği
görüşündedir. Yargı, zayi olan amortismana tabi iktisadi kıymetlerin
ticari bir mal gibi kabul edilip KDV Kanunu’nun 30/c maddesi kapsamında
değerlendirilmesini hukuka uygun bulmamış ve dolayısıyla indirim konusu
yapılan KDV’nin düzeltilmemesi gerektiği yönünde karar vermiştir. Bize
göre, KDV Kanunu’nun 30/c maddesinde geçen zayi olan mallar ifadesi,
yalnızca ticari malları ifade etmekte, söz konusu maddede amortismana
tabi kıymetlerin açıkça belirtilmediğinden, bu konuda açıklamaların yer
aldığı ilgili Tebliğ ve Sirkülerde zayi olan amortismana tabi kıymetlere
ilişkin herhangi bir açıklamaya yer verilmediğinden, dolayısıyla bu
konuda bir belirleme yapılmadığından, zayi olan amortismana tabi
kıymetlere ilişkin olarak indirim konusu yapılan KDV’nin
düzeltilmesinin, iktisadi kıymetin amortisman uygulamasında kabul edilen
faydalı ömrünün, zayi olduğu tarihe kadar geçen süresinin, dikkate
alınarak yapılmasının daha uygun olacağı düşüncesindeyiz[1].
* Vergi Müfettişi
[1] İbrahim ERCAN, Mevcutlarda Amortisman Uygulaması, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi/Mayıs 2009; Sakıp ŞEKER, Zayi Olan veya Değeri Düşen Mallarda KDV’nin Düzeltilmesi, Yaklaşım Dergisi/Haziran 2011; Uğur UĞURLU, Zayi Olan İktisadi Kıymetlerde KDV İndirim Karmaşası, Lebib Yalkın Mevzuat Dergisi/Ekim 2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder